Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Aksiyon Dergisi’nden Buket Davulcu’nun Mücahidlere İftiralarına Cevaplar

Ö Çevrimdışı

Ömer Hattab

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Aksiyon Dergisi’nden Buket Davulcu, özellikle Suriye’dekiler olmak üzere mücahidleri itham eden bir yazı kaleme aldı. İftiralarına cevap vermek ve uydurmalarını teşhir etmek için bir reddiye yazmak gerekti. Mücahidler cephede kanlarıyla tarih yazarken, bu yazarlar ceplerine konulan doların hakkını verme amacıyla gerçekleri saptırıyor ve yalan üzerine kurulu bir tarih yazıyorlar. Yalanı teşhir etmediğimiz sürece yalancılar alkışlanmaya devam edecektir. Yazının aslını şuradan okuyabilirsiniz:
Gençlere 'radikal' tezgâh
Aksiyon dergisi yazarı Buket Davulcu’nun yazılarını koyu renkli, cevabımızı normal yazı stili ile yazdık. Okuyucuya kolaylık olsun diye de yazıyı parçaladık ve itirazımızı sunduk.
* * *
Ortadoğu’da yaşananlar dini istismar eden terör örgütlerine yeni bir zemin oluşturuyor. Çok sayıda genç, savaştırılmak için Suriye’ye götürülüyor. Örgütler, demokrasi arayışlarının getirdiği çatışma ortamını da iyi kullanıyor.
Ortadoğu halkları demokrasi arayışında değiller. Ortadoğu halkları özünü yani İslam’ı yeniden arıyorlar. Arayış demokrasi olsaydı, binlerce üyesi olan ve her gün yeni katılımlarla büyüyen “örgütler” İslami şeriatı getireceğiz diye değil de demokrasi getireceğiz diye açıklama yaparlardı. Şeriat yanlısı hareketlerin sayısı çoğalıyor mu? Evet. “örgüt” dalga dalga büyüyor mu? Evet. Demek ki Ortadoğu halklarının evlatları şeriatı istiyor ve şeriat getireceğiz diyen hareketlere katılıp asilce can veriyor.
Çok sayıda genç, savaştırılmak için Suriye’ye götürülüyor. diyorsun. Koyun sürüsünü bile sen bombaların patladığı, kan ve barut kokan cepheye götüremezsin. Dünyanın dört bir yanından Müslüman gençler, cennetin kokusu Şam topraklarından geliyor diye gönüllü olarak gidiyorlar. Çanakkale’ye gönüllü giden dedeleri…
20 yaşındaki A.G. örgütlerin Suriye’deki iç savaş için asker topladığının canlı şahidi. Bizzat olayın içinde yer almış. Hatay’a gelen Suriyelilerden uğradıkları zulmü dinliyor ve etkilenerek terör örgütü El Kaide bağlantılı El Nusra ile irtibata geçiyor. Grup üyeleri ona tecavüze uğrayan kadınların, çocukların, işkence gören insanların videolarını seyrettiriyor. “Bu zulüm karşısında sessiz kalamazsın!” diyorlar. A.G. de Suriye’ye gitmeye karar veriyor. Bizzat cephe savaşına katılıyor. Bir gece zifirî karanlıkta tek başına yaylım ateşi altında kalınca geri dönmeye karar veriyor. Türkiye’de görüştüğümüz A.G. kandırıldığını düşünüyor: “Onlar için savaşmaya gittim ama beni yalnız bıraktılar. Arkama dönüp baktığımda kimse yoktu. O zaman kandırıldığımı anladım.” Emir üzerine bir kişinin ölüm cezasını infaz ettiğini anlatırken de sesi titriyor.
