Müslümanın Dargınlığı
Enes îbni Malik'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah şöyle buyurdu:
— Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, birbirinize hased etmeyin, birbirinize darılıp arka çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümana, üç günden ziyade kardeşiyle küs kalması helâl olmaz.
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Bu hadîs-i şerifte şu beş hususa işaret edilmekte ve hükümlerin yerine getirilmesi istenmektedir:
1— Sevmek ve sevmeyip kin beslemek insanlarda yaratılmış tabiî hasletlerdir. Bunları doğuran sebepler vardır. İnsanlar arasında sevgi ve bağlılık esas olduğuna göre, bu sevgiyi bozacak her türlü hareketten sakınmak gerekir. Müslümanlar birbirlerine kin beslememeleri için, daha önceden kin ve düşmanlığı, hiddet ve kırgınlığı meydana getirebilecek olan söz ve hareketlerden kaçınmaları icab eder. Bunun için Müslümanlar kendi aralarında edeble, ölçü ve hesapla hareket etmelidirler. Birbirini kırıcı davranışlardan kaçınmalıdırlar. Bunlar gözetildiği takdirde, karşılıklı sevgi meydana gelir ve kinleşmek ortadan kalkar.
2— Hased, bîr kimsenin başkasında bulunan nimetin yok olmasını arzu etmesine denir. Bİr adamın haklı olarak elinde bulundurduğu nimetin ortadan kalkmasını dilemekten ibaret kötü bir huy olan bu hasedden Müslümanlar yasaklanmışlardır. Çünkü Müslüman, kendisine lâyık gördüğü bir şeyi Müslüman kardeşine de lâyık görür. Kendine hoş görmediğini de başkasına hoş görmez.
Hased, ister niyet olarak taşınsın ve ister hasedin gayesine ulaşmak için çalışılsın, her iki halde de günah ise de, hased uğrunda çalışmak daha zararlı ve günah bir iş olur. Ancak bir kimsenin niyyetinden hased geçer de, o adamın takvası kendini bu kötü halden alıkorsa, bu günah olmaz. Fakat acziyetinden dolayı hased uğruna çalışamıyor da hased niyetini taşıyorsa, bu yine günahtır.
3— Birbirine arka çevirmek, yardımlaşmamak ve soğuk durmak, icabında dargın olmak demektir. Bu hareket de İslâm'ın emrettiği kardeşlik esasına aykırıdır. Müslümanlar birbirlerine tebessüm ederler, musafaha edip kucaklaşırlar ve yardımlaşırlar. Bunun aksi yapılınca, kardeşlik bağları çözülür, soğukluk baş gösterir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v):
«— Birbirinizle kardeş olun!»
Buyuruyor. Eğer yukarda üç maddede sıralanan yasaklardan kaçınılırsa, bunların neticesi kardeşlik doğar demektir. İşte kardeşliğin gerçekleşebilmesi için yukarda anılan üç yasağı öğrenip bu yasaklara düşmemek şarttır. Kardeşlik meydana gelince de, gaye tahakkuk etmiş olur; zira Cenab-ı Hak : «Müminler birbirleriyle kardeştir.» buyuruyor.
5— Üç günden fazla dargın kalmak helâl değildir. Konuşmamak müddeti çoğaldıkça, aradaki soğukluk ve kırgınlık da çoğalır. Bazı söz taşımalarla dargınlık adavete kadar gider ve her iki taraf için vahim neticelere sebep olabilir. Bu bakımdan beşeriyet icabı müminler arasında dargınlık olunca, üç gün içinde tefekkür edip barışma çarelerini aramalıdırlar. İlk selâm verip konuşan büyük mükâfatı almış olur. İki kimse arasındaki dargınlığı gidermek için diğer kardeşlerin elden gelen gayreti sarf edip barışı temin etmeleri bir vazifedir. Hadîs-i şerifte görüldüğü gibi, Abdullah Ibni Zübeyr ile Hz. Âise validemizin aralarını düzeltmek için Misver ve Abdurrrahman çok gayret harcamışlardır. Müslümanlar birbirinden dargın bulunduğu müddet Allah onlardan razı olmaz. Müslümanların arası düzeltilmekle de büyük sevab kazanılır. Bir kimse dargın bulunduğu kimse ile konuştuğu takdirde maddî ve manevî bir zarara düşmek ve hile ve fesadına kapılmak korkusunu taşıyorsa, bunun barışmasında bir fayda umulmaz. Bu takdirde uzak kalmakta beis yoktur.
Ebu Eyyûb (El-Ensarî) demiştir ki, Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«— Hiç kimseye, üç günden ziyade dargın durması helâl olmaz. Karşılaşınca biri öteye döner, biri beriye döner. Bunların hayırlısı selâm ile ilk söze başlıyandır.»
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«— Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, dünya menfaatine rağbet edip de aranızda fesad çıkarmayın; ey Allah'ın kulları kardeş olunuz.»
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Manevî değer ve rabıtaları unutup maddeye kıymet vermek ve maddeyi her şeyin üstünde tutacak kadar dünyaya sarılmak, felâket sebeplerinin başıdır. Bir defa madde, manevî değerlerin üstünde tutulunca, şahsî menfaatleri, koruma ve egoizm hastalığı baş gösterir. Merhamet duyguları silinir, vurgunculuk ve istifçilik zihniyeti hakim oiur. Fırsatı ele geçiren, zavallıyı ve zayıfı ezebilen ve bunları sömürmeye gücü yeten sözde kahramanlar türer. Sınıf ayrılıkları ve zümre saltanatları baş gösterir. Nihayet cemiyet/İçinde meydana gelen birbirinden çok uzak sınıf farklarının madde mücadelesi doğar. İhtilâller birbirini kovalar ve kuvveti eline geçiren madde,gücü ile cemiyet ferdlerini robot makineler haline getirir. Âhiret hayatı ve hesabı unutulur ve unutturulur; dünyanın geçici zevkleri ebedîleştirilir. Bunun sonucu da ebedî hüsran ve boşuna nedamet olur. Böyle bir felâketten kurtulmak, Hz. Peygamberin hikmetli sözlerine eğilmek ve onlara topluca sanrılmakla ancak mümkün olur. Cenab-ı Hak bu gibi felâketlere götören sebepleri giderme hususunda kalblerirhize anlayış ve hakka yörneliş ihsan buyursun.(Amin)
Enes'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) şöyle buyurmuştur:
«— îki kimseden birinin ilk işlediği günah, bunların arasını ayırmışsa, bu ikisi Allah (Azze ve celle) için yahut İslâm için sevişmiş değildir.»
İki müminden birinin ilk işlemiş olduğu hata veya günahı bağışlamak ve onu örtmek İcab eder. İkinci defa vuku bulursa, bunu neden yaptığı sorulur ve kendisinden tekerrür etmemesi istenir. Bundan sonra aynı suç üzerinde ısrar ettiğini, vazgeçmediğini görürse onu muahezeye koyulur ve işin ciddiyet ve ağırlığına göre dargınlığa sebep olabilir. Yoksa iki kimseden birinin işlediği bir suç, onların darılıp ayrılmalarına sebep oluyorsa, böyle kimseler Allah için, İslâm için sevişmiş değillerdir. Sevgileri basit menfaatlere dayanmış demektir. Allah için sevişenler, ancak Allah rızası bahis konusu olunca ayrı ve dargın kalabilirler.
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Hişam îbni Âmir El-Ensarî'den —Enes İbni Malik'in amcası oğlu olup, babası Uhud savaşında öldürülmüştü— rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemi)'in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
«— Bir müslümanın bir müslümanla üç günden ziyade dargın kalıp konuşmaması helâl olmaz; çünkü bunlar, dargınlıkları üzere devam ettikçe haktan meyletmişlerdir. Bunlardan ilk şefkat gösterip dönenin diğerini geçmek suretiyle dönüşü, kendisine (günahına) keffaret olur. Eğer dargınlıkları üzere ölürlerse, ebedî olarak (uzun müddet) topu birden Cennet'e girmezler. Eğer biri diğerine selâm verir de bunun teslimiyet ve selâmını kabul etmezse, selâm verene Melek mukabele eder, (onun selâmını alır); diğerine ise Şeytan mukabele eder.»
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Âişe'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem). şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
— (Ey Âişe!) Senin öfke ve rıza halini ben bilirim.»
Âişe demiştir ki, ben ona:
«— Bunu nasıl bilirsin, ya Resûlüllah?» dedim. Hazreti Peygamber:
— Sen memnun ve razı olduğun «aman şöyle dersin: Evet, Muhammed'in Rabbİ hakkı için. Öfkeli olduğun zaman da şöyle dersin: Hayır, İbrahim'in Rabbi hakkı için.» dedi. Âişe demiştir ki, ben de: «Evet!» dedim. Ben (öfkeli halimde) ancak ismini söylemem.
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
A i ş e 'nin ahlâk ve ilim üstünlüğü çok yüksek olmakla beraber kadınlara has olan bazı, kıskançlıklar İcabı öfkelenip dargınlık alâmetleri gösterdiği diğer hadîs-i şeriflerde de beyan edilmektedir. Kadınların tabiî hallerinden sayılan bu hareketine karşı Resûlüllah Efendimiz ya sükût ederler, ya da hoş bir mukabele ile teskinde bulunurlardı. Bu da müminlere bir edeb dersidir.
İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred),
Ben bu hadisleri aktararak Allah'dan sadece ecir taleb ediyorum .Sizinde dargın olduğunuz kimseler varsa ne kadar kızmakda haklı olsanızda Allah rızası için ilk selamı verip dargınlığı bitirin inşaAllah.Selametle