Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Taassub

tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
TAASSUB

Bağnazlık, doğru veya yanlışlığa bakmaksızın bir fikrin savunmasını yapmak, kendi dinini, mensup olduğu düşünceyi veya ekolü her türlü düşünce ve inançtan üstün görmek, Taassup da kör bir tarafgirlik ve doğruluğu hiç araştırılmadan karşıt düşünceyi inkâr vardır.

İnsanda herhangi bir konuda oluşan aşırı sevgi ve heyecan bilgi ile değil de cehaletle desteklenirse, o konuda taassup; ilimle desteklenirse, müsamaha (hoş görürlülük) meydana gelir. Taassup sahiplerine mutaassıp denir.

Her ne kadar halk arasında mutaassıp kelimesi dindar anlamında kullanılıyorsa da, bu çok yanlış bir kullanımdır. Taassupa en çok karşı çıkan din İslâm'dır. Hz. Peygamber (s.a.s) müşrikleri İslm'a davet ettiğinde onlar, yanlış-eksik yönleri olduğunu söyleyerek değil, körü körüne atalarının dinine sarıldıkları, hiç bir araştırma ve tartışmaya girmeden kendi dinlerini üstün gördükleri için İslâmiyet'i kabul etmiyorlardı. Hak dini kabul ettirmeyen, ona karşı koyduran bu kör inada Kur'an "Cahiliyye taassubu" (hamiyyetü'l-câhiliyye) (el-Fetih, 48/26) demektedir.

Bugün de İslâmiyet hakkında yeterli ve doğru bilgisi olmayan, aksine, onun hakkında yanlış bilgilere sahip olan ve kendi bildiklerini tartışmasız doğru ve üstün kabul ederek İslâm'a karşı olan mutaassıp aydınlar olabileceği gibi, dinî heyecanları çok, fakat din hakkındaki bilgileri eksik olan mutaassıp dindarlar da olabilir. Müslüman mutaassıp değil, hoşgörülü olmalıdır. Müsamahakâr insan, sabit fikirli değildir, medeni cesaretle fikirleri tartışabilir, doğru ile yanlışı ayırdetme gücüne sahiptir. Hakkında yeterli bilgisi olmayan şeylerde körü körüne iddia sahibi değildir. Ancak böyle davranıldığı zaman doğruyu anlatma imkanı olur. İslâm'ın yayılışında Hz. Peygamber (s.a.s) insanlara İslâm'ı hoşgörü ile anlatmış, irşadının vazgeçilmez unsuru, müsamahası olmuştur. "(Dini anlatırken) kolaylaştırınız (hoşgörülü olunuz), zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buharî, Edeb, 80) hadisindeki tavsiye de bunu göstermektedir.

Kur'anî nasslara ve sünnete uygun olan bağlılık taassup değildir. Zira iman, tasdik etmek; İslâm ise, hak ve doğru olana teslim olmak demektir. bu da dine bağlılık ve sadık olmak anlamını taşır ki, buna salabet-i diniyye* denir.

Bilgisizlikten kaynaklanan taassup ise inat ve muhakemesizlik üzere kuruludur. Taassup yalnız dinlerde değil, beşeri ideolojilerde de bağnazca bağlılıklar neticesinde görülmektedir. Müslüman dinine körü körüne değil bilinçli olarak bağlıdır.


Akif KÖTEN

(Şâmil İslâm Ansiklopedisi)


Not: Herseye katilmamakla beraber, kisa ve aciklayici bir yazi oldugu icin paylasmak istedim.

 
tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Taassub

Soru) İslamî topluluklarda dikkati çeken en önemli olaylardan birisi, inhi*sarcılık ve grup taassubu… Topluluk ve cemaat mensupları kendi hareketlerine tabi olmayı adeta imanın esaslarından biriymiş gibi katı bir tutum içerisine giri*yorlar. İslam benim dediğim gibi ve benim cemaatimin öngördüğü gibidir! diyor*lar… İslam’ı ben bilirim ve ben yaşarım! Benim dışımdakiler mümin değildir! Benim şeyhime ve liderime tabi olmayanlar kurtulamazlar ve cenneti hak ede*mezler! şeklinde telakkilere düşüyorlar… Müslümanlar arasında gerginliklere ve sürtüşmelere yol açan bu tutum ve davranışları nasıl değerlendiriyorsunuz?


Cevap) Hepimiz Allah Teala’ya karşı sorumluyuz. Sorumluluğumuz Kur’an-ı Kerim’e göre olacaktır. Allahü Teala “Bu Kur’an en doğru yola iletir” (İsra 17/9) buyurmaktadır.

Bu sebeple birbirimizi Kur’an-ı Kerim‘e göre denetlemeli ve O’na göre eleştirmeliyiz. Kur’an yerine kişileri, cemaatleri veya tarikatları esas alarak kendimize bir yol çizer, insanları ona göre eleştirirsek bu Kur’an’a aykırı olur. Çünkü Kur’an’da Hz. Peygamber dışında herhangi bir kişiye, cemaat veya tarikata tabi olma diye bir şey yoktur.


Müslümanların mensup olduğu hak mezhepler vardır. Bunlar Kur’an ve Sünneti, bulundukları şartlara, bilgi ve becerilerine göre yorumlamışlardır. Bunlardan biri diğerini tenkit ederken dayandığı delilleri ve karşı tarafın hatalarını ortaya koymuşlardır. Hatanın kendilerinde olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurdukları için de saldırgan olmamışlardır. Eğer eleştirdikleri konu bir ayet veya sahih hadisin açık hükmüne dayanmıyorsa karşı tarafın görüşünü benim*semediklerini gerekçeler göstererek ortaya koymuşlardır.


Öteden beri müslüman topluluğunda yer alan kimseler Kur’an-ı Kerim kar*şısında ikiye ayrılmıştır. Bunlardan birincisi kendini Kur’an’a uydurmak için gayret gösteren ve Kur’an’a aykırı olabilecek şeylerden vazgeçebilenlerdir. Bunlar hak yoldadır.


İkinci grup ise, Kur’an’ı kendine uydurmaya çalışır. Böyleleri Kur’an’a uymayan prensiplerini haklı göste*rebilmek için Kur’an-ı Kerim’in birçok anlama gelebilecek müteşabih ayetlerini kendi arzularına uygun olarak yorumlarlar. Sonuçta hak yolda olanlar da batıl yolda yürüyenler de kendilerini Kur’an’a göre haklı çıkarmaya çalışmışlardır.


Şartlanmamış bir zihinle eleştiri yapabilecek kişiler bir kısım yanlış yorumlarla insanların nasıl saptırıldığını tesbit edebilirler. Mesela bazı kimseler bir tarikat şeyhini, Allah ile kul arasında bir vasıta ve vesile olma makamına oturttuktan sonra Maide su*resinin 35. ayetinde geçen “O’na yaklaşmaya vesile arayın” ayetini, bunun delili olarak gösterirler. Halbuki kişiyi Allah’a yaklaştıran şeyin, imandan sonra salih amel olduğu Kur’an-ı Ke*rim’in tam 62 ayetinde yer almıştır.


“Bizim katımızda size yakınlık sağlayacak olan ne mallarınız, ne evladı*nızdır. Ama inanıp salih amel işleyenler böyle değildir. Onlar yaptıklarının kat kat karşılığını göreceklerdir. Onlar yüksek katlarda güven içinde olacaklardır.” (Sebe 34/37)


Bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu bildiren Al*lah Teâlâ ile bizim aramıza kim girebilir. “Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını bili*riz. Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)


Peygamberler Allah’tan aldıklarını insanlara açıklayan birer elçi olma dışında bir makam üstlenmemişlerdir. Onlar birer elçi, birer öğretmendir. Bunu aşarak bir insanın Allah ile kul arasında bir vesile ve vasıta olacağına inanmak insanı şirke sokar. Şirk zaten Allah ile kul arasına bir vasıta koy*manın ta kendisidir. Zümer suresinde buna dikkat çekilmektedir:


“İyi bil ki saf din Allah’ın dinidir. Onun berisinden bir takımlarını veli edi*nenler şöyle derler: «Biz onlara başka değil sadece bizi Alla*h’a tam yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.» İşte Allah, onların aralarında tartı*şıp durdukları şeyde hükmünü verecektir. Allah, yalancı ve gerçekleri örtüp du*ran kimseleri doğru yola sokmaz.” (Zümer 39/3)


Yanlış yorumlarla kendi cemaatlerini veya tarikatlarını öne çıkarmış olan insanlar rahatlıkla “Benim şeyhime veya liderime tabi olmayanlar cenneti hak edemezler” şeklinde bir başka yanlışlığa da düşebilirler.


Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR


Not: Bu sahsin / vakfin yazisini eklemem, görüslerini ve diger yazilarini kabul ettigim ve destekledigim anlamina gelmez.
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bayındır iyi demiş de genelde taasuptan söz ederken Tasavvuf ehli aktarılıyor,oysa Selefiyye ekol başta olmak üzere bir çok ekolde taassup çok üst düzeyde ,Selefiler ne bir kelami,ne bir felsefik ne de tasavvufçuların kitabını okumazlar ,kendi Bidat tanımlarına karşın diğer ekollerin bidat tanımını tanımadıkları gibi başka ekolleri bidat sahibi görür kesinlikle derslerine katılmazlar,ama Taalip kardeş çizgisini beğenmese bile bir hocaefendinin doğru bulduğu bir yazısını cesur yüreklilikle paylaştığı için yani muarızlarını hizipçilik yapmayıp okuduğu için teşekkür ediyorum....Dikkat çekilecek noktalar olmakla beraber güzel bir paylaşım.
 
tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bayındır iyi demiş de genelde taasuptan söz ederken Tasavvuf ehli aktarılıyor,oysa Selefiyye ekol başta olmak üzere bir çok ekolde taassup çok üst düzeyde ,Selefiler ne bir kelami,ne bir felsefik ne de tasavvufçuların kitabını okumazlar ,kendi Bidat tanımlarına karşın diğer ekollerin bidat tanımını tanımadıkları gibi başka ekolleri bidat sahibi görür kesinlikle derslerine katılmazlar,ama Taalip kardeş çizgisini beğenmese bile bir hocaefendinin doğru bulduğu bir yazısını cesur yüreklilikle paylaştığı için yani muarızlarını hizipçilik yapmayıp okuduğu için teşekkür ediyorum....Dikkat çekilecek noktalar olmakla beraber güzel bir paylaşım.

Cahiliyye taassubu hangi saftan gelirse gelsin, reddedilir, burda tarafgirlik ilim ile mi yoksa cehalet ile mi destekleniyor dikkat edilmelidir,...

Dikkat edin! Bu cok büyük bir önyargidir,...

