Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Altın ve Gümüş Haricinde Takı Takmak Caiz midir?

|FaraH| Çevrimdışı

|FaraH|

°
İslam-TR Üyesi
Es selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtûh.

Kadınların altın ve gümüş haricinde herhangi bir maddeden yüzük/takı takması caiz midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Es selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtûh.

Kadınların altın ve gümüş haricinde herhangi bir maddeden yüzük/takı takması caiz midir?
Aleykum selam we rahmetullahi we berakatuh ;

Takı (zinet) konusunda kullanılan madenlerin erkek ve kadına farklılığı altın için kadınların lehine olacak şekilde farklılık izah eder. Erkeğe ise haram kılınmıştır.

Eş’as İbn Suleym’in bir rivayetine göre;

Rasulullah bizleri altın yüzük, yahud altın halka takınmaktan nehyetti.
(Muslim, Libas ve’z-zînet: 2)


"Şu iki şey ummetimin erkeklerine haram, kadınlarına helâldir.”

(İbni Mâce, Libas: 19)

Zinet” kelimesi Kur’an-ı Kerim’de geçmekte ve “süslenmeye yarayan şey” manasına gelmektedir. Bununla beraber, “zinetlerini taktığı bilek, boyun gibi yerler” manasını da ifade ettiği belirtilmiştir. Ancak, zinet meselesinde ayet-i celiledeki ifade umumidir. Dolayısıyla zinet deyince altın ve gümüşün dışındaki şeylerden de haliyle işin içine girenler vardır.

Gümüş dışındaki (kadınlara altın hariç, erkeklere demir, tunç bakır vb.) madenlerin takı / zînet kullanılması ise Hanefi mezhebinde ihtilaf arzetmekte, tenzîhen, tahrimen mekruh hatta haram olduğu da zikredilmektedir. Bu da dinen kesin bir yasağa mevzu olmayıp, ilgili delillerden, terkedilmesinin işlenmesinden daha iyi olduğu anlaşılan durumları belirtmektedir.

Hanefîler’de, Mâlikîler’de ve Hanbelîler’de tercih edilen görüşe göre hem kadın hem erkekler için demir, kurşun, bakır gibi madenlerden yapılan yüzükler mekruhtur. (İbn Receb, s. 41; Hattâb, I, 181; İbn Âbidîn, IX, 517)
Şâfiîler’e göre demir ve kurşundan yapılmış yüzüğü takmak mubahtır; gümüş yüzük takmak ise erkekler için sünnet, kadınlar için mubahtır. (Hatîb eş-Şirbînî, I, 461, 579; Dimyâti, Hâşiyetu İânetu’t-Tâlibîn, 2, 308)

Akik, yakut, zümrüt gibi kıymetli taşlardan yapılan veya kaşında bu tür taşlar kullanılan yüzükler de farklı görüşler bulunmakla birlikte genelde mubah kabul edilir. (İbn Âbidîn, IX, 518; Abîr bint Ali el-Mudeyfir, II, 636-640)


Abdullah bin Burayde, babasından (rahimehumullah) rivâyet ettiğine göre, o şöyle demiştir:
جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَلَيْهِ خَاتَمٌ مِنْ حَدِيدٍ
فَقَالَ: مَا لِي أَرَى عَلَيْكَ حِلْيَةَ أَهْلِ النَّارِ؟
ثُمَّ جَاءَهُ وَعَلَيْهِ خَاتَمٌ مِنْ صُفْرٍ، فَقَالَ: مَا لِي أَجِدُ مِنْكَ رِيحَ الْأَصْنَامِ؟
ثُمَّ أَتَاهُ وَعَلَيْهِ خَاتَمٌ مِنْ ذَهَبٍ، فَقَالَ: مَالِي أَرَى عَلَيْكَ حِلْيَةَ أَهْلِ الْجَنَّةِ؟
قَالَ: مِنْ أَيِّ شَيْءٍ أَتَّخِذُهُ ؟
قَالَ: مِنْ وَرِقٍ وَلاَ تُتِمَّهُ مِثْقَالاً

( أخرجه أبو داود والترمذي والنسائي و قَالَ الترمذي: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ )
"Bir adam, elinde demir bir yüzük olduğu halde Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna geldi.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Ona şöyle buyurdu: - Sana ne oluyor da üzerinde cehennem ehlinin zînetini görüyorum?
Adam bir süre sonra üzerinde bakır bir yüzük olduğu halde tekrar Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna geldi.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) O'na şöyle buyurdu: - Sana ne oluyor da üzerinde putların kokusunu görüyorum? (Çünkü putlar, bakırdan elde edilirdi/yapılırdı.)
Daha sonra üzerinde altın bir yüzük olduğu halde tekrar Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna geldi.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Ona şöyle buyurdu: - Sana ne oluyor da üzerinde cennet ehlinin zînetini görüyorum? (Çünkü cennet ehli, altından yüzükler takarlar.)
Adam: - Hangi şeyden yüzük edineyim (takayım)? dedi.
Peygamber (s.a.v.) Ona şöyle buyurdu: - Gümüşten yüzük edin (tak). Fakat yüzüğün ağırlığı bir miskale ulaşmasın (bir miskalden az olsun)."
(Ebu Dâvud, Hatem Bahsi, Hadis no: 4223; Tirmizî, Libas, Bab 43, Hadis no: 1785; İbn Hibban 7/411 (5465) ; Nesâî 8/172; Ahmed, Musned, (5/259) rivâyet etmişlerdir.
İbn Hibban Hasen hadis ; Tirmizî hadis hakkında şöyle demiştir: Bu, garib - zayıf- hadis'tir.)


İyâs b. el-Hâris b. el-Muaykîb (radıyallahu anh) dedesinden rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:


حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَزِيَادُ بْنُ يَحْيَى وَالْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ قَالُوا حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ أَبُو عَتَّابٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَكِينٍ نُوحُ بْنُ رَبِيعَةَ حَدَّثَنِي إِيَاسُ بْنُ الْحَارِثِ بْنِ الْمُعَيْقِيبِ وَجَدُّهُ مِنْ قِبَلِ أُمِّهِ أَبُو ذُبَابٍ عَنْ جَدِّهِ قَالَ كَانَ خَاتَمُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ حَدِيدٍ مَلْوِيٌّ عَلَيْهِ فِضَّةٌ قَالَ فَرُبَّمَا كَانَ فِي يَدِهِ قَالَ وَكَانَ الْمُعَيْقِيبُ عَلَى خَاتَمِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
İyâs b. Haris b. Muaykıb - İyâs'ın anne tarafından dedesi Ebû Zûbab'dır - Dedesi Muaykıb (r.anh) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Rasûlullah (s.a.v.)'in yüzüğü, üzerine gümüş kaplanmış demirdendi. O yüzük bazen benim elimde otururdu.
(İyâs veya başka bir râvî) Muaykıb, Rasûlullah'ın yüzüğünün emini (emânetçisi / koruyucusu) idi. dedi.

((Ebu Dâvud, Hatem Bahsi, Hadis no: 4224; ; Nesâî)

Ensar'dan Sehl b. Sâ'd'dan (r.anh) rıvâyet olunduğuna göre, Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna gelip de kendisini (evlenmesi için) Peygamber (s.a.v.)'e hibe eden, Peygamber (s.a.v.) de Onunla evlenmek istemeyince orada bulunanlardan birisi O kadınla evlenmek isteyince,
Peygamber (s.a.v.) O adama şöyle buyurmuştur:
... الْتَمِسْ وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ...
[ رواه البخاري ومسلم ]
"Demirden de olsa bir yüzük arayıp bul."
(Buhârî ve Muslim)
el-Muaykîb'in bu hadisi, demir yüzük takmanın câiz olduğuna delâlet etmektedir. Üstte geçen Burayde'nin hadisine gelince, onun senedinde zayıflık (illet) vardır. Böylelikle demir yüzük takmanın mekruh olmadığı açıkça belli olmaktadır. Fakat gümüş yüzük takmak, daha fazîletlidir.

Abdullah İbni Berid’den rivayet edildiğine göre,
“Sahabîlerden bir zat Rasulullah'a geldi. Elinde tunçtan bir yüzük vardı.
Rasulullah, O'na hitaben, ‘Ne oluyor, sende putların kokusunu seziyorum.buyurdu.
Bunun üzerine O zat elindeki yüzüğü attı. Sonra parmağında demirden bir yüzük olduğu halde geldi.
Peygamberimiz, Ne oluyor, senin üzerinde Cehennem ehlinin zinetini görüyorum.buyurunca, O zat parmağındaki yüzüğü fırlattı.
Bunun üzerine O zat, Ya Rasulallah, nasıl bir yüzük takayım?diye sordu.

Peygamberimiz de Gümüşten bir yüzük tak, bu da miskali (yaklaşık 3,5 gramı) geçmesin. buyurdu.
(Ebû Davud, Hâtem: 4)

İbn Abidin, Reddu’l Muhtar isimli eserde bu hadisi zikrettikten sonra şöyle der:
Gümüşten yapılmış yüzük takmak helâl; altın, demir ve tunçtan yapılmış olan yüzüğü takmak ise haramdır.


Radıyyuddîn Ebû Bekr b. Alî b. Muhammed el-Haddâdi'nin Cevhere Tun Neyyire isimli fetva kitabından yaptığı bir nakilde ise, kadınlar için de, erkekler için de demirden, tunçtan, bakırdan ve kurşundan yapılmış yüzüklerin caiz olmayıp tahrimen mekruh olduğunu zikreder. Esas metinde ise, gümüşün haricindeki bütün madenlerden yapılan yüzükleri takmanın haram olduğu ifade edilmektedir. (İbni Âbidin, Reddu’l Muhtar, C. 5, Sf: 229)

Gümüşten yapılan yüzüğü takmak mubah, aynı zamanda sünnettir. Bu hususta Enes bin Mâlik’ten gelen rivayet şöyledir:
Rasulullah'ın (s.a.v.) mühür yüzüğü gümüşten idi. Bu yüzüğün kaşı da Habeşî (akik taşı) idi.
(Muslim, Libas ve’z-zînet: 15)



Ebu Said el-Hudri anlatıyor:
Bir adam, parmağında altından bir yüzük olduğu halde Necran'dan Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldi. (Adamın parmağında altın yüzük olduğunu görünce) Nebi (s.a.v.) adamdan yüz çevirdi. Dolayısıyla da adam, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e hiçbir şey de soramadı. Bunun üzerine adam, hanımının yanına geri döndü ve ona (olup biteni) anlattı.
Hanımı: "Sende (problem oluşturan) bir durum var. Rasulullah (s.a.v.)'in yanına geri dön ve yüzüğü de at!" dedi.
Adam (gidip Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına girmek için) izin istedi.
Ona izin verdi. Adam Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e selam verdi. Nebi (s.a.v.) de Onun selamına karşılık verdi.
Adam: "Ey Allah'ın Rasulü! Benden (niçin) yüz çevirdin!" diye sordu.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Sen, Bana, parmağında ateşten bir kor tanesi olduğun halde geldin!" buyurdu.
Adam: "Ey Allah'ın Rasulu! O halde ben şu anda Size pek çok ateş koru getirdim!" dedi.
Çünkü adam, Bahreyn'den süslü eşyalar getirmişti.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Getirdiğin şeyler, bizden bir şeyi zengin kılacak değildir ve bizim yanımızda (volkanik kara taşlık olan) Harre'nin taşlarından farksızdır. Fakat onlar, dünya hayatının bir geçimliğidir!" buyurdu.
Adam: "O halde ashabının içerisinde bana özür beyan et ki, senin herhangi bir şey sebebiyle bana kızdığını sanmasınlar!" dedi.
Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ayağa kalkıp adama özür beyan etti ve (aralarında geçen durumun) Onun yüzüğüyle ilgili olduğunu bildirdi.
"Öyleyse yüzüğü neden yaptırmalıyım?" deyince,
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem : "Demir, gümüş veya tunçtan" diye cevab verdi.
(İsnadı ceyyiddir. İbn Hibban, Kitabu'l Libas, 7/411 (5465), 1471; Ahmed, Musned (3/14-15) ve Nesai sünen (8/170, 175-176)


Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden bildiriyor:
Allah Rasulu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir kişinin elinde altın yüzük görünce ondan yüz çevirdi.
Adam altın yüzüğü atıp demirden bir yüzük takınca, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu (daha) kötüdür, bu Cehennem ahalisinin zinetidir'' buyurdu.
Adam onu da atıp gümüş yüzük takınca Allah Rasulu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şey demedi.

(Ahmed bin Hanbel, Musned, Kitabu'l Libas, Bab 2622, Hadis no: 20170
Sahih. Hakim, Mustedrak 1/197 (500) ve Dârakutni (s. 310) rivayet ettiler. Heysemi 5/151 (6977): "Ahmed rivayet etti ve ravileri güvenilir kişilerdir" dedi.


حدثنا عبد الله بن مسلمة: حدثنا عبد العزيز بن أبي حازم، عن أبيه: أنه سمع سهلاً يقول:
جاءت امرأة إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقالت: جئت أهب نفسي، فقامت طويلاً، فنظر وصوب، فلما طال مقامها، فقال رجل: زوجنيها إن لم تكن لك بها حاجة، قال: (عندك شئ تصدقها؟). قال: لا، قال: (انظر). فذهب ثم رجع فقال : والله إن وجدت شيئاً، قال: (اذهب فالتمس ولو خاتماً من حديد). فذهب ثم رجع قال: لا والله ولا خاتماً من حديد، وعليه إزار ما عليه رداء، فقال: أصدقها إزاري، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (إزارك إن لبسته لم يكن عليك منه شيء، وإن لبسته لم يكن عليها منه شئ). فتنحى الرجل فجلس، فرآه النبي صلى الله عليه وسلم مولياً، فأمر به فدعي، فقال: (ما معك من القرآن). قال: سورة كذا وكذا، لسور عددها، قال: (قد ملكتكها بما معك من القرآن
)
[-5871-] Sehl'den, dedi ki: "Bir kadın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelerek: Kendi nefsimi bağışlamaya geldim, dedi ve uzun bir süre ayakta durdu. Nebi Ona baktı ve başını çevirdi.
Ayakta durması uzayıp gidince bir adam: Eğer Senin Ona bir ihtiyacın yoksa Onu benimle evlendir, dedi.
Allah Rasulu: Sende Ona mehir olarak vereceğin bir şeyler var mı, diye sordu.
Adam: Hayır, dedi.
Allah Rasulu: Bir bak, buyurdu.
Adam gitti, sonra geri dönüp: Allah'a yemin ederim, hiçbir şey bulamadım, dedi.
Allah Rasulü: Git ve araştır; demirden bir yüzük dahi olsa bul, getir, dedi.
Adam yine gitti, sonra geri dönerek: Hayır, Allah'a yemin ederim, demirden bir yüzük dahi olsa bulamadım, dedi.
Adamın üzerinde (belden aşağısını örten) izar vardı. Ama (belden yukarısını örten) ridası yoktu.
Bundan dolayı: O zaman ben ona şu izarımı mehir olarak vereyim, dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Senin bu izarını eğer kadın giyinecek olursa, ondan senin üzerine giyeceğin bir şeyin kalmaz. Sen onu giyinecek olursan, o izardan bu kadının üzerinde giyeceği bir şeyi kalmaz, buyurdu.
Bunun üzerine adam geri çekilip oturdu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Onun geri dönüp gittiğini görünce, emir vererek çağırdı.
Allah Rasulu: Kur'an'dan bildiğin ne var, diye sordu.
Adam: -İsmen saydığı bazı sureleri söyleyerek- şu sure, şu sure dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ezbere bildiğin Kur'an karşılığında onu sana mülk verdim (nikahladım), buyurdu."

(Sahih-i Buhari, Kitabu'l Libas, Bab 49, 1953, Hadis no: 5871)


Aliyu'l-Kârî "Demir yüzüğün mekruh olduğunu alimlerimiz açıkça belirtmişlerdir." der. Nevevî, Muhezzeb şerhi'nde İbâne müellifinden demir ve pirinçten yapılan yüzüklerin mekruh olduğunu, Mutevelli'de ise onun mekruh olmadığını nakletmiş ve ikincisinin daha sahih olduğunu söylemiştir.
Nevevî, Muslim şerhi'nde "Bizim ashabımızın demir yüzüğün mekruh olup olmadığı konusunda iki görüşü vardır, Bunlardan mekruh olmadığı tarzındaki görüş daha sahihtir. Çünkü demir yüzüğü nehy eden hadîs zayıftır." demiştir.
Askalanî ise, yukarda Buhari ve Muslîm'den naklettiğimiz Vahibe hadisesindeki "Demirden de olsa bir yüzük al" hadisinin onun cevazına delil olmayacağını, yüzük almanın yüzük takmak manasına gelmediğini, çünkü Nebi (s.a.v.)'in kadının, yüzüğün kıymeti ile menfaatlanmasını murat etmesinin muhtemel olduğunu söyler. Askalâni'nin bu sözünden onun da demir yüzüğü meşru görmediği sonucu çıkartılabilir.
Buceyramî'de, esah olan; bu görüşe göre kurşun, bakır ve demir yüzüğün mubah olduğunu söyler.
Şamî ise Cevheriden naklen demir yüzük takınmanın mekruh olduğunu söylemektedir.

Mâliki ve Hanefî mezhebine göre, hem erkeklerin hem de kadınların demir, bakır, pirinç gibi madenlerden yapılan yüzük takınmaları mekruhtur. Delilleri, üzerinde durduğumuz hadislerden birincisidir. Her ne kadar bu hadîs hakkında Nevevî zayıf demiş, daha başka bazı âlimler de bazı yönlerden tenkit etmişlerse de, Munavî, onun, "hasen" derecesinden daha aşağı olmadığını söyler. Ayni'de, demir yüzük takmayı men eden başka rivayetler zikreder.
İbnu'l Arabî'de. Tirmizî Şerhî'nde bu konudaki hadîslerin sahîh olduklarını, sahîh olmasa bile demir yüzük takmanın fiilen terkedilişinin bu hadîsi kuvvetlendirdiğini söyler.

Üzerinde durduğumuz hadislerden ikincisi hakkında ise, bu görüş sahibleri, onun gümüşle kaplı olduğunu, yasak olanın, sırf demir veya benzeri bir maddeden yapılanlar olduğunu söylerler.

Birinci hadiste bahsi edilen diğer bir konuda gümüş yüzük takmanın meşru olduğu ve bu yüzüğün bir miskalden daha az olmasının gerekliliğidir. Gümüş yüzük takmanın kadınlara da, erkeklere de, helâl olduğu; ancak zaruret yoksa, yüzük takınmanın pek uygun olmadığı daha önce geçmişti. Burada, yüzüğün bir miskalden daha az olması konusuna temas etmek istiyoruz.

Kârî'nin Cemiu'l-Vesâil'deki nakline göre konu Şafiîler arasında ihtilaflıdır. Yani bazılarına göre yüzüğün ağırlığı bir miskalden daha az olmalıdır, bazılarına göre ise böyle bir ayırım yoktur.

Neylu'l Meârib'de bir miskalden fazla bile olsa erkeklerin de kadınların da gümüş yüzük takabilecekleri zikredilmektedir. Kâri bunu Tahâvî'nin şerhlerinden de nakletmiştir.
Mâlikîlere göre, iki dirhemden daha ağır olan yüzüğü takmak haramdır. Hanefî fıkıh kitablarından İhtiyar'da "Sunnet olan, yüzüğün bir mıskal kadar veya daha aşağı olmasıdır." denilmektedir.



****

Kol saati ve saça takılan tokalar, kadın için hem ihtiyaç, hem süstür. Kadınlara ise her türlü süs câizdir. Bunlar demir ve çelik olmakla birlikte genelde kaplamadır. Deri ve plastik dahil, hepsi de sağlığa zararlı olmadıkları sürece takılabilir. Ancak yabancı erkeklere göstermek caiz olmaz, örtülü olarak takınabilirler. Mesela bazı yörelerde kadınların ayaklarına taktıkları halhalı şıngırdatıp sesini duyurmaları da caiz değildir.
(Kadınlar), gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar.” [Nur suresi, 31]
Dikkat edilirse ayet-i kerimede, gizlemekte oldukları ziynet tabiri geçiyor. Yani ziynetlerin gizlenmesi gerekiyor. Koldaki bilezikleri, saatleri de yabancı erkeklere göstermemek gerekir. Zira el dışındaki kısım zaten avretten sayılır, açılması, gösterilmesi haramdır.
 
|FaraH| Çevrimdışı

|FaraH|

°
İslam-TR Üyesi
Son paragrafta 'Kadınlara her türlü süs câzdir' ifadesi kol saati, toka vs. için mi geçerlidir yoksa takı, yüzük konusunuda kapsıyor mu?
 
Üst Ana Sayfa Alt