Ateşte pişen yiyeceklerden dolayı abdest almanın hukmu nesh olmuştur:
.......Muhammed ibnu Fulayh tahdîs edip şöyle demiştir: Bana babam Fulayh ibnu Suleyman el-Medenî, Saîd ibnu'l-Hâris'ten tahdîs etti ki, o, Câbir ibn Abdillah'a ateşte pişmiş şeyler yedikten sonra abdest alınıp alınmayacağını sormuştur. Câbir de:
— Hayır (abdest almak vâcib olmaz). Bizler Peygamber (s.a.v.) zamanında böyle ateşte pişmiş yemekleri ancak pek az bulurduk. Bizler böyle yemekler bulduğumuz zaman da bizim silinecek mendillerimiz yoktu. Biz(abdest aldığımızda)ellerimizi, kollarımızı, ayaklarımızı meshederdik. Sonra (böyle yemek yemenin ardından yeniden) abdest almayarak namaza dururduk, demiştir.
(Buhari, Yiyecekler, Bab 53, Hadis no 82)
Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest alınız!”
(Muslim, Yiyeyecekler, Bab 21, hadis no : 264; İbn Mâce, Taharet 65, 486; Tahâvî, Şerhu Meânî'l-Âsâr, 1/63)
Açıklama:
Ateşte pişen bir şeyi yemeden ötürü abdestli bir kimsenin tekrar abdest alıp almaması meselesi ihtilaf konusu olmuştur.
Bir grup sahabe ile bazı alimler, bu hadisle amel ederek ateşte pişen bir şeyin yenilmesinden ötürü tekrar abdest alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Bunlar, yukarıda ismi geçen kimseler ile Ömer b. Abdulazizi, Hasan Basri ve Ebu Kılabe.
Ateşte pişmiş yiyecek sebebiyle abdest almanın sebebi; benzerini meleklerin asla yapmayacağı dünya nimetlerinden en üst düzeyde yararlanma olduğu, böyle bir yiyeceği yemek suretiyle meleklere benzemekten uzaklaşmaya sebep olacağı ve ateşte pişmiş yiyeceğin, kişiye, cehennem ateşini hatırlatacağı, bu ise, insanın kalbinin meşgul olacağı şeklinde açıklanmaya çalışılmıştır. Yalnız bu iddialar ve gerekçeler, gerçekçi değil.
Abdullah İbn Abbâs (r.anhumâ)'dan rivayet edilmiştir:
“Peygamber (s.a.v.) etli bir kemik yada et yemişti. Sonra namaz kılmıştı. Fakat abdest almamış, suya da el değdirmemişti.”
(Buhari, “Vudû” 50, Et'ime 18; Muslim, Yiyeyecekler, Bab 21, hadis no : 264; Ebu Dâvud, Taharet 75, 187; Nesâî, Taharet 122, 123; İbn Mâce, Taharet 66, 488, 490; Muvatta', Taharet 91; Ahmed b.Hanbel, Musned,-11/227, 281)
Açıklama:
Konu ile ilgili rivayetlerde; Rasulullah (s.a.v.)'in bir koyunun kürek kemiği etinden yediği, koyunun ciğerlerinin kızartıldığı, kendisine hediye olarak getirilen et ve ekmekten üç lokma yediği, fakat bütün bunlardan dolayı yeniden abdest gerek görmeyerek namaz kıldığı bildirilmektedir.
Dolayısıyla sahabenin, mezheb imamlarının ve alimlerin çoğu; bu konudaki hadisi esas alarak, ateşte pişmiş yiyecekleri yemeden ötürü abdest almanın gerekmeyeceği görüşünü benimsemişlerdir.
-.......Bize Mâlik, Zeyd ibn Eslem'den; o da Atâ ibn Yesâr'dan; o da Abdullah ibn Abbâs'tan haber verdi (o şöyle demiştir):
Rasûlullah (s.a.v.) koyun küreği yedi, sonra abdest almadan namaz kıldırdı.
(Buhari, Temizlik, bab 53, Hadis no : 70)
-.......İbn Şihâb şöyle demiştir. Bana Ca'fer ibn Amr ibn Umeyye haber verdi. Ona da babası (Amr ibn Umeyye) haber vermiştir ki,
O, RasûlulIah (s.a.v.)'ı pişmiş koyun küreğinden et kesip yerken görmüş.
O sırada Rasûlullah namaza çağırılmış. Bunun üzerine bıçağı bırakıp abdest almadan namaz kıldırmıştır.
(Buhari, Temizlik, bab 53, Hadis no : 71)
Sahâbîler'den bir kısmı yemeklerden, bilhassa et yemeklerinden sonra abdest almayı ve öylece namaz kılmayı vâcib görmüşlerdir. Bir kısmı da yemekten sonra abdest almayı vâcib görmemiştir.
Birincilere huccet olacak sahîh hadîsler vardır. İkinciler ise Amr ibn Umeyye'nin bu hadîsi ile, bundan önceki îbn Abbâs hadîsini huccet gösterirler.
Abdesti vâcib görmeyenler, Öteki tarafın huccet edindiği hadîslerdeki "vudû" 'lâfz'ın lugat örfüne yânî el, ağız yıkamağa hamlediyorlar. O hadîslerdeki vudû'lar, bilfarz şer'î ıstılah üzere alınsa bile, Ebû Dâvûd ve Nesâî'nin Câbir ibn Semure'den rivayet ettikleri:
Ateş değmiş şeyler yedikten sonra abdest almayı terk etmek Rasûlullah'ın en son hâli oldu" hadîsiyle mensûhtur.
Bu neshin bazılarınca ta'lîline göre, Câhiliyyet'te halk temizlenmemeğe alışkın oldukları için, ateş değmiş yağlı yemekler yedikten sonra abdest almaları farz olmuştu. İslâm'da temizlik kararlaşıp yayıldıktan sonra, müslimânlara sırf kolaylık olmak üzere, bu hüküm neshedilmiştir. (Tecrîd Ter., 1,144-145).
Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Ötüken Yayınları:1/341-342)
Abdullah b. Abbas der ki: «Rasûlullah (s.a.v.) koyunun pişmiş ön butunu yedi. Abdestini tazelemeden namaz kıldı.»
(Buhari, Vudû, 4/50; Muslim, Hayd, 3/91; Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 19; Şeybanî, 30)
Suveyd b. Numan anlatıyor:
Hayber Savaşı senesinde Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber çıkmıştım. Hayber'e yakın «Sahbâ» denilen yere varınca Rasûlullah (s.a.v.) devesinden indi, ikindi namazını kıldırdı. Daha sonra azıkları istedi, yalnız kavut (Kavrulmuş un) getirdiler. Emretti, kavutu çorba yaptılar. Resulallah (s.a.v.) yedi, biz de yedik. Daha sonra da akşam namazına kalktı, mazmaza yaptı, biz de mazmaza yaptık, sonra da abdestini tazelemeden namazı kıldırdı.
(Buhari, Vudu,4/51; Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 20; Şeybani, 34.
Hanefi Mezhebine göre, bu hadise dayanarak, ateşte pişen nesneleri yemeden dolayı abdest almak gerekmez.
Zahirilere göre, bu durumda abdest bozulur, tazelenmesi gerekir)
Abdullah b. Hudeyr oğlu Rebîâ der ki:
Hz. Ömer'le birlikte akşam yemeği yedim, yemekten sonra namazı kıldı, yeniden abdest almadı.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 21)
Eban b. Osman der ki:
Osman b. Affan (r.anh) ekmek ve et yedikten sonra mazmaza yaptı (ağzını yıkadı), ellerini yıkadı ve elleriyle yüzünü sıvazladı. Daha sonra da namaz kıldı, fakat yeniden abdest almadı.
Îmam Malik'e Ali b. Ebî Talib ve Abdullah b. Abbas (r.anh)'ın ateşte pişen şeyi yedikten sonra yeniden abdest almadıkları rivayet olundu.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 22; Şeybanî, 32)
Yahya b. Said, Abdullah b. Amar b. Rebîâ'ya:
«— Bir adam namaz kılmak için abdest aldıktan sonra ateşte pişen bir yemeği yese tekrar abdest alması gerekir mi?» diye sordu.
Abdullah da: «— Babamı gördüm, abdest aldıktan sonra ateşte pişen yemeği yiyor, tekrar abdest almıyordu.» diye cevap verdi.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 23; Şeybanî, 33)
Câbir b. Abdullah (r.anh) el-Ensârî der ki: Ebû Bekir es-Sıddık (r.anh)'ı gördüm. Et yedikten sonra yeniden abdest almadan namaz kıldı.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 24; Şeybanî, 29
Cabir (r.anh) böyle demekle, ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozmadığını ifade etmektedir. Bilindiği gibi, Hz. Ebû Bekir eti abdestli iken yemiştir)
Muhammed b. el-Munkedir (r.anh) anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v.) yemeğe davet edilmişti. Kendisine et ve ekmek getirildi. Bunlardan yedikten sonra abdest aldı, namaz kıldı. Daha sonra yemeğin kalan kısmını getirdiler, ondan yedikten sonra yeniden abdest almadan namaz kıldı.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 25; Tirmizî, Taharet, 1/59; Şeybanî, 31
Hadis murseldir. Ebû Davud, Taharet, 1/74, Cabir'den -mevsul olarak- ri*vayet etmiştir.)
Abdurrahman b. Yezid el-Ensârî anlatıyor: Enes b. Malik, Irak'tan gelmişti. Ebu Talha ve Ubey b. Kâ'b'ın yanına gittiler, Enes onlara ateşte pişmiş yemek çıkardı, yediler.
Yemekten sonra Enes kalkıp abdest alınca, Ebû Talha ve Ubey b. Kâ'b: «Bu da ne Enes? Yoksa Iraklıların âdeti mi?» deyince,
Enes: «Keşke yapmasaydım,» dedi.
Ebû Talha ve Ubey b. Kâ'b kalktılar, yeniden abdest almadan namaz kıldılar.
(Muvatta, Taharat, Bab 5, Hadis no : 26)
(Hz. Enes'in ziyaretçilerinin bu tenkidleri, Enes'in, ateşte pişen yemek yenince abdest bozulur zannının yanlış olduğunu ifade etmektedir.
Bu konudaki bazı rivayetlerden, ayette pişen şeyi yemenin abdesti bozacağı anlaşılmakta ise de, bu tür rivayetler mensûh kabul edilmiştir. (Ebu Dâvud, Taharet, 74,75)