Peygamber Efendimize yapılan hakaretler neticesinde, El Kaide tarafından Fransa’da “Charlie Hebdo” dergisine düzenlenen eyleme yönelik siyasilerin ve kalplerinde hastalık bulunan insanların kınamaları da geçikmedi.
Bu yazımda Eylem’in İslam şeriatına uygun olup olmadığı meseslesine değinmeyeceğim. Çünkü bu meseleye daha önceki yazılarımızda değinmiştik. (1)
Bu haftaki yazımın konusu söylemleri ile Mücahitleri ve Emirlerimizi incitmeyi huy haline getiren Alparslan Kuytul hakkında.
Alparslan Kuytul hoca kendisine Fransa’da yaşanan olaylar ile ilgili olarak sorulan bir soru üzerine , olayın fıkhi boyutunu tartışmak yerine kendince bazı söylemlerde bulundu. Daha önce Şeyh Usame Bin LADİN ve El Kaide mücahitlerine zan ve vesveseleri ile attığı iftiraların bir benzerini, Fransa eylemini gerçekleştiren (şehit inşAllah) Mücahit kardeşlerimize de atmaya çalışıyor.
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. (İsra,36)
Alparslan hoca özetle şöyle diyor ”Sizlere bu olayın arkasında kimlerin olduğunu bu olaydan en fazla kimin fayda sağladığını ortaya çıkararak ispat edeceğim.”
Alllah aşkına Alparslan Kuytul hoca, senin bu bahsettiğin yöntem ile meseleleri aydınlatmayı senden önce Selfimizden kim uygulamış? Yapmaya çalıştığın bu işin adı ”Zan- Şüphe” ile iftira değilmidir? Zannın İslam dininde hiç bir değeri olmadığını bilmiyormusun? İnsanlar hakkında kesin bilgiye sahip olmadan hüküm vermek doğru olur mu?
”Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de ki: “İddianızda tutarlı iseniz haydi delilinizi ortaya koyun!” [Bakara 111]
“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan bir şeyin yerini tutmaz.” (Yunus, 10/36).
Muhammed (s.a.v.) zandan kaçınmamızı emretme di mi ? “Zandan sakının. Zira şüphesiz zan sözün en yalan olanıdır.”
Peygamberin (s.a.v) Mekkeli Müşrikler ile antlaşma imzalamak için bir araya geldikleri Hudeybiye günü, senin bu yöntemini uygulamaya kalkışan Sahabenin (r.a.) ne büyük üzüntüye düştüğünü hatırlamanı isterim. Hz. Ömer (r.a.) Müslümanların lideri olan Muhammed’in (s.a.v.) bu anlaşma ile neyi hesap ettiğini hakkı bilmeden, anlaşmanın Mekkeli Müşriklerin işine yarayacağı zannı ile hareket etmiş ve bu yaptığından pişman olmuştu.
Oysa ki İnsanların Mekkelilerin lehine sandığı bu anlaşma kısa sürede Müslümanlara Mekke’nin fethini sağlayacaktı. Bu gün içimizden kim çıkıpta Resulullah’ı (s.a.v.) Mekkelilerin faydasına Müslümanların aleyhine olan bir eylemi yapmak ile itham edebilir?
Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o, hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilemezsiniz. [Bakara 216]
Milyonlarca Müslüman’ın hayatına kasteden ve İslam ümmetini köle haline getiren Amerikaya karşı gerçekleştirilen 11 Eylül eylemlerinin ardından bütün dünya bu eylemi kınamış, bu eylemin İslam’ın ve Ümmet’in aleyhine olduğunu iddia etmişti. Lakin bütün dünya 11 Eylül olayları ardından Amerika’nın sahte ilahlık iddiasının ve gücünün hızlı bir şekilde yok olduğuna, bu eylemin ardından insanların hızlı bir şekilde Tevhid ve Cihad şuruna kavuşarak akın akın İslam dinine girdiklerine şahitlik etti. 90 lı yıllarda yenilemez ve vurulamaz olarak nitelendirilen Amerika peşine 60 ülkeyi de takarak geldiği Afganistan’dan zelil bir şekilde ayrıldı! Evet kayıplarımız oldu, Lakin bu kayıplar Uhud günü de Bedir günü de olmuştu! İnsanlara Allah’ın dilediğinden başka bir şey isabet edemez. Hangi gerekçe ile Allah’ı ve Resulünü korumaktan geri kalalım?
