Çevrimdışı
Şehid Şeyh Abdullah Azzam Anlatıyor:
76 MERMİ SONRA YİNE CANLIYDI
Bagman bölgesinden Seyfullah anlatıyor:Bir çarpışma meydana geldi.Yalnız bir mücahid tek başına çarpışmak zorunda kaldı.Tek başına direnmenin mümkün olmadığını anlayınca çekilmek zorunda kaldı ve kendisini de şehidler arasına atarak vücuduna şehidlerin kanlarından bulaştırdı.Bu arada kafirler geldikleri gibi bu canlı adama 76 darbe daha indirdiler.Yine diri olarak kaldı.Daha sonra halk şehidleri kaldırmak için geldiklerinde derinden canhıraş bir ses duydular.Onu hastaneye kaldırdılar ve tedavi ettiler.Bu adam halen yaşamaktadır.
BULUTUN YARDIMI
Sarneval Muhammed Kadi Gulam Rabbani bana anlattı: Biz mücahid konvoyundaydık.Mevsim yaz aylarıydı.Uçaklar bize saldırıya geçti ve bombardımana başladı.Ölüm terleri dökmeye başladık.Ansızın bir bulut belirdi, başlarımızın üzerine kadar inerek bizim ile uçak arasında bir engel oluşturdu.Başımızın üzerindeki buluttan başka bölgede herhangi bir bulutun görülmediği gökyüzünden yağmurlar indi.Hiç bir sıkıntıya girmeden ve elimizi kolumuzu sallayarak geri çekildik.
KUNDUZ'DA BİR ŞEHİD BAŞI
Caci bölgesinden sorumlu kumandan olan Sarval Muhammed Sahib, Paktia'nın Cardız yakınındaki Zurst kasabasındadır.Ayrıca Kabil Şeriat Fakültesi mezunu olduğunu söylemişti.Diyor ki:Bir çarpışmaya şahid olduk.Çarpışmadan sonra bir kısım mücahidleri yitirdik.Sonra kendisini uykuda gördüm.Bana dedi ki:" Ben falan yerde bulunuyorum."
Gittik cesedini söylediği yerde bulduk.Başı yoktu.Oradan cesedi aldık defnettik.
Bir süre sonra yine çarpışma oldu.Bir komünisti esir aldık.Kesik başlı şehidi kendisine sorduk.:
-Falan komünistler asker başını kesmişti.O kesik başını evine götürdü.Ertesi gün kafa yerinden kayboldu.Şehid naaşının yanına gittiği gibi aynı başın kendi naaşına eklenmiş olduğunu gördü.Aynı başı tekrar keserek komutanı, olan Rus'a gönderdi.Rus komutan,başı kendi bürosunda sakladı.Yine yerinden kaybolduğunu gördüler.Tekrar naaşın yanına gittiklerinde başı olmayan şehidin bedenini tam olarak buldular.
Bu durumda onlar da hayrete düştüler.Komünist rejim yanlısı bir alime giderek konu hakkında bilgi istediler.Alim:"Şayet bedenini, küçük abdest yaparak idrarlar kirletirseniz kafa bir daha geri dönmez." Öyle yaptılar;başını tekrar keserek aldıktan sonra cesedi pislediler.Kafa koydukları yerde kaldı.Bir daha cesedine dönmedi.
ATLAR ÜZERİNDEKİ SÜVARİLER NEREDE?
Bana Mir Kıymet Han şunları anlattı:Bize,70 tank ve mekanize araç saldırıya geçti.Biz 8 mücahiddik.Bizim 11 bomba ve 1 adet RPC silahı vardı.Bir tanka isabet kaydettik ve tahrip ettik.Biz de anladık ki bizim diğer on bombamızın yıldırım aleti,yani ateşleme mekanizması bulunmuyordu.
Buna rağmen diğer tanklarda bozguna uğradı.Beş komünist asker bizim saflarımıza geçti.Hemen bize sordular." Atlar üzerindeki süvariler nerede? Sayıları binin üzerindeydi." Kendilerine:
-Biz yalnız sekiz kişiydik,dememize rağmen bize hiçbir türlü inanmadılar.Bu olayı üstat Sayyaf'ın önünde anlatıyordu.
ŞEHİD KANI KELİME-İ ŞEHADET YAZIYOR
Zarkan Şehr'den Abdulcebbar bize anlattı;o Şir Aga ile birlikte çalışan mücahidlerdendi.Şöyle dedi:1.7.1986 tarihinde bizimle birlikte komünist merkezlerden birisine düzenlediğimiz operasyondan sonra Bağman bölgesinde birisi şehid düştü.
Muhammed Aga işe onu aynı kefene sardık.Önün kanından kefenin üzerine "La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah" diye yazdığını gördüm.Aynı olayı benimle birlikte bir mücahid topluluğu gördü.
76 MERMİ SONRA YİNE CANLIYDI
Bagman bölgesinden Seyfullah anlatıyor:Bir çarpışma meydana geldi.Yalnız bir mücahid tek başına çarpışmak zorunda kaldı.Tek başına direnmenin mümkün olmadığını anlayınca çekilmek zorunda kaldı ve kendisini de şehidler arasına atarak vücuduna şehidlerin kanlarından bulaştırdı.Bu arada kafirler geldikleri gibi bu canlı adama 76 darbe daha indirdiler.Yine diri olarak kaldı.Daha sonra halk şehidleri kaldırmak için geldiklerinde derinden canhıraş bir ses duydular.Onu hastaneye kaldırdılar ve tedavi ettiler.Bu adam halen yaşamaktadır.
BULUTUN YARDIMI
Sarneval Muhammed Kadi Gulam Rabbani bana anlattı: Biz mücahid konvoyundaydık.Mevsim yaz aylarıydı.Uçaklar bize saldırıya geçti ve bombardımana başladı.Ölüm terleri dökmeye başladık.Ansızın bir bulut belirdi, başlarımızın üzerine kadar inerek bizim ile uçak arasında bir engel oluşturdu.Başımızın üzerindeki buluttan başka bölgede herhangi bir bulutun görülmediği gökyüzünden yağmurlar indi.Hiç bir sıkıntıya girmeden ve elimizi kolumuzu sallayarak geri çekildik.
KUNDUZ'DA BİR ŞEHİD BAŞI
Caci bölgesinden sorumlu kumandan olan Sarval Muhammed Sahib, Paktia'nın Cardız yakınındaki Zurst kasabasındadır.Ayrıca Kabil Şeriat Fakültesi mezunu olduğunu söylemişti.Diyor ki:Bir çarpışmaya şahid olduk.Çarpışmadan sonra bir kısım mücahidleri yitirdik.Sonra kendisini uykuda gördüm.Bana dedi ki:" Ben falan yerde bulunuyorum."
Gittik cesedini söylediği yerde bulduk.Başı yoktu.Oradan cesedi aldık defnettik.
Bir süre sonra yine çarpışma oldu.Bir komünisti esir aldık.Kesik başlı şehidi kendisine sorduk.:
-Falan komünistler asker başını kesmişti.O kesik başını evine götürdü.Ertesi gün kafa yerinden kayboldu.Şehid naaşının yanına gittiği gibi aynı başın kendi naaşına eklenmiş olduğunu gördü.Aynı başı tekrar keserek komutanı, olan Rus'a gönderdi.Rus komutan,başı kendi bürosunda sakladı.Yine yerinden kaybolduğunu gördüler.Tekrar naaşın yanına gittiklerinde başı olmayan şehidin bedenini tam olarak buldular.
Bu durumda onlar da hayrete düştüler.Komünist rejim yanlısı bir alime giderek konu hakkında bilgi istediler.Alim:"Şayet bedenini, küçük abdest yaparak idrarlar kirletirseniz kafa bir daha geri dönmez." Öyle yaptılar;başını tekrar keserek aldıktan sonra cesedi pislediler.Kafa koydukları yerde kaldı.Bir daha cesedine dönmedi.
ATLAR ÜZERİNDEKİ SÜVARİLER NEREDE?
Bana Mir Kıymet Han şunları anlattı:Bize,70 tank ve mekanize araç saldırıya geçti.Biz 8 mücahiddik.Bizim 11 bomba ve 1 adet RPC silahı vardı.Bir tanka isabet kaydettik ve tahrip ettik.Biz de anladık ki bizim diğer on bombamızın yıldırım aleti,yani ateşleme mekanizması bulunmuyordu.
Buna rağmen diğer tanklarda bozguna uğradı.Beş komünist asker bizim saflarımıza geçti.Hemen bize sordular." Atlar üzerindeki süvariler nerede? Sayıları binin üzerindeydi." Kendilerine:
-Biz yalnız sekiz kişiydik,dememize rağmen bize hiçbir türlü inanmadılar.Bu olayı üstat Sayyaf'ın önünde anlatıyordu.
ŞEHİD KANI KELİME-İ ŞEHADET YAZIYOR
Zarkan Şehr'den Abdulcebbar bize anlattı;o Şir Aga ile birlikte çalışan mücahidlerdendi.Şöyle dedi:1.7.1986 tarihinde bizimle birlikte komünist merkezlerden birisine düzenlediğimiz operasyondan sonra Bağman bölgesinde birisi şehid düştü.
Muhammed Aga işe onu aynı kefene sardık.Önün kanından kefenin üzerine "La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah" diye yazdığını gördüm.Aynı olayı benimle birlikte bir mücahid topluluğu gördü.
