Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Alemler Hz. Muhammed (s.a.v) için mi yaratıldı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Çoğunlukla ''Tasavvuf ve Taklitçi Halkınız arasında Meşhur olan Bu Rivayet''in Sıhhatı ve ''Tevhid Akidesi'' ne verdiği Zararları Değerlendireceğiz...

Altta Adı geçen Alıntıda: Tasavvuf Eksenli Yayın yapan Bir Web Siteden alınmıştır...Konuyu Değerlendireceğiz...



Soru: Allahü teâlâ, Peygamber efendimiz için, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) buyuruyor. Bu kudsi hadis hakkında bilgi verir misiniz?


Cevap: Âdem aleyhisselam, Arş'ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim]

(Ey Resulüm, İbrahim'i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] "Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?" buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım") [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim'i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [Mevahib-i ledünniyye]

Şu halde Peygamber efendimiz hem habibdir, hem halildir.
(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname'nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ının 122. mektubunda vardır.

Mektubat'ın farisi haşiyesinde, bu hadisin Deylemi'nin Firdevsi'nde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir.
Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Mirac'da Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat) denilmektedir."

Allahü teâlâ, Peygamber efendimiz için, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) buyuruyor. Bu kudsi hadis hakkında bilgi verir misiniz?

CEVAP: Bu sözlerle ilgili açıklama yapmadan önce, bir Müslüman'ın inancını ilgilendiren konularda nasıl bir yol izlemesi gerekir? Öncelikle bu konuda bilgi sahibi olmamızın bizi bu tür yanlışlardan koruyacağına inanıyoruz.

İnanç konuları dinin sahibi tarafından belirlenir, açık, anlaşılır ve kesin deliller ile ortaya konularak herkesin inanması istenir.İnanç konusunda zanna ve zanni delile yer yoktur. Bu nedenle itikadın tamamı sübut-i kat'i ve delalet-i kat'i olan Kur'an ayetlerinden başka bir delile dayandırılmaz. Bunun anlamı şu demektir:

Bizi inanç olarak ilgilendiren bir konu mutlaka Kur'an'dan olacak ve ayetin delaleti de açık ve anlaşılır olacaktır. Bu özelliklere sahip olmayan bir delil ile ifade edilen bir şeye inanmak zanna tabi olmaktır. Allahü Teala şöyle buyurur:


وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئاً

Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.(53 Necm 28)

Müslümanlar zandan şiddetle sakındırılmış ve "zan gerçekten hiçbir şey ifade etmez " buyurulmuştur.

Sorunuza sebep olan nakillerin hepsi Kur'an-dışı rivayetlerden oluşmaktadır. Bu rivayetler kimden gelirse gelsin zannidir.

Hadis adı altında nakledilen bu rivayetler, peygamber sözü olmaya mani illetler taşımaktadır. Adına Kutsilik eklemekle bir söz kutsi olmaz. Allah'ın elçisine vahyettiği Kur'an'a uygun olmayan bir anlayışı Kur'an-dışı bir yolla söylemesini düşünmek mümkün değildir. Bu anlayışların hiç birisini onaylayan bir ayet bulmanız da mümkün değildir.

Öncelikle, "sen olmasaydın, alemi yaratmazdım" sözünün hadis bile olmadığını söyleyen Molla Aliyyü'l-Kari, "Mevzuat'ül-Ulum" isimli eserinde "levlake lemma halaktül eflak" (sen olmasaydın eflaki/alemi yaratmazdım) metniyle zikretmekte ve "böyle bir hadis metnine rastlanmamıştır" kaydını ilave etmektedir. Yani sözün aslı mevzudur. İslam dünyasında Müslümanların dillerine dolayıp durdukları, birilerini övmek için nice meşhur olmuş sözlerin durumu yakından ele alındığında gerçekleri görmek mümkün olacaktır.

Ne gariptir ki, Allah'ın elçisine bizzat vahyetmiş olduğu kitapta ne Hz. Muhammed (as) için, ne de diğer peygamberlerden biri için buna benzer bir ifade bulmak mümkün değildir. Bizzat peygamberimizin yaptığı hatalarını zikredilerek düzeltilmesine (Tahrim/1-5, Abese/1-10) yer verilirken, Kur'an'da bu tip övgülere yer verilmemesini düşünmeli değil miyiz?

