Ümmet açısından değerlendirdiğimizde; Orada burada bazı fertlerin Allah'ın dostluğunu kazanmış bazı müminlerin bulunması, mazhar olmasını gerektirmez. Ümmet bir beden gibidir. Bütün azaları sağlıklı olmadan neden sağlıklı olmaz. Yani İslâm ümmetinde bazı fertlerin Allah'ın dostluğunu kazanmış olması ümmetin ilahi yardımı hak etmesi için yeterli değildir. Bilakis bu konumda ki Müminlerin, toplumun diğer fertlerini ıslah etmek için çalışmaları ve onların kalblerine imanı ve akıllarında doğru düşünceyi yerleştirmek için ellerinden gelen gayreti göstermeleri kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bununla birlikte onların mütevazi olmaları, kendilerini büyük görmemeli ve bütün gayretlerini Allah yolunda harcamaları için çalışmaları gerekmektedir.
Genel olatak ümmetin yaşantısı değişip, iyilikler toplumda çoğaldığında ve imanın kalblerde ki seviyesi arttığında, müslüman bireylerin dinlerine yardım etmek için bazı şehevi arzularını kurban etmesi daha mümkün olacaktır. İşte bu noktaya gelindiğinde Allah azze ve celle'nin İslâm Ümmeti için vaad ettiği yardımı gerçekleşecektir. Bu ayet izah etmek istediğimiz manayı ifade etmektedir.
"Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini değiştirmedikçe değiştirmez." (Rad, 11)
İslâm ümmetinin tarihi, iman ve salih amellerin bir topluluğa hâkim olduğunda Allah'ın yardımının da onlarla beraber olduğunun örnekleriyle doludur. İlahi yardım onları yalnız bırakmaz. İstersen Kur'ân ayetlerine bakabilirsin. Ayetler bu manayı desteklemekte ve doğrulamaktadır:
"Size bir iyilik dokununca onları tasalandırır, size bir kötülük isabet edince ise onunla sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ´hileli düzenleri´ size hiç bir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır." (Al’i imran, 120)
"Evet, eğer sabrederseniz, korkup sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır." (Al-i İmran 125)
Ayette, Müminlere yardım etmek için gökyüzünden meleklerin indiği açıkça ifade edilmektedir. Onlarla birlikte savaşarak sabrı ve takvayı perçinlemektedir. Buna mukabil, ümmette ki iman kaybolduğunda, ilahi yardım kesilir ve düşmanlarının onlara acı tattırmaları için kendi hallerine terk edilir.
Dr. Mecdi el-Hilali, Gelin İman Edelim
Genel olatak ümmetin yaşantısı değişip, iyilikler toplumda çoğaldığında ve imanın kalblerde ki seviyesi arttığında, müslüman bireylerin dinlerine yardım etmek için bazı şehevi arzularını kurban etmesi daha mümkün olacaktır. İşte bu noktaya gelindiğinde Allah azze ve celle'nin İslâm Ümmeti için vaad ettiği yardımı gerçekleşecektir. Bu ayet izah etmek istediğimiz manayı ifade etmektedir.
"Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini değiştirmedikçe değiştirmez." (Rad, 11)
İslâm ümmetinin tarihi, iman ve salih amellerin bir topluluğa hâkim olduğunda Allah'ın yardımının da onlarla beraber olduğunun örnekleriyle doludur. İlahi yardım onları yalnız bırakmaz. İstersen Kur'ân ayetlerine bakabilirsin. Ayetler bu manayı desteklemekte ve doğrulamaktadır:
"Size bir iyilik dokununca onları tasalandırır, size bir kötülük isabet edince ise onunla sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların ´hileli düzenleri´ size hiç bir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır." (Al’i imran, 120)
"Evet, eğer sabrederseniz, korkup sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır." (Al-i İmran 125)
Ayette, Müminlere yardım etmek için gökyüzünden meleklerin indiği açıkça ifade edilmektedir. Onlarla birlikte savaşarak sabrı ve takvayı perçinlemektedir. Buna mukabil, ümmette ki iman kaybolduğunda, ilahi yardım kesilir ve düşmanlarının onlara acı tattırmaları için kendi hallerine terk edilir.
Dr. Mecdi el-Hilali, Gelin İman Edelim