Bu paragraf yazar tarafından başlığı olan “gençlere radikal tuzak” tezini savunmak için uydurulmuş güzel bir hikâye. A. G. kim? Kaynağı nedir bu röportajın? Esad yanlısı onca alçağın sahte röportaj vereceği bir ortamda kaynağı bile olmadan masal mı yazıyorsun Buket Davulcu? Masal kahramanı A. G. mücahidlere katıldığına pişman olmuş. Sebep? “Onlar için savaşmaya gittim ama beni yalnız bıraktılar. Arkama dönüp baktığımda kimse yoktu. O zaman kandırıldığımı anladım.” Böyle saçma şey mi olur? Sıcak savaşta her an çekilme, her an yalnız kalma durumu olabilir. Mücahidler oraya savaşmak için giden kişilerdir. Genelde birkaç yıl içinde de şehid olunur. Eğer A.G. yi bırakıp kaçacak tipler olsalardı zaten orada işleri olmazdı. Yabancı uyrukluysa mutlu mesut memleketine gider yaşardı, Suriyeli ise de Türkiye’ye mülteci kampına gelirdi. Baştan sona kaynaksız delilsiz hikâye yazımı, o kadar.
Peki, bir iç savaşa başka bir ülkeden eleman toplamak bu kadar kolay mı? Gençler hangi motivasyonla bu tür ‘davetlere’ icabet ediyor?
Suriye’de iç savaş yok Buket. “İç katliam” var. Esad gerek kimyasal silahla, gerek uçak ve tanklarıyla Sünni halkı kıyımdan geçiriyor. Bu mantığa göre Hitler ve Yahudiler arasında olana da “Almanya’daki iç savaş” diyelim o zaman!
Gençler hangi motivasyonla icabet ediyor? Yoga yapmıyorlar ben sana söyleyim. Esrar da çekmiyorlar, kafa yerinde. Onlar Allah’a, Kuran’a icabet ediyorlar sadece. Allah tehdit ediyor onları:
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? (Kuran, Nisa 75)
Buket Uzuner “bozacının şahidi şıracı olur” misali başlıyor laik devletin din memurlarına mikrofonu uzatmaya:
Dış halkanın da bir oluşum süreci var. Aydınalp’ın (Doç. Dr. Halil Aydınalp) anlattıklarına bakılırsa öyle karmaşık bir süreç değil. Cami bahçesi, okul kantini gibi sosyal hayatın parçası olarak başlayan ilişkiler zamanla ev sohbetlerine, aile görüşmelerine dönüşerek daha samimi bir hâl alıyor. Bu süreç kişiden kişiye değişse de örgütün istediği insan tipi değişmiyor. Sosyal çevresi olmayan, dünyayla bağlantısı zayıf, az sorgulayan, kimlik sorunu yaşayan, ailesiyle problemleri olan, eğitim ve gelir seviyesi düşük insanlar ilk hedef oluyor. Başlangıçtaki konuşmaların yerini artık İslam dünyasında hunharca katledilen Müslümanlar ve onların video görüntüleri alıyor. Sonraki aşamalarda canlı bombaların videoları izlettiriliyor. Bu aşamalardan geçen kişi artık örgüte biat ederek kendince dönülemez bir yola giriyor.
Bu İslamcı “örgütler” nasıl bir şeymiş ya… İki çay, iki ev sohbeti, iki video izlet, hadi git Suriye’ye ölmeye… Böyle basit mi ölüme gitmek? Senin devletin 12 yıl zorunlu eğitim verip her gün devletinizi ordunuzu övüyor, ama gene de bu halk ilk fırsatta ya asker kaçağı oluyor, ya bedelli askerliği bekliyor, ya söve söve askerlik yapıyor. Ama İslamcı “örgütler” iki çay iki video ile taa Suriye’ye adam gönderiyor!
Bir de kendisine yediremeyince aşağılamaya çalışıyor:
Bu süreç kişiden kişiye değişse de örgütün istediği insan tipi değişmiyor. Sosyal çevresi olmayan, dünyayla bağlantısı zayıf, az sorgulayan, kimlik sorunu yaşayan, ailesiyle problemleri olan, eğitim ve gelir seviyesi düşük insanlar ilk hedef oluyor.
Zavallı Buket, peki ya Avrupa’dan Amerika’dan, Kanada’dan Suriye’ye cihad gitmiş Müslümanlara ne kulp bulacan? İngiliz Savunma Enstitüsünün verilerine dayanarak Esed’in Baş Müftüsü Şeyh Ahmed Bedrettin Hassun Suriye’deki Esad’a karşı savaşan mücahidlerin ülkelerini ve sayılarını açıkladı: Fransa’dan: 150 kişi, Almanya’dan: 110 kişi, İngiltere’den: 80 kişi, Amerika’dan: 290 kişi, Kanada’dan: 110 kişi, Danimarka’dan: 80 kişi! (1)
Almanya’da Rap yıldızı çok zengin bir şarkıcı iken Müslüman olduktan sonra Ebu Talha el Almani alan ve Suriye’de cihada giden Deso Dogg’u nereye koyacaksın? (2) Ya da haber yapmak için Suriye’ye giden ve el-kaide mücahidleriyle tanıştıktan sonra Müslüman olup cihada katılan 3 Japon gazeteciye ne diyeceksin? (3)
Ezik ve aşağılık olan birileri varsa, o da miladını tamamlamış olan sizlersiniz.
Terörizm üzerine çalışmalarıyla bilinen Necati Alkan, ‘Gençlik ve Radikalizm’ kitabında Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra İslam dinini, kan, savaş ve ihtilalle bütünleştiren Ortadoğu kökenli örgütlerin yayın ve faaliyetlerinden etkilenen yapılar çıktığını belirtiyor.
Bırakın bu “kökü dışarıda” edebiyatını. Kuran’da 185 ayette “savaş” kelimesi geçiyor, 300’ün üzerinde ayette de cihad! Hadisleri ve peygamberin hayatını ise hiç katmıyorum bile! Sonra da gel “İslam dinini, kan, savaş ve ihtilalle bütünleştiren Ortadoğu kökenli örgütlerin yayınları” de! Eğer bu din mazlumlar için zalimlere karşı savaşı emretmeseydi, o zaman Hristiyanlıktaki gibi din afyon olurdu. Bak moralini bozacak bir ayet yazayım sana. Aman “eğitimsiz gençler” okumasın etkileniyorlar sonra!
“Yeryüzünde bir fitne kalmayıncaya ve din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. (Kuran, Enfal 39)”
“Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü’min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin.(Kuran, Tevbe 14)”
Kan, savaş ve ihtilal olmasın ki firavunlarınız saltanatı devam etsin değil mi ey sihirbaz!
Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim Yüce; cihat, şehitlik, şeriat, hükmün Allah’a ait olması, tekfir gibi kavramların tersyüz edilerek insanların etki altında bırakıldıklarını ve kandırıldıklarını belirtiyor: “Din maskeli terör örgütleri değişik yönlerden dini yanlış yorumlamakta, uygulamakta ve neticede dine hizmet etmeyip ciddi zararlar vermektedir. Din maskesini kullanarak, bu aldatıcı metotla hem daha kolay militan devşirmekte hem de maddî ve lojistik destek bulmaktalar.”
Ey dekan, laik bir devlette ilahiyat açmışsınız, laik imamlar (!) yetiştiriyorsunuz. İlahiyatlarda akaid ve fıkıh adına ne varsa ifsad ediyorsunuz, sonra da pişkin pişkin “şeriat, hükmün Allah’a ait olması gibi kavramlar çarpıtılıyor” diyorsunuz. Şeriat nedir hele bir söyle, 4 yıllık ilahiyat müfredatında Allah’ın kanun koyucu olduğu hakkında bir saatlik bir ders var mı! Allah’ın kanunları varken insanların kanunları ile yönetildiğimiz hakkında ne öğretiyorsunuz öğrencilerinize? Senin laik devletinde “egemenlik millete ait” iken sen ne gazel okuyorsun bize!
Kişilerin, özellikle gençlerin dinî hislerle radikal gruplara, terör örgütlerine dâhil olmasındaki en önemli etken din eğitiminin planlı ve hedefli verilmemesi. Prof. Abdulhakim Yüce, seviyeli din eğitimi yapılmadan, katı, yüzeysel, şiddete zemin hazırlayan, asra göre yeni yorumların olabileceğini kabul etmeyen, İslam tarihi boyunca gelişen hukuk ve medeniyeti görmezden gelen, âlimleri dinlemeyen din maskeli terör örgütleriyle mücadele etmenin kolay olmadığını vurguluyor. Bütün dünyanın, terörün dini olmadığı noktasında birleşmesi gerektiğini kaydeden Yüce, “Terör örgütlerinin din adına hareket etmediği, edemeyeceği insanlığa deklare edilmeli ve dinler temize çıkarılmalı.” diyor.