Bu tip övgülerin Kur'an'da olmamasının nedeni, bu anlayışların gerçeklerle alakasının olmadığındandır. Allah kitabını tavsif ederken:



أَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِندِ غَيْرِ اللّهِ لَوَجَدُواْفِيهِ اخْتِلاَفاً كَثِيراً

"Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, onda birçok çelişkiler bulurlardı." (4 Nisa 82)


يَا أَيُّهَا النَّاسُقَدْ جَاءكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُوراً مُّبِيناً {174}

"Ey insanlar! Rabbinizden size kesin bir delil geldi; ve size aydınlatıcı bir nur indirdik." (4 Nisa 174) demektedir.
İşte gelen bu kesin delilde Allah peygamberi için şöyle buyuruyor:

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ{107}

"Ey Resulüm! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik." (21 Enbiya 107)

Bu ayet "Sen olmasaydın alemi yaratmazdım" anlayışı ile bağdaşmaz, aksine çelişki arz eder. Allah bütün elçilerini insanlık alemine olan merhametinden göndermiştir. Bu nedenle bütün elçiler onun rahmetinin eseri ve gönderildiği aleme rahmettir. Bu konuda hepsi eşittir ve aralarında bir fark yoktur.

Allahü Teala şöyle buyurur:


قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَاأُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَوَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَمِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ {136}

"Onlara deyin ki; 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer peygamberlere Rabbleri tarafından verilene inanırız. Onlar arasında ayırım yapmayız. Biz Allah'a teslim olanlarız." (2 Bakara 136)

Bu konuda peygamberler ve müminler de farklı değildir. İman edenlerin hepsi aynı inancı paylaşırlar:


آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَإِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِوَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَاوَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ {285}


"Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de, hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. `Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır.` dediler." (2 Bakara 285)
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Üstte Ki Konuya Devamla :


Bunlarla beraber Muhammed (as)'ın da bu elçilerden bir elçi olduğunun, muhtelif ayetlerle anlatıldığını görüyoruz:

وَمَا مُحَمَّدٌإِلاَّ رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِ الرُّسُلُ أَفَإِن مَّاتَ أَوْ قُتِلَانقَلَبْتُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ وَمَن يَنقَلِبْ عَلَىَ عَقِبَيْهِ فَلَن يَضُرَّاللّهَ شَيْئاً وَسَيَجْزِي اللّهُ الشَّاكِرِينَ {144}

"Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçti. Şimdi o, ölür veya öldürülürse, siz gerisin geriye mi döneceksiniz? Her kim geri dönecek olursa, kesinlikle Allah'a bir zarar veremeyecektir. Fakat Allah, şükredenleri yakında mükafatlandıracak." (3 Ali imran 144)


قُل لاَّ أَمْلِكُ لِنَفْسِي نَفْعاً وَلاَ ضَرّاً إِلاَّ مَا شَاء اللّهُ وَلَوْ كُنتُ


أَعْلَمُ الْغَيْبَ لاَسْتَكْثَرْتُ مِنَ الْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِيَ السُّوءُ


أَنَاْ إِلاَّ نَذِيرٌ وَبَشِيرٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ {188}


"De ki: 'Ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka herhangi bir yarar ya da zarar sağlamaya malik değilim. Eğer ben bütün gaybı bilseydim, daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben ancak iman edecek bir kavmi uyarmak ve müjdelemek için görevli bir peygamberim.' " (7 Araf 188)

Yine O'nun insanlardan bir insan olduğu ise şöyle beyan ediliyor:


قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّأَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَاسْتَقِيمُوا إِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوهُ وَوَيْلٌلِّلْمُشْرِكِينَ {6}

"De ki: "Ben, sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyolunuyor. Onun için hep O'na yönelin ve O'nun bağışlamasını isteyin; vay haline o ortak koşanların." (41 Fussilet 6)




قُل لاَّ أَقُولُ لَكُمْعِندِي خَزَآئِنُ اللّهِ وَلا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلا أَقُولُ لَكُمْ إِنِّي مَلَكٌ
إِنْ أَتَّبِعُ إِلاَّ مَا يُوحَى إِلَيَّ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَفَلاَ تَتَفَكَّرُونَ

"De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?" (6 Enam 50)


قُلْ مَا كُنتُ بِدْعاً مِّنْ الرُّسُلِوَمَا أَدْرِي مَا يُفْعَلُ بِي وَلَا بِكُمْ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ وَمَا أَنَاإِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ {9}

"De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım.' " (46 Ahkaf 9)

Peygamberi hala yaşatarak toplantılarına çağıranlara, ortaya koydukları anlayışlarının tasdikçisi olarak gösterenlere de şu ayetler cevap veriyor:

وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِّن قَبْلِكَالْخُلْدَ أَفَإِن مِّتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ {34}

"Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?" (21 Enbiya 34)


وَلَوْتَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ {44} لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ {45} ثُمَّ لَقَطَعْنَا
مِنْهُ الْوَتِينَ {46} فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ {47}

"Eğer (Peygamber) Bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık). Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız." (69 Hakka 44,45,46,47)



وَما أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا إِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَالطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْأَسْوَاقِ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْلِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيراً {20}

"Biz, senden önce de peygamberleri başka türlü göndermedik, kuşkusuz onlar da yemek yiyorlar ve çarşılarda yürüyorlardı. Bir de kiminizi kiminize bir imtihan aracı yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz? Rabbin, her şeyi hakkıyla görendir." (25 Furkan 20)

Bu ayetlerin sunumundan sonra mevzu bahis olan anlayışları irdelemek istiyoruz.




"Âdem (as) Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak Teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]"

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Âdem aleyhisselam Cennet'ten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] "Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?" buyurdu. Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım") [Taberani]



Kur'an'ın gaybi konuları anlatırken "bu sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Sana vahyetmeseydik sen bunu nereden bilecektin" şeklinde bir usulü hatırlatmaktadır.

ذَلِكَ مِنْ أَنبَاء الْغَيْبِ نُوحِيهِإِلَيكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُون أَقْلاَمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُمَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ {44}
"Bu, sana vahy ile bildirdiğimiz gayb haberlerindendir, Ey Muhammed, yoksa, Meryem'i hangisi himayesine alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken de çekişirlerken de sen yanlarında değildin." (3 Ali imran 44)


"İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin)." (12 Yusuf 102)

"Ey Muhammed, bu anlatılanlar(Nuh as ın kıssası) sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gayba ilişkin haberlerdir. Bundan önce ne sen ve ne de soydaşların bu olayları bilmiyordunuz. Müşriklerin olumsuz tepkilerine karşı sabret; sonuç, kötülüklerden sakınanlarındır."
(11 Hud 49)

Bunlarla ilgili bilgisi olmayan peygamberin insanlığın başlangıcında olan olayı vahiy olmadan nereden bilecek, düşünmeli değil miyiz? Söylenenin aksine Adem (as) tövbesiyle ilgili şöyle bilgi verilmektedir:


فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ {37}

"Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tövbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır." (2 Bakara 37)

"Allahü teâlâ yine buyuruyor ki: (Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismi ile her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hakim]"

Bu konuda Kur'an'ın beyanı şöyledir:

وَأَنَّالْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَداً {18}

"Mescitler şüphesiz Allah'ındır. Öyleyse oralarda Allah'a yalvarırken başkasını katmayın." (72 Cinn 18)

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ {5}

"Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz." (1 Fatiha 5)

Bunlarla birlikte Rabbine dua eden peygamberlerin Kur'an'da dua örnekleri vardır. Bunların hiç birinde "
" şeklinde bir dua örneği yoktur. Bu bir tesadüf olmasa gerek!

Yusuf(as)'dan:


"(Yusuf) 'Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı Müslüman olarak al ve beni Salih kulların arasına kat!' "
Ya Rabbi, bana şunun için, şunun adına bana şunu ver
(12 Yusuf 101)

Zekeriyya (as)'dan:


"(Zekeriyya) Söyle demişti: 'Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım.'
'Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun için katından bana bir çocuk ihsan et.' " (19 Meryem 4-5)
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Üstte Ki Konuya Devamla :

İbrahim (as)'dan:

وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْمِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ {127} رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِلَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَا أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَاإِنَّكَ أَنتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ {128} رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاًمِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَوَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ {129}

127-"Ve ne vakit ki İbrahim, Beyt'in temellerini yükseltmeye başladı, İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin."

128-"Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira, tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin."

129-"Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin." (2 Bakara 127-129)

Adem (as)'ın duası ise şöyle:

"Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nidâ etti."

"(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz."
(7 Araf 22- 23)

Görüldüğü gibi bunların hiç biri Allah'a yalvarırken bir başkasının ismini zikretmemektedir. Kur'an'da bahsedildiği gibi bir dua örneği de yoktur. Bu ifadeler en hafif ifadeyle Allah ve resulüne yalan isnad etmektir.



"Mektubat-ı Rabbaninin 3.cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım), (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir. Mirac'da Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat) denilmektedir."





Bu ifadeler yaratanı yarattığına mahkum etmektedir. Akıl ve insaf sahibi bir insanın bunu söylemesi ve kabul etmesi mümkün değildir. Allah bu kadar aciz midir ki, yarattığı bir kuluna mahkum olsun da kainatı yaratmak zorunda kalsın? Allah dilerse kainatı yok edip dilediği gibi yeniden yaratmaya, milyonlarca 'Muhammed' yaratmaya kadirdir. O insanların özelliği olan acizlikten ve bütün noksanlıklardan beridir.

Allah bütün varlıkları yaratmış ve onlara çeşitli görev ve sorumluluklar vermiştir. Bu sorumluluklarının bilincinde olanları da itaat ve ibadetlerinin derecesine göre sıralayarak: "…Allah indinde sizin en şerefliniz takvaca en üstün olanınızdır" buyurmuştur
.(49 Hucurat 13)


Bu derecelendirme tüm insanlığı kapsamaktadır. Her insan bu ölçüye göre kendi yerini bilecektir. Ne kadar itaat, o kadar kıymet ifade ettiğinin bilincinde olacaktır. Bu kıstasla Allah bütün mahlukatın değer ve derecesini belirlemiş; mahlukat içinde insanı, insanlar içinde iman eden ve salih amel işleyenleri; iman ve salih amel sahibi olanlar içinde de peygamberleri en şerefli kimseler olarak vasıflandırmış; insanlar için en güzel örnek olarak göstermiştir. Ama asla ilahlaştırmamış, insan olma vasfını hep zikretmiş, vahyin bilgisinin dışında bir şey bilmediğini, kitabı ve imanı ona vahiyle öğrettiğini beyan etmiştir.


Sonuç olarak bu ve benzeri anlayışlar tasavvuf ekolünün ve geleneğin İslam'a taşıdığı batıl düşüncelerden başka bir şey değildir. Bu hezeyanların kaynağı "ledün ilmi ve batini anlayışlar, keşif ve kerametler ve rüya ve menkıbelerdir." Bunların, Allah'ın vahyi yanında hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Buna inanan insanlar zanna inanmış olurlar ve "zan ise gerçekten hiçbir şey ifade etmez." (53/28) hükmünce Allah indinde hiçbir değer ifade etmezler.

Bu ve benzeri anlayışlara tevessül ederek Müslümanların da Ehl-i Kitab'a benzediklerini görüyoruz. Onlar Peygamberlerini yüceltmek için "Allah'ın oğlu" diyerek ilahlaştırıp örnek olmadan çıkardıkları gibi, Müslümanlar da Muhammed (as)'a olağanüstü özellikler vererek normal bir insan olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun sonucu olarak da peygamberi örnek bir insan olmaktan çıkardıklarının farkında olmuyorlar.
Bir şey iki şekilde örnek olmaktan çıkartılır: Birincisi onu değersiz bularak yani örnek alınamayacak kadar değersiz göstererek; ikincisi de insan üstü bir varlık haline getirecek kadar yüceltilerek, örnek alınamaz konuma yükselterek yapılır. Bu halin her ikisi de peygamber için kabul edilemez bir durumdur. Allah onu örnek bir insan olarak gönderdiğini onlarca ayette ifade ederek "üsvet'ül-hasene" (en güzel örnek insan) ilan etmiştir.


لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌعَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ {128}

"Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir." (9 Tevbe 128)

فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَـهَإِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ {129}

"(Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O yüce Arş'ın sahibidir. (9 Tevbe 129)

Onun normal bir insan oluşuna ilk itiraz edenler müşrikler olmuştu ve şöyle demişlerdi:

"Dediler ki: Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça, ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz. De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak elçi olarak gönderilen bir insanım." (17 Isra 90-93)

Ne gariptir ki, o gün müşrikler peygamberi böyle hayal ediyorlardı, bugün ise Müslüman olduğun söyleyenler! Bu işte bir yanlışlık yok mu? Vardır elbette. Her iki anlayış da yanlıştır; doğru olan Allah'ın kitabında anlattığı peygamber anlayışıdır.

Kur'an'daki peygamber: Emredileni yapan, kendisine vahyedilenden başkasını bilmeyen, dini Allah'a has kılan, insanların kalbinden geçenleri bilmeyen, yerin göğün hazineleri yanında olmayan, arpa ekmeği ile bile üç gün arka arkaya karnı doymayan, açlıktan karnına taş bağlayan, Uhud'ta müşriklerin attığı taş ile yanağı yaralanıp dişi kırılan, zırhını giyip savaşa çıkan, tebliğ dönemlerinde her türlü hakarete hedef olan, üzülen-sevinen-mutlu ve huzursuz olan, yiyen, içen, uyuyan, baba, koca ve dede olan, hayatın her türlü mihnetini çeken ve bunların hepsine Allah için katlanan, bizden biri olan ve bizim gibi insan bir elçidir. Abdullah'ın ve Amine'nin oğlu, dedesinin ve amcasının himayesinde yetim ve öksüz büyümüş Muhammed'ül-Emin olmuş, nihayet Rasulullah olmuş bir elçidir.

قُلْإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَن كَانَ يَرْجُو
لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً {110}

"De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir tek İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın." (18 Kehf 110)

قُل لاَّ أَمْلِكُ لِنَفْسِي نَفْعاً وَلاَ ضَرّاً إِلاَّ مَا شَاء اللّهُ وَلَوْ كُنتُ


أَعْلَمُ الْغَيْبَ لاَسْتَكْثَرْتُ مِنَ الْخَيْرِ وَمَا مَسَّنِيَ السُّوءُ إِنْ


أَنَاْ إِلاَّ نَذِيرٌ وَبَشِيرٌ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ {188}


"De ki: 'Ben, Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.' " (7 Araf 188)

İşte biz böyle bir elçiye iman ediyoruz.
 
H Çevrimdışı

haktanyana

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kavlufasl, selamı Aleyküm ben sitenize yeni katıldım Yirmi senedir Yüce İslam dinin Tasavvuf kolundayım ve çok memnunum. h.z. Allah c.c. ye
sonsuz şükürler olsun ki, bu mübarek yolda gönlüm iman ile doldu. geçmişte geçen günleriminde görünüşte müslümandım içimden ise hayvandım.
Fakat bu zikrullah yolunu bulunca gerçek İman lezzetini buldum gönül cenneti içindeyim.

Ve çok gariptir ki, sizin put olarak vasıflandırdığınız bir mürşidi kamilin vesilesi ile bu duruma geldim. Fakat sizin yazılarınızı okuyorum aklımı
karıştırıyorsunuz. Lütfen insaf ediniz günahtır. İnsanları şirkten cehennemden kurtarayım derken geçmişte yaşamış insanların gıybetini yaparak
cehennemi boylamayın. Olabilir ki sizin kötü bildiğiniz insanlar gerçek ALLAHın sevdiği kullar olabilir.
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim Senin İman Ettiğin Allah ile Benim İman ettiğim Allah aynı değil Rahat ol !!! Benden yanada canını sıkma Cehennemde Cennnette Senin düşündüğün gibi değil...Ben Onlarada senin gibi İnanmıyorum...Bu yüzden aynı Dinden değiliz kendini skmana değmez...

Mürşid-i Kamil'lerinizi takip edin adım adım...Canınızıda sıkmayın Yolunuz size göre Haq yol...Bize göre batıl olmuş ne değişecek ki...İsterseniz gidin İneğe tapın beni bağlamaz...
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Kavlufasl, selamı Aleyküm ben sitenize yeni katıldım Yirmi senedir Yüce İslam dinin Tasavvuf kolundayım ve çok memnunum. h.z. Allah c.c. ye
sonsuz şükürler olsun ki, bu mübarek yolda gönlüm iman ile doldu. geçmişte geçen günleriminde görünüşte müslümandım içimden ise hayvandım.
Fakat bu zikrullah yolunu bulunca gerçek İman lezzetini buldum gönül cenneti içindeyim.

Ve çok gariptir ki, sizin put olarak vasıflandırdığınız bir mürşidi kamilin vesilesi ile bu duruma geldim. Fakat sizin yazılarınızı okuyorum aklımı
karıştırıyorsunuz. Lütfen insaf ediniz günahtır. İnsanları şirkten cehennemden kurtarayım derken geçmişte yaşamış insanların gıybetini yaparak
cehennemi boylamayın. Olabilir ki sizin kötü bildiğiniz insanlar gerçek ALLAHın sevdiği kullar olabilir.

Allah Allah :) mürşidi kamiller seydalar...insanı cehennemden alıp cennete aps yle mi götürüyorlar...
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
yirmi senedir Yüce İslam dinin Tasavvuf kolundayım ve çok memnunum
garibim, ne kitap okumuştur ne de okuyanlardan dinlemiştir... kandırmışlar, Allah dostudur uçar kaçar kalpten geçeni sezer demişler o da inanmış. yirmi koca yıl geçmiş, üstelik hastamız halinden memnun. bu saatten sonra bilmiyorum zor.

"Yüce İslam dinin Tasavvuf kolu"

islam tek bir hak yoldan ibarettir onun kolu molu da yoktur.
 
feCre Çevrimdışı

feCre

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İSLAM DİNİ BİR KALEDİR BU KALAENIN KAPILARIDA ANCAK KUR'AN VE SÜNNET KAPILARIDIR

SELAM VE DUA İLE
 
K Çevrimdışı

Kumtanesi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH,ım kur,an da razı olduğunu bildirdiğin islam dinini öğremmemizi nasip et...bizi batıl olan itikatlardan, sapık fikirlerden kurtarıp dosdoğru yoluna yönlendir..bu uğurda mücadele veren tüm kullarına (bu garibinde dahil) yardım et...AMİN
 
tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

KavlulFasl Akhi ... Bu verdigin güzel yazinin birde PDF formati varmidir acaba? Veya buna benzer "Levlake Uydurma Hadisine" Reddiye niteliginde bir PDF veya .doc yazisi ...

Bilen varsa böyle bir yazi linki yollayin insha'Allah ...

بارك الله فيكم
 
R Çevrimdışı

ramazanusta

Üye
İslam-TR Üyesi
dinlerinde zanla sapan hristiyanlar

Katolik kilisesi din ve ahlak ilkeleri, par.331
hz. isa (a.s) olmasaydı kainat yaratılmazdı. göklerde ve yeryüzünde görünen ve görünmeyen şeyler,tahtlar egemenlkler, yönetimler ve hükümranlıklar. her şey onun aracılığıyla ve onun için yaratılmıştır

dinlerinden zanla sapan müslümanlar
Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım kutsi hadisi
Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13 sayfasında ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin
Mektubat’ının 122 mektubunda vardır Mektubat’ın farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin
Firdevs’inde bulunduğu bildirilmektedir

Mektubat-ı Rabbani’nin3 cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi
izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım)buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka
her şeyi, senin için terk ettim) dedi
(Mirat-i kâinat)

bu yol gidişçe hristiyanların hz. isa (a.s) yı ilahlaştırma maksadı ile düştükleri şirk kendisini müslüman ilan edenlerede bulaşmış ve hristiyan fikirlerinin aynısını benimsemeye başlamışlardır. halbuki Resullulahın(s.a.s) sözlerine itaat eden hiç bir müslüman bu şeytanın hristiyanları düşürdüğü tuzaga düşüremez. bu apaçık şetanın daha önceki ümmetlere kurdugu tuzagın aynısıdır. övmede haddi aşma arkasındanda ilah edinip tapınma ve Allahın (c.c) yanına ortak koymaya kadar gitmiştir


hakkımda hristiyanların meryemoğlu isaya yaptıkları gibi aşırı övgülerde bulunmayın şurası muhakkak ki ben bir kulum. benim için Allahın kulu ve elçisi deyin (buhari, ahmet)

de ki: ben sadece sizin gibi bir insanım. yalnız bana: sizin ilahınız bir tek ilahtır,diye vahyediliyorher kim rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel işlesin ve rabbine yaptıgı ibadete hiç kimseyi ortak koşmasın kehf suresi 110.ayet.
 
Y Çevrimdışı

Yoldakiler

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Hadis sahih değildir.Başkaları tarafından müslümanların içine atılıp katılıp müslümanları oyalamak istemişlerdir.
Dünya düzeninde 124 bin peygamber ve bizler hepimiz Hazreti Muhammed/sav için birer figüran mıyız?
 
alpsanli Çevrimdışı

alpsanli

Üyeliği İptal Edildi
Banned
"Âdem aleyhisselam, Arş'ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]" şeklindeki hadisi söyleyen İmam-ı Kastalani'ymiş. Doğru mu? Doğruysa nasıl bir alim mi? Bu hadisi nakleden başka alim var mı?



 
M Çevrimdışı

Mutedeyyin

Guest
Hadis sahih değildir.Başkaları tarafından müslümanların içine atılıp katılıp müslümanları oyalamak istemişlerdir.
Dünya düzeninde 124 bin peygamber ve bizler hepimiz Hazreti Muhammed/sav için birer figüran mıyız?
124 bin peygamber olduğuda uydurma sanırım ahi tam sayı belli değil
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
"Âdem aleyhisselam, Arş'ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki: (Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]" şeklindeki hadisi söyleyen İmam-ı Kastalani'ymiş. Doğru mu? Doğruysa nasıl bir alim mi? Bu hadisi nakleden başka alim var mı?

“ Sen Olmasaydın (Sen Olmasaydın) Alemleri Yaratmazdım "

Hadis Ulemasından ;İmamı Acluni, Aliyyul kari, Sağani ve Şevkani bu sözün hadis olmadığını söylerler.

Bu sözün iki rivayeti vardır. Birinde levlake lafzı iki kere kullanılmıştır. İkisi de uydurmadır.
 
M Çevrimdışı

Mutedeyyin

Guest
İnanç konuları dinin sahibi tarafından belirlenir, açık, anlaşılır ve kesin deliller ile ortaya konularak herkesin inanması istenir.İnanç konusunda zanna ve zanni delile yer yoktur. Bu nedenle itikadın tamamı sübut-i kat'i ve delalet-i kat'i olan Kur'an ayetlerinden başka bir delile dayandırılmaz. Bunun anlamı şu demektir:

( Bizi inanç olarak ilgilendiren bir konu mutlaka Kur'an'dan olacak ve ayetin delaleti de açık ve anlaşılır olacaktır. Bu özelliklere sahip olmayan bir delil ile ifade edilen bir şeye inanmak zanna tabi olmaktır. )


Ahi sadece kuranda olacak demek sanırım yanlış anlaşılmalara mahal veriyor doğrusu kuran veya sünnet ( sahih hadis ) olmalı ki ehlisünnetvelcemaat akidesine uygun olsun
 
alpsanli Çevrimdışı

alpsanli

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Cübbeli Ahmet Hoca bunun manasını inkar edene "hapı yutarsınız" diyor. Pek sevmediğim biri olsada neticede birşeylere vakıf olmuş biri. Youtube'de bulabilirsiniz. Saygılarımla.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Cübbeli Ahmet Hoca bunun manasını inkar edene "hapı yutarsınız" diyor. Pek sevmediğim biri olsada neticede birşeylere vakıf olmuş biri. Youtube'de bulabilirsiniz. Saygılarımla.

Ehli sünnet alimleri mi hapı yutmuş yoksa olmayan birşeyi Rasul sav'e isnad edenler mi..

Allah rasulu sav bir hadisinde der ki, her kim benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki yerini hazırlasın..

Cübbeli bunu da biliyordur umarım.
 
M Çevrimdışı

Mutedeyyin

Guest



işte sapıklığın resmi
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt