Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah'ı Tanıyor muyuz ?

K Çevrimdışı

KODX

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Allah mekandan münezzehtir, o Arşa istiva etmiştir.Fakat onun görmesi,işitmesi yarattığı hiçbirşeye benzemez ve onun ilmi,rahmeti,işitmesi herşeyi kuşatmıştır.desek..
benim bildiğim kadarıyla daha doğru olmaz mı ?

Allah razı olssun verdiğiniz linklere ve siteye biraz göz attım baya şey öğrendim inşaAllah..
Allah hak olanla ilim ve amel etmeyi hepimize nasip etsin..
 
M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
El yüzü anlıyorsunda istivayı neden anlamıyorsun? İlmin bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamazlık olur mu?

...Sonra Rabbiniz arş üzerine istiva etti. (A'râf sûresi: 54)

Selef-i sâlihîn, müteşâbih âyet-i kerîmelerin mânâlarını Allahü teâlâya havâle etmişlerdir. Nitekim birisi gelip, Mâlik bin Enes'e radıyallahü anh Allahü teâlânın istivâsı hakkında sorunca, başını eğdi bir müddet sonra onda ter görüldü ve: "İstivâ ma'lûmdur, bilinir. Keyfiyyeti (nasıl olduğu) meçhûldür, bilinmez. Ona îmân etmek gerekir. Ondan sormak bid'attir, dalâlettir, sapıklıktır. Zannediyorum sen bid'at ehlisin" dedi ve emrederek o şahsı oradan sürdürdü. Fakat sonra gelen Ehl-i sünnet âlimleri, zamanlarındaki bid'at fırkalarının böyle âyet-i kerîmeleri yanlış açıklamalarına cevab vermek zarûreti ortaya çıkınca böyle âyet-i kerîmeleri te'vîl etme, açıklama ihtiyâcını duydular. Dînin esaslarına uygun olarak açıkladılar. Meselâ, lugat mânâsı el demek olan yed kelimesini Allahü teâlânın kudreti, yüz mânâsına gelen vech lafzını (sözünü) Allahü teâlânın zâtı diye te'vîl ettikleri (açıkladıkları) gibi, istivâyı da Allahü teâlânın hâkimiyeti gibi uygun bir mânâ ile te'vîl ettiler, açıkladılar. Çünkü Allahü teâlâ, bir mekânda bulunmaktan, orada yerleşmekten münezzehdir, yücedir.
 
M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
El yüzü anlıyorsunda istivayı neden anlamıyorsun? İlmin bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamazlık olur mu?


Madem, Allahü teâlâ insanlara hiç benzemiyor, Onun benzeri yoktur. O halde nasıl, Allah Arş’ta oturuyor denebilir? İstiva, insanların oturması gibi nasıl kabul edilebilir? Kendisi de itiraf ediyor ki, Ehl-i sünnet âlimleri, (İstiva haktır, keyfiyeti meçhuldür, yani nasıl olduğu bilinmez) dedi. Peki, meçhul olan, bilinmeyen şey hakkında nasıl kesin konuşulabilir? İbni Teymiye, bu meçhulleri, bilinmeyenleri kesin olarak söylüyor, Allah oturur, yürür, iner çıkar diyerek mücessime fırkasından olduğunu gizlemiyor. Bunun için, Ehl-i sünnet âlimleri ona kâfir demiştir. İmam-ı Gazali hazretleri istiva ve yed kelimelerini şöyle açıklıyor: (Allahü teâlâ, mekândan münezzehtir. İstiva demek, Arş’a hükümran olması, Arş’ı hükmü altına alması demektir. “Hükümdar, Irak’ı kansız olarak istiva etti” demek, “Irak’ı kansız olarak ele geçirdi” demektir. Yedullah ifadesindeki yed kelimesini el gibi düşünmemelidir. Mesela “Falanca şehir, filanca valinin elinde” denilince, o şehrin valinin elinin içinde değil, onun idaresi altında olduğu anlaşılır. İstiva, Vech gibi kelimeler böyle tevil edilir.) [İlcam-ül-avam]

İbni Teymiyeci, Bektaşinin yaptığı gibi, Hadid suresinin dördüncü âyetinin yarısını almış, Nerede olsanız, O sizinle beraberdir kısmını gizleyerek şöyle yazmıştır:
(O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da Arş’a istiva edendir.) [Hadid 4]

Halbuki âyet tam olarak Vehhabi mealine göre şöyledir:
(O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istiva edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.) [Hadid 4]

Diyanetin mealinde ise, (Arş’a istiva eden) yerine (Arş’a hükmeden) denmiş. Doğrusu da budur. Vehhabi meali de yanlış değildir. Ama istivayı, Arş’ta oturuyor gibi tevil etmek yanlıştır. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir kısmı da tevil edilmezse, hâşâ Allah her yerde herkesle beraber anlaşılır. Ehl-i sünnet âlimleri Allah mekandan münezzeh diye açıklamışlardır. İbni Teymiyeci de, âyetin bu kısmını, tevil ediyor da, ilk kısmını tevil etmiyor. Halbuki âyet müteşabihtir, tevili gerekir.

Bu konuyu açan ve bu konu hakkın da sözde kitap dediği bir kaç perlik sayfayı oluşturan ABDULHAK kardeşimizin neye ve kime hizmet ettiğini doğrusu anlayamıyorum Allah hidayet eylesin !!!
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ben nerede Allah cc insan gibi oturur diye yazmışım,gösterir misin?
 
M Çevrimdışı

MaTchlesS MaTuriDi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben nerede Allah cc insan gibi oturur diye yazmışım,gösterir misin?

Bu linklteki konuşmanız ;

https://www.islam-tr.org/konu/allah-nerede-rahman-arsa-istiva-etti-kitap.8000/#post-91884

123lrw.jpg


burada ne demek istemişsin ???





123.jpg
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ne linkte ne resimde ben Allah cc insan gibi oturur nerede demişim?
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum değerli kardeşim..

Hakkınızı helal ediniz ama pek anlamadım ; Allah c.c zatı ile Arş'ın üstündemi oturuyor? yani mekanı var arş'ta ? yanlışmı anladım :/



بسم الله الرحمن الرحيم


Allah Azze ve Celle keyfiyetini yalnız kendisinin bildiği şekilde, mahlukatına asla benzemeyen bir sıfatta arşa istiva etmiştir. Rahman arş üzerine istiva etti ayetine sahabeler ve ümmetin selefi gibi biz de anlamını iptal etmeden, değiştirmeden, herhangi bir keyfiyet belirlemeden, mahluka benzetmeden iman ederiz. Hafız İbn Abdilberr rahimehullah ümmetin selefinin bu konuda icma ettiklerini zikreder. ayrıca istivayı "oturmak" olarak da yorumlamayız. seleften bazıları istivayı "oturmak" anlamında yorumlamışlar ve bu oturmanın mahluka benzemeksizin, keyfiyeti yalnızca Allah tarafından bilinen bir oturma olduğunu söylemişlerdir. bu görüşü - her ne kadar tebeauttabiinden birinden gelse de - sahabeden bir öncüsü olmadığı için delil olarak kabul etmeyiz.
Allah Teala kendisini ve rasulü sallallahu aleyhi ve sellem Allah Tealayı mekandan tenzih etmediği için biz de bundan tenzih etmeyiz. bilakis Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem veda hutbesinde parmağıyla göğe işaret ederek ve semaya bakarak "Allah'ım! şahit ol" buyurmuştur. biz de bundan ileri gitmeyiz.
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah mekandan münezzehtir, o Arşa istiva etmiştir.Fakat onun görmesi,işitmesi yarattığı hiçbirşeye benzemez ve onun ilmi,rahmeti,işitmesi herşeyi kuşatmıştır.desek..
benim bildiğim kadarıyla daha doğru olmaz mı ?

Allah razı olssun verdiğiniz linklere ve siteye biraz göz attım baya şey öğrendim inşaAllah..
Allah hak olanla ilim ve amel etmeyi hepimize nasip etsin..



بسم الله الرحمن الرحيم


Bak kardeşim Şu Hususlar Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Akidesindendir:
Şüphesiz ehli sünnet ve’l-cemaat Allah’u Teala hakkında, (O’nun) güzel isimlerinden ve yüce sıfatlarından, O, kendisi için neyi isbat etmişse ve yine Rasul’ü (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun hakkında neyi isbat etmişse onu isbat ederler. Kur’an’ın ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den sabit olmuş hadislerin dışına çıkmazlar.
Bu lafızları isbat ederler ve Kur’an’ın indiği dil olan Arap dilindeki manalarını bilirler. Ehl-i Sünnet bunların keyfiyetini/şeklinin nasıl olduğunu Allah’a bırakırlar. Çünkü Yüce Allah bunun bilgisini kendisine has kılmış, insanlardan hiçbirine bu konuda bilgi vermemiştir. Ve onlar bu önemli konuda, şeriatta sabit olan esaslara göre hareket ederler. Kim bu esasları gözetirse sapmalardan korunur.
Kur’an ve Hadiste Geldiği Şekilde Allah’u Teâlâ’nın Vasfı:
BİRİNCİSİ ŞUDUR: Ekleme ve çıkarma yapmaksızın, Allah Azze ve Celle’nin kendisi için isbat ettiği veya Rasulü Sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah hakkında isbat ettiğini, isbat etmek. Çünkü Allah kendisini herkesten daha iyi bilendir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı? Ve Allah katında şahitliği gizleyenden daha zalim kimdir? Allah asla yaptıklarınızdan ha-bersiz değildir.” (Bakara-140)
Ve Allah’tan sonra, Allah’ı, Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den daha iyi bilen kimse yoktur. Yüce Allah şöyle buyurur:
“O (Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem) hevasından ko-nuşmaz. O ‘(nun konuştuğu) ancak kendisine vahyedilen bir vahiyden başkası değildir.” (Necm-3,4)
Allah (Azze ve Celle) Yaratılmışlara Benzemez:
İKİNCİSİ: Allah’u Teâlâ’yı sıfatlarında yaratılmışlara benzemekten tenzih etmek. Yüce Allah şöyle buyurur:١١
“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ve O işitendir, görendir.” (Şûra-11)
“O’nun hiçbir dengi olmamıştır” (İhlas-4)
Yüce Allah’ın sıfatlarının nasıllığını hiç kimse bilemez (kavrayamaz).
ÜÇÜNCÜSÜ: O’nun sıfatlarının nasıllığını idrak etmeye kalkı-şılmaz. Yüce Allah şöyle buyurur :
“(Onlar) O’nu ilimleriyle kuşatamazlar” (Tâhâ-110)
“O’nun bir benzerini biliyor musun?” (Meryem-65):
“Rahman arşa istiva etmiştir” (Taha 5) ayeti de Allah Teala’nın Kur’anda birkaç yerde bildirdiği sıfatlardandır. Buradan Allah’ın arşa istiva ettiği anlaşılır. İstiva hakikidir. İstivanın anlamını biliriz fakat keyfiyeti-ni/nasıllığını bilmeyiz.
Arşın Üzerine İstivanın Manası:
Arap dilinde geldiği gibi ve ehli sünnet ve’l-cemaatin üzerinde ittifak ettiği üzere bu mana, yükseklik ve yükselmektir (yücelik ve yüksekliktir).
İstivanın Nasıllığı Bilinemez:
Bu istivanın nasıllığına gelince, kendisinin hiçbir ortağı olmayan Allah’tan başkası onu bilemez.
İşitme ve Görme Sıfatı Bahsi:
Ve bundan dolayı –aynı şekilde- Yüce Allah şöyle buyurur: :
“Muhakkak ki Allah, işitendir, görendir.” (Nisa-58)
Bu ve bunun gibi ayetlerden Allah’ın işitme sıfatının ispat edildiğini an-larız. Arap dilinde sem’/işitmek; sesleri idrak etmektir. Allah Teala’nın mahlukuna benzemeyen işitme sıfatıyla sesleri idrak ettiğini ispat/kabul ederiz.
Bunun keyfiyetini Allah’u Teâlâ’ya bırakırız. “Nasıl işitiyor?” demeyiz. (Al-lah) Tebareke ve Teâlâ bize (bunu) göstermediğinden dolayı bunu da (Allah’a) bırakırız. Bilakis (Allah) Celle ve Ala (bunu (keyfiyetini)) kendi ilmine ayırdı.
Görme Sıfatının Manası:
Bunun gibi görme/basar sıfatı da görülebilen şeyleri idrak etmektir. Sahihu Müslim’de Ebu Musa el-Eşari radıyallahu anh’den sabit olduğu gibi; Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لا يَنَامُ ، وَلا يَنْبَغِي لَهُ أَنْ يَنَامَ ، يَخْفِضُ الْقِسْطَ وَيَرْفَعُهُ ، يُرْفَعُ إِلَيْهِ عَمَلُ اللَّيْلِ قَبْلَ النَّهَارِ ، وَعَمَلُ النَّهَارِ قَبْلَ اللَّيْلِ ، حِجَابُهُ نُورٌ لَوْ كَشَفَهَا لأَحْرَقَتْ سُبُحَاتُ وَجْهِهِ كُلَّ شَيْءٍ أَدْرَكَهُ بَصَرُهُ
“Allah kesinlikle uyumaz, uyumak O’na yakışmaz. Ölçüyü alçaltır ve yükseltir. Gecenin ameli gündüzün amelinden önce O’na yükselir ve gündüzün ameli gecenin amelinden önce (O’na yükselir). O’nun örtüsü Nur’dur. Eğer onu açsa idi yüzünün parlaklığı, mahlûkatından gördüğü herşeyi mutlaka yakardı.”
Allah Azze ve Celle için görme sıfatını gerçek manada isbat ederiz. Allah, görme sıfatıyla görünen şeyleri idrak eder. Ancak O’nun bu görmesinin nasıllığını bilmeyiz. Bununla beraber Allah Azze ve Celle’nin bize şu buyruğuyla öğrettiğini biliriz:

“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ve O işitendir, görendir.” (Şûra-11)
Bunlar, Allah’u Teâlâ’nın isimleri hususunda ehli sünnetin izlediği yolun örnekleridir
 
Üst Ana Sayfa Alt