Çözüldü Bir İnsanın Doğru Yolu Bulması İçin Günah İşlemeyi Kabul Etmenin Dindeki Hükmü Nedir?

Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Bir kişi veya topluluk, hak dini ve doğru yolu kabul etmek için davetçiden günah işlemesini istese karşıdaki kişinin bunu işlemesine dinen nasıl bakılır

Günümüzde insanlara dini sevdireceğim diye dinimizin kesinlikle tasvib etmediği şeyleri yapanlar var
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir kişi veya topluluk, İslam Davetçisine "biz senin davetine inanırız ama önce falan günahı işle" derse, davetçi bu günahı işleyebilir mi?

Günah işleyerek Allah’a yaklaşılmaz.
Allah'a itaat sadece itaatle olur; günah işleyerek değil.
"Allah'a isyan ile O'na itaat edilmez."
(İmam Ahmed bin Hanbel, el-Musned, 3/435; hadis sahih.)


Günah, Hedef ne olursa olsun câiz olmaz.
İster bir kişiyi İslam'a çekmek olsun, ister başka bir amaç olsun, haram bir fiil işlemek meşrulaşmaz.
"Gaye ne kadar yüce olursa olsun, haram bir vesileyi meşru kılmaz." (İmam Şatibî, el-Muvafakât, C. 2, Sf: 273)


Rasulullah'ın Hayatından Tablolar

وَحَدَّثَنِي بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُمْ قَالُوا لِرَسُولِ اللَّهِ ﷺ: يَا مُحَمَّدُ، إِنْ أَجَبْتَنَا إِلَى بَعْضِ مَا نَدْعُوكَ إِلَيْهِ عُطِفْنَا عَلَيْكَ وَقَرَّبْنَاكَ فَقَالَ: وَمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ؟
قَالُوا: تَعْبُدُ آلِهَتَنَا وَنَعْبُدُ إِلَهَكَ، وَتُشْرِكُ بآلهتنا فِي أَمْرِنَا، وَنُشَارِكُكَ فِي أَمْرِكَ، فَإِنْ أَجَبْتَنَا إِلَى ذَلِكَ عَطَفْنَا عَلَيْكَ وَآمَنَّا بِكَ
فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى فِيهِمْ

قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ . لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ
إلى آخر السورة
İlm ehlinden bazıları bana şöyle haber verdi:
Muşrikler Rasulullah
'a dediler ki: "Ey Muhammed! Eğer Seni davet ettiğimiz şeylerin bir kısmına uyacak olursan, Biz de Bana yönelir ve Seni yanımıza alırız."
Rasulullah ﷺ sordu: "Beni neye davet ediyorsunuz?"
Onlar dediler ki: "Sen Bizim ilahlarımıza ibadet edeceksin, Biz de Senin ilahına ibadet edeceğiz; işinde Bizim ilahlarımızı ortak koşacaksın, Biz de Senin işine ortak olacağız. Eğer bunu yaparsan, Sana destek olur ve Sana iman ederiz."
Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayetleri indirdi: "De ki: Ey kâfirler! Ben sizin taptıklarınıza tapmam..." (Kâfirûn Suresi, 1-6)

(İbn Hişâm, es-Sîretu’n-Nebeviyye, C. 1, Kurayşlilerin Rasulullah’a Şirk Teklifleri, Sf: 293)

Bazı rivayetlerde muşriklerin şöyle dedikleri geçer:
Mekke'li Muşrikler: "Ey Muhammed! Putlarımıza bir kere elini sür, Onları överek bir kelime söyle, Biz de Seni destekleyelim"
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bunu kesin şekilde reddetti. (İbn Hişâm, es-Sîretu’n-Nebeviyye, 1/293, Dâru’l-Mâ'rife, Beyrut)


قالوا: يَا مُحَمَّدُ، إِنْ كُنتَ تُرِيدُ بِمَا جِئْتَ بِهِ مِنْ هَذَا أَمْوَالًا جَمَعْنَا لَكَ مِنْ أَمْوَالِنَا حَتَّى تَكُونَ أَكْثَرَنَا مَالًا، وَإِنْ كُنتَ تُرِيدُ بِهِ شَرَفًا سَوَّدْنَاكَ عَلَيْنَا، حَتَّى لَا نَقْطَعَ أَمْرًا دُونَكَ، وَإِنْ كُنتَ تُرِيدُ بِهِ مُلْكًا مَلَّكْنَاكَ عَلَيْنَا، وَإِنْ كَانَ هَذَا الَّذِي يَأْتِيكَ رَئِيًّا تَرَاهُ وَلَا تَسْتَطِيعُ رَدَّهُ عَنْ نَفْسِكَ، طَلَبْنَا لَكَ الطِّبَّ، وَبَذَلْنَا فِيهِ أَمْوَالَنَا، حَتَّى نُبْرِئَكَ مِنْهُ؛ فَإِنَّهُ رُبَّمَا غَلَبَ التَّابِعَ عَلَى الرَّجُلِ حَتَّى يُدَاوَى مِنْهُ
فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «وَاللَّهِ لَوْ وَضَعُوا الشَّمْسَ فِي يَمِينِي وَالْقَمَرَ فِي يَسَارِي عَلَى أَنْ أَتْرُكَ هَذَا الْأَمْرَ حَتَّى يُظْهِرَهُ اللَّهُ أَوْ أَهْلِكُ فِيهِ مَا تَرَكْتُهُ
Muşrikler dediler ki: "Ey Muhammed! Eğer bu getirdiğinle servet istiyorsan, Sana mallarımızı toplayıp veririz; ta ki aramızda en zenginimiz olasın. Eğer şeref istiyorsan, Seni başkan yaparız, Senden habersiz bir iş yapmayız. Eğer krallık istiyorsan, Seni kralımız yaparız. Eğer Sana gelen bir cin musallatı varsa, Sana en iyi doktorları buluruz, Sana mallarımızı harcarız, Seni tedavi ettiririz."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise şöyle cevab verdi: "Allah’a yemin ederim ki, eğer sağ elime güneşi, sol elime de Ay'ı verseler ve buna karşılık Ben bu davetimden vazgeçersem, yine de vazgeçmem! Allah Onu üstün kılıncaya kadar devam ederim ya da bu uğurda helâk olurum." (İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, C. 3, Sf: 102; İbn İshâk, es-Sîretu'n-Nebeviyye, C. 1, Sf: 290-300, Dâr el-Mârife, Beyrut)


Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), muşriklerin İslam'a gelmesi uğruna en küçük bir günaha bile radı olmamıştır.
"Az kalsın Seni, Sana vahyettiğimizden ayıracaklardı. Başka bir şey iftira edesin diye Sana baskı yapıyorlardı..."
"Eğer (azıcık) Onlara meyletseydin, sana iki kat azab ederdik..." (İsra 73 - 75)


Bir insan günah işlemese bile, gönülden radı olsa, bu bile haramdır.
"Kim bir topluluğun işini severse, O da onlardandır."
(Ebu Davud, Sünen, 4/274; hadis sahih.)

Davetçi, karşı taraf iman edecek diye küçük veya büyük bir günah işlemesi Haramdır ve bu davranışı câiz değildir.
Karşı tarafın böyle bir şart koşması müslüman için Bâtıl bir şarttır ve hiçbir dini geçerliliği yoktur.
Davetçi böyle bir teklif karşısında Allah'a itaat üzere sabretmeli; asla günahı kabul etmemeli.
 
Geri
Üst Ana Sayfa Alt