İbni Abbas anlatıyor (r.a.) ;Bir gün peygamber (s.a.v)’in arkasındaydım bana buyurduki: Ey çocuk sana birkaç kelime öğreteceğim: Sen Allah’ı (dinini) koru ki, Allah’ta seni korusun, sen Allah’ı dinini koru ki, Allah’ı karşında bulursun. İstediği zaman Allah’tan iste, yardım dilediğin zaman Allah’tan yardım dile. Bilki ümmet eğer sana bir şeyle fayda vermek üzere toplansa, sana ancak Allah’ın senin lehine yazdığı şey ile fayda verebilirler, ve eğer sana birşey ile zarar vermek üzere toplansa ancak Allah’ın senin aleyhine yazdığı şeyle sana zarar verebilirler. Kalemler kaldırıldı ve ve sahifeler kurudu” Tirmizi rivayet etti ve dedi ki: Hadis hasen, sahihtir.
Tirmizi’den başkasının rivayetindede: Allah’ı dinini koru ki, Allah’ı önünde bulasın, sen Allah’ı bollukta bil, Allah’ta seni şiddet anında bilsin, bilki sana isabet etmeyecek olan isabet etmeyecektir, isabet edecek olan şaşmayacaktır, bilki zafer sabırladır, çıkış kapısı sıkıntıyladır, her bir zorlukla beraber kolaylık vardır” (Ebu Nuaym)
Bize düşen kendi kuruntularımız,şüphe ve vesveselerimiz ile bir meselede kimin haklı kimin haksız olduğunu ortaya çıkarmakmı, yoksa Müslümanlara hüsnü zan beslememiz mi dir? Sizin yönteminiz ile yola çıkıpta bu günkü beyanatlarınız ve eylemleriniz ile kime hizmet ettiğinizi ortaya çıkarma arayışına girişsek şeri veya etik olurmu hocam?
Suizan etmeyin. Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin. Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.[Buhari, Müslim]
“Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. (Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed b. Hanbel)
Şam’da Ümmet’in kadınlarının namusları İranlı Rafizi, Şii ve alevi milisler tarafından kirletiliyor, Sünni çocukları hatta bebekleri bu milisler tarafından , İranlı Şii alimlerin ”onları öldürene cennet var.” fetvası ile boğazları kesilerek öldürülüyor, insanlar yerlerinden ve yurtlarından ediliyorken, Cemaatinizin İran ile muahbbeti ve İran’a yönelik gezileri ne anlama geliyor? Veya sizin tabiriniz ile bu eylemler kime hizmet ediyor?
Mücahitlerin , insanları kendine secde (iman) etmeye zorlayan ,etmeyenleri ise diri diri toprağa gömen Esad ile girişmiş oldukları Cihadını ”Suriye’de Müslümanlar Allahu Ekber diyerek birbirlerini öldürüyorlar” diye nitelendirmeniz kime veya neye hizmet ediyor? Ben Şam’da bizzat bulundum hocam doğrudur Mücahitler Allah’u ekber diyerek Cihad ediyor. Lakin Esed’in Askerleri Esed’in Allah’dan büyük olduğunu iddia ediyor! Buyur gel ve gerçekleri gözlerin ile gör hocam. Meseleleri zan ile değerlendirme hatasına düşme.
Cemaatinize mensup olupta Afganistan ve Suriye Cihadına katılmak isteyen kardeşlerin, Cemaat abileri tarafından Terör ile Mücadele Şubelerine ihbar edilmeleri ve hapise atılmalarının sağlanması ne demek? Cihad’ın önünü kesmek ve Müslümanlara karşı Tağudi rejimlere ajanlık etmenin hükmü nedir hocam? Sonra bu gençleri tevbe etmeye teşvik etmek? Bunlar dedikodu ve söylentiler değil gözümüz ile gördüğümüz, cemaat abilerinizin ifadelerini dahi hayretle okuduğumuz yaşanmış gerçeklerdir. Allah için tövbe edin ve Şeytan’ın size süslü gösterdiği bu pis işleri bırakın! Cihad’a destek olmuyorsunuz, bari eliniz ve diliniz ile köstek olmayı terk edin! Bu yapılanlara susmamızın sebebi cehaletimizden veya korkaklığımızdan değil, Ümmetin maslahatından ileri gelmektedir.
Siz değilmiydiniz daha dün konuşmalarında Ümmeti içimizden çıkacak olan ikinci sahabe nesli ile Müjdeleyen? (2) İşte geçmişte olduğu gibi Peygamber’e küfür eden yeni nesil Kab Bin Eşrefleri öldüren Muhammed Bin Meslemeler Fransa da zuhur etti! Neden sevinmek yerine , Şeytan’ın kalbine attığı şüpheler ile onların bu mubarek gazvelerine şüphe ve gölge düşürüyorsun? O gün kü düşünceleriniz mi yanlıştı , yoksa bu gün mü yanlış düşünüyorsunuz?
Allah için biraz tefekkür et Müslümanların güçsüz veya az olması Peygamberlerine (s.a.v.) edilecek küfürlere de sessiz kalacakları anlamına mı geliyor?
Sahabenin sayısı henüz yüzler ile ifade ediliyorken, Peygamberlerine (s.a.v) küfreden, nüfuslu,varlıklı ve güçlü bir topluluk olan yahudilerin lideri Kab Bin Eşrefi öldüren sahabeler hata mı etti?
Oysaki bizler sayısı 1,5 milyar olan bir ümmetin mensuplarıyız! Peygamberinin (s.a.v.) , dininin ve ümmetinin şerefi için ortaya atılan ve nefislerini feda edenler mi hata içinde , yoksa Allah’ın açık hükmüne karşı yerlerine çakılan bizler mi suçluyuz? Oysaki daha düne kadar bu din için canlarımızı feda etmemiz gerektiğini söyleyen sendin, bu gün neden gençlerin İslam için kendilerini feda etmesine karşı çıkıyorsun? Gençliğinde Ümmeti zuhuru ile müjdelediğin topluluğa bu gün en büyük hakaretleri ve iftiraları bizzat kendin yapıyorsun!
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki: ‘Allah yolunda topluca savaşa çıkın’ denildiği zaman ağırlaşıp yere çakıldınız? Ahirete karşılık dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahirete göre pek azdır. Eğer topluca cihada çıkmazsanız Allah size can yakıcı bir azap ile azap eder ve yerinize başka bir millet getirir. O’na bir şey de yapamazsınız. Allah her şeye kadirdir.” [Tevbe, 38-39]
Allah subhanahu ve teala kendi yolunda savaşan Mücahitleri bütün taife ve cemaatlere üstün kılmışken, onları suizanlar ile eleştirmek ve yermek neden? Bunu neden yapıyorsunuz?
“Sizler hacılara su vermeyi, Mescid-i Haram’ı imar etmeyi Allah’a ve Ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad eden kimselerin işiyle bir mi saydınız? Allah katında bunlar eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hakka iletmez. İman eden hicret eden, mallarıyla canlarıyla, Allah yolunda cihad edenlerin dereceleri Allah katında en üstündür. İşte kurtarıcı onlardır. Rableri onlara kendi tarafından bir rıza, bir rahmet bir müjde verir. Onlara, içinde ebedi nimetler de bulunan cennetleri de müjdeler. Orada ebedi kalırlar. Allah’ın katında büyük bir ecir vardır.” (Tevbe 19-22)
“Cihad meydanında olmayan âlimlerden cihad hakkında soru sormayın.”..
İşte bu sebeple İbn Teymiyye şöyle demektedir: “Dini bilen âlimler mesele ile ilgili hususlarda bilgileri yoksa bunlardan dünya ile ilgili hususlar ve savaş meseleleri sorulamaz.”
Zaten dünyadaki azgın topluluklar, ellerinde ki bütün imkanlar ile her an bu Muhterem insanlar aleyhinde kara propaganda yürütüyorlar, en azından sizler bu iğrençliğe ortak olmayın! Daha düne kadar sana Cihad ehli ile alakalı sorular soran insanları onlara karşı hüsnü zan beslemeye ve sükuta davet eden sen değilmiydin hocam?
Hattap, Usame Bin Ladin ve Ebu Musab ez Zerkavi gibi insanları ”harekete öncülük yapan kimseler” olarak nitelendiriyordun, ” Allah için çarpışmış kimseler hakkındak konuşmayalım” diyordun. Onlar hakkında konuşanlara ”Haddini bil, bu senin işin değil” demiştin. ”’Bilmediğin konu hakkında konuşma. Allah sana sorar ise sen dersinki ya Rabbi ben bilmiyorum” bunlar sizin sözleriniz. Hocam o günlerde ne kadar doğru ve isabetli konuşuyordun. Yüreğin Müslümanlara ve Mücahitlere karşı sevgi ve hüsnü zan ile doluydu. (3)
Sonra çıktın bünyesinde yüz binlerce Mücahidin bulunduğu bir cemaati ve lideri’ni ajanlık ile itham ettin? (4) Vallahi ne El Kaide nede bizler değilşmedik hocam sen değiştin! Buyur Şam’a gel bizler Amerika’nın mı, yoksa Allah’ın ve ümmet’in askerlerimiyiz gözlerin ile gör! ”Hayır ben emrilerinizi merak ediyorum?” diyorsan Horasan’da kafirler mağlup edildi. Afganistan’a gel Liderlerimiz ile tanış. Mücahitleri yaşantılarını ve ahlaklarını gözlerin ile gör. Kinin belki insanları zan ile tekfir edip kanlarını helal görenlere dir. Lakin onlar bizden biz de onlardan beriyiz! Mücahitlerin aleyhlerin de kulakdan duyma sözler ve vesveseler ile hüküm verme! Bunu yapmak ile Mücahitlere bir zarar veremeyceğin gibi ancak kendi nefsine zulüm ederesin.
