A
Çevrimdışı
Derleyen; Ebu'l-Fidâ Al Makdisî
* Parmaklar
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Muhakkak ki Ademoğullarının kalpleri Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasında tek bir kalp gibidir, dilediği gibi çevirir." Sonra şöyle buyurmuştur; "Kalpleri evirip çeviren Allah'ım.! Kalplerimizi sana itaat üzere çevir."
|Muslim (2654)|
Ehl-i Sünnet Âlimleri de aynı şekilde Allah Azze ve Celle‘yi celaline yakışır şekilde keyfiyet belirlemeden ve mahlukatına benzetmeden parmaklarla vasfetmişlerdir.
İmam Ahmed rahimehullah şöyle demiştir:
"Kulların kalpleri Rahman‘ın parmaklarından iki parmağı arasındadır. Dilediği gibi çevirir."
|Tabakatu‘l-Hanabile (1/29)|
İmam Şafii şöyle demiştir:
"Yüce Allah'ın Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem'in şu buyruğu gereğince de parmağı vardır: "Aziz ve Celil olan Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasında bulunmayan hiçbir kalp yoktur."
Yüce Allah'ın kendi zatını, Rasûlü'nün de Onu nitelendirdiği bu hususların fikirle, idrak ile kavranılmasına imkân yoktur. Kendisine bu hususlara dair haber ulaşmadıkça bunları bilmediğinden ötürü hiç kimse de tekfir edilmez. Şayet bu hususlara dair varid olmuş haber eğer anlamak bakımından işitmek itibariyle müşahedenin konumuna ulaşıyor ise bu haberi işiten kimsenin hakikatine dinen inanması ve tıpkı Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem'den dinlemiş ve müşahede etmiş gibi buna dair tanıklıkta bulunması gerekir. Fakat bizler bu sıfatları kabul etmekle birlikte teşbihi de (yani yaratılmışlara benzerliği) reddederiz. Nitekim Yüce Rabbimiz de kendi zatı hakkında teşbihi (yani yaratılmışlara benzerliği) kabul etmeyerek şöyle buyurmuştur:
"Onun benzeri hiçbir şey yoktur ve o her şeyi işitendir, görendir."
|Şura, 42/11|
İmam Darimi de Bişr el-Merisi‘ye reddiyesinde parmaklar sıfatını ispat etmiş ve Bişr el-Merisi gibi bu sıfatı kudret gibi manalara yorumlayanları reddetmiştir.
|Darimi, er-Reddu Ala Bişr el-Merisi (59)|
* Ayak
Enes radıyAllahu anh rivayet ediyor, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Rabbu'l-İzzet Tebarek ve Teala ayağını cehenneme koyuncaya kadar cehennem: “Daha var mı?” demeye devam eder. Ayağını koyunca da: “Yeter yeter” der. İşte o zaman cehennem doluverir ve bir tarafı diğer tarafına doğru büzülür."
|Buhari (7384) Muslim (2848)|
Ebu Hureyre radıyllahu anh rivayet ediyor, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Cennet ile cehennem münazaraya girişirler. Cehennem: “Ben büyüklenenlere ve zalimlere has kılındım.” der. Cennet de: “Bana ne ki, bana da sadece insanlar (katında) zayıf olanlar ve onlarca kıymetsiz sayılanlar ve aciz olanlar girer” dedi. Allah Teâlâ Cennete: “Sen benim rahmetimsin, kullarımdan istediğime seninle merhamet ederim” diye buyurdu. Cehenneme de: “Sen benim azabımsın. Kullarımdan istediğimi de seninle azaplandırırım.” diye buyurdu. “İkinizden her biri için de doluncaya kadar vardır. Cehennem dolmak bilmez, nihayet Allah Teâlâ ayağını (onun üzerine) koyar, o da: “Yetişir, yetişir, yetişir” der. İşte o zaman cehennem dolar ve bir tarafı diğer tarafına doğru büzülür."
|Buhari (7449) Muslim (2846)|
Ehl-i Sünnet ve‘l-Cemaat Âlimleri bu sahih hadisleri geldiği gibi kabul etmişler, keyfiyet belirlememişlerdir.
İmam Ahmed rahimehullah bu hadisler sorulduğu zaman şöyle demiştir: "Geldiği gibi kabul ederiz."
|Ebu Ya‘la, İbtalu‘t-Tevilat (1/195)|
İmam Tirmizi rahimehullah da şöyle demiştir:
"Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem‘den buna benzer pek çok rivâyetler gelmektedir ve bu rivâyetlerin hepsinde ru‘yet, insanların Rablerini görmeleri, Allah‘ın ayağının zikredilmesi gibi şeylerden bahsedilmektedir. Sûfyân es-Sevrî, Mâlik İbn Enes, İbn‘ul-Mubarek, İbn Uyeyne, Vekî‘ ve başka imamlardan olan ilim adamlarının bu konudaki kabul ettikleri yol şudur: Bu hadisler rivâyet edilir, biz bunlara inanırız fakat "Nasıldır?" diye sorulmaz. Hadisçilerin de kabul ettikleri görüş budur yani bu hadislerin aynen geldiği gibi rivâyet edilmesini ve bunlara inanılmasını gerektiğini yorum ve vehme gidilmemesi, "Nasıldır?" Denilmemesini tercih etmişlerdir. İşte ilim adamlarının seçtikleri ve gittikleri yol budur."
|Sunenu‘t-Tirmizi (4/292)|
* Yüz
"Ancak Celal we İkram Sahibi Rabbinin Yüzü Kalıcıdır."
|Rahman, 27|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|
* Göz
"(Ey Nuh!) Gemiyi, Gözlerimizin Önünde we Vahyimiz Uyarınca Yap."
|Hud, 37|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|
"(Deccal), Tek Gözü Kör Bir Kimsedir. Ancak Rabbiniz, Tek Gözü Kör Değildir."
|Buhari, (7131) Muslim, (2933) Tirmizi, (2245) Ebu Davud (4316)|
* Nefis
“Seni nefsim için yaptım.” |Taha 41|
“Allah sizi nefsinden sakındırır.” |Âl-i İmran, 28|
“Rabbin nefsine rahmetini yazmıştır.” |En’am 54|
Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem şöyle buyurmuştur;
“Allah nefsine (bir hak olarak) eliyle rahmetim gazabıma galip geldi diye bir kitap yazmıştır.”
|Buhari, Tewhid: 15|
* Nur
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
|Nur, 35|
Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem buyurmuştur;
“Sen göklerin ve yerin nurusun.” |Sahihayn|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|
* Parmaklar
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Muhakkak ki Ademoğullarının kalpleri Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasında tek bir kalp gibidir, dilediği gibi çevirir." Sonra şöyle buyurmuştur; "Kalpleri evirip çeviren Allah'ım.! Kalplerimizi sana itaat üzere çevir."
|Muslim (2654)|
Ehl-i Sünnet Âlimleri de aynı şekilde Allah Azze ve Celle‘yi celaline yakışır şekilde keyfiyet belirlemeden ve mahlukatına benzetmeden parmaklarla vasfetmişlerdir.
İmam Ahmed rahimehullah şöyle demiştir:
"Kulların kalpleri Rahman‘ın parmaklarından iki parmağı arasındadır. Dilediği gibi çevirir."
|Tabakatu‘l-Hanabile (1/29)|
İmam Şafii şöyle demiştir:
"Yüce Allah'ın Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem'in şu buyruğu gereğince de parmağı vardır: "Aziz ve Celil olan Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasında bulunmayan hiçbir kalp yoktur."
Yüce Allah'ın kendi zatını, Rasûlü'nün de Onu nitelendirdiği bu hususların fikirle, idrak ile kavranılmasına imkân yoktur. Kendisine bu hususlara dair haber ulaşmadıkça bunları bilmediğinden ötürü hiç kimse de tekfir edilmez. Şayet bu hususlara dair varid olmuş haber eğer anlamak bakımından işitmek itibariyle müşahedenin konumuna ulaşıyor ise bu haberi işiten kimsenin hakikatine dinen inanması ve tıpkı Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem'den dinlemiş ve müşahede etmiş gibi buna dair tanıklıkta bulunması gerekir. Fakat bizler bu sıfatları kabul etmekle birlikte teşbihi de (yani yaratılmışlara benzerliği) reddederiz. Nitekim Yüce Rabbimiz de kendi zatı hakkında teşbihi (yani yaratılmışlara benzerliği) kabul etmeyerek şöyle buyurmuştur:
"Onun benzeri hiçbir şey yoktur ve o her şeyi işitendir, görendir."
|Şura, 42/11|
İmam Darimi de Bişr el-Merisi‘ye reddiyesinde parmaklar sıfatını ispat etmiş ve Bişr el-Merisi gibi bu sıfatı kudret gibi manalara yorumlayanları reddetmiştir.
|Darimi, er-Reddu Ala Bişr el-Merisi (59)|
* Ayak
Enes radıyAllahu anh rivayet ediyor, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Rabbu'l-İzzet Tebarek ve Teala ayağını cehenneme koyuncaya kadar cehennem: “Daha var mı?” demeye devam eder. Ayağını koyunca da: “Yeter yeter” der. İşte o zaman cehennem doluverir ve bir tarafı diğer tarafına doğru büzülür."
|Buhari (7384) Muslim (2848)|
Ebu Hureyre radıyllahu anh rivayet ediyor, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;
"Cennet ile cehennem münazaraya girişirler. Cehennem: “Ben büyüklenenlere ve zalimlere has kılındım.” der. Cennet de: “Bana ne ki, bana da sadece insanlar (katında) zayıf olanlar ve onlarca kıymetsiz sayılanlar ve aciz olanlar girer” dedi. Allah Teâlâ Cennete: “Sen benim rahmetimsin, kullarımdan istediğime seninle merhamet ederim” diye buyurdu. Cehenneme de: “Sen benim azabımsın. Kullarımdan istediğimi de seninle azaplandırırım.” diye buyurdu. “İkinizden her biri için de doluncaya kadar vardır. Cehennem dolmak bilmez, nihayet Allah Teâlâ ayağını (onun üzerine) koyar, o da: “Yetişir, yetişir, yetişir” der. İşte o zaman cehennem dolar ve bir tarafı diğer tarafına doğru büzülür."
|Buhari (7449) Muslim (2846)|
Ehl-i Sünnet ve‘l-Cemaat Âlimleri bu sahih hadisleri geldiği gibi kabul etmişler, keyfiyet belirlememişlerdir.
İmam Ahmed rahimehullah bu hadisler sorulduğu zaman şöyle demiştir: "Geldiği gibi kabul ederiz."
|Ebu Ya‘la, İbtalu‘t-Tevilat (1/195)|
İmam Tirmizi rahimehullah da şöyle demiştir:
"Rasûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem‘den buna benzer pek çok rivâyetler gelmektedir ve bu rivâyetlerin hepsinde ru‘yet, insanların Rablerini görmeleri, Allah‘ın ayağının zikredilmesi gibi şeylerden bahsedilmektedir. Sûfyân es-Sevrî, Mâlik İbn Enes, İbn‘ul-Mubarek, İbn Uyeyne, Vekî‘ ve başka imamlardan olan ilim adamlarının bu konudaki kabul ettikleri yol şudur: Bu hadisler rivâyet edilir, biz bunlara inanırız fakat "Nasıldır?" diye sorulmaz. Hadisçilerin de kabul ettikleri görüş budur yani bu hadislerin aynen geldiği gibi rivâyet edilmesini ve bunlara inanılmasını gerektiğini yorum ve vehme gidilmemesi, "Nasıldır?" Denilmemesini tercih etmişlerdir. İşte ilim adamlarının seçtikleri ve gittikleri yol budur."
|Sunenu‘t-Tirmizi (4/292)|
* Yüz
"Ancak Celal we İkram Sahibi Rabbinin Yüzü Kalıcıdır."
|Rahman, 27|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|
* Göz
"(Ey Nuh!) Gemiyi, Gözlerimizin Önünde we Vahyimiz Uyarınca Yap."
|Hud, 37|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|
"(Deccal), Tek Gözü Kör Bir Kimsedir. Ancak Rabbiniz, Tek Gözü Kör Değildir."
|Buhari, (7131) Muslim, (2933) Tirmizi, (2245) Ebu Davud (4316)|
* Nefis
“Seni nefsim için yaptım.” |Taha 41|
“Allah sizi nefsinden sakındırır.” |Âl-i İmran, 28|
“Rabbin nefsine rahmetini yazmıştır.” |En’am 54|
Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem şöyle buyurmuştur;
“Allah nefsine (bir hak olarak) eliyle rahmetim gazabıma galip geldi diye bir kitap yazmıştır.”
|Buhari, Tewhid: 15|
* Nur
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
|Nur, 35|
Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem buyurmuştur;
“Sen göklerin ve yerin nurusun.” |Sahihayn|
"O'nun Perdesi, Nurdur. Şayet Perdeyi Kaldırmış Olsaydı, Yüzünün Nurları Gözlerinin Gördüğü Bütün Mahlukatı Yakardı."
|Muslim, (179) İbn Mace (195)|