Bid'at mevzuuna gelecek olursak, kastettigin tanimlama bid'at-i hasene kavramiysa, taninmamasi dogrudur, bu taassup degildir, bilakis tasavvuf ekolünün icaat ettigi bid'atlara aradigi bir kiliftir ve bu durumda mutaassib durumuna tasavvuf ekolündeki elemanlar düsüyor sanirim,...
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İslam'da Kur'an dışında taassub edilebilecek birşeyin olmadığını düşünüyorum. Bunun dışında belki bir de mütevatir derecesinde hadisler gösterilebilir ama her ne kadar hadisler de vahye dayanıyorsa da zayıf uydurma hadisler de vardır. Bu yüzden hadisleri ayetlerle bir tutmanın da taassub olduğunu düşünüyorum. Bazı konularda yapılan taassubu da yanlış buluyorum. Herşeyi araplaştırmak ve islamiyeti bedeviyet olarak algılamak. Hiçbir şekilde Araplığı küçük görmüyorum. Çünkü biliyorum ki İslam'da ırkçılık yoktur ve üstünlük de ancak takva iledir. Ama bazıları şöyle düşünüyor sanırım; kıçıma şalvar geçirdim üstümde cübbe çenemde de 1 m sakal ahanda müslüman oldum. sonra bakıyor etrafına şu kot giydi şu yakalı gömlek giydi sakalı da kirli hemen tekfir edeyim. Bu mu yani? Bu zihniyet kuzey kutbunda da mı arap kıyafetleri giyer? Peygamber Alaska'dan çıksaydı bu sefer de arabistan'da kabanla mı dolaşacaktı? Tamam sakal, sarık bazı kıyafetler sünnet olabilir ama peygamberin herşeyi hatta peygamberi geçelim peygamberin yaşadığı toplumun örf ve adetlerini din bellemek cehaletin, taassubun önde gidenidir. Aynı şekilde her yeni şeye, her farklı şeye bidat demek de aynıdır. Otomobil icad olmuşken gavur icadı, şeytan icadı deyip deveye binmeye devam etmek, sırf Batı'da olduğu için İslam'a uygun hatta faydalı birşey bile olsa arap toplumuna ait değil onlara benzemek onlar gibi olmak demek deyip cahil kalmaya devam etmek... İslam sadece arap toplumuna ve o bölgeye mi hitap eder? İslam olmak Arap olmak veya onlar gibi giyinip yaşamaktan mı geçer? Finlandiyalı bir Müslüman orada deveyle mi dolaşmalıdır? Kur'an'da yaya olarak ya da develerle hacca gelmemiz emrediliyor. Bu durumda Avustralya'da yaşayan bir Müslüman deveyle mi gelmeli yoksa suyun üstünde yürüyerek mi? Biraz modern ve çağdaş olalım. Peygamber modern ve çağdaş değil de bir bedevi miydi? Şu zaman göre ve şu zamanın modernizm ve çağdaşlık anlayışına göre çağdışı, geri kalmış bir bedevi olarak algılanabilir ama sanıyorum ki o da şu yaşadığımız zamanda yaşasaydı o da dünyevi hayatını çağa göre ayarlardı. Tabi modernlik ve çağdaşlıktan kastım da cahilliyyenin anladığı gibi kıçı başı açıp körü körüne batı özentiliği yapmak değildir. ama kafirlere benzemeyi savunmadığım gibi arapçılığı da red ediyorum. Körükörüne batıcılığı da doğuculuğu da red ediyorum. Kafir diye tamamen kafirin dünyevi faydalı şeylerine yüz çevirmediğim gibi müslüman diye de her müslümanın dünyevi şeylerine de körükörüne bağlanmıyorum. Bana göre ölçü, dinimizin cevaz verdiği şeyleri alıp yasakladığını terk etmektir. Yoksa dinimizin cevaz verdiği şeyleri bile sırf oryantalist ve mutaassıp bir zihniyetle red ederek belli bir yere ve zamana sıkışmak doğru değildir. Böyle şeyler ancak İslam'ı yerelleştirir ve insanları İslam'dan soğutur.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
İslam'da Kur'an dışında taassub edilebilecek birşeyin olmadığını düşünüyorum. Bunun dışında belki bir de mütevatir derecesinde hadisler gösterilebilir ama her ne kadar hadisler de vahye dayanıyorsa da zayıf uydurma hadisler de vardır. Bu yüzden hadisleri ayetlerle bir tutmanın da taassub olduğunu düşünüyorum. Bazı konularda yapılan taassubu da yanlış buluyorum. Herşeyi araplaştırmak ve islamiyeti bedeviyet olarak algılamak. Hiçbir şekilde Araplığı küçük görmüyorum. Çünkü biliyorum ki İslam'da ırkçılık yoktur ve üstünlük de ancak takva iledir. Ama bazıları şöyle düşünüyor sanırım; kıçıma şalvar geçirdim üstümde cübbe çenemde de 1 m sakal ahanda müslüman oldum. sonra bakıyor etrafına şu kot giydi şu yakalı gömlek giydi sakalı da kirli hemen tekfir edeyim. Bu mu yani? Bu zihniyet kuzey kutbunda da mı arap kıyafetleri giyer? Peygamber Alaska'dan çıksaydı bu sefer de arabistan'da kabanla mı dolaşacaktı? Tamam sakal, sarık bazı kıyafetler sünnet olabilir ama peygamberin herşeyi hatta peygamberi geçelim peygamberin yaşadığı toplumun örf ve adetlerini din bellemek cehaletin, taassubun önde gidenidir. Aynı şekilde her yeni şeye, her farklı şeye bidat demek de aynıdır. Otomobil icad olmuşken gavur icadı, şeytan icadı deyip deveye binmeye devam etmek, sırf Batı'da olduğu için İslam'a uygun hatta faydalı birşey bile olsa arap toplumuna ait değil onlara benzemek onlar gibi olmak demek deyip cahil kalmaya devam etmek... İslam sadece arap toplumuna ve o bölgeye mi hitap eder? İslam olmak Arap olmak veya onlar gibi giyinip yaşamaktan mı geçer? Finlandiyalı bir Müslüman orada deveyle mi dolaşmalıdır? Kur'an'da yaya olarak ya da develerle hacca gelmemiz emrediliyor. Bu durumda Avustralya'da yaşayan bir Müslüman deveyle mi gelmeli yoksa suyun üstünde yürüyerek mi? Biraz modern ve çağdaş olalım. Peygamber modern ve çağdaş değil de bir bedevi miydi? Şu zaman göre ve şu zamanın modernizm ve çağdaşlık anlayışına göre çağdışı, geri kalmış bir bedevi olarak algılanabilir ama sanıyorum ki o da şu yaşadığımız zamanda yaşasaydı o da dünyevi hayatını çağa göre ayarlardı. Tabi modernlik ve çağdaşlıktan kastım da cahilliyyenin anladığı gibi kıçı başı açıp körü körüne batı özentiliği yapmak değildir. Dinimizin cevaz verdiği şeyleri alıp yasakladığını terk etmektir. Yoksa dinimizin cevaz verdiği şeyleri bile sırf oryantalist ve mutaassıp bir zihniyetle red ederek belli bir yere ve zamana sıkışmak değildir. Böyle şeyler ancak İslam'ı yerelleştirir ve insanları İslam'dan soğutur.