”Ümmetimden bir taife, mansur ve muzaffer olmakta kıyamete kadar devam eder. Onları yardımsız bırakanların kendilerine bir zararı olmaz.” [Tirmizi]
Faziletli Şeyh Ebu Muhammed El Makdisi, Şeyh Abdullah Azzam, Şeyh Ebu Katade El Filistini gibi bir çok güvenilir cihad ehli alim Şeyh Usame’ye dil uzatan kimseleri ancak ‘‘Şeyh Usame’ye Allah (svt) tarafından verilen makamı kıskanan kimseler” olarak nitelemişlerdir.
Alparslan Hocam sen bu ümmetin toplu olarak katledildiği ve namuslarının kirletildiği hangi savaşlara katıldın da Cihad cemaatlerini eleştirme cüretini kendinde buldun?
Bir gün adamın birisi, Sufyan b. Uyeyne’nin yanında Müslümanların gıybetini yapıyor ve onları eleştiriyordu. Bunu gören Sufyan, adamın yanına gelerek:
─ Acaba doğuda hiç kâfirlerle cihâd ettin mi? Adam:
─ Hayır, dedi.
─ Peki, ya batıda? Adam yine:
─ Hayır, dedi.
─ Güneyde?
─ Hayır.
─ Kuzeyde?
─ Hayır.
Bu cevapları alan Sufyan b. Uyeyne rahımehullâh, adama:
─ “Allah’ın düşmanları elinden emin. Sus da, biraz da Müslümanlar dilinden emin olsunlar!” dedi.
Hayır…hayır…
O halde susta kafirler elinden emin olurken Müslümanlar da dilinden emin olsunlar… [Beyhakî, Şuabu’lÎmân, 5/314.]
Ey Alparslan Kuytul hoca ve benzerleri ; Asrımızda Amerika’nın ve Batının başını çektiği Haçlı savaşlarında, Cihad dan ellerinizi çektiniz ve ümmeti azgın ordulara karşı yanlız bıraktınız, bari dillerinizi de çekin de Mücahitler ve liderleri ellerinizden emin oldukları kadar dilleriniz den de emin olsunlar!
Mücahitlerin bu işi hakkı ile yapamadığını düşünüyorsan buyur öne geç ve bize nasıl yapılacağını göster! Vallahi bizler Allah yolunda Müslümanlara karşı şefkatli, kafirlere karşı ise hikmetli ve sert bir menhce ile cihad eden liderlere ancak itaat ederiz. Bizler tassubcu kimseler de değiliz! Liderlerimizin ve kardeşlerimizin bidatları olması Allah yolunda onlara itaat etmemizi ve onlara destek olmamızı engelllemez. Cihadlarına ortak olur bidatlarından ise uzak dururuz. Tefrika dan ve asilikten Allah’a sığınırız. Amerikan ajanı olmak ile itham ettiğin İmamımız ve liderimiz bizlere bunları öğretti Alparslan Hocam!
Hakkında bilgi sahibi olduğun veya olmadığın her soruda görüş beyan etmek zorundamısın?
İmam Malik “Kendisine soru sorulan kimse cevap vermeden önce cennet ve cehennemi düsünsün. Ahirette yakasını nasıl kurtaracağını iyi hesap etsin ve sonra fetva versin” demistir.
Hatta rivayet edildiğine göre İmam Malik kendisine yöneltilen 40 sorudan 36 tanesine bilmiyorum cevabını vermistir.Sizler neden her konuda görüş beyan etmek zorunluluğu hissediyorsunuz?
Sizler evlerinizde otururken Milyonlarca Müslüman katledildi , yüzbinlerce kadının namusu kirletildi. Allah yolunda kafirler ile Cihad eden bir avuç Mücahit kaldı onlarda savaşı terk ederse bu ümmeti ve namusunu kim koruyacak?
“De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileleriniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resulü’nden ve O’nun yolunda cihat etmekten daha sevimliyse artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar toplumunu hidayete erdirmez.” (Tevbe, 24)
”Gerçek âlim, takvayı ve cihadı da ihmal etmeyen kimsedir. İlim, imanı gerektirir. Salih amel sahibi ve tabii cihad etmeyene âlim denilmez. Dolayısıyla âlim, ilimle mücehhez, Allah’tan haşyet duyan takva sahibi Mücahid kimsedir.”
Ümmet-i İslam / Muhammed İSRA
(1) http://www.ummetislam.net/fransadak...kendinize-musluman-demenizden-utaniyoruz.html
http://www.ummetislam.net/karikatur-krizi-ve-saldirinin-dini-gerekcesi.html
(2) Alparslan kuytul aranızdan sahabeler çıkacak
(3) Alparslan Kuytul Usame, Hattap , Zerkavi hakkında soru
(4) Alparslan Kuytul El Kaide ve Usame Amerikan ajanı