Erdoğan, "Benim için Davos bitmiştir. Sesiniz yüksek çıkıyor, çünkü suçlusunuz. Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" dedi.
Başbakan Erdoğan, İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantıları çerçevesinde "Gazze Orta Doğu'da Barış Modeli" konulu oturumda "İsrail" sözde Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in eleştirilerini yanıtlarken panel yöneticisinin sürenin bittiğini gerekçe göstererek konuşmasını kesmesi üzerine bundan sonra Davos toplantılarına katılmayacağını açıklayarak salondan ayrıldı.
Panele Başbakan Tayyip Erdoğan, "İsrail" sözde Cumhurbaşkanı Şimon Peres, BM. Genel Sekreteri Ban Ki - Moon ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'da katılıyor. Panelde İsrail Filistin arasındaki anlaşmazlık masaya yatırıldı.
Erdoğan'ın sinirli bir şekilde toplantıyı terkinin ardından Erdoğan sevdalıları "helal sana başbakan, Peres'in ağzının payını verdin"! diyeceklerdir." Kimileri Tayyib'i Davos Fatihi ilan edecektir. Aynen Avrupa Birliği ile müzakerelerin başladığında Avrupa Fatihi ilan edilmesi gibi. Fakat İslami fikir ile bezenmiş, kendisinde sahih bir idrak sahibi olan kişiler ise Müslümanların başlarında böyle bir yöneticileri olduğu için bir kez daha üzülmüş ve kendisine lanet okumuşlardır. Neden diye sorulacak olursa?
Tayyip Erdoğan Davos'ta sinirlenmiştir, fakat sinirlenmesinin sebebi yanında Filistin'de vahşice katledilen Müslümanların sorumlusu yahudi pisliği Peres'in (Lanetullahi aleyh) oturması ve pişkin pişkin yaptığı katliamların savunmasını yapması değildir. Bilakis öfkesinin sebebi; Peres'in kendisine yüksek sesle konuşması ve Peres'e daha fazla süre verilip, kendisine verilmemesi meselesidir. Zaten mesele bir telefon bağlantısıyla tatlıya bağlanmıştır. Yani anlaşılan Erdoğan şahsi bir gurur sebebiyle sinirlenmiştir.
Zaten Erdoğan hakikaten samimi olsaydı yapılan bunca katliamların üstüne Davos'a gidip Peres'in yanında oturmaya tenezzül dahi etmezdi. Ve madem Erdoğan Gazze'de olanlardan çok üzgün neden hala İsrail'le ilişkileri hala en üst düzeyde devam ediyor. Bir yandan Gazze'de olanlara timsah gözyaşları döküyor, İsrail'e gönülden destek veren BM'in İsrail'i uluslararası topluluktan dışlamasını istiyor. Bir yandan da, kendisine İsrail'le ilişkilerini kes diyenlere; "bekara karı boşamak kolaydır. Hesabı iyi yapın" diyor.
-Gazze'de Müslüman kardeşlerimiz paramparça hale getirilip katledilirken Erdoğan neredeydi?
-Kadınlar, çocuklar feryat figan ederek "Müslümanlar nerede" diye bağırırken Erdoğan kardeşlerimizin yardımına koştu mu?
-Ordularını seferber edip Filistin halkını kurtarmak için cephe açtı mı?
-Kabe'nin taş taş yıkılması bir Müslüman'ın katledilmesinden daha ehvenken Erdoğan ve Müslümanların başındaki tüm liderler aval aval seyretmekten başka ne yaptı?
-Venezüella'nın gayrimüslim Devlet Başkanı Chavez bile İsrail büyük elçilerini ülkesinden kovma cesaretini gösterdi. Dizinin dibindeki Irak'ı Amerika işgal edip oradaki kardeşlerimizi katlederken ki (hala devam etmektedir) "en büyük müttefikimiz Amerika" "Amerikan askerlerinin sağ-salim evlerine dönebilmeleri için dua ediyorum" diyen kimdi?
-Bütün bunların ve burada daha sayamadığımız nice cürümlerin üstüne Erdoğan'ın Davos'ta yaptığı konuşmaların ve sunduğu hiç te İslami olmayan çözümlerin sonunda güya duygusal sözler sarf edip şahsi sebeple sinirlenmesini nasıl samimiyet olarak ifade edebiliriz?
-Ona Davos Fatih'i demek tarihimizin nice imanlarıyla ve kılıçlarıyla kalplerinde ALLAH korkusu dışında hiçbir korkuyu taşımayarak gittikleri yerleri İslam toprağı haline getiren Fatihlerimize hakaret değil de nedir?
Bazıları da Davos'ta olanları Peres'e Osmanlı tokadı olarak nitelendirmiş. Şunu açıkça ifade edelim ki; Osmanlı Müslümanların başına gelen hiçbir musibeti kıytırık sözlerle geçiştirmedi. Hele hele kafirin katline asla yardımcı olmadı. Osmanlı yıkılışının son dönemlerinde bile her karış toprağındaki Müslüman'a kanının son damlasına kadar sahip çıktı. Nitekim Gazze'ye 1917'de İngilizler savaş açtılar. Ve bunun üzerine halife çarçabuk Gazze'ye yüzlerce Müslüman askerini yolladı. İngilizleri üç kez geri püskürtmüş olmalarına rağmen başlarındaki hain komutanlarının sebebiyle dördüncü kez savaşı kaybettiler. Savaşın sonucu ne olursa olsun Osmanlı halifesi mü'minlerin yardımına ordularını yolladı. Kafirin zulmüne içerisinde olduğu hastalıklı durumda dahi kılıçla karşılık verdi. İşte Osmanlının tokadı buydu. Osmanlının tokadı kılıcıydı. Ve en önemlisi Osmanlı bunu ALLAH'ın emri olduğu için yapıyordu.
Kısacası Erdoğan ne söylerse söylesin işgalci yahudi 'İsrail'le ilişkilerini kesmediği ve Filistin'e cephe açmadığı müddetçe asla samimiyetine inandıramayacaktır. İnşaAllah bizler başımızdaki yöneticilerin hainliğine kıyamet günü şahitçi olacağız.
"ALLAH'ın düşmanlarının bir araya getirilip-toplanacakları gün işte onlar, ateşe bölükler halinde dağıtılırlar. Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Her şeye nutku verip-konuşturan ALLAH, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz. Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu ALLAH'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz." (Fussilet 19-22)
Ve bütün Müslüman kardeşlerimizden de meseleye İslami bakış açısıyla bakmalarını talep ediyoruz.
"Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. ALLAH'tan korkun. Hiç şüphesiz ALLAH, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri ALLAH'ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir." (Haşr 18-19)
Saliha Aydın
(ALINTI)
Başbakan Erdoğan, İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantıları çerçevesinde "Gazze Orta Doğu'da Barış Modeli" konulu oturumda "İsrail" sözde Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in eleştirilerini yanıtlarken panel yöneticisinin sürenin bittiğini gerekçe göstererek konuşmasını kesmesi üzerine bundan sonra Davos toplantılarına katılmayacağını açıklayarak salondan ayrıldı.
Panele Başbakan Tayyip Erdoğan, "İsrail" sözde Cumhurbaşkanı Şimon Peres, BM. Genel Sekreteri Ban Ki - Moon ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'da katılıyor. Panelde İsrail Filistin arasındaki anlaşmazlık masaya yatırıldı.
Erdoğan'ın sinirli bir şekilde toplantıyı terkinin ardından Erdoğan sevdalıları "helal sana başbakan, Peres'in ağzının payını verdin"! diyeceklerdir." Kimileri Tayyib'i Davos Fatihi ilan edecektir. Aynen Avrupa Birliği ile müzakerelerin başladığında Avrupa Fatihi ilan edilmesi gibi. Fakat İslami fikir ile bezenmiş, kendisinde sahih bir idrak sahibi olan kişiler ise Müslümanların başlarında böyle bir yöneticileri olduğu için bir kez daha üzülmüş ve kendisine lanet okumuşlardır. Neden diye sorulacak olursa?
Tayyip Erdoğan Davos'ta sinirlenmiştir, fakat sinirlenmesinin sebebi yanında Filistin'de vahşice katledilen Müslümanların sorumlusu yahudi pisliği Peres'in (Lanetullahi aleyh) oturması ve pişkin pişkin yaptığı katliamların savunmasını yapması değildir. Bilakis öfkesinin sebebi; Peres'in kendisine yüksek sesle konuşması ve Peres'e daha fazla süre verilip, kendisine verilmemesi meselesidir. Zaten mesele bir telefon bağlantısıyla tatlıya bağlanmıştır. Yani anlaşılan Erdoğan şahsi bir gurur sebebiyle sinirlenmiştir.
Zaten Erdoğan hakikaten samimi olsaydı yapılan bunca katliamların üstüne Davos'a gidip Peres'in yanında oturmaya tenezzül dahi etmezdi. Ve madem Erdoğan Gazze'de olanlardan çok üzgün neden hala İsrail'le ilişkileri hala en üst düzeyde devam ediyor. Bir yandan Gazze'de olanlara timsah gözyaşları döküyor, İsrail'e gönülden destek veren BM'in İsrail'i uluslararası topluluktan dışlamasını istiyor. Bir yandan da, kendisine İsrail'le ilişkilerini kes diyenlere; "bekara karı boşamak kolaydır. Hesabı iyi yapın" diyor.
-Gazze'de Müslüman kardeşlerimiz paramparça hale getirilip katledilirken Erdoğan neredeydi?
-Kadınlar, çocuklar feryat figan ederek "Müslümanlar nerede" diye bağırırken Erdoğan kardeşlerimizin yardımına koştu mu?
-Ordularını seferber edip Filistin halkını kurtarmak için cephe açtı mı?
-Kabe'nin taş taş yıkılması bir Müslüman'ın katledilmesinden daha ehvenken Erdoğan ve Müslümanların başındaki tüm liderler aval aval seyretmekten başka ne yaptı?
-Venezüella'nın gayrimüslim Devlet Başkanı Chavez bile İsrail büyük elçilerini ülkesinden kovma cesaretini gösterdi. Dizinin dibindeki Irak'ı Amerika işgal edip oradaki kardeşlerimizi katlederken ki (hala devam etmektedir) "en büyük müttefikimiz Amerika" "Amerikan askerlerinin sağ-salim evlerine dönebilmeleri için dua ediyorum" diyen kimdi?
-Bütün bunların ve burada daha sayamadığımız nice cürümlerin üstüne Erdoğan'ın Davos'ta yaptığı konuşmaların ve sunduğu hiç te İslami olmayan çözümlerin sonunda güya duygusal sözler sarf edip şahsi sebeple sinirlenmesini nasıl samimiyet olarak ifade edebiliriz?
-Ona Davos Fatih'i demek tarihimizin nice imanlarıyla ve kılıçlarıyla kalplerinde ALLAH korkusu dışında hiçbir korkuyu taşımayarak gittikleri yerleri İslam toprağı haline getiren Fatihlerimize hakaret değil de nedir?
Bazıları da Davos'ta olanları Peres'e Osmanlı tokadı olarak nitelendirmiş. Şunu açıkça ifade edelim ki; Osmanlı Müslümanların başına gelen hiçbir musibeti kıytırık sözlerle geçiştirmedi. Hele hele kafirin katline asla yardımcı olmadı. Osmanlı yıkılışının son dönemlerinde bile her karış toprağındaki Müslüman'a kanının son damlasına kadar sahip çıktı. Nitekim Gazze'ye 1917'de İngilizler savaş açtılar. Ve bunun üzerine halife çarçabuk Gazze'ye yüzlerce Müslüman askerini yolladı. İngilizleri üç kez geri püskürtmüş olmalarına rağmen başlarındaki hain komutanlarının sebebiyle dördüncü kez savaşı kaybettiler. Savaşın sonucu ne olursa olsun Osmanlı halifesi mü'minlerin yardımına ordularını yolladı. Kafirin zulmüne içerisinde olduğu hastalıklı durumda dahi kılıçla karşılık verdi. İşte Osmanlının tokadı buydu. Osmanlının tokadı kılıcıydı. Ve en önemlisi Osmanlı bunu ALLAH'ın emri olduğu için yapıyordu.
Kısacası Erdoğan ne söylerse söylesin işgalci yahudi 'İsrail'le ilişkilerini kesmediği ve Filistin'e cephe açmadığı müddetçe asla samimiyetine inandıramayacaktır. İnşaAllah bizler başımızdaki yöneticilerin hainliğine kıyamet günü şahitçi olacağız.
"ALLAH'ın düşmanlarının bir araya getirilip-toplanacakları gün işte onlar, ateşe bölükler halinde dağıtılırlar. Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Her şeye nutku verip-konuşturan ALLAH, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz. Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu ALLAH'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz." (Fussilet 19-22)
Ve bütün Müslüman kardeşlerimizden de meseleye İslami bakış açısıyla bakmalarını talep ediyoruz.
"Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. ALLAH'tan korkun. Hiç şüphesiz ALLAH, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri ALLAH'ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir." (Haşr 18-19)
Saliha Aydın
(ALINTI)