ANTİDEPRESAN İLAÇLARININ BU KADAR ÇOK YAN ETKİSİ OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?
Dr. Ümit Aktaş'ın Mutluluk Kürleri kitabından...
"Antidepresan ilaçların yan etkileri
• Yüksek tansiyon
• Mide bulantısı
• Baş ağrısı
• Konsantrasyon bozukluğu
• Uykusuzluk ya da tam tersi uykuya eğilimin artması
• Koordinasyon eksikliği (Bu yüzden bu ilaçların çoğunu alırken araba ya da herhangi bir araç kullanmamanız tavsiye edilir)
• Şiddete eğilim
• Unutkanlık
• Kilo alma
• Kilo verme
• İntihara eğilim
• Diyabet (Antidepresan kullananlarda şeker hastalığı riski iki,
hatta üç kat artıyor) (1)
• Taşikardi
• Kalp krizi
• Karaciğer yetmezliği
Bu ve bunlar gibi semptomlarla uzayıp giden bir liste.
Sadece doktorlar reçete etse yine iyi! Çok zaman, doktora gitme- ye bile gerek duymadan, elinizi kolunuzu sallayarak bir eczaneye girer ve arkadaşınızdan duyduğunuz bir antidepresanı satın alıve- rirsiniz. Neden? Çünkü devamlı beyin kimyanızda bir bozukluk olduğu ve antidepresanların bu kimyayı düzelttiği yolunda bir bilgi bombardımanına maruz kaldınız ve bu bilgiye gönülden inandınız.
Antidepresanlardan büyük paralar kazanan ilaç şirketleri buna inanmanızı ister. Ama bilimsel yayınlar, bu ilaçların verildiği has- taların ilaç kullanmadan önce beyin kimyalarında herhangi bir problem olmadığını gösteren bulgularla doludur.
Bir yalanı senelerce söylerseniz, değil herkesi inandırmayı, bu yalana kendiniz bile inanırsınız. İşte ilaç endüstrisi ve neferleri de bu misal!
Bu anlattıklarımın çoğuna yabancı olmadığınızı tahmin ediyo- rum. İstatistikler tüm dünyada giderek artan depresyon vakalarını modern yaşamın yarattığı baskılara bağlıyor. Nedense ‘modern tıp’ denilen ‘kimyasal tıp’ mensuplarının aklına, bunun ardında fizyolojik bir sorun olabileceği gelmez.
Sonuçta milyarlarca dolar para kazanan bir antidepresan endüstrisi var. Bu endüstri her yıl milyonlarca antidepresan reçetesi yazılmazsa nasıl beslenecek? İstatistikler her sene yazılan antidepresan reçetesi sayısının 300 milyon civarında olduğunu gösteriyor.
Eğer gittiğiniz psikiyatr size diyetinizdeki omega-3 kaynaklarınızı artırmanızı tavsiye eder, bağırsak oranızı düzenlemek için turşu yemenizi ve yürüyüş yapmanızı önerir ya da D vitamini takviyesi reçete ederse bu koca endüstri nasıl yaşar, nasıl gelişir?
Evet depresyon vakaları artıyor çünkü kötü besleniyoruz!
Mutsuzuz çünkü yediklerimiz bize beyin kimyamızın dengesini korumak için gerekli besin maddelerini sağlamıyor!
Bırakın beynimizi beslemeyi, yediklerimiz tüm vücudumuzun kimyasını bozan maddelerle dolu. Gıda boyaları, zirai ilaçlar, genetiğiyle oynanmış tohumlar, giderek artan şeker tüketimi tüm sistemimizin dengesini alt üst ediyor.
Belli bazı vitamin ve minerallerin eksikliğinin depresyona ne- den olduğu bir sır değil. Ama maalesef birçok doktor, basit testlerle ortaya çıkacak bir vitamin eksikliğini araştırmak yerine size bir ‘mutluluk hapı’ reçete etmeyi tercih ediyor. Hem de yan etkilerden bile bahsetmeden! Dediğim gibi yaşatılması gereken dev bir endüstri söz konusu." (2)
Kaynaklar:
(1) “Long-Term Use of Antidepressants for Depressive Disorders and the Risk of Diabetes Mel- litus” Frank Andershon, Rene Schade, American Journal of Psychiatry May 2009, Vol. 166, No. 5, pp. 591-598.
(2) Kaynak: Aktaş, Dr. Ümit, Mutluluk Kürleri, HayyKitap, İstanbul, 2016.
Dr. Ümit Aktaş'ın Mutluluk Kürleri kitabından...
"Antidepresan ilaçların yan etkileri
• Yüksek tansiyon
• Mide bulantısı
• Baş ağrısı
• Konsantrasyon bozukluğu
• Uykusuzluk ya da tam tersi uykuya eğilimin artması
• Koordinasyon eksikliği (Bu yüzden bu ilaçların çoğunu alırken araba ya da herhangi bir araç kullanmamanız tavsiye edilir)
• Şiddete eğilim
• Unutkanlık
• Kilo alma
• Kilo verme
• İntihara eğilim
• Diyabet (Antidepresan kullananlarda şeker hastalığı riski iki,
hatta üç kat artıyor) (1)
• Taşikardi
• Kalp krizi
• Karaciğer yetmezliği
Bu ve bunlar gibi semptomlarla uzayıp giden bir liste.
Sadece doktorlar reçete etse yine iyi! Çok zaman, doktora gitme- ye bile gerek duymadan, elinizi kolunuzu sallayarak bir eczaneye girer ve arkadaşınızdan duyduğunuz bir antidepresanı satın alıve- rirsiniz. Neden? Çünkü devamlı beyin kimyanızda bir bozukluk olduğu ve antidepresanların bu kimyayı düzelttiği yolunda bir bilgi bombardımanına maruz kaldınız ve bu bilgiye gönülden inandınız.
Antidepresanlardan büyük paralar kazanan ilaç şirketleri buna inanmanızı ister. Ama bilimsel yayınlar, bu ilaçların verildiği has- taların ilaç kullanmadan önce beyin kimyalarında herhangi bir problem olmadığını gösteren bulgularla doludur.
Bir yalanı senelerce söylerseniz, değil herkesi inandırmayı, bu yalana kendiniz bile inanırsınız. İşte ilaç endüstrisi ve neferleri de bu misal!
Bu anlattıklarımın çoğuna yabancı olmadığınızı tahmin ediyo- rum. İstatistikler tüm dünyada giderek artan depresyon vakalarını modern yaşamın yarattığı baskılara bağlıyor. Nedense ‘modern tıp’ denilen ‘kimyasal tıp’ mensuplarının aklına, bunun ardında fizyolojik bir sorun olabileceği gelmez.
Sonuçta milyarlarca dolar para kazanan bir antidepresan endüstrisi var. Bu endüstri her yıl milyonlarca antidepresan reçetesi yazılmazsa nasıl beslenecek? İstatistikler her sene yazılan antidepresan reçetesi sayısının 300 milyon civarında olduğunu gösteriyor.
Eğer gittiğiniz psikiyatr size diyetinizdeki omega-3 kaynaklarınızı artırmanızı tavsiye eder, bağırsak oranızı düzenlemek için turşu yemenizi ve yürüyüş yapmanızı önerir ya da D vitamini takviyesi reçete ederse bu koca endüstri nasıl yaşar, nasıl gelişir?
Evet depresyon vakaları artıyor çünkü kötü besleniyoruz!
Mutsuzuz çünkü yediklerimiz bize beyin kimyamızın dengesini korumak için gerekli besin maddelerini sağlamıyor!
Bırakın beynimizi beslemeyi, yediklerimiz tüm vücudumuzun kimyasını bozan maddelerle dolu. Gıda boyaları, zirai ilaçlar, genetiğiyle oynanmış tohumlar, giderek artan şeker tüketimi tüm sistemimizin dengesini alt üst ediyor.
Belli bazı vitamin ve minerallerin eksikliğinin depresyona ne- den olduğu bir sır değil. Ama maalesef birçok doktor, basit testlerle ortaya çıkacak bir vitamin eksikliğini araştırmak yerine size bir ‘mutluluk hapı’ reçete etmeyi tercih ediyor. Hem de yan etkilerden bile bahsetmeden! Dediğim gibi yaşatılması gereken dev bir endüstri söz konusu." (2)
Kaynaklar:
(1) “Long-Term Use of Antidepressants for Depressive Disorders and the Risk of Diabetes Mel- litus” Frank Andershon, Rene Schade, American Journal of Psychiatry May 2009, Vol. 166, No. 5, pp. 591-598.
(2) Kaynak: Aktaş, Dr. Ümit, Mutluluk Kürleri, HayyKitap, İstanbul, 2016.