Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

AHMED YASİN 'İN DİRENİŞİNDEN NOTLAR

C Çevrimdışı

cevan_pedayi2

Üye
İslam-TR Üyesi
27252.jpg

Şeyh Ahmed Yasin 1983'te Gazze'de kurduğu İslam Merkezi'nde yaptığı konuşmalardan dolayı İsrail işgal kuvvetleri tarafından polis merkezine götürülür. Orada komiserle aralarında şöyle bir konuşma geçer:

Komiser: Şeyh Ahmed! Peygamberinizin Hayber'de atalarımıza karşı zafer elde ettiği gibi sizin de bize karşı zafer elde edeceğinizi ileri sürmüyor musunuz? Hadi öyleyse yanında ne varsa ortaya dök ve bizimle savaşmak için silahını çıkar.

A. Yasin: Hayber çok uzak değildir. Günü geldiğinde bizim size ne yapacağımızı görürsünüz.

Komiser: Ne demek istiyorsunuz?

A. Yasin: Demek istiyorum ki, sizin gerçek savaşınız İslâm'la ve Muhammed'in askerleriyle olacaktır.

Bu olaydan kısa bir süre sonra Ahmed Yasin tutuklandı. Daha sonra mahkeme önüne çıkarıldığında yargıçla arasında şöyle bir konuşma geçti:

Yargıç: Sen İsrail devletini yıkarak yerine İslâmi bir devlet kurmak için çalışan İslami bir askeri örgütün başkanlığını yapmakla suçlanıyorsun.

A. Yasin: Onların üzerlerindeki zulmün kaldırılması için kendilerine yardımcı olmam benim vatanıma ve halkıma karşı bir görevimdir.

Yargıç: Sen aynı zamanda kanundışı yollarla silah temin etmekle ve İsrail'e karşı kullanılması durumunda büyük bir felakete sebep olabilecek kadar silah biriktirmekle suçlanıyorsun.

A. Yasin: Her gün bizi öldürmek isteyene, vatanımızı ve kutsal varlıklarımızı işgal edene karşı canlarımızı ve kardeşlerimizi savunmak bizim hakkımızdır.

Bu olaydan sonra, İsrailli yargıca gazeteciler Ahmed Yasin'in felçli ve oturak biri olduğunu hatırlattıklarında yargıç şöyle demişti: "O felçli ve oturak bir adam ama onun felçli ve oturak olmayan aklı ve dili var. Aynı zamanda bir örgüt adamı ve lider konumunda. Etkinlik sahibi biri. İsrail açısından ona güvenilemez."

Ahmed Yasin, ilk tutuklanışından sonra İsrail'i yıkarak yerine İslami bir devlet kurmak için çalışmaktan ve bu amaç için silahlı örgüt kurmaktan 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 1985'te Filistinlilerle İsrail arasında bir esir değişiminde serbest bırakıldı. İkinci kez; intifadanın başlamasından bir buçuk yıl sonra 18 Mayıs 1989'da tutuklandı. Bu tutuklamadan sonra mahkeme önüne çıkarıldığında şöyle demişti:

"Bu mahkeme beni kanuni olarak yargılama hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü bu mahkeme işgalciler tarafından kurulmuştur. Dolayısıyla tamamen gayri meşru ve hukuka aykırıdır."

Bu duruşmada yargıçla arasında şöyle bir konuşma geçti:

Yargıç: Sen HAMAS hareketini kurmakla, taş atanları idare etmekle, onları İsrail devletine karşı savaşmaya teşvikle ve onlara bazı İsrail askerlerini ve yahudilerden bu topraklara yerleştirilenleri öldürme emri vermekle suçlanıyorsun.

A. Yasin: Ben HAMAS'ı kurmakla şeref duyarım. Yaptıklarım işgale karşı direnmem için dinime karşı görevimdir. Bunu yapmak ise Filistin'deki halkımın haklarını korumam için meşru bir hakkımdır.

İsrail mahkemesi 16 Ekim 1991 tarihinde Ahmed Yasin'i "ömür boyu + on beş yıl" hapis cezasına çarptırdığını açıklayınca Şeyh Yasin kahkahayla güldü. Onun bu kahkahasının mahkemenin kararını alaya almak anlamına geldiğini düşünen İsrailli yargıç hiddetlendi. Ama Ahmed Yasin yargıcın tavırlarını hiç ciddiye almadı.

Siyonistler onu zindana attıktan sonra felçli olmasına rağmen insanlık dışı uygulamalara maruz bıraktılar. Ama buna rağmen onun kararlı tavrını değiştiremediler. Bir ara bazı şartlarla serbest bırakmayı teklif ederek onunla pazarlığa girişmek istediler. Amaçları onun yönlendirdiği kalabalık kitlenin azmini zayıflatmaktı. Ama o kararlı tutumundan hiçbir şey kaybetmeksizin şu açıklamayı yaptı: "Benim için hapiste 100 yıl kalmak karşılığında birtakım tavizler vererek çıkmaktan daha iyidir."

İşgalciler pazarlık tekliflerini daha sonraları da sürdürdüler. Ama ondan hiçbir taviz koparamadılar. Onun işgalcilere en son söylediği söz şu olmuştu: "Bana dışarı çıktığımda karpuz yemememi şart koşsanız bile yine kabul etmem. Çünkü ben işgal rejimini muhatap kabul etmiyorum ki onun şartını kabul edeyim."

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Bizim uğrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut, 29/69) Allahu teala, onu felçle imtihan etmiş ama ona cihad ve mücadele konusunda üstün bir azim ve direniş gücü lütfetmiş.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt