Fakihler, taharette/abdestte niyetin şart olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir.
Hanefîler dediler ki : Sevab elde edilmesi için abdest alanın niyetle başlaması sünnettir.
(ed-Durru'l-Muhtâr, 1,98-100; el-Lubâb, I, 16; Meraku'l-Felah, 12; el-Bedâyi', I, 17; Mukarene tu'l-Mezahib fi'l-Fıkh, 14)
Vakti de, bütün fiilinin kurbet (ibadet) olması için istincadan öncedir. Şekli ise, kişinin hadesin kaldırılmasına ya da namaz kılmaya, abdeste veya emre uymaya niyet etmesidir. Mahalli kalptir. Kalp ve dil fiilini birleştirmek için dili ile söylerse bu da mustehabtır.
Niyetin farz olmadığını söylemeleri, serinlenmek için abdest alanın, yüzmek, temizlenmek veya boğulanı kurtarmak vb. için suya girenin abdestinin sahih olacağı sonuçlarını doğuruyor.
Bu görüşleri için şu delilleri getirdiler:
1 - Kur'an'da zikredilmemiştir: Abdest ayeti sadece, üç organın yıkanması ve başın meshini emretmiştir. Ahad hadisi ile niyeti şart koşma Kitab'ın nassına ziyadedir. Onlara göre de Kitab'a ziyade nesh sayılır, Ahad ile nesh sahih olmaz.
2 - Sünnette de geçmemiştir: Bilmediği hâlde, Peygamber (s.a.v.) bedeviye niyeti öğretmemiştir. Niyet teyemmumde farzdır, çünkü toprakladır, hadesi de asaleten gidermez, sadece suya bedeldir.
3 - Diğer taharetlere kıyas: Abdest su ile taharettir; necasetin giderilmesinde olduğu gibi onda da niyet gerekmez. Setr-i avret gibi, namazın diğer şartlarında da niyet gerekmiyor, zimmî kadının Müslüman kocasına helâl olması için hayızdan yıkanması da gerekmemektedir.
4 - Abdest namaz için vesiledir. Bizzat maksut değildir; niyet ise maksatlarda istenen bir şarttır, vesilelerde değil.
Hanefîlerin dışındaki Fakihlerin Cumhuruna Göre: İbadetin veya Allah tealâ'ya kurbet kastının gerçekleşmesi için abdeste niyet şart/ farzdır.
(el-Mecmu 1,361; el-Muhezzeb 1,14; Bidâyetu'l-Muctehid 21 el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 31; eş-Şerhu's-Sağîr, L 114 vd.; eş-Şerhu'l-Kebîr, I, 93 vd.; Muğni'l-Muhtâc, 1,47 vd.; el-Muğnî, 1,110 vd Keşşafu'l-Kınâ', 1,94-101)
Yeme, içme, uyku vb. gibi ibadet dışında olan şeyler için alınan bir abdestle namaz sahih olmaz.
Şu delilleri ileri sürdüler:
a) Sünnet: Peygamber (s.a.v.)'ın hadisi: "Ameller ancak niyetlere göredir. Ve kişi için ancak niyeti vardır." (Sıhhatinde ittifak edildi. Cemaat, Hz. Ömer'den rivayet etti. Neylu'l-Evtâr, I, 131)
Yani şer'an kabul edilen ameller niyetle olur. Abdest ameldir; şer'an ancak niyetle bulunabilir.
b) İbadette İhlasın gerçekleştirilmesi: Allah tealâ, "Dinde ihlâsla Allah'a ibadet etmekle emrolundular." buyurdu.
Abdest de, emredilen bir ibadettir. Allah teâla'ya ancak halis bir niyetle tahakkuk eder. Çünkü ihlâs kalbin amelidir, o da niyettir.
c) Kıyas: Namazda ve namazın mübahlığı için teyemmumde şart olduğu gibi abdestte de niyet şarttır.
d) Abdest maksudun vesilesidir, o maksudun hükmünü alır. Allah tealâ, "Namaza kalktığınızda yüzünüzü yıkayın." buyurdu. Bu da gösteriyor ki, abdest namaz için emredilmiştir. İstenen, namaz için azaların yıkanmasıdır, o da niyetin manasıdır.