Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

15. Bölüm: YİYECEK VE İÇECEKLER

!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
15. Bölüm: YİYECEK VE İÇECEKLER
Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir.”(En’am 140)
Ebud Derda r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki; “Allah’ın kitabında helal kıldıkları haramdır. Hakkında susulan affedilmiştir. Allah’ın affını kabul edin. Allah unutucu değildir.” Sonra şu ayeti okudu; “Senin Rabbin unutkan değildir.”(Meryem 64)
Yine Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem; “Allah Azze ve Celle birtakım farzlar kılmıştır, onları zayi etmeyin. Birtakım sınırlar koymuştur, onları aşmayın. Bazı şeyler hakkında da unuttuğu için değil, merhametinden dolayı susmuştur. Onları da araştırmayın.” Buyurmuştur.
HARAM KILINANLAR
Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”(Maide 3)
“Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar.”(A’raf 157)
Ebu Sa'lebe el-Huşeni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm vahşi hayvanlardan kesici diş (köpek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı." Müslim, Ebu Davud ve Nesai, İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette şu ziyadeyi kaydederler: "Her bir pençe sahibi kuşu da..."
Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, at, katır ve eşek etini yemeyi yasakladı." Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Hayber fethi sırasında gazvede, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte ben de vardım. Bir grup yahudi, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, askerlerin ahırlarına hücum ederek (mallarını yağmalamalarından) şikayet ettiler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bunun üzerine (müslümanlara yönelerek): "(Olamaz!) anlaşma yapılan kimselerin malı onların izni olmadan helal değildir. Ayrıca size ehli eşekler, onların atları, katırları, vahşi hayvanlardan herbir kesici dişi olan, kuşlardan da herbir pençeleri olan haramdır!" buyurdular."
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm pislik yiyen (cellâle) deveye binmekten ve sütünü içmekten men etti."
Altın ve gümüş kaplardan yemek caiz olmaz: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Altın ve gümüş kaptan yiyen ve içen kimse, ancak karnına lıkır lıkır cehennem ateşi doldurmuş olur.”
Yemeğe, besmele ile başlamalıdır; Aişe ve Ümeyye Bin Mahşi r.a.’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yemek yerken bir bedevi gelerek iki lokmada yemeği bitirdi. Bunun üzerine buyurdu ki; “Bilmiş olun ki, eğer bedevi “Bismillah” deseydi, yemek size yetecekti. Bu yüzden biriniz yemek yerken “Bismillah” ile başlasın. Şayet yemeğin başında bunu unutursa, hatırladığında; “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi” desin. Böyle yapılırsa şeytan, ortak olduğu bu yemekten yediklerini kusar.”
Yemeği ayrı ayrı değil, topluca yemelidir: Vahşi Bin Harb babasından, o da dedesinden rivayet ediyor; “Bir grup Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelip; “yiyoruz fakat doymuyoruz” dediler. Buyurdu ki; “Öyleyse siz yemeği ayrı ayrı yiyorsunuz. Yemeği topluca (bir arada) yeyin ve besmele çekerek yeyin ki, yemeğiniz bereketlensin.”
Yemek yer sofrasında yenmeli, sofra yükseltilmemelidir; Enes r.a’den; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ölünceye kadar ne masada, ne de sükürrüce denen (nihale dediğimiz) tahta sofra üzerinde yemedi. Deriden yer sofrası üzerinde yerdi.”
İbni Abbas r.a.’dan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, yere, toprağın üzerine oturur ve yerde yemek yerdi.”
Ebud Derda r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yaslanarak (bağdaş kurarak) yemekten ve kalbur (sofra altlığı) üzerinde yemekten yasakladı.”
Sıcak yemek soğutulur; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, yemeğin soğumasını bekler, bunun berekete sebep olacağını belirtirdi.
Çok yememelidir: Mikdam Bin Madikerb r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Ademoğlunun doldurduğu kapların en kötüsü tıkabasa doldurduğu midesidir. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Eğer bu kadarıyla yetinmezse, midesinin üçte birini yemek, üçte birini su için ve kalan kısmını da nefes almak için bıraksın.”
Yemeğe önce yaş ve ilim bakımından üstün olan başlar; Huzeyfe r.a.’den; “Biz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikteyken, yemeğe ondan önce kimse elini uzatmazdı.”
Yemek sağ el ile yenir; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Sağ elinizle yeyin, sağ elinizle için. Zira şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle alır ve sol eliyle verir.”
Yemek, ortasından değil, kenarından yenir; İbni Abbas r.a.’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “önünüze konan yemeği, ortasından değil, kenarından yeyin. Zira bereket yemeğin ortasına iner.”
Yemekte kusur aranmaz: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem hiçbir yemeği beğenmezlik etmemiş, canı çekerse yemiş, değilse bırakmıştır.
Düşen lokmalar alınıp yenmelidir: Makıl Bin Yesar r.a. birgün sabah yemeğini yerken lokması düştü. Onu alıp üzerini temizledikten sonra yedi. Bunun üzerine bazı soysuzlar birbirlerine gözleriyle işaret ederek onunla alay ettiler. Makıl r.a.’ın arkadaşları; “Şu yabancıların sözlerine ne dersin?, onlar; “önünde bunca yemek var, bir lokma için yaptığına bak” diyorlar.” Dediler. Makıl r.a.; “Şüphesiz ben, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğum şeyleri, şu yabancıların sözlerinden dolayı terk edecek değilim. Gerçekten bizler, birimizden bir lokma düştüğünde üzerini temizleyip yemekle emrolunduk.”
Yemek ellerle yenir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yemeği üç parmağı ile yer, yemeği bitirdiğinde parmaklarını yalardı. Buyurmuştur ki; “Yemek yediğiniz zaman parmaklarınızı yalayın. Zira bereketin nerede olduğunu bilemezseniz.”
Yemeğe üflenmez; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yiyecek ve içeceklere asla üflemezdi.”
Ayakta yenilmez ve içilmez; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ayakta yeme ve içmeyi yasaklamıştır.
Yemeğe sinek düşerse: Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur."
Yemekten sonra şükredilir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, yemekten sonra; “Bizi yediren, içiren ve müminlerden kılan Allah’a hamdolsun” derdi.
Yağlı yemekten sonra eller yıkanır; her yemekten önce ve sonra el yıkamak sünnet değildir. Süfyan es Sevrî’nin de dediği gibi, bu edepten de değildir. İbni Abbas r.a’dan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem heladan çıkınca kendisine yemek getirildi ve; “Sana abdest alman için su getirelim mi?” denildi. Buyurdu ki; “Ben ancak namaz kılacağım zaman abdest almakla emrolundum.”
Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şeytan muhakkak ki hassastır, cidden pek hassastır. Kendinizi ondan sakındırın. Kim elinde et kokusu olduğu halde geceler, sonra da kendisine bir fenalık ulaşırsa sakın ha nefsinden başkasını suçlamasın."
Yemekten sonra dişler temizlenir; İbni Ömer r.a. dedi ki; “Dişler arasında kalan kırıntılar dişleri zayıflatır.”
BAĞIMLILIK YAPAN HARAM MIDIR?
Bir şeyin bağımlılık yapması onun haram olmasını gerektirmez. Nitekim Ömer radıyallahu anh der ki: "Etten sakının. Çünkü onun hamr (içki) gibi tiryakiliği var. Ayrıca Allah, eti çok yiyen aile halkına buğzeder." Halbuki et yemek haram kılınmamıştır.
SARHOŞLUK VEREN ŞEYLERİN HARAMLIĞI
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki; “Her sarhoş eden şey haramdır. Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.”
Allah Teala buyurur ki; ” Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”(Maide 90-91)
Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sarhoşluk veren içkilerden, kumardan, davuldan, mısır şarabından yasakladı ve dedi ki: "Her sarhoş edici haramdır."
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Ömer (radıyallâhu anh), Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın minberinde şu açıklamayı yaptı: "Emmâ ba'd, Ey insanlar! Hamr'ın haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki hamr (günümüzde ve çevremizde) beş şeyden yapılmaktadır: Üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan, arpadan. Hamr, aklı örten (her) şeydir."
İçki Sebebiyle Laneti Hak Edenler
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam) hamrla ilgili olarak on kişiye lanet etti: "(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sâkilik yapana, (imalathâneden veya depodan, toptancıdan perakendeciye kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene."
Bu hadis, içki satan yerden alışveriş yapmanın ve içki satan birinin verdiği bir şeyi almanın da caiz olmadığını ortaya koymaktadır. Zira “parasını yiyene de lanet etti” ibaresi bunu ifade eder.
İbni Abbas r.a.’dan merfuan; “Allah bir şeyin kullanımını haram kılmışsa, ondan edinilen kazanç da haramdır.”
Üzerinde içki bulunan sofraya oturmak, içkili yerlerde, düğünlerde v.s. bulunmak da yasaklanmıştır;
Cabir r.a.’den merfuan; “Allah’a ve ahiret gününe iman eden, içkili sofraya oturmasın!”
İçki İçen, Puta Tapan Gibidir
Ebu Musa (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah'ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir."
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "İçki müptelası (=şarap düşkünü), (günah yönüyle) puta tapan gibidir."
İçki İçenin Cezası
İbni Amr r.a’dan; “Bir kimse sabah içki içerse, akşama kadar şirk koşmuş gibi olur. Eğer gece içerse, sabaha kadar şirk koşmuş gibi olur. Kim sarhoş oluncaya kadar içki içerse kırk gün namazı kabul olunmaz. Kim damarlarında içkiden bir şey varken ölürse cahiliye küfrü üzere ölür.”
Hz. Cabir (radıyallâhu anh’den: "Allah, sarhoş ediciyi içen kimseye tînetu'l-habâl içirmeye ahdetmiştir."
"Tînetu'l-Habâl nedir?" diye sorulunca:
"Cehennemliklerin (vücudlarından, çıkan) irinleridir!" diye cevap verdi.
İbni Ömer, İbni Amr, Ebu Said, Iyaz Bin Ganem, Esma binti Yezid ve İbni Abbas r.a.’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki;
“Şuuru gideren her şey hamrdır ve her sarhoşluk veren şey haramdır. Kim böyle bir şey içerse kırk gün namazı kabul olmaz. Eğer tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Bunu üç sefer tekrar edip dördüncü defa tekrar içki içerse Allah artık onun tevbesini de kabul etmez ve ona tıynetul habal nehrinden içirir. Tıynetul habal cehennemliklerin irinlerinden oluşan bir nehirdir.”
İbni Kayyım bu hadisi şöyle izah eder; “İçki, içenin vücudunda kırk gün kaldığı için, bu süre içinde namazı kabul edilmez.”
Başka İsimler Vererek İçkiyi Helal Sayanlar Olacak!
Ümmü Seleme r.a.’dan; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem her dalgınlık veren şeyi ve sarhoş eden her şeyi yasakladı.”
Ebu Ümâme el-Bahilî anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Ümmetimden bir zümre, şaraba bir başka ad takarak onu içmedikçe geceler ve gündüzler tükenmeyecek (Kıyamet gelmeyecek)."
Ali r.a.’den merfuan; “Peygamber sallallahu aleyhi ve selem, altın yüzük kullanmayı, ipekli elbiseyi, atın üzerine ipekli minder koymayı, arpa ve darı suyundan yapılan içkiyi yasakladı”
Tarık Bin Süveyd, “Şarabı ilaç olarak kullanabilir miyim?” diye sorunca Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem; “O ilaç değil, bilakis derttir” buyurdu.

Bezzar ve Hakim sahih isnad ile rivayet ettiler.
Taberani(22/222) Hakim(2/375) İbni Kayyım İ’lamul Muvakkiin(1/71) Elbani Gayetul Meram(s.14) Elbani hasen olduğunu belirtmiştir.
Buhari, Zebaih, 29; Müslim(1932, 1933) Tirmizi(1477, 1478, 1479) Ebu Davud(3802, 3803, 3805) İbnu Mace(3232, 3234) Nesai(7/202, 204)
Ebu Davud(3790) Nesai(7/202) bkz.: Buhari(4226) Müslim(1938)
Ebu Davud(3785, 3787) Tirmizi(1825) İbni Mace(3189) Ahmed(2/219) Nesai(4447)
Malik(sıfatun Nebi 11) Buhari(eşribe 28) Müslim(libas 1) İbni Mace(2/1130) Ahmed(6/301) Tayalisi(s.223) Darimi(2135)
sahihtir. Nesai Amelül Yevm vel Leyl(281) Ebu Davud(3767-68) İbni Mace(3255) Ahmed(6/208) Hakim(4/108) İbni Sünni(463) Darimi(2026) Tirmizi(1781) Tayalisi(s.219) Taberani(854)
Ebu Davud(3764) İbni Mace(3286) Ahmed(15498)
Buhari(etime 8,26, rikak, 17) Tirmizi(1789) İbni Mace(etime 20) Ahmed(3/130) Ahmed Zühd(38) Tirmizi Şemail(178/5, 181/8) Ebuş Şeyh Ahlakun Nebi(s.184) İbni Müflih Adabuş Şeriye(3/122)
Begavi Şerhus Sunne(1/277) Ebuş Şeyh Ahlakun Nebi(64,197) Zebidi İthaf(5/213,7/101,9/351) İbnül Cevzi el Vefa(1194) İbni Şahin Nasih ve mensuh(613)
sahihtir. İbni Şahin Nasih(s.475) İbni Asakir(45/408) Taberani Müsnedi Şamiyyin(1/405) Mecmauz Zevaid(5/24)
Deylemi(327) Hakim(4/118) Camiüs Sağir(50) Mecmauz Zevaid(5/20)
sahihtir. Tirmizi(2380) Ahmed(3/132) İbni Mace(3349)
Müslim(3761) Ahmed(22165,22284) Ebu Davud(3766) Ebu Ya’la(4/2425) Mecmauz Zevaid(5/81) Maksadul Ali(1520) Hakim(4/109)
Malik Muvatta(sıfatun Nebi 6) Müslim(eşribe 105) Ebu Davud(3776) Tirmizi(1801) Ahmed(3/334) Darimi(2036-37) Kayrevani Kitabul Cami(217) İbni Mace(3268) Camiüs Sağir(482)
Ebu Davud(3772) Tirmizi(1805) İbni Mace(3263, 3277) Ahmed(1/270,343) Darimi(2052)
Müslim(s.1633) Buhari(4/167,204) Ebu Davud(3763) Tirmizi(2031) Ahmed(2/427) İbni Mace(1085) Ebuş Şeyh Ahlakun Nebi(s.178)
Müslim(eşribe 134) Ebu Davud(et’ime 49) Tirmizi(et’ime 11) Ahmed(3/100) Darimi(2035) İbni Mace(et’ime 13)
Müslim(eşribe 131) Ebu Davud(3848) Ahmed(2/7) Beyhaki(7/278)
Müslim(eşribe 133) Buhari(etime 52) Ebu Davud(et’ime 49) Tirmizi(etime 10) Darimi(2031) Mecma(5/28) Ahmed(1/221)
Buhari(vudu 18, eşribe 35) Müslim(taharet 41) İbni Mace(eşribe 23) Ahmed(1/330)
bkz.: Ahmed(3/182) Tirmizi(1879) Ebu Davud(3717) Darimi(2/120) Tayalisi(1682) Tahavi(4/272) Beyhaki(7/82) Ebu Ya’la(988) Taberani(2124) İbn Ebi Şeybe(8/18) Müslim(1600-1601) Abdurrazzak(19590) Mecma(5/25) Maksadul Ali(1507) Sahiha(177)
Ebu Davud(3844) Buhari(Tıbb 58, Bed'ü'l-Halk 14) İbnu Mace(3504, 3505) Nesai(7/178).
Buhari(et’ime 54) Ebu Davud(et’ime 52) Tirmizi(daavat 55) İbni Mace(zühd 10) Darimi(et’ime 3) Ahmed(5/252) Hakim(4/136) Metalibul Aliye(2353) Ebu Ya’la(13/7246) Mecma(5/29) Maksadul Ali(1511)
Müslim(1/282) Ebu Davud(3760) Tirmizi(1848) Nesai(1/85)
Tirmizi(1861) Ebu Davud(3852)
İsnadı sahihtir. Taberani, Mecmauz Zevaid(5/30) Cemül Fevaid(5558)
Muvatta(2/935)
Mütevatirdir. Bu lafızla sekiz ayrı sahabeden rivayet edilmiştir. İlk kısmı ise on sekiz sahabeden rivayet edilmiştir. Kettani Nazmul Mütenasire(166-167) Malik(eşribe 9) Buhari(vudu, 71, eşribe 4/1) Müslim(eşribe 67-69) Ebu Davud(3682) Tirmizi(1866) Nesai(8/297) İbni Mace(3383-87) Camiüs Sağir(6312) Müsnedi Ebu Hanife(423/34) İbni Carud Münteka(861) Tahavi Şerhu Maanil Asar(4/215-217,226) Hakim(3/413) İbni Hibban(1388) Hatib Tarih(1/11) Abdurrazzak(5959) Darimi(2103-2105) Darekutni(4/250-254) Ahmed(1/274, 289, 350, 2/16, 429, 501, 3/63, 66, 112, 119, 237,361, 4/410, 416-417) Beyhaki(8/293) Beyheki Şuabul İman(5572-79) Ebu Ya’la(7/3966) Heysemi Maksadul Ali(1536) Mecmauz Zevaid(5/56) Taberani(10/193) Begavi Şerhus Sünne(10/68) Metalibu Aliye(1784,1799) İbni Ebi Şeybe(7/458) Ahmed Bin Hanbel Eşribe(97) Hakim(4/148) Şafii Müsned(282) el Ümm(6/181) İbni Abdilberr et Temhid(1/252) Ebu Nuaym Hilye(6/353) Tayalisi(497-498, minhatul mabud; 1727-29) Nisaburi el İkna(226) Ebu Dâvud'da gelen diğer bir rivâyette metin şöyledir: "Her sarhoş edici şey haramdır. Bir farak (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır." Tirmizi de gelen bir diğer rivâyette "tek yudumu da haramdır" diye gelmiştir. Bkz.:Buhârî(Eşribe 4, Vudu 71) Müslim(2001) Muvatta(2/845); Ebü Dâvud(3682, 3687); Tirmizî(1864,1867) Nesâî(298).
Ebu Davud(3685) Ahmed(no:6190) isnadı hasendir. Merfu kısmı mütevatirdir.
Buhârî(Eşribe 2, 5; Tefsîr, Mâide 10) Müslim(3032) Nesâî(8/295) Ebu Dâvud(3669) Tirmizî(1873) Darekutni(4/248) Ahmed(2/118) Tahavi Meanil Asar(2/213).
Hadisin isnadı hasendir. Metni sahihtir. Tirmizî(1295) İbnu Mâce(3381) yakın bir metin merfu olarak sahih senetle rivayet edildi; Ebu Davud(3674) Tirmizi(büyu 58) Ahmed(2/25,71,97) Camiüs Sağir(7253) Beyhaki Şuab(2/150) Hakim(4/145) Mecmauz Zevaid(5/23) Elbani Sahiha(839) İbni Mace(3380) Ebu Nuaym Hilye(3/353)
sahih. Ebu Davud(3485,3488) Ahmed(2111,2546,2809)
hasendir. Taberani(11/191) Mecmauz Zevaid(1/278) Ahmed(2/321) Hakim(4/288) Tirmizi(2801) Deylemi(5585) Darimi(2000) Tergib(3/253) Ebu Ya’la(1925) Taberani Evsat(1/35) İrvaul Galil(7/6)
isnadı hasendir. Nesâî(8/314) benzer rivayetler için bkz; Busayri İthaf(4490) Metalibul Aliye(1777) Haris Müsned(Buğyetul Bahis-524)
sahihtir. İbni Mace(3375) Beyhaki Şuab(5597) Buhari Tarih(1/386) Elbani Sahiha(2/294) Vahidi el Vesit(1/200) Ziyaul Makdisi Muhtare(278/2) Mehamili Emali(1/2) Abnusi Fevaid(3/2) Hilye(3/204) Busayri İthaf(4492) İbni Abbas r.a.’dan merfuan; Busayri İthaf(4504) İbni Hibban, Abd bin Humeyd, Ahmed.
sahihtir. Nesai(eşribe 44) Cemül Fevaid(5612) Nablusi Dehairul Mevaris(4497) Ebu Yala’dan; Busayri İthaf(4491) Mecmauz Zevaid(5/68) Heytemi ezZevacir(2/451) Taberani ve Hakim’den sahih kaydıyla; Tergib(3/258) Abdurrazzaktan; Lisanul Mizan(1/169)
Müslim(2002) Nesâî(8/327) Ahmed(14351)
sahihdir. Ebu Davud(3680) Tirmizi(1862) İbni Mace(3377) Darimi(1999) Nesai(5570) Ahmed(2/35, no:2347, 2494, 3104) Taberani(12/392) Hakim(4/146) Ebu Ya’la(12/6827) Heysemi Maksadul Ali(1538) Mecmauz Zevaid(5/70) Dürül Mensur(2/322) Beyhaki Şuab(5580-81) Şerhus Sünne(11/357) Busayri İthaf(4487-89,4494-97) Metalibul Aliye(1779)
Zadul Mead(4/1462)
isnadı hasendir. Ahmed(6/309) Ahmed Kitabul Eşribe(4) Ebu Davud(3686) İbni Esir Nihaye(3/182) Cemül Fevaid(5604)
Buhari(eşribe 6) Buhari Tarih(1/305) Ebu Davud(3688) Nesai(eşribe 41) Ahmed(5/432) İbni Mace(3385,4020) Darimi(eşribe,8) Camiüs sağir(7225) Beyhaki(8/290,10/221) Hatib(6/25) Zadul Mead(6/2640) Tayalisi(1725) Busayri İthaf(4440) Hilye(6/96) Heytemi Zevacir(2/457) Deylemi(8787)
sahihtir. Tirmizi(2808) Nesai(8/302) Ahmed(1104) Beyhaki(8/293) İbni Esir Nihaye(1/277)
Müslim(eşribe 12) Ebu Davud(3873) Tirmizi(2046) Ahmed(4/311,5/293) İbni Mace(3500) İbni Hibban(1377) Darimi(2101) İbni Sad(6/64) Ebu Nuaym Tıb(14/b)
 
hifa Çevrimdışı

hifa

Üye
İslam-TR Üyesi
Yemegin icine sinek düsse ben cöpe atiyom : ( halbuki sinegi iyice batirip yemegi yemek lazimmis :üzgünüm

Bilgiler icin Rabbim Razi olsun...
 
Üst Ana Sayfa Alt