Allah'ın bizim müslümanlığımıza ve ibadetlerimize ihtiyacı yoktur; tam aksine her konuda biz ona muhtacız. Bize İslam’ı ve Kur’an’ı lütfettiği için O’na minnettar olmamız gerekir. İslam’a, Kur’an ve sünnete, sarılmamız ve kadrini hakkıyla takdir etmemiz ve onların uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmamamız gerekir. Bu yüce değer ve kutsalların kıymetini bilmeyen, onlardan yüz çeviren, onlara hakkıyla yönelmeyen ve mucibince amel etmeyen, insanların ve toplulukların dünyada nasıl esfel-i safiline yuvarlandıkları apaçık ortadadır. Yahudi, Hıristiyan ve diğer din mensuplarının hali gözlerimizin önündedir. Bunların sahip oldukları kitap ve dinler de tıpkı bizim kitabımız ve dinimiz gibi ilahi menşeli idiler. Fakat onlara gerekli ihtimamı göstermedikleri, yüz çevirdikleri ve süfli arzularına ram ettikleri için ne hale geldikleri ve şeytanın onları dalalete nasıl sürüklediği ve ne hale düşürdüğü malumumuzdur.