ebuyusuf ahiye tabii olalım Marmara bölgesi diyelim: )
Üniversite ortamı kaygan bir zemin kardeşim. Haramlara kolay ulaşabileceğin hatta sen gitmesen de haramların ayağına kadar geldiği bir ortam. Ben zaten küçükken yaramaz bir çocuktum üniversitede de rahat durmadım. Sınıfımızda bayan öğrenci çoktu, bahar şenlikleri oluyordu, kız-erkek karışık aynı yurt sitesinde (binalar ayrı) kalıyorduk, çevremde namaz kılan arkadaş olmadığı yetmiyormuş gibi bide ateist vardı. Bunun gibi sebepler geriye doğru adım atmama neden oldu. İslami davet çalışması olarak sadece şu vardı, kampüste AGD, Kur'an Meali dağıtıyordu. AGD'nin dağıttığı Kur'an Meallerinden birgün bende alıp yurtta okumaya başlamıştım huri ayetlerine gelince bu AGD'nin dağıttığı mealı hatalı galiba deyip utanıp kitabı kapatmıştım: )
Üniversite konusunda ruhisukut ahiyle fikir alışverişi yapmanı tavsiye ederim. Benim tavsiyem ise;
Şehir tercihi yaparken mutlaka İslami çalışma olan bir yeri tercih et (İST, Bursa, Konya, Adana, Antep, Van), İlahiyat okuyan kardeşlerle aynı odada kalmaya gayret et. Onun dışında kitap oku. Kendini bizden daha iyi tanırsın. Kendine göre program yap ve sürekli imanını dinç tut yoksa haramlar mekruh olmaya, mekruhlar helal olmaya başlar (Allah muhafaza eylesin.)
Aleykumselam ve rahmetullahi ve beraketuhu.
Abicim üniversite okumuş biri olarak, bir kaç değerlendirme yapma ihtiyacı hissettim.Üniversite'ye gidecek olan kardeş veya kardeşlere göre durum değişmektedir.Şahsen tercih ederken Edirne'yi tercih ettim.İstanbul'da bir kaç özel üniversiteye burslu olarak puanım tutuyordu.Tevhidi anlamda iyi, mantık çerçevesinde(!) düşünen Müslüman birileriyle konuştum.Puanımın tuttuğu üniversitelerin Atatürk'çü olduğunu söylediler.Gitmemi istemediler.(Şimdi aynı okullara başkalarını yönlendiriyorlar.Buda inşaAllah hatalarını anladıklarını gösterir.)Tabi bende safım ne bileyim.
Neyse tercih etmedim İstanbul'u.Şuur var, ama amel yok o dönem bende.Bende yaramazdım bu arada, problemli birisiydim.Bazı saflıklar yanlış arkadaşlıklar sebebiyle yanlışlar yaptım.Yani kısaca arıza birisiydim.Edirne geldi tercihlerimin arasında.Tercih sebebim de lisedeki arkadaşlarım.Hatta kayıt olurken yanımdaki liseden arkadaşıma otobüste şunu dedim:
"Bak kardeş 1 veya bilemedin 2 hafta sonra bizi karakola alırlar." Gülmüştük ikimizde.
Edirne'yi bilirsiniz Laiklik mi dersin, Put mu dersin, Ateizm mi dersin?Yani çeşit çeşit.
Hem maddi imkanlar, hemde müspet olması sebebiyle o dönemde Malum cemaatin evinde kaldım.Yanımda giderken Abdullah Azzam'ın, Seyyid Kutub'un, kitaplarını birde Riyazüs Salihin ve bir çok kitap götürdüm.
Ben orada amel etmeye başladım.Küfrün ortasında yani, orada hayamı kazandım, orada davet nedir anladım.
Nasıl mı oldu?Malum cemaatin ve laik zihniyetin islam ile savaşını görünce tutamadım kendimi, çalıştım, çabaladım.Eskiden gördüğüm bitirdiğimiz ilmihal dersini yapmaya karar verdim.1 KİŞİYDİM.Bir gün baktım ki 5 kişiyiz.Bir gün baktım Suriye için yardım malzemesi topluyoruz.
Bir gün baktım evimiz olmuş, bir gün baktım ki eve gelen gidenin haddi hesabı yok.
Cuma günleri sohbet yapardık.Riyaz'üs Salihin, Hayatu's Sahabe ve gündem olmak üzere.Biz 9'da derse başlardık gece 2'ye kadar uzadığını bilirim.Sadece islam sadece neler yapabiliriz bunu konuşurduk,
Hani dedim ya size otobüsteki "arkadaşa biz 2 haftaya karakola düşeriz" demiştim.2 yıl sonra islami çalışmalardan dolayı dosyada adım geçmeye başladı.Yani sadece Allah'ın hidayet vermesi ile oldu bunlar.Bir ara belki kesitler anlatırım.Sonuca gelirsek;
Şu an Müslümanlar ile birlikteyim, ve Edirne'deki imanım ile buradaki imanım arasında dağlar kadar fark var.Edirne'de mücadele vardı, savaş vardı, tehdit vardı.Burada ise bunlar pek mümkün değil.Edirne'de virdlerimi yapıyordum.Burada da, ama orada hissediyordum, burada his yok.Bununda çeşitli sebepleri var.
Sebepler için YİNE SÖYLEYECEĞİM Fethi Yeken,Davet Yolunda Dökülenler'i okuyunca biraz daha iyi anlayacaksınız.