Amerika afganistan’ı 55 ülkeyle işgal eder, Müslüman halk direnir ve sizler onlara terörist der kınarsınız. Rusya 1.5 milyonluk Çeçenya’da 300 bin Müslümanı katleder ve sizler dört asırlık cihadı devam ettiren Kafkas mücahidlerine terörist der kınarsınız. Suriye’de 130 bin kişi Esad tarafından katledilir, dünyanın dört bir yanından rahat yaşamını bırakıp Müslümanların namusu ve izzeti için savaşmaya gidenlere terörist der kınarsınız. İstediğiniz kadar konferanslar yapın, istediğiniz kadar “terör örgütlerinin din adına hareket etmediği”ni deklare edin. İt ürür, kervan yürür ve mücahidler asla kınamacının kınamasından çekinmezler.
Onlar Allah yolunda cihad ederler ve kınamacının kınamasından çekinmezler. (Kuran, Maide 54)
“dinler temize çıkarılmalı” diyorsunuz ya, kılıcından 8 yıl boyunca kan damlayan bir Peygamberin ümmeti hakkı için savaşmayacak da kim savaşacak! Savaş ile ilgili ayet ve hadisleri toplayan kitaplar bile birkaç cilt iken bu kadar seviyesiz bir cümleye cevap vermeye gerek yok. BU DİN MAZLUMUN HAKKI İÇİN SAVAŞI EMRETTİĞİNDEN DOLAYI TEMİZDİR!
Örgüt liderleri din eğitimi almamış

Dinî radikalizmle sıklıkla ilişkilendirilen isimlerin çoğu resmî din eğitimi almamış, gayr-i resmî dinî telkine tabi tutulmuş kişiler. Ayrıca farklı dinî yönelimlere sahipler. Liderlerin çoğu tıp, mühendislik gibi teknik alanlarda eğitim almış.
Usame bin Ladin: Kamu yönetimi ve işletme mezunu- El Kaide’nin kurucusu.
Eymen Ez Zevahiri: Tıp fakültesi mezunu- El Kaide örgütünün teorisyeni ve iki numaralı ismi.
Muhammed Atta: Mühendis. 11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren ekibin başı olduğu iddia ediliyor.
Ebu Musab el-Suri: Mühendis. 1700 sayfalık El Mukaveme (Küresel Cihad Cepheleri Direnişi) isimli eseriyle küresel cihat düşüncesinin çağdaş teorisyeni olarak gösteriliyor.
1700 sayfalık el Mukaveme, Amerikan askeri okullarında ders kitabı olarak okutuluyor, (4) sen ise “ama mühendis din eğitimi almamış” diyorsun. Din eğitimi nedir? İmam Hatip’e gitmek mi? Sen daha dini eğitimin ne olduğunu ve nasıl alınacağını bilmeyen cahilin birisin.
Zevahiri’nin 11 tane ilmi eseri var, açıp bir tanesini okudun mu, hatta duydun mu! Usame bin Laden’in ilim sahibi olduğunu bilmiyorsun, peki istişare ekibindeki onlarca âlimi neden söylemiyorsun!
Neymiş? Mühendislik, tıp okumuşlar da dini eğitim görmemişler! İnsanlar medreseden ya da bir hocadan da bu eğitimi alabilirler. Diploma mı illaki gösterek sana! Söyleyelim de mücahid komutanlar açık öğretim ilahiyata yazılsınlar. Hem uzaktan eğitim, hem iki yıllık çabuk biter. Belki o zaman Buket Davulcu’nun gözüne girerler! Son olarak şunu da eklemeden dayanamayacam: İsa (as)’da marangozdu, ona niye bir şey demiyon!
Dipnotlar:
1) Suriye'de hangi ülkeden kaç kişi savaşıyor | ORTA DOĞU | incanews
2) Eski Alman Rapi Esed rejimine kar savayor - Vahdet Haber
3) Japon gazeteci El Kaide'ye katıldı - Ortadoğu Haberleri
4) Küresel Cihadın Anatomisi | Ebu Musab Es Suri | incanews
Ferman Nazif
Ümmet-i İslam
jap-250x180.jpgjap-2-250x180.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt