İKİNCİ RİSÂLE
Abdulaziz bin Abdullah bin Bâz’dan , bu risaleyi görüp,işiten müslümanlara…Allah beni ve onları,dinine sarılma ve bu konuda sebat göstermede başarılı kılsın ; âmin
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.Bazı kardeşler cahil kimselerin önemli konularda Mesela, cinlere yalvarmak ve onlardan yardım dilemek,onlasra adak adamak, kurban kesmek ve benzeri gibi.Yüce Allah’tan başkasına duâ etmelerini ve yardım dilemelerini sordular.Yine bazı kimselerin “Ey yediler ,onu alıp cezalandırın !” sözü bunlardandır ki;bununla cin reislerinin yedisi kastedilmektedir. “Ey yediler!Ona şöyle yapın ;kemiklerini kırın,kanını için , ibretli şekilde işkence yapın !” derler.Yine bazılarının “ Ey öğle cini, ey ikindi cini, onu alıp cezalandırın ! sözide bunlardandır ve bu durum bazı güney bölgelerinde çokça görülmektedir.Peygamberler ve sâlih kimseler ile başkalarının ölülerine yalvarmak ve yardım dilemek de bu konu içine girmektedir.Bütün bunlar ve benzeri şeyler , İslâma bilgisizce ve kendisinden öncekileri taklid ederek bağlı olan kimselerden çıkmaktadır.Bazı kimseler,“Bu sadece dille söylenen bir şeydir ve biz ne bunu kastediyor ne de ona inanıyoruz.,”diyerek bu konuda gevşek davranırlar.Ayrıca, bu işleri yaptığı bilinen kimse ile evlenme, kestikleri hayvanların hükmü, ceneza namazlarının kılınması ve arkalarında namaz kılınmalarının hükmü de soruldu.Yine sadece hastanın tenine değen sarık,pantolon,başörtüsü ve benzeri şeylere bakıp kontrol etmekle, hastalığı ve sebebini bildiğini iddia eden kâhinlere ve sihirbazlara inanmanın hükmüde soruldu.
CEVAP:Hamd yalnız Allah’adır.Salât ve selâm,ondan sonra Peygamber gelmiyecek olan Hz. Muhammed ile âli,ashâbi ve kıyamet gününe kadar onların yolunda gidenlerin üzerine olsun.Muhakka ki Yüce Allah ünsanları ve cinleri,her şey dışın da yalnız O’na kulluk etmeleri;duâ yardım dileme , kurban adak ve vesâir ibadetlerini O’na tahsis etmeleri için yarattı.Bunun için Peygamberler gönderiponu tebliğ etmelerini emretti.Bunu açıklamak,ona davet etmek,insanların Allah’a ortak koşmaktanve Ondan başkasına kulluk etmekten sakındırmak için, en büyüğü Kuar’anı Kerim olan semâvi kitaplar indirdi.İşte islamın aslı,şeriat ve dinin esasıbudur ve Allah’tan baçka ilah olmadığına şahitlik etmenin manası da budur. Çünkü bunun anlamı, Allah’tan başka gerçek mabud yok demektir ve bu, Allah’tan başkasının ilah olmayacağına –yani Allah’tan başkasına kulluk edilmeyeceğini gösteriri ve diğer yaratıklara değil sadece Allah’a kulluk yapılması gerektiğini ispat etmektedir.Allah’ın kitabı ve elçisinin sünnetinde bu konuda ki deliller pek çoktur.Bunlardan şunları zikredebiliriz: (Zariyat:56)
(İsra:23)(Beyyine:5)(Mü’münün :60)(Bakara:186)
Yüce Allah bu ayetlerde insanları ve cinleri kendisine kulluk etmeleri için yarattığını ve kendisinden başkasına kulluk edilmemes
Ni hükmettiğini açıklamıştır.Burada hükmetmenini anlamı,“emretti ve gerekli kıldı”dır.Yüce Allah gerek Kur’anı kerimde gerek Rasulullah ‘in diliyle , kullarına , Rablerinden başkasına kulluk etmemelerini emretmiş ve gerekli kılmıştır.Cenabı Allah , duânın büyük bir ibadet olduğuna ve kibirlenipte onu yapmayanın cehenneme gireceğine açıkça belirtmiştir.Kullarına yalnız O’na yalvarmalarını emretmiş ve onlara yakın olup duâlarını kabul ettiğini haber vermiştir.Bundan dolayı bütün kulların sadece Allah’a duâ etmeleri gerekir.Çünkü dua bir çeşit ibadettir.ve insanlar onun için yaratılıp onunla emredilmiştir.(EN-AM:162-163)
Allah,Peygamberi’e kendisinin namazının , kurban kesmesinin,hayatının ve ölümünün hep alemlerin Rabbi Allah için olduğunu ve O’nun ortağı bulunmadığını insanlara haber vermesini emretmiştir.Ohalde kim Allah’tan başkası için kurban keserse ,tıp kı Allah’tan başkası için namaz kılmış gibi Allah’a ortak koşmuş olur.Çünkü yüce Allah namazı ve kurbanı yanyana zikretmiş ve bu iki ibadetin ortağı olmaksızın yalnız onun için yapılması gerektiğiğini haber vermiştir.Kendilerine yaklaşmak amacıyla Allah’I bırakıp da cinler, melekler,ölüler ve benzerleri için kurban kesen kimseye Allah lanet etsin.“İmam Ahmed’in hasen bir isnadla Tarık ibn Şihâp’tanrivayet ettiği hadiste ,Hz.Peygamber şöyle buyurmaktadır.“ İki kişi bir kavme uğradılar.Kavmin bir putu vardı.ve ona bir şey taktim etmeden kimse önünden geçmezdi.Bu iki adamada puta bir şey taktim edin dediler.Birincisi takdim edeceğim birşeyim yok dedi.Bunun üzerine bir kara sinek olsun taktim et dediler.O da takdim etti ve kendisini serbest bıraktılar.; bu yüzden cehenneme girdi.Diğerine de birşey takdim et,dediler.Ben Allah’tan başka hiçbir şeye kurban takdim etmem, diye cevap verince boynunu vurdular ve o adam bu yüzden cennetlik oldu.” O halde put ve benzeri bir şeyi bile kurban eden , müşrik olur da cehenneme girmeye müstehak olursa;cinlere, meleklere ve evliyaya dua eden, onlardan yardım dileyen ve onlara adak adayan , onlara kurban kesen ve bununla malının korunmasını veya hastasının iyileşmesini yahut hayvanlarının ve ekinlerinin selâmetini uman veyahut bunu cinlerin şerrinden koruyarak ya da buna benzer sebeblerle yapan kimsenin hali nice olur? Bu ve benzeri şeyleri yapan kimse , put için sinek kurban eden bu adamdan daha ziyade , müşrik olup cehenneme girmeye müstehaktır.
Bu konuda ki ayetlerden biri de şudur: “Sen dini yalnız kendisine hâlis kılarak Allah’a kulluk et.İyi bil ki gerçek din yalnız Allah’ındır.O’ndan başka veliler edinerek :“Biz bunlara sırf bizi Allah ‘a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz,” diyenlere gelince ;(Zümer :2-3) (Yunus:18)
Yüce Allah bu iki ayette müşriklerin , kendisinden ayrı olarak yaratılmışlardan veliler edindiklerini, kendisiyle birlikte duâ ,korku ümit,kurban ve adakve benzeri şekillerle, kullukta onları Allah’a ortak koştuklarını ve bu velilerin kendilerine tapanları Allah’a yaklaştırdıklarına, Allah katında kendilerine şefaat edeceklerine inandıklarını haber vermiştir.Yüce Allah daha sonra onları yalanlamış
ve batıllıklarını açıklamışonları yalancılar,inkârcılar ve müşrikler olarak isimlendirmiş;kendisini onların ortak koşmasından tenzih ederek şöyle buyurmuştur.“O,onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.”Böylece anlaşılmaktadır ki,bir kimse yalvarmasında bir meleği veya bir peygamberi yahut bir cini veyahut bir ağacı ya da taşı Allah’a ortak koşar ve onlardan yardım diler,adak adar veya kurban keser,bununla onun Allah katında şefaatçı olmasını ve kendisini Allah’a yaklaştırmasını umar yada hastasının iyileşmesini, malının korunmasını ,yolcusunun selametini ve benzeri şeyleri ümid eden kimse, bu büyük şirke düşmüş ve bu vehim belaya ducar olmuş olur ki;Allah bu gibiler hakkında şöyle buyurmuştur.(Nisâ:48) (Maide:72)
Kıyamet günü sadece tevhid ve ihlas ehli içindir.;şirk ehli için değildir.Nitekim Hz. Peygamber ‘e “Yâ Rasulullah,şefaatinle en bahtiyar olacak kimdir? Diye sorulduğunda: “Hâlis olarak yürekten’Lâilahe illallâh’diyen kimse buyurmuştur.Yine Rasulullah şöyle buyurmuştur.“Her peygamberin kabul olunan bir duâsı vardırve her Peygamber duâsını bu dünyada yapmıştır.Ben ise duânın kıyamet gününde ümmetime şefeat etmek için sakladım.İnşaallah ümmetimden Allah’a ortak koşmayan kimse ona nâil olacaktır.
Önceki müşrikler Allah’ın onların Rabbi yaratıcısı ve rızıklandırıcısı olduğuna inanıyorlardı.Ancak aynı zamanda Peygamberlere,velilere ,meleklere, ağaçlara ,taşlara ve buna benzeri şeylerede sarılıyor ve ayetlerde geçtiği gibi , Allah nezdinde şefeatlerini ve kendilerini O’na yaklaştırmalarını diliyorlardı.Allah ve Rasulullah bu konuda onları mazur görmedi.Bilakis Allah yüce kitabında onları redetti, kâfir ve müşrik olarak isimlendirdi ve bu ilâhların onlara şefaat edeceği ve Allah!a yaklaştıracağı iddialarını yalanladı.Rasulullah’ta onların bu şirkleri sebebiyle, Yüce Allah’ın şu ayeti ile amek ederek ,kulluklarını yalnız Allah için halis kılıncaya kadar onlarla savaştı.(Enfal:39)
Resulullâh’taşöyle buyurmuştur:Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun elçisi olduğuna şehadet edinceye, namazı kılıp zekatı verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum.İslamın suçlulara verdiği cezalar dışında ,bunu yaptıkları zaman kanlarını ve mallarını benden kurtarmış olurlar.Hesapları ise Allah’a aittir.
Rasulullâh ‘in Allah’tan başka ilâh olmadığına şehadet edinceye kadar”sözünün anlamı“eşi ve ortağı olmaksızın kulluklarını yalnız Allah’a yapıncaya kadar” anlamındadır.
Müşrikler cinlerden korkuyor ve onlara sığınıyorlardı.Allah’ta bu konuda şu ayeti indirmiştir: (Cin:6)Tefsir alimleri ayeti kerimedeki“ fe-zâduhumrahakan”sözünün anlamı hakkında ,yani korku ve dehşetlerini arttırırlardı”demişlerdir.Çünkü cin insanların ona sığındığını görünce kendi kendine böbürlenip kibirlenir.BU durum karşısında cinler, kendilerine olan kulluklarını ve sığınmalarını iyice arttırmak için, insanlara karşı dehşet ve korkutmalarını ziyadeleştirirler.Bunun yerine Allah eksiksiz âyet ve isimleriyle kendisine sığınmayı müslümanlara ihsan etmiştir.Bu konuda şu ayetleri indirmiştir: (Felak: 1) (Nas:1) Hz. Peygamber ‘de şöyle buyurmuştur:“Kim bir yerde konaklar da Allah’ın yarattığı şeylerin şerrinden O’nun eksiksiz ayet ve isimlerine sığınırım derse,o konakladığı yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez.”
Kurtuluşa ermek ve dinini korumak, büyük ve küçük her türlü şirkten selâmete ermek isteyen kimse ,zikredilen ayet ve hadislerden ;ölülere , meleklere ,cinlere ve onlardan başka diğer mahluka bağlanmak ve onlara duâ etmek, onlara sığınmak ve benzeri şeyleri yapmak;câhiliye devri müşriklerinin amelleri ve Yüce Allah’a karşı yapılan en çirkin şirklerdir.Bunları terk edip sakınmak ve terk edilmesini tavsiye etmek ,insanlardan onu yapana ve bu gibi şirk işlerini yaptığı bilinen kimselere karşı çıkmak vaciptir.Bu işten yüce Allah’a tevbe ettiğini ilan edinceye ve duâ ile ibadetini yalnız Allah için hâlis kılıncaya kadar böyle bir kimse ile evlenmek ve kestiğini yemek ,ceneza namazını kılmak ve arkasında namaz kıolmak caiz değildir.Zira Hz. Peygamber “Dua ibadetin ta kendisidir.” Başka bir rivayette “Dua ibadetin özüdür ”buyurduğu gibi;duâ ibadetin ta kendisidir,hatta özüdür.Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur.(Bakara:221)
Yüce Allah ,onlar kulluklarını yalnız Allah için hâlis kılıp Rasulullah’ın getirdiği şeyleri tasdik ve onun yoluna tabii olmak suretiyle iman edinceye kadar; putlara ,cinlere, meleklere ve benzeri şeylere tapan müşrik kadınlarla evlenmeyi müslümanlara yasaklamıştır.Aynı şekilde, onlar kulluklarını yalnız Allah için hâlia kılmak ve Rasulullah’I de tastik edip ona tabii olmak suretiyle iman edinceye kadar ,müşrik erkeklerin müslüman kadınlarla evlaendirilmelerini de yasaklamıştır.Yüce Allah inanan bir cariyenin ,güzelliği ve tatlı dili sebebiyle kendisine bakanın ve sözünü işitenin hoşlanacağı müşrik hür bir kadından daha iyi olduğu ; yine inanan bir kölenin, yakışıklılığı ve güzel konuşması ,ceserati ve benzeri özellikleri sebebiyle onun işitenin ve ona bakanın hoşlanacağı müşrik bir adamdan daha hayırlı olduğunu haber vermiştir.Sonra yüce Allah “onlar Cehenneme çağırıyorlar” ayeti ile bu fazilet ve üstünlüğün sebeblerini açıkça izah etmiştir.Ayette Allah’a ortak koşan kadın ve erkekler kastedilmiştir.Çünkü onlar , sözleri amelleri hal ve gidişleri ,ahlakları ile cehennem davetçileridir.Ama inanan erkek ve kadınlar,ahlakları, amelleri,hal ve gidişleri ile cennet davetçileridir.Ohalde ,müslümanlarla müşrikler nasıl bir olabilir?Ulu ve yüce Allah,münafıklar hakkında şöyle buyurmuştur: (Tevbe :84)
Yüce Allah bu ayeti kerimede , Allah’I ve Peygamberini inkar etmelerinden dolayı münafık ve kâfirin ceneze namazının kılınmayacağını açıklamıştır.Aynı şekilde arkalarında namaz kılınmaz. Küfürleri, kendilerine güvenilmemesi ve onlar ile müslümanlar arasında ki büyük düşmanlıktan dolayı,müslümanlarada imam olamazlar.
İyi ameller şirk ve küfürle beraber bulunamıyacağı için namaz ve ibadet ehli değildirler.Allah’tan bizleri bu duruma düşmekten korumasını niyaz ederiz.
Ulu ve yüce Allah , ölü hayvan eti ve müşriklerin kestiklerinin haramlığı hakkında şöyle buyurmuştur.(En-am:121) Ulu ve yüce Allah müslümanlara ölü hayvan eti ile Allah’a ortak koşanın kestiklerini yemeyi yasaklamıştır.Çünkü müşrik pistirve üzerine Allah’ın ismini zikretse bile onun kestiği ölü eti hükmündedir.Zira o kimsenin Allah’ın adını anmasının hükmü yoktur,batıldır.Çünkü Allah’ın adını anmak bir ibadettir ve müşrik kimse Yüce Allah’a tevbe edinceye kadar;onun şirki, yaptığı ibadeti boşa çıkarır.Ancak şu ayette Yüce Allah buyurduğu üzere,Kitap ehlinin yiyeceklerini mübah kılmıştır.(Maide:5)Çünkü onlar semavi bir dine bağlıdırlar ve bu konuda yalancı olsalarda kendilerinin Musa ve İsa’ya tabi olduklarını iddia ederler.Allah bütün insanlara Hz. Muhammed ‘I göndermekle, onların dinini neshedip hükümsüz kılmıştır.Fakat Allah, yüce bir hikmet ve gözettiği bazı sırlar sebebiyle Kitap ehlinin yiyeceğini ve kadınlarını bize helal kılmıştır ki;ilim ehli bu sırları açıklamıştır.Fakat putperestler ile peygamberlerin, velilerin ve başkalarının ölülerine tapan müşriklerin durumu bunun aksinedir.Çünkü müşriklerin dinlerinin aslı olmadığına şüphe yoktur.Bilâkis bu din esastan batıldır.,mensuplarının kestikleri ölü mesabesindedir ve yenmesi de câiz değildir.
Bir kimsenin diğerine “seni cin çarpsın ” “seni cin alıp götürsün” “Şeytan seni alıp uçursun” demesine ve buna benzer sözlere gelince ;bu sövme ve küfretme konusuna girer.Diğer sövme ve küfretme çeşitlerinde olduğu gibi bunların da müslümanlar arasında yapılmasıda câiz değildir.Bu sözleri söyleyenlerin; cinlerin , Allah’ın izni ve iradesi olmaksızın insanlara herhangi birşey yapabileceğine inanması hariç,bunun şirkle herhangi bir ilgisi yoktur.Her kim cinler ve diğer mahlukat hakkında böyle bir şeye inanırsa, o kimse bu inancı sebebiyle kâfir olur.Çünkü her şeyin sahibi , her şeye gücü yeten fayda ve zarar veren ancak Allah’tır.O’nun müsadesi, iradesi ve taktiri olmaksızın hiç birşey olmaz.Yüce Allah da Hz. Peygamber ‘e bu büyük esası insanlara haber vermesini emrederek şöyle buyurmuştur.(Â’raf:188)İnsanların efendisi ve en üstünü olan Hz. Peygamber Allah’ın dilediği dışında kendi nefsine fayda ve zarar vermeye kadir değilse ,ondan başka diğer insanlar nasıl kadir olabilir?Bu anlamda ki ayetler çoktur.
Kâhin sihirbaz ve müneccimler ve benzeri gibi,gaibten haber verenlere herhangi birşey sormaya gelince ;bu meşru olmayıp caiz de değildir.Onlara inanıp tasdik etmek çok daha kötü ve çirkindir.Hatta Hz. Peygamber’in şu hadisinden dolayı küfrün şubelerinden biridir:“Kim bir kâhine gider de ondan bir şey sorarsa,kırk gün onun namazı kabul olunmaz.”Hadisi Müslim Sahihinde rivayet etmiştir.Yine Müslim Sahihinde Muaviye ibn-i el-Hakem es-Sülemi(radıyallahu anh)dan ,Hz. Peygamber ‘in kâhinlere gidip onlara soru sormayı yasakladığını rivâyet etmiştir.Sünen müellifleride Hz. Peygamber ‘in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:“Bir kâhine gidipte ona inanan kimse ,Muhammed ‘e nâzil olan şeyleri inkâr etmiş olur.”Bu anlamdaki hadisler pek çoktur.Yukarıda geçtiği özere ,Hz. Peygamberin ondan menetmesi ve sakındırması sebebiyle ;ister tıp ismiyle veya başka bir isimle olsun , gaibten haber verme işleriyle uğraşan ve müslümanlardan gerçeği gizleyip onları aldatan kâhin , müneccim vesair sihirbazlara soru sormaktan müslümanların sakınması gereklidir. Hasta erkeğin sarığını veya hasta kadının başörtüsünü veyahut buna benzer birşeyini kokladığında, tıp adına bilinmeyen durumları bildiğini iddia ederek hastanın sarığını ve benzeri eşyalarını koklamakta bununla ilgili bir delil olmadığı halde bu erkek veya kadın hasta , şöyle yaptı böyle yaptı diyerek gaybden haber veren insanlarda bu sınıfa girer.Şüphesiz bundan maksat insanların ,kendisinin tıp bilgisi olduğunu ,hastalık çeşitleri ve sebeblerini bildiğini söyletmesi amacıyla halkı aldatmaktır.Bazan onlara bir takımilaçlar verir ve Allah’ın takdiri ile hasta tesadüfen iyileşir.;insanlarda hastanın onun verdiği ilaçlar sayesinde iyileştiğini sanırlar.Bazende hastalık,tıp ile ilgili bilgisi olduğunu iddia eden bu kimseye hizmet edin ve gayba dair bildiklerini ona haber veren bazı cin ve şeytanlar sebebiyle de olabilir.O adam bu cin ve şeytanların verdikleri haberlere dayanır,onların istedikleri birtakım ibadetlerle cin ve şeytanları memnun eder;onlarda bu hastadan uzaklaşırlar ve ona verdikleri bu eziyete son verirler.Cinler , şeytanlar ve onları kullananlarla ilgili bu gibi şeyler bilinen olaylardır.
Müslümanların bundan sakınmaları ve terkedilmesini tavsiye etmeleri, bütün işlerinde de Yüce Allah’a güvenip O’na tevekkül etmeleri gerekir.Dinin müsade ettiği okuyup üflemede,mübah olan ilaşları kullanmada ,akla ve duyguya dayanan yollarla hastayı muayene edip kesin teşhis koyan doktorlara giderek tedavi olmakta bir mahzur yoktur.Nitekim Hz. Peygamber ‘de sahih bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Allah her hastalığın çaresini de yaratmıştır.Bu çareyi bilen bilir,bilgisiolmayan bilmez.”Başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:“Her hastalığın ilacı vardır.Hastalığın ilacı bulunduğunda Allah’ın izniyle hasta iyileşir.”Diğer bir öhadiste ise şöyle buyurmuştur:“Allah’ın kulları tedavi olun. Ancak haram ile tedavi olmayın “Bu anlamdaki hadisler pek çoktur.
Yüce Allah’tan bütün müslümanların durumlarını düzeltmesini,kalblerini ve bedenlerini bütün kötülüklerden korumasını , hidayet üzere birleştirmesini ,bizleri ve onları fitnelerin saptırması ile şeytana ve ona tabii olanlara itaat etmekten korunmasını niyaz ederiz.Şüphesiz Oherb şeye gücü yetendir.Güc ve kudret , ulu ve yüce Allah’tandır.Allah kulu ve elçisi Peygamberimiz Muhammed’e ve O’nun âline ve ashabına salâtu selâm etsin ve mübarek kılsın.