Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Alimlerin Hallac-ı Mansur Ve Bayezid-i Bistami Hakkındaki Görüşleri Nelerdir?

GrandFactor Çevrimdışı

GrandFactor

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bana Kısaca büyük alimlerin bu kimseler hakkındaki görüşleri aktarırsanız çok sevinirim...
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hallac Ve Hallac'ın Nakşibendiler'deki Yeri Ve Önemi

Nakşibendi tarikatı kitaplarının büyük bir kısmında Hallac'ın sözleri delil olarak alınmış, kendisine büyük övgüler yapılmış ve asılmasından dolayı da büyük bir üzüntü duyulmuştur. Buna benzer ibarelere tarikat kitaplarında devamlı olarak rastlamak mümkündür.

Şeyh Ali Râmeytani şöyle diyor: "Şeyh Abdulkadir el-Ğucduveni'nin oğullarından birisi hayatta olmuş olsaydı Hallac asılamazdı."(1)

Hallac'ın idamına duyulan bu pişmanlık neden? Sürekli olarak hulul ve vahdet-i vücut akidesinin propagandasını yapıyor, herkese açıkça ve çekinmeden anlatıyor, rububiyet iddiasında bulunuyor, tevhidden bahsedenleri şirkle itham ediyor, Firavun ve şeytanı savunacak kadar ileri gidiyordu. Ayrıca hile ve kurnazlığıyla da meşhur olmuştu. Müridlerine falanca mıntıkaya doğru yürüyüşe çıkalım derdi. Yürüyüşe çıkacakları mıntıkanın belirli bir yerinde yemek ve meyve saklardı. Meyvelerin bulunduğu noktaya gelindiğinde, saklama işinden haberi olan bazı müridler saklanılan meyvelerin isimlerini sayarak bu meyvelerden isteriz derler. O zaman Hallac meyvenin saklandığı noktaya çekilip iki rekat namaz kılar ve istedikleri meyveleri de sakladığı yerden çıkarıp onlara verirdi.

Ebu Bekir bin Memşed el-Deynuri şöyle diyor: Deynura bize misafir olarak bir adam gelir. Biz de misafir kaldığı süre içerisinde çantasını gece gündüz elinden bırakmadı. Buna dayanamayan Deynurlular'ın bir kısmı çantayı aradılar. Çantada bir mektup bulundu. Mektubun Hallac'a ait olduğu ve birine yazılmış olduğu anlaşıldı. Mektubun başlığı şöyle: "Rahman ve Rahim olandan falan oğlu falana." Mektubu alıp Bağdat'a götürerek Hallac'a gösterdiler. Hallac mektubu görünce: "Evet bu yazı benim. Bu mektubu ben yazdım" dedi. Ona mektubu gösterenler "Önce peygamberlik iddiasındaydın, şimdi ilahlık mı iddia ediyorsun" dediler.(2) Hallac: "Hayır ilahlık iddia etmiyorum. Bu bizim akidemizdir. Bu yazıyı yazan Allah benim elim yazı yazmada aletten öteye geçer mi?" diye cevap verdi. Bu mektubu kendisine gösterenlere verdiği cevaptan dolayı idam edildiği söyleniyor.

Hallac bir çok sözünde zındıklığını açıklamaktan çekinmemiş ve Kur'ân okuyan birine "İstersem ben de onun gibisini yazabilirim" deme cesaretini göstermiştir.(3) Hallac müridlerinden birine gönderdiği mektupta şöyle diyor: "Allah seni şeriatın zahirinden korusun ve küfür hakikatını sana açıklasın. Çünkü şeriatın zahiri gizli bir küfür, küfrün hakikati ise açık bir marifettir."(4)

Hacca gitmek isteyipte gidemeyenlere Hallac şu fetvayı vermiştir: "Evinin bir odasını iyice temizlesin, odaya güzel kokular sürsün ve içinde tavaf etsin. Bu tavaftan sonra hac etmiş gibi olur."

İbni Kesir bu rivayetin ardından Hallac'ın müridlerine şu sözü söylediğini naklediyor: "Kim üç gün üst üste oruç tutupta orucunu dördüncü gün yapraklarla açarsa Allah Ramazan orucunun geri kalan günlerini ondan kaldırır."(5)

Hallac'ın kendilerinden üstadım ve arkadaşım diye bahsettiği şeytan ve Firavun'u överken şöyle der: "Üstadlarım ve arkadaşlarım İblis ve Firavun. Göklerde vahdaniyete İblis gibi inanan yoktu. İblis cehennem ateşiyle tehdit edildi ama davasından vaz geçmedi. Firavun da denizde boğuldu ama yine davasından vazgeçip taviz vermedi.(6)Hallac yaratılanın yaratanına karışması (imtizac etmesi) ve hülul akidesine davet edenlerin en ileri gelenidir. Bir şiirinde bunu şöyle dile getirir:

"Ruhunu ruhuma karıştırdın, içkinin saf suya karıştığı gibi.

Sana biri dokunursa bana da dokunur. Ve her halükârda seni ben olarak gördüm."(7)

Bir başka şiirinde Allah'ın kendi bedenine hulul ettiğini anlatıp şöyle diyor:

"Ben seven biriyim. Ve kendimi seviyorum. Biz bir bedene hulul etmiş iki ruhtan ibaretiz.

Beni görürsen onu (Allah'ı) görürsün, onu görürsen (Allah) bizi görmüş olursun."(8)

Bütün bunlardan sonra Nakşibendi tarikatı küfürden nasıl hali olabilir? Tarikatın en büyüğü olan Şah-ı Nakşibend Hallac'ın sözlerini delil olarak alıyor ve bir müridine Hallac'ın şöyle dediğini duymadın mı deyip şu şiiri okuyor:

Şiir Hallac'a aittir: "Allah'ın dinini inkâr ettim, bende küfür vaciptir. Ancak müslümanlarca kabihtir."(9)

Habibullah Can Canan: "Hulul ve vahdet-i vücudu Hallac "Enel hak" sözüyle açıklamıştır" diyor.(10)

Tarikat mensupları bu zındığı niye savunuyor ve sözlerini neden delil olarak alıyorlar. Çünkü onun fenafillah akidesine inanıyorlar. Prensipleri ve temelleri bu olan bir tarikattan ne beklenebilir. Bu tür şeyleri Peygamber (s.a.v.) söyledi. O zaman şeyhlerin iddia ettiği gibi bu tarikat sünnetten alınmamış ve sünnetle hiç bir ilişkisi yoktur. Zira sünnette "Enel hak", "Dünyada ve ahirette benden başkası yoktur" ibareleri bulunmaz.



(1)el-Mevehib el-Sermediyye (99),

(2)Telbis İblis (171),

(3)el-Riseletü'l-Kuşeyriyye (151), el-Muntazım (162/6), Tarih Bağdad (121/8),

(4)Ahbar Hallac (35),

(5)el-Bideyetü ve'n-Nihaye (140/11), et-Tabakat el-Kübra (16-17/1),

(6)el-Tavvasiyn Yazarı Hallac'ın kendisi (24-51-52),

(7)el-Bideyetü ve'l-Niheye İbni Kesir (134/11), Tarih Bağdad (115/8),

(8)Ahbar Hallac (16), et-Tavvasiyn Hallac'ın (134), Tarihi Bağdad (129/8),

(9)el-Envar el-Kudsiyye (134-214), Ahbar Hallac (53),

(10)el-Mevehib el-Sermediyye (276/277), Ahbar Hallac (16), el-Envar el-Kudsiyye (205),

(abdurrahman dimeşkiyye - nakşıbendiliğin iç yüzü)
 
Üst Ana Sayfa Alt