Şartlarına uyarak mestler üzerine mesh yapmak, câizdir. Fakat sizin bu yola başvurmanız şeytanın verdiği veya psikolojinizden kaynaklanan verdiği takıntı hastalığına ömür boyu teslim olmanız, yenilmeniz demektir. Böyle yaparak yarın vereceğiniz diğer takıntılara karşı da tâvizler vermeye musait olduğunuzu ortaya koymaktadır. Ayrıca bu durum takvaya da muhalifdir. Ayrıca yaz aylarında mest giymenizden kaynaklanan ayaklarınızda sıkıntılara da sebeb olabilirsiniz.
Bahsettiğiniz hadis, abdestte ökçelerin (topukların) yıkanmamasından dolayı (mı yoksa çıplak ayağa mesh etmekten dolayı mı) söylendiği de kat'i değildir.
(Kanaatimizse topukların az suyla dikkatsizce, mesh edercesine baştansavma üstünkörü yıkanıb, kuru yer kaldı mı diye düşünmeden, namaza yetişmek için geçiştirilerek hızlıca yıkanmasıdır.)
***
Bize Şeyban b. Ferruh ile Ebû Kâmil -el câhderi hep birden Ebû Avâne'den rivayet ettiler. Ebû Kâmil dedikİ: Bize Ebû Avâne Ebû Bişr'den, o da Yûsuf b. Mâhek'ten, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivayet etti.
Abdullah şöyle demiş: — Yola çıktığımız bir seferde Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizden geri kaldı. Bize yetiştiği zaman ikindi namazının vakti gelmişti. Biz hemen ayaklarımızın üzerine mesh ederek acele abdest almağa başladık.
Bunun üzerine Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Vay ökçelerin ateşten başına gelene» diye nida buyurdular.
(Muslim, Tahara, Bab 9, Hadis no: 27)
Buradaki mesh'den ne murad edildiği ihtilaflıdır.
Kaadî Iyâd'a göre; maksad âbdes âyetinde beyan buyurulduğu şekilde ayakların yıkanmasıdır. Rivayetlerin muhtelif şekilde olmasıda buna delâlet eder. Kaadi Iyâd : Şöyle diyor: «Bunun mânâsı bazılarının işaret ettiği gibi as-hab ayakları üzerine mesh ederdi de Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendilerini bundan nehy ve yıkamayı emir buyurdu, demek değildir. Bunlar diyorlar ki; «Eğer Ashab ayaklarını yıkamış olsalardı Peygamber(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdesti yeniden almalarını emrederdi» Halbuki: hadiste buna dair bir delil yoktur. Zira Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara cehennem ateşinde yanmayı icab edecek bir iş yaptıklarını anlatmıştır ki; böyle bir azab ancak vacibi terk hususunda gelir. Üstelik: «Abdesti testekmil alın» buyurarak ayakları yıkamayı da emretmiştir. Hadiste ashabın o kusurlu abdestleri ile namaz kıldıklarına dair bir şey; veya öteden beri âdetlerinin bu olduğunu gösteren bir delil yoktur ki; namazı yeniden kılın diye emir vermesi lâzım gelsin.»
Buhari, buradaki tehdidin ayakların meshinden dolayı yapıldığına kaildir. Tahavi (238-321) Bu hususta şunları söylemektedir:
«Ashab-ı kiram tıpkı başlarına mesh ettikleri gibi ayaklarına da mesh ederlerdi. Sonra Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları bundan men ederek ayaklarını yıkamalarını emir buyurdu. Bu da gösteriyor ki; mesh meselesi evvelce varmış sonra nesh edilmiş.»
Fakat Tahâvî'nin bu mutaleası itirazla karşılanmıştır. Çünkü hadiste beyân olunduğu vecihle ashabın: «Ayaklarımıza mesh ederdik» sözleri hafifçe yıkardık da mesh gibi görünürdü manasına gelebilir. Nitekim hadisin bir rivayetinde: «Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest alan bir cemaat gördü. Galiba ayaklarından yıkanmadık bir şey bırakmış olacaktır...» denilmiştir. Bu hadis ashabın ayaklarını yıkadığını lâkin meshe yakın hafif bir şekilde üzerinden geçiverdiklerini göstermektedir. Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in abdesti testekmil almalarını emir buyurması da bundandır. Filhakika cehennemle tehdid bir farz terk edildiği zaman yapılır. Eğer ayakları yıkamak farz olmasaydı kendilerine bu derece şiddetli bir inzar ve tehdid teveccuh etmez: «Artık meshden vaz geçinde ayaklarınızı yıkayın» denilirdi Kaadi Iyâd'in: «Buradaki meshten murad yıkamaktır» demesi bundandır. Doğrusuda budur.
Hasılı: hadis-i şerif ayakların meshe benzer bir şekilde üstünkörü değilde tertemiz yıkanmasının farz olduğuna delildir. Yalnız Aynî, Kaadî Iyâd'ın bu meseleye: «Abdesti testekmil alın» hadisiyle istidlalde bulunmasına itiraz etmiş: «Burada ayakların yıkanması mezkur emirden değil; cehennemle tehditten alınmıştır. «Abdesti testekmil alın.» cümlesini, ondan evvelki tehdit cümlesi üzerine atfetmemesi de bunu gösterir. Yani Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelâ ayakların yıkanacağını tehdit cümlesi ile ifade buyurmuş; sonra emir cümlesi ile bu ifadeyi te'kid eylemiştir. Binaenaleyh mezkûr cümle gerek ayakların ve diğer yıkanması gereken âzânın dikkatle ve tertemiz yıkanması gerekse başa mesh hususunda dikkatli davranarak her vazifeyi yerli yerince yapmayı bildiren umumi bir te'kid olmuş olur.» demişdir.
***
Size düşen kendinizi harab edercesine yıkamak değil, herkes gibi gördüğünüz, ulaşıb ovalayabildiğiniz derecede diğer uzuvları yıkama süresine uygun düşecek sürede ıslatıb yıkamanızdır. Allah kuluna zorluğu ve çekemeyeceği yükü yüklemez. Kolaylaştın zorlaştırmayın kardeşim.