Batı demokrasisinde adalet'in anlamı

Hilafet Sancağı Çevrimdışı

Hilafet Sancağı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Batı demokrasisinde Adalet'in anlamı

Yayınlama zamanı: 3 Eylül 2013, 17:57

9058_1.jpg
Geçtiğimiz birkaç gün içinde meydana gelen iki olay batı demokrasisinin kötü yüzünün örtüsünü açtı ve Amerikan eşitlik ve adaletinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

İki Amerikalı, isimlerini verecek olursak Robert Bales ve Hasan Nidal insanları öldürmüştü ve her ikisi de Amerikan mahkemesi önünde suçlarını itiraf etti. Mahkeme onlardan birini ölüm cezasından kurtardı ve diğerini de ölüm cezasına çarptırdı.

Daha fazla sayıda insan öldüren Robert Bales'e yaşama şansı verildi ve daha az insan öldüren Hasan Nidal ölüm cezasına mahkum edildi.

Amerikan mahkemesi Robert Bales'e bir yaşam şansı tanıdı çünkü o gecenin karanlığında evlerinde uykudayken küçük çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürmüştü. Onların kimseyi öldürme veya zarar verme niyeti yoktu. Ne de kendilerini savunacak herhangi bir kaynakları vardı. Ve Hasan Nidal ölüm cezasına çarptırıldı çünkü O, masum insanları öldürmek ve onlara işkence etmek için gönderilmek üzere askeri bir üssün içinde bulunan askerleri güpe gündüz öldürmüştü ve askerler kendilerini savunma kapasitesine ve kaynaklarına sahipti.

Askerleri öldüren kişi onların cesetlerini küçük düşürmedi ve onları olay yerinde bıraktı. Bu kişi ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak diğer yandan onları öldürdükten sonra çocukların, kadınların ve yaşlıların cesetlerini küçük düşüren, farklı yerlerden topladığı cesetleri bir odaya getirerek ateşe veren kişinin yaşama hakkı olduğu kabul edildi.

Aklı başında ve sağlam bir mantığın talep ve kararı masum çocukların, çaresiz kadınların ve yaşlı insanların kanın dökülmesine karışan kişinin ölüm cezasına çarptırılması olmalıdır, çünkü o onları öldürmekle tatmin olmadı, onları katlettikten sonra onların cesetlerini ateşe verdi.

Ancak Amerikan mahkemesi tam aksi karar verdi çünkü Hasan Nidal Amerikalıları öldürmüştü ve vahşi Robert Bales Afganları öldürmüştü! Amerikan demokrasisinin kural ve düzenlemelerine göre Amerikalıların hayatının bir değeri ve prestiji vardır ve diğer insanların hayatının bir değeri ve saygınlığı yoktur.

Hasan Nidal itirafında Irak ve Afganistan'da öldürülen ve işkence edilen masum sivillerin intikamını almak için askerleri öldürdüğünü çünkü o askerlerin söz konusu o ülkelere gönderileceğini söyledi; ve Robert Bales ölüm cezasından kurtuldu çünkü küçük çocukları, kadınları ve yaşlıları sadece spor olsun diye öldürmüştü.

Bu durum Amerikan Adaleti'nin çağrışımını açıkça gösterir, yani çocukları, kadınları ve sivilleri öldürmek bu cürümü işleyenlere ölüm cezası verilmesini gerektirecek kadar büyük bir suç değildir. Bu ayrıca insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları gürültü ve çığlıklarının, sadece kendi kötü niyetli kaprislerini ve arzularını yerine getirmek için batılı demokratlar tarafından kullanılan gerçeklikten uzak, boş sloganlar olduğunu açıkça gösterir.

Batı ne insan haklarının gerçek anlamını anlar ne de çocuklar için merhamet ve şefkata aşinadır ne de kadınların onur ve asaleti için herhangi bir saygısı vardır.

Tüm insanların haklarını sadece Kutsal İslam Dini korur ve güvence altına alır. İslam'a göre her ırka, bölgeye ve inanca ait olan tüm insanlar eşittir ve benzer haklara sahiptir. Batı demokrasisi düşünüldüğünde, sadece "gücü olan istediğini alır" siyasi temelinde olan güçlüdür. Bunun içinde insan onuruna bir saygı yoktur. Ne ezilenlerin sesleri duyulur ne de adalet ve tarafsızlığın gerçek anlamı bilinir.

Kaynak: The Voice of Jihad

Kavkaz Center
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Onlara göre ingiliz olan ingiliz olmayana karşı üstündür. Bizde islam olan islam olmayana karşı üstündür.
İngiliz olup olmamak insanın elinde değildir fakat islam olup olmamak insanın kendi tercihidir.

Onlara göre adaletsizlik adalettir, bize göre Kur'an adalettir.
Onların en büyük cezası ölümdür, Allah'ın en büyük cezası ölümün ötesinde ateştir.

Adaletsizliğin adaletine sığınanlar kur'an'dan ateşe sığınanlardır.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Batı'da adalet yoktur. Batı materyalisttir. Materyalistlerin adalet gibi soyut bir şeyi benimsemelerini beklemek boşunadır. Batının adalete değil materyale değer verdiğini bir örnekle açıklamaya çalışayım. Batıda kısas cezası yoktur. Oysa kısas eşitliktir, adalettir. Nasıl ki x tl'lik zarar veren birisinin, zarar verdiği kişiye x tl tazminat ödemesi adalet ise, bir canı haksız yere alanın da canının alınması adalettir. Ancak batı olaya bu açıdan bakmaz. Her şeyin merkezine adaleti değil insanı koyar. İnsan ne kadar kötü olursa olsun, adaletten üstün tutulur. Burada insan dedikleri de sadece kendileri ve kendileri gibi olanlardır. Bunun dışındakiler hayvandan daha aşağılıktırlar. Milyonlar açlıkten kırılırken, besledikleri hayvanlarına binlerce dolarlık mamalar yedirmeleri bunun kanıtlarından biridir. Kendileri gibi olanları insan yerine koymalarının sebebi ise onlara gerçekte değer verdiklerinden değildir. Onlar da insandır ama kendileri gibi insan değildirler. Onlar köle insanlardır. Eğer bunlar kısas ya da başka yollarla öldürülür ise kendilerine kölelik edip materyal kazanç sağlayacak kimse kalmaz. Firavunun ibrani müslüman köleleri salmak istememesinin ardında yatan şey de budur.
 
Geri
Üst Ana Sayfa Alt