acaba yasadigimiz su zamanda cagdas!!!!!!!!!!! ISLAM nasil olmali ornekler verebilirseniz seviniriz? sunnetde kirmizi develer var iken esege binilmezdi dolayisi ile arab ve deve orneginiz anlamsiz bir laf manzumesinden baska bir sey ifade etmiyor lutfen cagdas!!!!!!!!!! ISLAM dan ornekler verirmisiniz..
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
acaba yasadigimiz su zamanda cagdas!!!!!!!!!!! ISLAM nasil olmali ornekler verebilirseniz seviniriz? sunnetde kirmizi develer var iken esege binilmezdi dolayisi ile arab ve deve orneginiz anlamsiz bir laf manzumesinden baska bir sey ifade etmiyor lutfen cagdas!!!!!!!!!! ISLAM dan ornekler verirmisiniz..

Çağdaş İslam bana göre; Dinin yasaklamadığı çağdaş gelişmeleri sırf İslam ya da Arap toplumlarından değil de küfür ve batı toplumundan çıktığı için yasaklamayıp kabul etmektir. Aynı şekilde sırf ARAPlara ait olduğu için herşeyi kabul etmemektir. Bugün dansözlük, çengilik gibi ahlaksızlık ve fuhşiyatlar Arap toplumuna aittir. Ama pusula gibi insanı Allah'a yönelten bir alet ise kafir Çinliler tarafından bulunmuştur. Şu anda kullandığın bilgisayar ve interneti de Müslüman ya da Araplar bulmadı. Söyle bakalım şimdi hangisi çağdaşlıktır? Ayrıca kırmızı develer ve eşek ile ilgili bahsettiğin şeyi delillerle açar mısın? hiçbirşey anlamadım.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
kelime-i şehadet;181949' Alıntı:
Çağdaş İslam bana göre; Dinin yasaklamadığı çağdaş gelişmeleri sırf İslam ya da Arap toplumlarından değil de küfür ve batı toplumundan çıktığı için yasaklamayıp kabul etmektir. Aynı şekilde sırf ARAPlara ait olduğu için herşeyi kabul etmemektir. Bugün dansözlük, çengilik gibi ahlaksızlık ve fuhşiyatlar Arap toplumuna aittir. Ama pusula gibi insanı Allah'a yönelten bir alet ise kafir Çinliler tarafından bulunmuştur. Şu anda kullandığın bilgisayar ve interneti de Müslüman ya da Araplar bulmadı. Söyle bakalım şimdi hangisi çağdaşlıktır? Ayrıca kırmızı develer ve eşek ile ilgili bahsettiğin şeyi delillerle açar mısın? hiçbirşey anlamadım.


bak evvela anlasalim kardesim kirmizi ile yazmis bulundugun kelime ISLAM ile tamamen zit bir kelime sana bana ona suna oteye beriye gore ISLAM olmaz kaul edersen devam edelim yoksa bir an;lami olmaz...ISLAM KUR"AN VE SUNNET SAHIH HADISLERLE OLUR....
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bak evvela anlasalim kardesim kirmizi ile yazmis bulundugun kelime ISLAM ile tamamen zit bir kelime sana bana ona suna oteye beriye gore ISLAM olmaz kaul edersen devam edelim yoksa bir an;lami olmaz...ISLAM KUR"AN VE SUNNET SAHIH HADISLERLE OLUR....

Ben de Kur'an ve sahih hadislere tabiiyim ama Kur'an ve sahih sünnet neshetmediği sürece de kendi görüşlerimi belirtirim. Aynı şekilde Kur'an ve sünnetin haram demediği şeye kafirden de gelse haram demem, Kur'an ve sünnetin helal demediği şeye de Müslümandan da gelse helal demem. Kırmızı ile yazdığım şeyden sonrasını da okusaydın İslam'a, Kur'an ve sünnete muhalif olmadığımı anlardın kardeşim. yine de yanlış gördüğün birşey varsa Kur'an ve sünetten delillerle belirt ki yanlışımızdan dönelim.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
benim belirtmek istedigim konularda zaten belirmtmis oldugum kirmizi yazilar ile alakali KUR'AN VE SUNNET deyip arkasindan kafama gore bana gore deme sansiniz yokki zaten anlatmak istegim o anlatabildimmi.yoksa HZ MUHAMMED sallallahu aleyhi vessellem yasasa idi tabiki arabaya binecekti ama parasi siyoniste gidene degil.bu baglamda anlasabiliyorsak devam ederiz..
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
benim belirtmek istedigim konularda zaten belirmtmis oldugum kirmizi yazilar ile alakali KUR'AN VE SUNNET deyip arkasindan kafama gore bana gore deme sansiniz yokki zaten anlatmak istegim o anlatabildimmi.yoksa HZ MUHAMMED sallallahu aleyhi vessellem yasasa idi tabiki arabaya binecekti ama parasi siyoniste gidene degil.bu baglamda anlasabiliyorsak devam ederiz..

Güzel kardeşim sen beni anlamıyorsun galiba. Bak bir örnekle anlatmaya çalışayım, bak; Et yemek haram mıdır? Değildir. Peki domuz eti yemek haram mıdır? Haramdır. Şimdi Benim Kur'an ve sünnete bağlı kalarak istediğim eti yeme hakkım var mıdır? Vardır. Peki bu helal eti kafirden de gelse yiyebilir miyim? Ehli kitaptansa yerim ama dinsizleri bilmiyorum. Peki domuz eti Müslümanlarda gelse yiyebilir miyim? Hayır. Şimdi bu durumda benim Kuran ve sünnet dahilinde kendimce bir seçim yapmamı kim yasaklayabilir? Ha dersen ki helal dahi olsa siyoniste para kazandırmak yanlıştır o olabilir. Ama para kazandırma dışında teknoloji alanında siyonist dahi olsa insanığa bilhassa müslümanlara faydalı birşeyi red etmek de doğru mudur?
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ne guzel anlatiyorsun bennde oni soylemeye calisiyorum diyorumki zaten ISLAM da yeri olan bir seyi yaptigin zaman kendi dedigini yapmis olmuyorsun.anlabildimmi kitap ve sunnetin dedigini yapmis oluyorsun bu yapmis olduklarini yada yapacaklarini kendi secimim diyemezsin karsi oldugum nokta burasi ne zman kitap ve sunnetin disinda bir hareket sergilemis isen o senin secimindir ama ISLAM dairesi icerisindeki hareketlerin yapman gerekendir (secmen ayristirman ayiklaman) degil yada bu ISLAM dairesi icerisinde kalmis ama kafama bana uymuyor deme samnsin yok ...her kisi en basta kendisi ile mukellefdir ilk basta kendi catimizi cok guzel yapmaliyiz caniom kardesim selametle...
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ne guzel anlatiyorsun bennde oni soylemeye calisiyorum diyorumki zaten ISLAM da yeri olan bir seyi yaptigin zaman kendi dedigini yapmis olmuyorsun.anlabildimmi kitap ve sunnetin dedigini yapmis oluyorsun bu yapmis olduklarini yada yapacaklarini kendi secimim diyemezsin karsi oldugum nokta burasi ne zman kitap ve sunnetin disinda bir hareket sergilemis isen o senin secimindir ama ISLAM dairesi icerisindeki hareketlerin yapman gerekendir (secmen ayristirman ayiklaman) degil yada bu ISLAM dairesi icerisinde kalmis ama kafama bana uymuyor deme samnsin yok ...her kisi en basta kendisi ile mukellefdir ilk basta kendi catimizi cok guzel yapmaliyiz caniom kardesim selametle...

Güzel kardeşim ben Kur'an ve sünnetin emrettiğini kafama uymuyor diye red etmiş miyim? Kur'an ve sünnetin olduğu yerde herkesin olduğu gibi benim de görüşüm nesholur. Ben diyorum ki Kuran ve sünnet bana ruhsat verdiği sürece istediğimi yaparım. İster hiç evlenmem istersem 4 hanımla evlenirim. İster ahtapot eti yerim istersem hamsi eti yerim. Kuran ve sünnet dairesinde kaldığın sürece seçim yapmak demek Kuran ve sünnete muhalefet demek değildir demek istiyorum. Anlatabildim mi güzel kardeşim?
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hizipçi taassub, bağlılarının, başka birinden geldiği için hakkı red etmelerine yol açar ve bunu kışkırtır...! Durum böyle olunca insanlar dostluk ve düşmanlıklarını şahıslara, isimlere, cemaatlere ve dergilere hasrederler!!

Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye şöyle dedi:

“kim, herhangi bir kimseye tabi olarak, dostluk ve düşmanlığını onun söz ve davranışına göre ayarlarsa, o kimse, dinlerini parçalayıp hiziplere ayıran kimselerden olur.”

Allah Şeyhu’l-İslam’a rahmet etsin, ta o zamanda günümüzdeki vakıayı yazmıştır.

Günümüzdeki bir çok İslami cemaat ve grubunun hali budur. Başlarına bir lider geçirirler, sonra onun dostlarına dost, düşmanlarına düşman kesilirler. Kitap ve Sünnete başvurma gereği duymadan, delillerini sormadan, o liderlerin her dediğine, her fetvalarına itirazsız tabi olurlar!... Bu yapıdaki cemaatlerin toplumu değiştirmeleri ve müslümanların birliğini sağlamaları mümkün değildir.

alıntıdır
 
T Çevrimdışı

taruz

Üyeliği İptal Edildi
Banned
islamda özgürlük yoktur ki bilakis kul olmak vardır bunun akabindede bütün kulluklardan kurtulursun. hadis konusuda gerçekten tuhaf çünkü birileri sanki bilinçli bir şekilde mutavatir olursa tamam da ondan sonrasını kale almamak lazıma getiriyor yav arkadaş sanki ben şunu seziyorum inşallah yanılıyorumdur bu tarzda olan arkadaşlar sanki daha önceleri sadece kuran yeter diyen ama baktılar ki bunu yutturamıyoruz bari hadisleri kabul ediyoruz gibi göstermeye çalışanlar gibi hissediyorum
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt