Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ashabla İstişare

Nevfelah Çevrimdışı

Nevfelah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Raşid halifelerin ikincisi Ömer bin Hattab şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber, Ebu Bekir, Ali ve benimle, Bedir esirleri hakkında istişare etti. İstişare sırasında Ebu Bekir şöyle dedi:

"Ey Allah'ın Resulü! Bunlar amca çocukları, aşiretimiz ve ihvanımızdırlar. Onlardan fidye almanı uygun görüyorum. Onlardan aldıkların kâfirler aleyhinde bizim için kuvvet olur. Umulur ki, Allah onlara hidayet etsin, onlar da bize yardımcı olsunlar."

Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Ey Hattab'ın oğlu! Sen ne dersin?" diye sordu. Ben ise:

"Ebu Bekir gibi düşünmüyorum, benim düşüncem şudur ki, bana falan adamın, Ali'ye kardeşi Akil'in, Hamza'ya da kardeşi Abbas'ın boyunlarını vurmamızı emredesin. Ta ki Allah Teâlâ, müşriklere karşı içimizde bir yakınlık ve acıma duygusu beslemediğimizi bilsin. Bunlar müşriklerin ileri gelenleri ve önderleridir" dedim.

Fakat Hz. Peygamber Ebu Bekir'in görüşünü uygun buldu ve müşriklerden fidye aldı. Ertesi gün Hz. Peygamber'in yanına gittim. Baktım ki, Ebu Bekir'le beraber ağlıyor.

"Ey Allah'ın Resulü, neden ağlıyorsunuz? Eğer ağlanacak bir şey varsa ben de ağlayayım. Eğer ağlayamazsam, hiç olmazsa ağlar gibi görüneyim" dedim.

Hz. Peygamber: "Fidye aldıklarından dolayı arkadaşlarımın başına gelen felaket beni ağlatıyor, -yakında duran bir ağacı göstererek- onların başına gelecek felâket, şu ağaçtan daha yakın bir mesafeden bana gösterildi" dedi.

Bu hadise üzerine Enfal Suresi 67. ayeti nazil oldu: "Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." [Kaynaklar: Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]

Bedir esirleri hakkındaki hadisede Enes (ra)'nın rivayeti...
Enes (ra) anlatıyor. Hz. Peygamber Bedir esirleri hakkında sahabilerle istişare etti. İstişare sürerken: "Allah sizi onlara galip getirmiştir" dedi.

Ömer bin Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Onların boyunlarını vur' dedi. Peygamber yüzünü çevirdi.

Daha sonra: "Onlar dün sizin kardeşleriniz idiler. Allah sizi onlara galip getirmiştir" deyince, Ömer sözünü yine tekrar etti. Peygamber yüzünü yine çevirdi.

Sonra Hz. Peygamber tekrar bunu söyleyince Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim görüşümüz onları affetmen, fidyelerini kabul etmen şeklindedir" dedi.

Böylece Hz. Peygamber'in yüzündeki üzüntü kayboldu. Onları affetti ve fidyelerini kabul etti. Bu hadiseden sonra ise Allah Teâlâ da Enfal, 68. ayetini indirdi. [İmam Ahmed]

Adaletin büyük mimarından ümmete on nasihat
1) Bir kötülük yapmak suretiyle senin hakkında Allah'a isyan eden bir kişiyi, bir iyilik yapmak suretiyle kendisi hakkında Allah'a itaat etmekten daha büyük bir şekilde cezalandıramazsın.

2) Kesin bir bilgiye sahip olmadığın sürece Müslüman bir kardeşinin herhangi bir hareketini en güzeline hamlet.

3) Müslüman kardeşinden duyduğun bir sözü elinden geldiğince hayra yor. Kendisini töhmet altında bırakacak işler yapan kimse, kendisi hakkında suizanda bulunup kötü şeyler düşünenleri kınamasın. Sırrını sakladığı sürece kişinin iradesi kendi elindedir.

4) Doğru sözlü ve yaşayışlı arkadaşlarından ayrılma ve her zaman için onların gölgesinde yaşa; çünkü onlar senin için bollukta süs, darlıkta ise azıktırlar.

5) Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma. Gereksiz işler peşinde koşma, çünkü böyle bir şey yararsız, boş bir uğraş olur.

6) Kötülük öğrenmek istemiyorsan kötülerle konuşma ve böylelerinin arkadaşlığından sakın. Kötü kimselere sırrını asla söyleme. İşlerinde, Allah'tan korkanlarla istişare et!"

7) Yalan yere yemin etmeyi küçümseme ki Allah Teâlâ seni bundan dolayı helak etmesin.

8) Sonunda ölüm olduğunu bilsen de doğruluktan ayrılma.

9) Düşmanlarından uzak durduğun gibi Allah'tan korkmayan dostlarından da sakın; Çünkü O'ndan korkmayan kimse asla güvenilir birisi değildir.

10) Kabirlerin yanından geçerken kork. Taat gösterirken kendini hiç mesabesine indir. Günah işlerken akıbetini düşün. Bir iş yaparken, içlerinden Allah'tan korkanlarla istişare et; çünkü Allah Teâlâ "Allah'tan, kulları içinde ancak âlimler korkar" (Fâtır: 35/28 buyurmaktadır.

(alıntı)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt