DİNLEYEMİYORUM AMA AHİM ABDULABKİ KÖMÜRÜN ESKİ EZGİLERİ ÇOK GÜZEL DAĞLARDA KARDEŞLERİM VAR KASETİNİ DİNLEYİN MÜKEMMEL
Abdulbaki Kömür-Dağlarda Kardeşlerim Var (Sözleri)
Dağlarda Kardeşlerim Var
Dağlar vardır uzaklarda
Dorukları bulut hemen
Dağlar vardır az ötede
yamaçları çayır çimen
Dağlar vardır sevdalanmış
Gökyüzüne kanatlanmış
Dört mevsimde karakışı
Konuk etmiş ağırlamış
Dağlar dağlar yalçındağlar
O dağlarda kimler yaşar
Kimler ölümü kuşanır
Kimleri sevdalar dağlar
Etekleri kuzulara otlak
dorukları kartallara mesken olmuş
dağlar vardır yeryüzünde
Kafkastır ,Hindikuştur ,Himalayadır,
Balkandır kiminin adı
kışın hırçın rüzğarlarla kamçılanan
yazın hoyrat güneşle kavrulan
mor dağlar ,kara dağlar ,ak dağlar
kar çiçekleri veren baharın kuytularında
sabah güneşi beleyen
al bebek gul bebek kundaklayan
akşam koynuna alan
ana gibi yar gibi saran
ve…
ve o dağlarda insanlar yaşar
bilirmisiniz?
o dağlarda insanlar ağlar
duyarmısınız
o dağlarda çocuklar üşür , analar ağıt yakar
babalar çaresizliğin tunçtan duvarlarını
zorlar habire
işte o dağlarda benim kardeşlerim vardır
benim kardeşlerim orda yaşar
terden sırılsıklam perçemlerini düşürmüşler
alınlarına
cihadı yazmışlar yüreklerine
sevda koymuşlar boylum boylum gözbebeklerine
“Bismillah” bilmişler sözün ilkini
zalime isyan çiçekleri goncalamışlar
direnç destelemişler zulme mavzer mavzer
Güneş kızıl bir nokta bırakırken zamana
kardeşlerim kurşun sıkar,
Bomba patlatır, silah doğrultur
Afganda,Filistinde,Bosnada,Azerbaycanda, Morada
daha nice nice yerde,nice yerlerde
alınlarında şehadet güllerinden bir çelenk
goğüslerinde mermi izlerinden şeref madalyaları
ve ellerinde namus saydıkları silahlarıyla…
kardeşlerim ot koparır dağlarda
tütün basar onulmaz yaralara
yemlik toplar, ciğdem ayıklar topraktan
yağmur suyu biriktirir kovuklarda, kakmalarda
kar emer doruklardan
yusufçuk kuşunu dinler gecenin katmerli ortasında
hasretini bastırır bir nebzede olsa…
işaret fişekleri yırtar gecenin gizemini
projektörler böler ürküten dehşetini
boşluğa doğru çakallar ulur tıknefes
bir şehidin kanını koklar karıncalar
çiçeğe konar gibi konar
bal özü emer gökyüzünden arılar
yediveren filizlenir ellerinin düştüğü yerde
kan kırmızı..
kardeşlerim namaza durur
dumanlı dağların eteklerinde
duaya durur
kekik kokusuna fit olmuş bozkırların kuzguni
çayırlarında
akşam ezanı perçinlenir mevzilere dalga dalga
bir avuç kum dolanır kollarına
gün yorgunluğunu söker atar kaygıdan yana
arkalarına bürünür de yatarlar
çıtırtısını duya duya yanan ateşin
kıvılcımların raksını seyrede seyrede uykuya
varırlar
duman kokusunu çeke çeke genizlerine
alev pırıltıları yalar yüzlerindeki ter tuzunu
daha bir başka görünür sakalları kardeşlerimin
alacakaranlıkta
daha bir baska catiktir kaslari
daha baska bir tebessum seyirir gozkapaklarinda
daha bir baska heybeti konuk eder pazularinda
bileklerinde
daha bir baska soyler turkusunu,agidini,marsini
daha bir baska okur kitabini
daha bir baska yazar destanini…
ne ki sevda Hakka sevdalanmaktan ozge
ne ki hayat Hakki yasamadiktan sonra
ne ki kavga Hak yolunda omayinca
ne ki olum ,sehadete varmayinca!
ne oyun pesinde kardeslerim
ne oyuncak ardinda
ne macera ,ne monotonlugu kirmak maksat
ne de nam salmak dunyaya
sinir kavgasi degil
toprak parcasi derdi filan hic mi hic
adalet savasi verdikleri
yalnizca ALLAH’a kul olma sevdasi sevdalari…
onca kan,onca olum ,onca feryat,onca ates arasinda
kalpleri sefkat guvercinleri kaldirip kondurur genede
onca ihanet,onca hiyanet,onca kalleslik arasinda
sadakat turkulari terennum eder dudaklari
Allah’a ve rasulune
onca kin ,onca nefret ,onca kiyicilik arasinda
merhametli bir nazari esrgemez kuslara gokyuzunde