Çevrimdışı
Geçtiğimiz aylarda ABD drone bombardıman uçakları tarafından hedef alınan Amerika asıllı Azzam Emrîkî'nin, Pakistan ve Afganistan'da neredeyse her yıl tekrarlanan sel felaketleri ile ilgili yayınladığı bir ses kaydını sizlerle paylaşıyoruz.
Geçtiğimiz aylarda ABD drone bombardıman uçakları tarafından hedef alınan Amerika asıllı Azzam Emrîkî'nin, Pakistan ve Afganistan'da neredeyse her yıl tekrarlanan sel felaketleri ile ilgili yayınladığı bir ses kaydını sizlerle paylaşıyoruz.
Malum ses kaydında Azzam, bölgedeki madur halka dünyanın dört bir yanından gelen yardım paralarının, iki ülke hükümet yetkilileri tarafından kendi zimmetlerine geçirildiğini söylüyor.
Sözü geçen video, ve beyanatın türkçe orjinal metnini, siz takipçilerimizle paylaştığımız için mutluyuz....
Azzam Emriki - HIRSIZ HÜKÜMETLER
Bismillahirrahmanirrahim.
Allaha hamd, Rasulullah’a sav salat ve selam ederim.
Dünyanın her yerindeki Müslüman bacılarım ve kardeşlerim.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.. Bundan Sonra ;
Bu sene de, Pakistan, Afganistan ve diğer komşu ülkelerin halkları ramazan ayını evsiz, vatansız ve mülteci olarak geçiriyorlar. Bunlardan kimisi ağır muson yağmurlarından ötürü oluşan seller yüzünden evsiz kalırken, büyük bir kısmı ise haçlı orduları ve onların yardımcılarının yaptıkları zalim askeri operasyonlar sebebiyle yurtlarını terketmek zorunda kaldılar.
Buradan mücahid kardeşlerim adına, hem sel felaketlerinden ötürü, hem de askeri operasyonlar neticesinde hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Allah’tan onlara rahmet etmesini ve kendilerini şehidler olarak kabul etmesini temenni ediyorum. Aynı zamanda Allah’tan, evsiz muhtaçlara yardım etmesini, onlara yiyecek, giyecek ve barınak temin ederek acılarını hafifletmesini niyaz ediyorum.
Amin! Ey Alemlerin Rabbi!
Bizlerin başımıza gelen bu hadiseler, Allah c.c. tarafından bizlere kendimizi sorguya çekmemiz için verilmiş fırsatlardır. Bizler böylece hem kendimizi hem de yaşadığımız toplumu sorguya çekelim ve ihtiyacımız olan reformları yerine getirelim. Şüphesiz ki hem bugün, hem de yaşadığımız asırda değiştirmemiz gereken çok fazla şey var. Lakin bu değişimler şüphesiz ki şu anki yönetimlerin yaptıkları gibi olmayacaktır.
Sel felaketi kurbanlarından bir çoğu, bu felakete karşılık İslamabad ve Kabil hükümetlerinin yaptıkları isteksiz ve çaresiz açıklamaları büyük bir tiksinti ile karşıladılar. Yardıma ihtiyaç olan bir çok bölgede, zor hava şartları gibi bahaneler öne sürerek hava araçlarını geç gönderen hükümet yetkilileri, Amerikanın “Terörle savaş” adı altında başlattığı katliamlara destek vermek için bundan daha ağır hava şartlarında, ağır silahlarla techizatlanmış onbinlerce askerin sevkiyatını, misyonu “insan hayatı” olmayan bir hedef için gerçekleştirmişti…
Uluslararası yardım fonlarından gelen yüzmilyonlarca doları – belki milyar doları- bir an önce tahsil edip kalkınma çalışmaları için harcamak isteyen bu hükümetler (Afganistan-Pakistan), şimdi bu paranın miktarının birkaç milyon dolardan ibaret olduğunu söylüyorlar. Bunlar sadece işgalci rejimler ve orduların kuklalığını yapmakla kalmazlar. Rüşvet için yaşayıp, onun için çalışıp o uğurda ölürler. Yardım kurumlarına yalan bir portre çizerek onları kandırırlar.
Şundan kesinlikle emin olmalıyız ki, bu masum mülteciler adına gönderilen uluslararası yardım paraları, İslamabad ve Kabil yönetimleri adına iş gören bir takım ismi gizli politikacılar ve generallerin hesaplarına yatmaktadır. Tıpkı bundan öncekiler gibi.
Tüm bu sel felaketleri ve diğer musibetlere gark olan insanlara yardım ettiğini söyleyen bu uluslararası çeteler, aslında Müslümanların hayatına en ufak bir kıymet bile vermezler. Onlar Afganistan’da, Belucistan’da, Pakistan’da Peştun halkın yaşadığı bölgelerde ve hatta Başkent İslamabad’da dahi Müslümanların camilerini, okullarını, pazarlarını ve evlerini terörle mücadele adı altında bombalayıp yok etmişlerdir.
Pakistan Ordusuna ait katliamların en büyüğü, bağımsızlığını ilan etmeden önce Bangladeş Müslümanlarına karşı yapılan seri katliamlardır. Bu ordu, her daim kendi Müslüman halkına karşı zalimce hareket etmiştir. Bu zulüm ve baskılar, -aslında hiç var olmayan bir hükümetin- “ulusal birlik” adındaki politikası esas alınarak gerçekleştirilmiştir. Bütün bu sel felaketleri ve savaş sebebiyle göç eden halka yardım etme çabaları ise, ordu generallerinin, politikacıların ve kukla idarecilerin işledikleri savaş suçlarını saklama çabalarından başka bir şey değildir.
Başka ülkelerin liderlerini, malum sel baskını hadisesinden çok daha hafif felaketlerde dahi seyahatlerini iptal ederken, ya da yarıda keserken hatırlar ve biliriz. Fakat Pakistan Başkabakanı ve beraberindeki bakan heyeti, tüm masrafları ödenmiş ve keyiflerine bakacakları bir zevk seyahati için Avrupa gezilerini iptal etmediler. Böylece bir sonraki seçimleri tekrar kazanabilmek için kendilerini o konuma getiren kişilerle seçimlerde yapacakları yeni hileleri görüşmüş oldular.
Bu arada, haçlı işgali altındaki Afganistan’da yapılan savaş suçları belgelerinin dışarı sızmasının ardından, sözde seçilmiş kukla başkan Karzai, efendisi Amerika’nın bu sızmalardan etkilenmemesi için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Zira bu dökümanlarla, binlerce Afgan Müslümana yaptıkları eziyetler, onları evlerinden etmeleri ve hayatlarını mahvetmeleri açığa çıkmış oldu.
Benim Afganistan, Pakistan, Belucistan, Keşmiş, Bangladeş, Hindistan ve diğer bölgelerdeki Müslüman kardeşlerim… Paraya kölelik eden bu suçlular, ne sizlere ne de İslam Dinine hizmet etmiyorlar. Onlar sadece haçlılara, Siyonistlere ve Müslüman topraklarınız üzerindeki Hindu işgaline hizmet ediyorlar. Onlar sadece kendi arzularını tatmin etmek için, yerel halka gelen yardım paralarını dahi kendi zimmetlerine geçirmekten imtina etmiyorlar.
Taa ki Haçlı işgali sona erinceye ve hedefimizdeki doğru İslam Devleti kuruluncaya dek… Müslümanlar tek bir çatı altında toplanıp huzur ve emniyet için yaşamaya başlayıncaya dek… Demokratik seçimlerin kısır döngüsü ve askeri cuntalar sona erip bu zalimlerin düzeni ortadan kaldırılıncaya dek Müslüman kardeşlerinize – samimi ve hak yoldaki mücahidlere- destek vermelisiniz.
Öyleyse ellerinizi, samimi ve halk yoldaki mücahidlerin ellerinin üzerine koyun. Zira onlar, sırf sizleri, ailelerinizi ve evlerinizi korumak, sizlere hizmet etmek uğruna kendi evlerini ve ailelerini terk edip size yardıma geldiler.
İşte bu bizim seçtiğimiz yoldur. İşte bu bizim tamamına erdireceğimiz yoldur. Tüm engellere, tüm zorluklara rağmen… Bedeli ne olursa olsun…
Murad Gündoğan / @mur_gundogan tarafından islahhaber.net için tercüme edilip hazırlanmıştır...
Kaynak : İslah Haber
Malum ses kaydında Azzam, bölgedeki madur halka dünyanın dört bir yanından gelen yardım paralarının, iki ülke hükümet yetkilileri tarafından kendi zimmetlerine geçirildiğini söylüyor.
Sözü geçen video, ve beyanatın türkçe orjinal metnini, siz takipçilerimizle paylaştığımız için mutluyuz....
Azzam Emriki - HIRSIZ HÜKÜMETLER
Bismillahirrahmanirrahim.
Allaha hamd, Rasulullah’a sav salat ve selam ederim.
Dünyanın her yerindeki Müslüman bacılarım ve kardeşlerim.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.. Bundan Sonra ;
Bu sene de, Pakistan, Afganistan ve diğer komşu ülkelerin halkları ramazan ayını evsiz, vatansız ve mülteci olarak geçiriyorlar. Bunlardan kimisi ağır muson yağmurlarından ötürü oluşan seller yüzünden evsiz kalırken, büyük bir kısmı ise haçlı orduları ve onların yardımcılarının yaptıkları zalim askeri operasyonlar sebebiyle yurtlarını terketmek zorunda kaldılar.
Buradan mücahid kardeşlerim adına, hem sel felaketlerinden ötürü, hem de askeri operasyonlar neticesinde hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Allah’tan onlara rahmet etmesini ve kendilerini şehidler olarak kabul etmesini temenni ediyorum. Aynı zamanda Allah’tan, evsiz muhtaçlara yardım etmesini, onlara yiyecek, giyecek ve barınak temin ederek acılarını hafifletmesini niyaz ediyorum.
Amin! Ey Alemlerin Rabbi!
Bizlerin başımıza gelen bu hadiseler, Allah c.c. tarafından bizlere kendimizi sorguya çekmemiz için verilmiş fırsatlardır. Bizler böylece hem kendimizi hem de yaşadığımız toplumu sorguya çekelim ve ihtiyacımız olan reformları yerine getirelim. Şüphesiz ki hem bugün, hem de yaşadığımız asırda değiştirmemiz gereken çok fazla şey var. Lakin bu değişimler şüphesiz ki şu anki yönetimlerin yaptıkları gibi olmayacaktır.
Sel felaketi kurbanlarından bir çoğu, bu felakete karşılık İslamabad ve Kabil hükümetlerinin yaptıkları isteksiz ve çaresiz açıklamaları büyük bir tiksinti ile karşıladılar. Yardıma ihtiyaç olan bir çok bölgede, zor hava şartları gibi bahaneler öne sürerek hava araçlarını geç gönderen hükümet yetkilileri, Amerikanın “Terörle savaş” adı altında başlattığı katliamlara destek vermek için bundan daha ağır hava şartlarında, ağır silahlarla techizatlanmış onbinlerce askerin sevkiyatını, misyonu “insan hayatı” olmayan bir hedef için gerçekleştirmişti…
Uluslararası yardım fonlarından gelen yüzmilyonlarca doları – belki milyar doları- bir an önce tahsil edip kalkınma çalışmaları için harcamak isteyen bu hükümetler (Afganistan-Pakistan), şimdi bu paranın miktarının birkaç milyon dolardan ibaret olduğunu söylüyorlar. Bunlar sadece işgalci rejimler ve orduların kuklalığını yapmakla kalmazlar. Rüşvet için yaşayıp, onun için çalışıp o uğurda ölürler. Yardım kurumlarına yalan bir portre çizerek onları kandırırlar.
Şundan kesinlikle emin olmalıyız ki, bu masum mülteciler adına gönderilen uluslararası yardım paraları, İslamabad ve Kabil yönetimleri adına iş gören bir takım ismi gizli politikacılar ve generallerin hesaplarına yatmaktadır. Tıpkı bundan öncekiler gibi.
Tüm bu sel felaketleri ve diğer musibetlere gark olan insanlara yardım ettiğini söyleyen bu uluslararası çeteler, aslında Müslümanların hayatına en ufak bir kıymet bile vermezler. Onlar Afganistan’da, Belucistan’da, Pakistan’da Peştun halkın yaşadığı bölgelerde ve hatta Başkent İslamabad’da dahi Müslümanların camilerini, okullarını, pazarlarını ve evlerini terörle mücadele adı altında bombalayıp yok etmişlerdir.
Pakistan Ordusuna ait katliamların en büyüğü, bağımsızlığını ilan etmeden önce Bangladeş Müslümanlarına karşı yapılan seri katliamlardır. Bu ordu, her daim kendi Müslüman halkına karşı zalimce hareket etmiştir. Bu zulüm ve baskılar, -aslında hiç var olmayan bir hükümetin- “ulusal birlik” adındaki politikası esas alınarak gerçekleştirilmiştir. Bütün bu sel felaketleri ve savaş sebebiyle göç eden halka yardım etme çabaları ise, ordu generallerinin, politikacıların ve kukla idarecilerin işledikleri savaş suçlarını saklama çabalarından başka bir şey değildir.
Başka ülkelerin liderlerini, malum sel baskını hadisesinden çok daha hafif felaketlerde dahi seyahatlerini iptal ederken, ya da yarıda keserken hatırlar ve biliriz. Fakat Pakistan Başkabakanı ve beraberindeki bakan heyeti, tüm masrafları ödenmiş ve keyiflerine bakacakları bir zevk seyahati için Avrupa gezilerini iptal etmediler. Böylece bir sonraki seçimleri tekrar kazanabilmek için kendilerini o konuma getiren kişilerle seçimlerde yapacakları yeni hileleri görüşmüş oldular.
Bu arada, haçlı işgali altındaki Afganistan’da yapılan savaş suçları belgelerinin dışarı sızmasının ardından, sözde seçilmiş kukla başkan Karzai, efendisi Amerika’nın bu sızmalardan etkilenmemesi için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Zira bu dökümanlarla, binlerce Afgan Müslümana yaptıkları eziyetler, onları evlerinden etmeleri ve hayatlarını mahvetmeleri açığa çıkmış oldu.
Benim Afganistan, Pakistan, Belucistan, Keşmiş, Bangladeş, Hindistan ve diğer bölgelerdeki Müslüman kardeşlerim… Paraya kölelik eden bu suçlular, ne sizlere ne de İslam Dinine hizmet etmiyorlar. Onlar sadece haçlılara, Siyonistlere ve Müslüman topraklarınız üzerindeki Hindu işgaline hizmet ediyorlar. Onlar sadece kendi arzularını tatmin etmek için, yerel halka gelen yardım paralarını dahi kendi zimmetlerine geçirmekten imtina etmiyorlar.
Taa ki Haçlı işgali sona erinceye ve hedefimizdeki doğru İslam Devleti kuruluncaya dek… Müslümanlar tek bir çatı altında toplanıp huzur ve emniyet için yaşamaya başlayıncaya dek… Demokratik seçimlerin kısır döngüsü ve askeri cuntalar sona erip bu zalimlerin düzeni ortadan kaldırılıncaya dek Müslüman kardeşlerinize – samimi ve hak yoldaki mücahidlere- destek vermelisiniz.
Öyleyse ellerinizi, samimi ve halk yoldaki mücahidlerin ellerinin üzerine koyun. Zira onlar, sırf sizleri, ailelerinizi ve evlerinizi korumak, sizlere hizmet etmek uğruna kendi evlerini ve ailelerini terk edip size yardıma geldiler.
İşte bu bizim seçtiğimiz yoldur. İşte bu bizim tamamına erdireceğimiz yoldur. Tüm engellere, tüm zorluklara rağmen… Bedeli ne olursa olsun…
Murad Gündoğan / @mur_gundogan tarafından islahhaber.net için tercüme edilip hazırlanmıştır...
Kaynak : İslah Haber
