Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Uhud Savaşından Bir Bölüm

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Müşriklerin Kadınlarının Erkekleri Çarpışmaya Kışkırtmaları

Çarpışmak için iki taraf birbirlerine iyice yaklaştıkları zaman, Ebu Süfyan'ın karısı Hind binti Utbe, yanındaki kadınlarla birlikte, neşideler söyleyerek erkeklerini çarpışmak için kışkırtmaya başladılar.[252]

Müşrik Süvarilerinin Okçular Tepesine Hücuma Kalkmaları ve Püskürtülmeleri

Müşriklerin Hevazin süvarileri, İslâm okçularının korudukları okçu tepesindeki geçide hücuma kalkınca oka tutulup püskürtüldüler, yüzgeri edip dönmek zorunda kaldılar.[253]

Hz. Ali'nin Müşriklerin Sancaktarını Öldürüşü

Kureyş ordusunun sancaktan Talha b. Ebi Talha:

"Benimle çarpışmak için kim çıkar er meydanına?[254] Ey Muhammed'in sahabileri! Siz bizi kılıçlarınızla öldürünce Allah'ın bizi hemen Cehenneme sokacağını, siz bizim kılıçlarımızla öldürülünce de sizi hemen Cennete koyacağını söylüyorsunuz! Öyle ise, benim kılıcımla öldürülüp hemen Cennete girecek, yahut kılıcı ile beni öldürüp Cehenneme sokacak yok mu bir kimse?!" diyerek seslendi.

Bunun üzerine, Hz. Ali:

"Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; ben de, seni kılıcımla Cehenneme göndermedikçe, yahut senin kılıcınla Cennete girmedikçe senden ayrılmayacağım!" dedi.[255] Hemen karşısına vardı ve kılıcını onun başına hiddet ve şiddetle indirdi, başı çenesine kadar yarılıp ikiye ayrıldı. Talha yere yıkılınca, Peygamberimiz Aleyhisselam ve Müslümanlar tekbir getirdiler.

Alahu Akbar Allahu Akbar Allahu Akbar !!![256]


Hz. Hamza'nın Osman b. Ebi Talha'yı Öldürüşü

Müşriklerin sancaktarı Talha'dan sonra, sancağı kardeşi Osman b. Ebi Talha aldı. Hz. Hamza da ona kılıçla vurup kolunu yere düşürdü, böğründen ciğeri göründü! Hz. Hamza: "Ben hacıları sulayan'ın oğluyum!" diyerek geri döndü.[257]

Sa'd b. Ebi Vakkas'ın Ebu Sa'd b. Ebi Talha'yı Öldürüşü

Müşriklerin yere düşen sancağını Ebu Sa'd b. Ebi Talha aldı. Sa'd b. Ebi Vakkas bir okla boğazından vurunca, onun dili ağzından dışarı sarktı.[258] Sa'd b. Ebi Vakkas kılıçla vurup sağ elini kesti. Ebu Sa'd b. Ebi Talha sancağı sol eline aldı.

Sa'd b. Ebi Vakkas onun sol elini de vurup kesince, Ebu Sa'd b. Ebi Talha, sancağı iki kollarıyla göğsüne bastı. Sonra da, sırtının üzerine düştü.

Sa'd b. Ebi Vakkas varıp onun başını kesip gövdesinden ayırdı.[259]


Asım b. Sabit'in Müsafi' b. Talha ile Cülas b. Ebi Talha'yı Öldürüşü

Müşriklerin yere düşen sancağını Müsafi1 b. Talha eline almıştı.

İslâm mücahidlerinden Asım b. Sabit, onu da, ondan sonra, onun kardeşi Cülas b. Talha'yı da: "Al bunu da, benden! Ben Ebu Aklah'ın oğluyum!" diyerek birer okla vurunca, bunlar anneleri Sülâfe'nin yanına götürüldü, o da onların başını dizine koydu:

"Oğulcuğum! Sana kim vurdu?" diye sordu, onlar da birisinin kendilerini okla vurduğu zaman: "Al bunu da, benden! Ben Ebu Aklah'ın oğluyum!" dediğini işittiklerini söylediler.[260] Bunun üzerine, Sülâfe:

"Aklahî ha?! Vallahi, benim akrabamdan, bizden o ha!" dedi[261] ve onun başını eline geçirme fırsatını bulursa kafatasını kadeh gibi kullanarak içki içmeye yemin etti.[262]

Sülâfe, Asım b. Sabit'in başını kesip kendisine getirecek olana da yüz deve vermeyi va'd etti.[263] Asım b. Sabit ise, daha önce, hiçbir müşrike el sürmemek üzere Allah'a söz vermiş, onların da ken*disine el sürmesine meydan vermemesini Allahtan dilemiş bulunuyordu.[264]

Müşriklerin Sancaktarlarının Ardarda Öldürülüşü

Müşriklerin sancağını Kilab b. Ebi Talha almıştı.

Onu, Zübeyr b. Avvam öldürdü.

Ondan sonra sancağı Ertatb. Şurahbil aldı.

Onu da, Hz. Ali öldürdü.

Ertat'tan sonra, sancağı Şurayh b. Karlı aldı.

O da öldürüldü. Fakat, kendisinin kim tarafından öldürüldüğü kesin olarak bilinemedi.

Müşriklerin sancağını Şurayh'dan sonra, Abduddar oğullarının Habeşli kölesi Suvab aldı.

Kuzman vurup onun sağ elini kesti.

Suv'ab sancağı sol eline aldı.

Kuzman vurup onun sol elini de kesti.

Bunun üzerine, Suvab, sancağı kol ve pazulanyla tutmaya çalıştı, sonra da arkasına yıkıldı.[265] Ölürken de:

"Ey Abduddar oğulları! Ben artık mazur sayılır mıyım?" dedi.[266]

Müşriklerin sancaktarları birer birer öldürülünce, yerde kalan sancağın yanına kimse yanaşamaz oldu.[267]

Hz. Ebu Bekir'in Oğlu Abdurrahman'la Çarpışmaya Kalkışı ve Peygamberimiz Aleyhisselam Tarafından Geri Bırakılışı

Hz. Ebu Bekir'in müşrikler arasında bulunan oğlu Abdurrahman, at üzerinde meydana çıkarak, ken*disiyle çarpışacak er dilemişti. Tepeden tımağa kadar zırha bürünmüş olup, kendisinin gözlerinden başka biryeri görünmemekte idi.

Hz. Ebu Bekir onunla çarpışmak için davranınca, Peygamberimiz Aleyhisselam: "Sok kılıcını kınına, dön yerine! Biz senin kendinden yararlanmaktayız!" buyurdu.[268]

Zübeyr b. Avvam'ın Deve Üzerindeki Bir Müşriki Aşağı Düşürüp Öldürüşü

Bir müşrik deve üzerinde meydana çıkıp çarpışmak için er diledi. Herkesin kendisinden çekindiğini, geri durduğunu görünce, dileğini üç kere tekrarladı. Bunun üzerine, Zübeyr b. Avvam ona doğru vardı. Devenin üzerine sıçrayıp adamın boğazına sarıldı. Devenin üzerinde boğuşmaya başladılar. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Onu yere, aşağı doğru düşür!" buyurdu. Müşrik yere düşünce, Zübeyr b. Avvam onun üzerine çöküp başını gövdesinden ayırdı.[269]


Zülfikar'ın, Hakkını Yerine Getirmek Üzere Ebu Dücâne'ye Verilişi

İki taraf arasında çarpışma başladığı ve kızıştığı sırada idi ki,[271] Peygamberimiz Aleyhisselam, elinde tuttuğu kılıç hakkında "Bu kılıcı kim alır?" diye sorunca, sahabiler almak için ona doğru baktılar[272] ve:

"Ben! Ben!" diyerek onu almak üzere ellerini açtılar.[273]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bu kılıcı, hakkını yerine getirmek üzere kim alır?" diye sorunca, onu almaktan çekindiler, geri durdular.[274]

Zübeyr b. Avvam, ayağa kalkıp:

"Ben alırım yâ Rasûlallah!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam ona vermeye yanaşmadı ve sorusunu tekrarladı.

Zübeyr b. Avvam, yine ayağa kalkıp:

"Ben alırım yâ Rasûlallah!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, yine ona vermeye yanaşmadı ve sorusunu tekrarladı.[275]

Bunun üzerine, Ensardan Ebu Dücâne Simâk b. Hareşe, ayağa kalkıp:

"Ben alırım yâ Rasûlallah!" dedi ve:

"Onun hakkı nedir?" diye sordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Onun hakkı; eğilip bükülünceye kadar, düşmana onunla vurmandır![276]

Onunla Müslüman öldürmemen, kâfirin önünden kaçmamandır![277]

Allah sana onunla zafer veya şehitlik nasip edinceye kadar Allah yolunda çarpışmandır!" buyurdu.[278]

Ebu Dücâne:

"Ben onu, hakkını yerine getirmek üzere alıyorum yâ Rasûlallah!" dedi.[279]

Ebu Dücâne, çok cesaretli, savaşta gururlu ve onurlu bir zât idi.

Başına kırmızı sarığını sardığı zaman, halk onun çarpışacağını anlardı.

Ebu Dücâne, Peygamberimiz Aleyhisselamın kılıcını aldığı zaman da, kırmızı sarığını çıkarıp başı*na sardı ve İslâm saflarıyla müşriklerin safları arasında, kurula kurula, çalımlı çalımlı yürümeye başladı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onun böyle yürüdüğünü görünce:

"Bu bir yürüyüştür ki, Allah onu bu yerden başkasında sevmez!" buyurdu.[280]

Zübeyr b. Avvam derki:

"Resûlullah Aleyhisselamdan kılıcı daha önce almak istediğim halde bana vermeye yanaşmayıp Ebu Dücâne'ye verince, içimde bir burukluk duydum.

Kendi kendime:

"Ben onun halası Safiyye'nin oğluyum, Kureyştenim de!

Oysa ki, ben kalkıp Ebu Dücâne'den önce kılıcı kendisinden istemiştim.

O ise, beni bırakıp kılıcı ona verdi!?

Vallahi, Ebu Dücâne'nin ne yapacağını göreceğim!" dedim, arkasından gittim.

Ebu Dücâne, kırmızı sarığını çıkarıp başına sardı. Ensar:

'Ebu Dücâne, ölüm sarığını başına sardı! dediler.

O sarığını başına sardığı zaman, böyle derlerdi.[281]

Ebu Dücâne, kırmızı sarığını başına sarınca:

'Ben o er kişiyim ki; dağın eteğindeki hurmalıkta dostumla bulunduğum sırada, hiçbir zaman savaş saflarının gerisinde kalmamak üzere sözleşmişimdir!

Ben (vurduğuma) Allah'ın ve Resûlünün kılıcı ile vururum!' recezini okumaya[282] ve karşısına çıkan herkesi kılıçtan geçirmeye başladı!

Müşriklerin içinde bir adam vardı ki, yaralananlarımızdan hiçbir kimseyi sağ bırakmıyor, öldürüyor*du.

O ve Ebu Dücâne, birbirlerine yaklaştılar. Allah'tan, ikisinin arasını birleştirmesini diledim. Nihayet, ikisi karşılaştılar ve birbirlerine vuruştular.

Ebu Dücâne, müşrikin kılıç darbesinden, öküz gönünden yapılmış kalkanıyla korundu.

Vuruş sırası Ebu Dücâneye gelince, onu vurup öldürdü![283]

Ebu Dücâne'nin, kılıcını Ebu Süfyan'ın eşi Hind binti Uttıe'nin başına dayadıktan sonra geri çektiği*ni de gördüm.[284]

Kendisine:

'Ben senin her yaptığını gördüm. Kadına kılıcı kaldırıp vurmaktan vazgeçtiğini de gördüm!' dedim.[285]

Ebu Dücâne:

'Kılıcımı başına dayadığım zaman feryada başlayınca, kendisinin bir kadın olduğunu gördüm.[286] Vallahi Resûlullah Aleyhisselamın kılıcını bir kadına vurmaktan, bir kadını onunla öldürmekten esirgedim!' dedi.[288]

Bunun üzerine, kendi kendime:

'Allah ve Resûlü, ne yapacağını herkesten daha iyi bilendir!' dedim ."[289]


Yararlanılan Kaynaklar

İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 72, 73, Taberî, Târih, c. 3, s. 15-16, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 230-231, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 233, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 9-1 0, Zehebî, Megâzî, s. 137-138, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 16-17.



 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt