Yemen’de Şii Camilerini IŞİD Neden Vurdu
“
Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” (Bakara / 190)
Hz. Muhammed (sav) bir yere ordu veya seriyye gönderirken onlara savaşta takip etmeleri gereken hususlarla ilgili emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.
Onun savaşta yapılmamasını tavsiye ettiği şeyler arasında çocukların, kadınların ve yaşlıların öldürülmemeleri, müsle yapılmaması, kiliselerin yakılmaması, ağaçlara zarar verilmemesi, hurma ağaçlarının yakılmaması ve ihtiyaç dışı hayvanların kesilmemesi dikkat çeker.
İslam bırakın camilere, kiliseler ve havralar gibi Ehli Kitab’ın mabedlerine bile saldırmayı yasaklar. 1300 yıl boyunca İslam hilafet topraklarının her tarafındaki kiliselerin günümüze hala ulaşmış olmasının sebebi de budur. Beşinci raşid halife olarak görülen Ömer bin Abdülaziz’in valilerine gönderdiği emirnamede: “Fethedilen yerlerdeki kilise, havra ve Mecusilerin tapınaklarının yıkılmaması” yönündeki talimatı da önemlidir. (İbn Kayyım, Ahkâmu ehli’z-zimme, s.II/690.) Sahabenin içtihadı ile Mecusilerin Ehl-i Kitap muamelesi gördüğünü hatırlatalım.
Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Onlar, başka değil, sırf «Rabbimiz Allah’tır» dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah’ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.” (Hacc / 40)
Diyorlar ki; Resulullah (sav) Mescid-i Dırar’ı yıkmıştır. Peki, oradaki Münafıklar içindeyken ve çocuklarıyla beraber başlarına mı yıkıldı Mescid-i Dırar? Mesele fıkhi değildir, istediğiniz kadar zorlayın, batıl bir mezhebin Cuma camisini basıp içinde kim varsa katletmenin fetvasını vermiş bir âlim bulamazsınız. “İyi ama İslam tarihinde de bunlar olmuş!” Haccac’ın izindeyiz diyorsanız devam edin!
* * *
Yemen’de cuma namazı saatinde Şii camilerine gerçekleştirilen saldırılarda en az 137 kişi öldü. Yaralı sayısının ise 340’ı aşkın olduğu belirtildi. Ölü sayısı daha da artacağa benziyor. Saldırıyı kısa bir süre sonra IŞİD üstlendi.
http://islahhaber.net/yemen-de-camilere-kanli-saldiri–137-olu-44238.html
“Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diye bir söz var ya, IŞİD’in ki de o hesap… İslam savaş hukukunda çiğnenmedik fıkıh kuralı bırakmayan IŞİD, bu kez de Şii camileri vurarak yeni bir tartışma başlattı. Saldırının arka planını ve IŞİD’in gerçek hedefini konuşmak gerek.
Öncelikli olarak, Yemen’deki savaşta IŞİD’in gücü nedir? Yemen’de IŞİD’in gücü falan yok. Yemen’de Sünni halktaki esas güç birincisi aşiretler, ikincisi Yemen el Kaide’si yani Arap Yarımadası el Kaidesi’dir (AYEK). Arap Yarımadası el Kaidesi yıllardır özellikle bölgenin güneyinde etkin olup, 2011 yılında Abyan’ı ve çevre şehirleri fethedip Abyan İslam Emirliği’ni ilan etmesiyle dünyada gündeme oturmuştu:
http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2011/06/02/6785.shtml
Nasıl Irak’ta esas olan IŞİD olduğundan Sünni aşiretler onlarla beraber -isteyerek ya da istemeyerek- hareket ediyorsa, Yemen’de de aynı şekilde esas güç Yemen’deki el Kaide’dir ve Şii Husilere karşı Sünni aşiretler Yemen el Kaide’si (AYEK) ile birlikte hareket etmektedir.
Hatırlarsınız, birkaç ay önce IŞİD’in Yemen’de çok güçlü olan Arap Yarımadası el Kaide’ye “biat edin” çağrısına red cevabı gelmişti, üstüne bir de IŞİD’in biatını bozduğu ve safları böldüğü söylenmişti. Ki IŞİD için bu cevap soğuk duş etkisi yapmıştı… Yemen’deki Arap Yarımadası el Kaidesi hem askeri gücünden hem de âlimlerinden dolayı Küresel Cihad’da söz sahibidir. Onların böyle davranması IŞİD’in Yemen ve Arabistan’a uzanma hayaline darbe vurmuştu. IŞİD’in biat edin çağrısına sadece birkaç kişinin karşılık vermiş, onların “mütevazı” biatı bile IŞİD medyası tarafından büyük bir şeymiş gibi lanse edilmişti.
Yemen’in güneyindeki Sünni şehirlerde hâkim olan AYEK’ye karşılık IŞİD’in ele geçirdiği hiçbir yer yoktur. Zaten kitlesi de AYEK’ten çıkan ya da kovulan bir avuç kişidir.
Peki, neden böyle bir kanlı eyleme IŞİD’çiler imza attı?
-Birincisi, Yemen’de IŞİD’i gündeme getirmek, “burada biz de varız” demek istiyorlar. Yemen’de yakın zamanda bile hiçbir askeri başarı ve fetih yapamayacaklarından dolayı böyle bir eylem yaptılar. Tüm dünya medyası da kendilerini reklam etmiş oldu…
-İkincisi, Şii-Sünni savaşında vahşetin dozunun artması, Sünni kitleleri IŞİD saflarına çekecektir. Suriye ve Irak’ta gördük ki Şiilerin hiçbir savaş hukuku ve ahlakı yok. Her türlü vahşeti ve işkenceyi sınırsızca yapıyorlar. Irak zindanlarında bu işkencelerden geçenler IŞİD saflarına katıldı. Ve misliyle Şiilere gördüklerini uyguladı. Aynı senaryo Yemen’e getirilmek isteniyor. Irak’ta ABD işgali sırasında ve sonrasında yıllarca Şii ve Sünni camileri bombalandı. Bizler, iyi niyetimizin mahkûmu olarak, bunları yabancı istihbaratların bir çalışması olarak yorumluyorduk. Çünkü genelde kimse üstlenmiyordu. Ki birçoğunu da büyük ihtimal istihbarat yapmış olabilir. Ama IŞİD’in Yemen’deki Cuma namazı kılanları havaya uçurup bunu “gururla” üstlenmesi, aslında IŞİD’in ve Şii’lerin madalyonunun öteki yüzü gibi birbirine her türlü katliamı hatta cami vurmayı bile meşru gördüğünü göstermiş oldu.
Yemen’de şimdi beklenen nedir? Cuma namazında camileri vurulan Şiilerin de Sünni camilerini vurması… Böylece camileri vurulan iki kitle için hiçbir savaş hukuku kalmayacak, İslam’ın emir ve yasakları askıya alınacak, buradan da iki tarafın aşırılık yanlıları kitlesini büyütecektir. IŞİD’in kanlı ve mide bulandırıcı planı da tam da budur! Tekfirciliği bizzat liderleri tarafından tescillenen IŞİD, artık hiçbir ülkede halk desteği alamaz. Bu nedenle en aşırı savaşlar yaşanmalı, Müslümanlar öyle bir katliamdan geçmeli ki, karşı tarafa sınırsız bir şiddeti arzulayıp IŞİD’e katılmalı! Nijerya’da Boko Haram’ın kitlesindeki gençlerin hem cahil hem de büyük zulümler yaşamış olmasının sonucunda IŞİD’e biat etmeleri de bunun somut örneğidir.
IŞİD’in bu oyunu Yemen’de tutmayacak. Çünkü Yemen ilim merkezidir ve âlimleri çoktur. Ayrıca Yemen’in ana gücü olan Arap Yarımadası el Kaidesi hemen bir bildiri yayınlayarak Sana’daki camilerin vurulması ile hiçbir ilgisi olmadıklarını açıkladı:
http://www.ummetislam.net/arap-yari...leri-hedef-alan-patlamalarla-ilgili-beyanati/
Açıklamadaki şu cümleler, el Kaide’nin İslam savaş hukukuna bağlı kalmaya devam ettiğinin ve edeceğinin altını çizmekte:
“Aynı zamanda Şeyh Eymen Zevahiri’nin (hafizahullah) mescitler, camiler, pazarlar ve bunlar gibi karışık mekânları masum Müslümanların canlarını korumak ve ağır basan şer’i maslahatı gözetmek maksadıyla hedef almaktan kaçınmaya dair emir ve yönlendirmelerine bağlı olduğumuzu vurgularız.”
Şeyh Abdullah Azzam’ın dediği gibi,
“İslam şeriatını bilmeyen bir mücahid ancak haydut olur!” Ehli Sünnet ve’l Cemaat akide olarak da menhec olarak da hem Şia’dan hem Haricilerden beridir. Bunun altını çizmeli, cihadın şiddetlendiği bu günlerde herkese defalarca duyurmalıyız. Aksi takdirde hem temiz cihadımıza leke gelecek, hem de bu şiddetin dozajından en çok gene Sünni halk mağdur olacaktır. Çünkü her cephede düşman silah yönünden daha güçlü, Sünni halk daha savunmasızdır.
Allah’ım Haçlılar, Yahudiler, Şiiler ve Hariciler Ümmet-i Muhammed’e savaş açtı, sen bizlere yardım et, senin adın yücelsin diye savaşan mücahidlerine yardım et, düşmanlarına ve iftiralarına karşı onları koru, Allahumme Amin…
Ferman Nazif / Ümmeti İslam