Allah mekandan münezzehtir, o Arşa istiva etmiştir.Fakat onun görmesi,işitmesi yarattığı hiçbirşeye benzemez ve onun ilmi,rahmeti,işitmesi herşeyi kuşatmıştır.desek..
benim bildiğim kadarıyla daha doğru olmaz mı ?
Allah razı olssun verdiğiniz linklere ve siteye biraz göz attım baya şey öğrendim inşaAllah..
Allah hak olanla ilim ve amel etmeyi hepimize nasip etsin..
بسم الله الرحمن الرحيم
Bak kardeşim Şu Hususlar Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Akidesindendir:
Şüphesiz ehli sünnet ve’l-cemaat Allah’u
Teala hakkında, (O’nun) güzel isimlerinden ve yüce sıfatlarından, O, kendisi için neyi isbat etmişse ve yine Rasul’ü
(Sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun hakkında neyi isbat etmişse onu isbat ederler. Kur’an’ın ve Rasulullah
Sallallahu aleyhi ve sellem’den sabit olmuş hadislerin dışına çıkmazlar.
Bu lafızları isbat ederler ve Kur’an’ın indiği dil olan Arap dilindeki manalarını bilirler. Ehl-i Sünnet bunların keyfiyetini/şeklinin nasıl olduğunu Allah’a bırakırlar. Çünkü Yüce Allah bunun bilgisini kendisine has kılmış, insanlardan hiçbirine bu konuda bilgi vermemiştir. Ve onlar bu önemli konuda, şeriatta sabit olan esaslara göre hareket ederler. Kim bu esasları gözetirse sapmalardan korunur.
Kur’an ve Hadiste Geldiği Şekilde Allah’u
Teâlâ’nın Vasfı:
BİRİNCİSİ ŞUDUR: Ekleme ve çıkarma yapmaksızın, Allah
Azze ve Celle’nin kendisi için isbat ettiği veya Rasulü
Sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah hakkında isbat ettiğini, isbat etmek. Çünkü Allah kendisini herkesten daha iyi bilendir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı? Ve Allah katında şahitliği gizleyenden daha zalim kimdir? Allah asla yaptıklarınızdan ha-bersiz değildir.” (Bakara-140)
Ve Allah’tan sonra, Allah’ı,
Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den daha iyi bilen kimse yoktur. Yüce Allah şöyle buyurur:
“O (Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem) hevasından ko-nuşmaz. O ‘(nun konuştuğu) ancak kendisine vahyedilen bir vahiyden başkası değildir.” (Necm-3,4)
Allah
(Azze ve Celle) Yaratılmışlara Benzemez:
İKİNCİSİ: Allah’u
Teâlâ’yı sıfatlarında yaratılmışlara benzemekten tenzih etmek. Yüce Allah şöyle buyurur:١١
“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ve O işitendir, görendir.” (Şûra-11)
“O’nun hiçbir dengi olmamıştır” (İhlas-4)
Yüce Allah’ın sıfatlarının nasıllığını hiç kimse bilemez (kavrayamaz).
ÜÇÜNCÜSÜ: O’nun sıfatlarının nasıllığını idrak etmeye kalkı-şılmaz. Yüce Allah şöyle buyurur :
“(Onlar) O’nu ilimleriyle kuşatamazlar” (Tâhâ-110)
“O’nun bir benzerini biliyor musun?” (Meryem-65):
“Rahman arşa istiva etmiştir” (Taha 5) ayeti de Allah Teala’nın Kur’anda birkaç yerde bildirdiği sıfatlardandır. Buradan Allah’ın arşa istiva ettiği anlaşılır. İstiva hakikidir. İstivanın anlamını biliriz fakat keyfiyeti-ni/nasıllığını bilmeyiz.
Arşın Üzerine İstivanın Manası:
Arap dilinde geldiği gibi ve ehli sünnet ve’l-cemaatin üzerinde ittifak ettiği üzere bu mana, yükseklik ve yükselmektir (yücelik ve yüksekliktir).
İstivanın Nasıllığı Bilinemez:
Bu istivanın nasıllığına gelince, kendisinin hiçbir ortağı olmayan Allah’tan başkası onu bilemez.
İşitme ve Görme Sıfatı Bahsi:
Ve bundan dolayı –aynı şekilde- Yüce Allah şöyle buyurur: :
“Muhakkak ki Allah, işitendir, görendir.” (Nisa-58)
Bu ve bunun gibi ayetlerden Allah’ın işitme sıfatının ispat edildiğini an-larız. Arap dilinde sem’/işitmek; sesleri idrak etmektir. Allah Teala’nın mahlukuna benzemeyen işitme sıfatıyla sesleri idrak ettiğini ispat/kabul ederiz.
Bunun keyfiyetini Allah’u Teâlâ’ya bırakırız. “Nasıl işitiyor?” demeyiz. (Al-lah) Tebareke ve Teâlâ bize (bunu) göstermediğinden dolayı bunu da (Allah’a) bırakırız. Bilakis (Allah)
Celle ve
Ala (bunu (keyfiyetini)) kendi ilmine ayırdı.
Görme Sıfatının Manası:
Bunun gibi görme/basar sıfatı da görülebilen şeyleri idrak etmektir. Sahihu Müslim’de Ebu Musa el-Eşari
radıyallahu anh’den sabit olduğu gibi; Peygamber
Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لا يَنَامُ ، وَلا يَنْبَغِي لَهُ أَنْ يَنَامَ ، يَخْفِضُ الْقِسْطَ وَيَرْفَعُهُ ، يُرْفَعُ إِلَيْهِ عَمَلُ اللَّيْلِ قَبْلَ النَّهَارِ ، وَعَمَلُ النَّهَارِ قَبْلَ اللَّيْلِ ، حِجَابُهُ نُورٌ لَوْ كَشَفَهَا لأَحْرَقَتْ سُبُحَاتُ وَجْهِهِ كُلَّ شَيْءٍ أَدْرَكَهُ بَصَرُهُ
“Allah kesinlikle uyumaz, uyumak O’na yakışmaz. Ölçüyü alçaltır ve yükseltir. Gecenin ameli gündüzün amelinden önce O’na yükselir ve gündüzün ameli gecenin amelinden önce (O’na yükselir). O’nun örtüsü Nur’dur. Eğer onu açsa idi yüzünün parlaklığı, mahlûkatından gördüğü herşeyi mutlaka yakardı.”
Allah
Azze ve Celle için görme sıfatını gerçek manada isbat ederiz. Allah, görme sıfatıyla görünen şeyleri idrak eder. Ancak O’nun bu görmesinin nasıllığını bilmeyiz. Bununla beraber Allah
Azze ve Celle’nin bize şu buyruğuyla öğrettiğini biliriz:
“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ve O işitendir, görendir.” (Şûra-11)
Bunlar, Allah’u Teâlâ’nın isimleri hususunda ehli sünnetin izlediği yolun örnekleridir