Aleykum selam we rahmetullahi we berakâtuhu ;
Ebu Rezîn el-Ukeylî (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Ey ALLAH'ın Rasûlu, dedim, mahlukatını yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?"
Bana şu cevabı verdi:
"el-Amâ'da idi. Ne altında hava, ne de üstünde hava vardı. Arşını su üzerinde yarattı."
(Tirmizî, Tefsir, Hud, 3108; kutub-i sitte,1657)Ahmed İbnu Hanbel (rahimehullah) dedi ki: "Yezid şunu söyledi: el-Amâ, yani "ALLAH'la birlikte başka bir şey yoktu" demektir."
Ehl-i sunnet itikadına göre, Zaman ve mekan yaratılmıştır ve zaman ve mekan yokken dahi Allah (c.c.) vardı.
Zaman, fâni / yaratılmış olanları ilgilendiren bir kavramdır. Mekan da yine fâni / yaratılmışlar için zaruriyettir.
Allah (c.c.) mekanı - Arş yaratmış ve ihtiyaçsız ve keyfiyetsiz olarak Arş'a istiva etmiştir.
Şubhesiz Rabbiniz, O ALLAH'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra Arş'a istiva etti. Geceyi durmadan kovalayan gündüze O buruyor. Güneşi, ayı ve yıldızları emriyle ram eden O'dur. İyi bilin ki, yaratma da emretme de yalnız O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan ALLAH'ın şanı ne yücedir! (Â'raf 54)
İmam Azam Ebu Hanife , “ El-Vasiyye” adlı kitabında şöyle diyor :
“Biz ikrar ederiz ki ALLAH Teala ihtiyaç olmaksızın Arş üzerinde durmaktadır. O’nun istikrarı Arş üzerindedir. Arş’ı ve Arş’tan başka her şeyi koruyan da ALLAH Teala’dır. ALLAH teala , başkasına muhtaç olsaydı yaratılmışlar gibi , bu alemi yaratmaya ve idare etmeye kadir olamazdı. ALLAH eğer oturmaya ve bir yerde kararlaşmaya muhtaç olsaydı , o takdirde Arş’ı yaratmadan evvel nerede idi ? Öyle ise ALLAH Teala , oturmaktan ve karar kılmaktan munezzehtir .”
İmam Malik (rahimehullah)Arş üzerinde istiva’dan sorulunca ne güzel söylemiştir. “ALLAH’ın Arş üzerinde istivası malumdur , keyfiyet meçhuldur. Bundan sormak bidattir. Bu ayete inanmak ise vacibtir.”
Bu inanç selefin yoludur . Ve en doğru bir yoldur. ALLAH teala ise daha iyi bilir . Bazı halef alimlerinin yukarıda geçen ayet ve hadisleri tevil şekilleri geçmiştir. Bu ayetleri tevil etmenin daha sağlam bir yol olduğu söylenmiştir . Fakat Şafii'lerden biri İmam’ul- Haremeyn’in önce bu ayetleri tevil ettiği , ancak ömrünün sonuna doğru bundan vazgeçtiği , bu ayetleri tevil etmeyi yasakladığı ve Selef’in muteşabih ayetlerin tevilini yasakladıkları hususundaki icmâını naklettiği rivayet edilmiştir.
İmam’ul- Haremeyn “Risale-i Nizamiye” adlı kitabında da bu görüşünü açıklamaktadır. Bu görüş Maturidi Mezhebine mensub olan alimlerimizin inancına da uygundur .
(İmam-ı Âzam Fıkh-ı Ekber, Aliyyu'l- Kâri Şerhi, Sayfa : 75 -76 -77)
Bir adam Peygamber'e siyah bir cariye getirdi ve:
- Benim üzerime mu'min bir köle azat etmek vacib oldu. Bu kâfi midir?diye sordu. Peygamber (s.a.v) o cariyeye sordu: "Sen mu'min misin?"
Cariye: "Evet" dedi. Peygamber (s.a.v.): "Peki, ALLAH nerededir?" diye sordu.
Cariye göğe işaret etti. Bunun üzerine Peygamber: "Onu azat et, o mu'mindir" dedi.
(Muslim, el-Mesacid, 33; Ebû Davud, es-Salat, 167, Eyman, 16; Nesâî, Sehv ; Muvatta, Itk.8-9; Ahmed îbn Hanbel, 11/291. 1;
İbnu Ebi'l-İzz el-Hanefi, Şerhu'l Akîdeti't-Tahâviyye, Beyrut 1988, s. 288; İmam-ı Azam'ın Beş Eseri, İstanbul, 1981, s. 45-48 Arabca kısmı).
Hadis-i şerifte gördüğümüz gibi Rasulullah (s.a.v.), câriyeye "Allah nerededir?" diye sorarak mekan sormuştur. Yine Rasulullah (s.a.v.) miraca çıkarken, göğün katlarını tek tek geçmiş, her katta paygamberlerle karşılaşmış olması da Allah' (c.c.) nin mekan olarak yaratılmışların en üstünde 'Uluv' , yüce olan Ârş'a istiva ettiğinin delillerindendir.
Bu değerlendirmeler neticesinde ;
'Allah (c.c.) zamandan munezzehtir' sözü isabetlidir.
Allah (c.c.) mekandan munezzehtir sözü ise (eğer mekandan kasıt, 'Allah c.c., Arş'a ihtiyacı olmadan istiva etmiş, Arş'ın da üzerindedir' gibi mâna kastedilmemişse), batıldır.'