Yazar bayan Helen Keller, küçüklüğünde yakalandığı bir hastalık nedeniyle görme ve işitme yeteneklerini kaybetmiş, konuşmayı öğrenememişti. Eşyaları dokunarak algılayabiliyordu. Aldığı eğitim yardımıyla, dokunarak iletişim kurma yeteneği kazandı.
Helen Keller "Görebilmek için Üç Gün-Three Days To See" isimli yazısında bir tecrübesini anlatıyor. Bir arkadaşı New York'un çevresindeki ormanlarda, parklarda geziye çıkar; dönüşünde Helen ona ne gördüğünü sorar. Arkadaşı "Hiçbir şey, bildiğin sıradan şeyler.'' cevabını verir.
Keller, bu cevaba şaşırır, üzülür ve şöyle yazar: ''Ben New York'un müzelerinde dolaşırken dokunduğun eşyaları keşfetmekten heyacan duyuyordum. Sen nasıl oluyor da gördüğün harika manzaraları algılamıyorsun?..''
Keller devam ediyor: ''Gaflet yüzünden göremiyoruz. Anlayamıyoruz. Görebilmek için üç gününüzün kaldığını düşünün. O zaman tüm güzel görüntüleri yakalayacaksınız. Duyabileceğiniz üç gününüzün kaldığını düşünün. Her bir sesin, her bir notanın ruhunuza dolduğunu göreceksiniz. Yaşanacak üç gününüz kaldığını düşünün. Hayatınızın saniyelerini hasretle yaşayabildiğinizi anlayacaksınız.'' Doğru değil mi bunlar?..
Keller, ağır zorluklarla eğitildi; sınavını kazandı ve adını tarihe yazdırdı. Hayatının Keller'dan daha zor şartlarda gectiğini kim idda edebilir? Başka birileri de olabilir; ama o siz değilsiniz!
Yeryüzü insanları mutlu edemiyor mu? Yanlış kullandığınız para hayatınızı cehenneme çevirir. Nasıl yapacağınızı bilmezseniz, en leziz yemekten zevk alamazsınız. Bakışınız bozuksa, ne eş, ne de çocuk sizin için mutluluk kaynağı olabilir.
Düşün ve Başar...
Helen Keller "Görebilmek için Üç Gün-Three Days To See" isimli yazısında bir tecrübesini anlatıyor. Bir arkadaşı New York'un çevresindeki ormanlarda, parklarda geziye çıkar; dönüşünde Helen ona ne gördüğünü sorar. Arkadaşı "Hiçbir şey, bildiğin sıradan şeyler.'' cevabını verir.
Keller, bu cevaba şaşırır, üzülür ve şöyle yazar: ''Ben New York'un müzelerinde dolaşırken dokunduğun eşyaları keşfetmekten heyacan duyuyordum. Sen nasıl oluyor da gördüğün harika manzaraları algılamıyorsun?..''
Keller devam ediyor: ''Gaflet yüzünden göremiyoruz. Anlayamıyoruz. Görebilmek için üç gününüzün kaldığını düşünün. O zaman tüm güzel görüntüleri yakalayacaksınız. Duyabileceğiniz üç gününüzün kaldığını düşünün. Her bir sesin, her bir notanın ruhunuza dolduğunu göreceksiniz. Yaşanacak üç gününüz kaldığını düşünün. Hayatınızın saniyelerini hasretle yaşayabildiğinizi anlayacaksınız.'' Doğru değil mi bunlar?..
Keller, ağır zorluklarla eğitildi; sınavını kazandı ve adını tarihe yazdırdı. Hayatının Keller'dan daha zor şartlarda gectiğini kim idda edebilir? Başka birileri de olabilir; ama o siz değilsiniz!
Yeryüzü insanları mutlu edemiyor mu? Yanlış kullandığınız para hayatınızı cehenneme çevirir. Nasıl yapacağınızı bilmezseniz, en leziz yemekten zevk alamazsınız. Bakışınız bozuksa, ne eş, ne de çocuk sizin için mutluluk kaynağı olabilir.
Düşün ve Başar...