Es selamu aleykum,
1. Ahad hadis her ne kadar sika ve zabt vasfına sahip bir sahabi tarafından rivayet edilse de, peygamberimizin sözünü yanlış hatırlama ve yanılma ihtimali, az da olsa yine de var, bu durumda ahad hadisteki hükmü tevil etmeden inkar edenin bidatçi ve fasık olmasının nedeni zannı galibi inkar etmesinden dolayı mıdır?
2. Allah bu dini koruduğundan ahad hadis dahi olsa şazz olmayan, sahih şartlarını taşıyan bir hadis ve bu hadise aykırı daha kuvvetli bir nass da bulunmuyorsa yakîni ilim ifade eder, bu durumda yanılma ihtimali yoktur demek doğru mudur?
3. Buhari'de sahabe'ye buğzeden, onları tekfir eden yada rububiyet tevhidinde sıkıntıları olan isna aşeriyye şiileri (rafiziler) olduğu doğru mudur?
Muhaddis Şeyh İbni Hacer El-Askallani (rahimehullah) derki: “Şialık, daha öncekilerin örfünde Ali’yi Osman’dan daha faziletli görmek, Ali’nin yaptığı savaşlarda isabetli, muhaliflerin hatalı olduklarına, Şeyheyn (Ebu ve Ömer)’in daha önde olduklarını inanmak idi. Belki bazıları Ali’in mahlukat arasında Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den sonra en faziletli insan olduğuna inanırlardı. Eğer bu kişi özellikle bid’atine davet edenlerden değil, dinine bağlı, takva ehli, dürüst ve ictihad ehliyse rivayeti reddedilmez.
Ama sonrakilerin örfünde Şia’lık, tam bir Rafizi’liktir. Aşırı giden Rafızi’nin rivayeti kabul edilmez. Onun hiçbir değeri yoktur!.” (Tehzip Ettehzip 1/81)
Muhaddis İmam Zehebi’ninde bu konuyla ilgili benzer sözleri vardır.
...
Önceki rafizilerin sonraki rafizilerden farklı olduğunu kabul etmekle birlikte, İbni Hacer (rh) hata yapmış olabilir mi çünkü alimlerden buna aykırı sözler de mevcut. Raviler arasında sahabeyi tekfir edenler de var diyorlar.
Ahad hadisten kastettiğim ahadın sınıfından olan garib hadistir. İttifakla sahih olan bir garib hadisi akideye almamak bidat midir? Veya genel olarak ahad hadisi akideye almamak, sahih oldugunda ittifak olsa bile, bidat midir?
1. Ahad hadis her ne kadar sika ve zabt vasfına sahip bir sahabi tarafından rivayet edilse de, peygamberimizin sözünü yanlış hatırlama ve yanılma ihtimali, az da olsa yine de var, bu durumda ahad hadisteki hükmü tevil etmeden inkar edenin bidatçi ve fasık olmasının nedeni zannı galibi inkar etmesinden dolayı mıdır?
2. Allah bu dini koruduğundan ahad hadis dahi olsa şazz olmayan, sahih şartlarını taşıyan bir hadis ve bu hadise aykırı daha kuvvetli bir nass da bulunmuyorsa yakîni ilim ifade eder, bu durumda yanılma ihtimali yoktur demek doğru mudur?
3. Buhari'de sahabe'ye buğzeden, onları tekfir eden yada rububiyet tevhidinde sıkıntıları olan isna aşeriyye şiileri (rafiziler) olduğu doğru mudur?
Muhaddis Şeyh İbni Hacer El-Askallani (rahimehullah) derki: “Şialık, daha öncekilerin örfünde Ali’yi Osman’dan daha faziletli görmek, Ali’nin yaptığı savaşlarda isabetli, muhaliflerin hatalı olduklarına, Şeyheyn (Ebu ve Ömer)’in daha önde olduklarını inanmak idi. Belki bazıları Ali’in mahlukat arasında Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den sonra en faziletli insan olduğuna inanırlardı. Eğer bu kişi özellikle bid’atine davet edenlerden değil, dinine bağlı, takva ehli, dürüst ve ictihad ehliyse rivayeti reddedilmez.
Ama sonrakilerin örfünde Şia’lık, tam bir Rafizi’liktir. Aşırı giden Rafızi’nin rivayeti kabul edilmez. Onun hiçbir değeri yoktur!.” (Tehzip Ettehzip 1/81)
Muhaddis İmam Zehebi’ninde bu konuyla ilgili benzer sözleri vardır.
...
Önceki rafizilerin sonraki rafizilerden farklı olduğunu kabul etmekle birlikte, İbni Hacer (rh) hata yapmış olabilir mi çünkü alimlerden buna aykırı sözler de mevcut. Raviler arasında sahabeyi tekfir edenler de var diyorlar.
Ahad hadisten kastettiğim ahadın sınıfından olan garib hadistir. İttifakla sahih olan bir garib hadisi akideye almamak bidat midir? Veya genel olarak ahad hadisi akideye almamak, sahih oldugunda ittifak olsa bile, bidat midir?
Moderatör tarafında düzenlendi: