Çevrimdışı
bir mucahidle sohbet
Mücahid Kuzey, Kafkasya'da zalim Moskova karşı mücadele eden bir avuç mücahidin derece olarak en aşağısıdır. İşgalcilerle girdiği son çatışmada karnından ağır yaralananmış ve Türkiye'ye tedaviye gönderilmiştir. Birkaç ayda Allah'ın yardımıyla toparlanmış yarası iyileşmiştir. Cepheye döneceği vakti iple çekmektedir ve Allah'a çokça dua etmekte ve Allah Katı'na şehadeti kabul edilmiş şehid olarak varmayı murad etmektedir büyük bir aşk ile. Kuzey'in çokça ziyaretçisi vardır, mücahid olduğunu duyanlar, Cihad'ın son durumunu merak edip soranlar, halini-hatrını soranlar. kalabalık bir ziyaretçi kitlesi. Birgün her zamanki gibi kendisini ziyarete uzaktan tanıdığı bir genç geldi. Kuzey her zaman olduğu gibi selam faslından sonra delikanlının hal-hatır sorup gideğini düşündü ama bu sefer yanılmıştı delikanlı müsaade isteyerek Kuzey'ın karşısına bir sandalye çekti ve oturdu. Kuzey delikanlının ziyarette kafasında kurguladığı soruları sormak ve kendisiyle derin bir sohbete girmek istediğini sezdi ve sohbet başladı:
Abi sen Çeçenistan'a neden gittin?
Küçüklüğümden beri ordaki mücadeleyi takip eder dururdum, 13 yaşındaydım. Savaşın ilk aylarıydı. Hergün haber bültenlerinde Çeçenistan'dan haberler gösteriliyordu. Bir gün sıcacık yatağıma uzanmış düşünceden düşünceye atladığım bir anda, aklıma Müslüman Çeçenler ile gayri müslim Ruslar'ın savaştığı ve burada Çeçenler'ın direnmekte haklı olduklarını anladım. Masum sivillere kadın - çoluk - çocuk - ihtiyar demeden yapılan işkenceler ve tecavüzler karşısında sessiz kalamam dedim ve Çeçenler'in tarafında olmayı namus borcu bildim. İşte ben zalimin karşısında onurlu duruşuyla müslümanlığından gurur duyan ve vatanlarına uzanan kirli elleri kesmeye, topraklarına basan pis ayakları budamaya Allah'ın dinini yaşamak için İslam'a yardım eden bir halkın mücahidlerine katılmak ve onların Cihad'ına layık olmasam da Allah rızası için ortak olmak için Çeçenistan'a gittim.
Peki abi, vatanın dururken neden oralara gittin?
Bak kardeşim, Sevgili önderimiz, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) buyurmuşlar ki:
"Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. Onlardan birisi rahatsız olursa bütün azalar bu rahatsızlığı hisseder".
Müslüman kardeşlerim orda kafir elinde zor durumdayken ben vatanımda nasıl rahat edebilirdim? Dahası, elhamdülillah vatanımız gözle görülür şekilde düşman işgali altında değil. Ekonomik olarak bağımsız değiliz ama Müslüman Türk Ordusu açıkca işgale karşı koyabilecek kabiliyete sahip Allah'ın izniyle.
Aileni düşünmedin mi? Onları geride bırakırsam halleri nice olur?
Onları emanetini gözeten, her türlü şerlinin şerrinden muhafaza eden Allah'a emanet ettim. Gözüm arkamda değil, elhamdülillah. Onlarla inşaallah Cennet'te ayrılmamak üzere buluşacağız. Hem kardeşim, benim ailem Çeçen mücahidlerin ailelerine göre daha ehemniyette. Çünkü işgalciler mücahidlere çatışmalarda bir üstünlük sağlayamadıklarında bunun acısını ailelerinden çıkarıyor. Rabbim yardımcıları olsun o ailelerin.
İşgal altında olan Müslümanlar'a baktığımızda geçmişte Abd, Rusya ve İsrail'i kızdıracak politikalar izlediklerini görüyorum, dünyanın en büyüklerine kafa tutmak yerine onlarla iyi geçinselerdi başlarına felaketler gelmezdi bence.
Kardeşim, o saydığın devletler dünyanın en güçlüleri olabilir doğrudur. Fakat davasına inanmış ve İslam'ı yaşama gayesiyle türlü meşakkat altına girmiş müslümanlar için ve de inanmasalar bile cümle kafir-münafık için bile En Büyük Yalnız Allah'tır. Şimdi söyle bakalım kardeşim, yarattığı her şeyi varlığıyla kuşatan Allah mı en büyük, yoksa Allah'ın yarattıkları içerisinde denizden bir damla misali olan dünya ve geçici dünyalık için zalimlikte sınır tanımayan Abd, Rusya, İsrail mi en büyük ? Delikanlı gözleri dolarak içtenlikle: "Allah en Büyüktür"- der.
Kuzey abi, gördüğüm kadarıyla mücahidlere bazı müslümanlar da "terörist" diyorlar, haber bültenlerinde onlar karalanıyor.
Kardeşim, Türkiye'de kamuoyu bilinçli olarak mücahidlerle ilgili her türlü durumdan uzak tutulmaya çalışıyor. Çünkü böyle yapmazlarsa Müslüman Türk halkının gerçekleri görerek işgalcilere kesin ve kararlı tavır almasından emperyalistler çok çekiniyor. Bizim halkımız çok fedakardır, nerde zora düşmüş varsa yardım etmek ister, derdine ilaç olmak ister. Bunu engellemeye çalışıyorlar çünkü aksi durumda hedeflerine ulaşamayacaklarının farkındalar. Medya burada emperyalistler için biçilmiş kaftan gibi. Halkı oyalayıcı magazinsel olaylar, pembe diziler, yarışma programları, sabah pragramları televizyonlarda boy gösteriyor. Irak'tan, Çeçenistan'dan, Afganistan'dan son durum ara sıra haber bültenlerinde gösterildiğinde ise işgalci ağzıyla, işbirlikçi ağzıyla durumun Abd, İsrail, Rusya lehinde olduğu dağlarda birkaç yüz "teröristin" kaldığı, onlarında yakında imha edileceği yönünde malumat verilerek Türk Milleti'nin mücahidler için olan zafer umudu ve yardımı kırılmaya çalışılıyor sözümona.
Kuzey abi, anladığım kadarıyla mücahidler biz ve çocuklarımız ve onların çocukları zalimin elinde köle olarak yaşamayalım diye Allah yolunda Cihad'talar. Onlar için ne yapabiliriz?
Kardeşim, bizim müslümanlardan beklentimiz maddi yardımdan çok manevi yardımdır. Bizler elhamdilillah cihad askeri olarak dağlarda, şehirlerde Allah düşmanlarıyla cihad etmeye devam edeceğiz. Bu yolda şehid olursak, bu bizim kendi adımıza en büyük zaferimizdir. Lakin İslam ülkelerin kafir esaretinden kurtarılması da cümle müslüm için İslam adına en büyük zafer olacaktır inşaallah... Onun için zafere giden bu yolda bizi dualarınızda hatırlayınız...Allah için yalvarınız, ellerinizi semaya içtenlikle kaldırdığınızda elbette duası edilecek kişi vardır ve sizzler "Ellerimizi semaya kaldırdığımda duası kabul edecek kişi ben olayaım inşaallah" dediğinizde ve cümle müslüman bu umutla ellerini açtığında elbette cümlemizin duası kabul olunur inşaallah... Sizlerde dua askeri olarak cihad'ta Allah için saf tutanlardan olunuz.
Delikanlı Kuzey'e içtenlikle sarılıp yanından gözyaşları içinde ayrılırken,artık eski kişiliğinden, fikirlerinden sıyrıldığını samimi olarak görüyor ve bu köklü değişimine vesile olana Allah'tan rahmet, bereket ve şehadet diliyordu.
Mücahid Kuzey, Kafkasya'da zalim Moskova karşı mücadele eden bir avuç mücahidin derece olarak en aşağısıdır. İşgalcilerle girdiği son çatışmada karnından ağır yaralananmış ve Türkiye'ye tedaviye gönderilmiştir. Birkaç ayda Allah'ın yardımıyla toparlanmış yarası iyileşmiştir. Cepheye döneceği vakti iple çekmektedir ve Allah'a çokça dua etmekte ve Allah Katı'na şehadeti kabul edilmiş şehid olarak varmayı murad etmektedir büyük bir aşk ile. Kuzey'in çokça ziyaretçisi vardır, mücahid olduğunu duyanlar, Cihad'ın son durumunu merak edip soranlar, halini-hatrını soranlar. kalabalık bir ziyaretçi kitlesi. Birgün her zamanki gibi kendisini ziyarete uzaktan tanıdığı bir genç geldi. Kuzey her zaman olduğu gibi selam faslından sonra delikanlının hal-hatır sorup gideğini düşündü ama bu sefer yanılmıştı delikanlı müsaade isteyerek Kuzey'ın karşısına bir sandalye çekti ve oturdu. Kuzey delikanlının ziyarette kafasında kurguladığı soruları sormak ve kendisiyle derin bir sohbete girmek istediğini sezdi ve sohbet başladı:
Abi sen Çeçenistan'a neden gittin?
Küçüklüğümden beri ordaki mücadeleyi takip eder dururdum, 13 yaşındaydım. Savaşın ilk aylarıydı. Hergün haber bültenlerinde Çeçenistan'dan haberler gösteriliyordu. Bir gün sıcacık yatağıma uzanmış düşünceden düşünceye atladığım bir anda, aklıma Müslüman Çeçenler ile gayri müslim Ruslar'ın savaştığı ve burada Çeçenler'ın direnmekte haklı olduklarını anladım. Masum sivillere kadın - çoluk - çocuk - ihtiyar demeden yapılan işkenceler ve tecavüzler karşısında sessiz kalamam dedim ve Çeçenler'in tarafında olmayı namus borcu bildim. İşte ben zalimin karşısında onurlu duruşuyla müslümanlığından gurur duyan ve vatanlarına uzanan kirli elleri kesmeye, topraklarına basan pis ayakları budamaya Allah'ın dinini yaşamak için İslam'a yardım eden bir halkın mücahidlerine katılmak ve onların Cihad'ına layık olmasam da Allah rızası için ortak olmak için Çeçenistan'a gittim.
Peki abi, vatanın dururken neden oralara gittin?
Bak kardeşim, Sevgili önderimiz, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) buyurmuşlar ki:
"Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. Onlardan birisi rahatsız olursa bütün azalar bu rahatsızlığı hisseder".
Müslüman kardeşlerim orda kafir elinde zor durumdayken ben vatanımda nasıl rahat edebilirdim? Dahası, elhamdülillah vatanımız gözle görülür şekilde düşman işgali altında değil. Ekonomik olarak bağımsız değiliz ama Müslüman Türk Ordusu açıkca işgale karşı koyabilecek kabiliyete sahip Allah'ın izniyle.
Aileni düşünmedin mi? Onları geride bırakırsam halleri nice olur?
Onları emanetini gözeten, her türlü şerlinin şerrinden muhafaza eden Allah'a emanet ettim. Gözüm arkamda değil, elhamdülillah. Onlarla inşaallah Cennet'te ayrılmamak üzere buluşacağız. Hem kardeşim, benim ailem Çeçen mücahidlerin ailelerine göre daha ehemniyette. Çünkü işgalciler mücahidlere çatışmalarda bir üstünlük sağlayamadıklarında bunun acısını ailelerinden çıkarıyor. Rabbim yardımcıları olsun o ailelerin.
İşgal altında olan Müslümanlar'a baktığımızda geçmişte Abd, Rusya ve İsrail'i kızdıracak politikalar izlediklerini görüyorum, dünyanın en büyüklerine kafa tutmak yerine onlarla iyi geçinselerdi başlarına felaketler gelmezdi bence.
Kardeşim, o saydığın devletler dünyanın en güçlüleri olabilir doğrudur. Fakat davasına inanmış ve İslam'ı yaşama gayesiyle türlü meşakkat altına girmiş müslümanlar için ve de inanmasalar bile cümle kafir-münafık için bile En Büyük Yalnız Allah'tır. Şimdi söyle bakalım kardeşim, yarattığı her şeyi varlığıyla kuşatan Allah mı en büyük, yoksa Allah'ın yarattıkları içerisinde denizden bir damla misali olan dünya ve geçici dünyalık için zalimlikte sınır tanımayan Abd, Rusya, İsrail mi en büyük ? Delikanlı gözleri dolarak içtenlikle: "Allah en Büyüktür"- der.
Kuzey abi, gördüğüm kadarıyla mücahidlere bazı müslümanlar da "terörist" diyorlar, haber bültenlerinde onlar karalanıyor.
Kardeşim, Türkiye'de kamuoyu bilinçli olarak mücahidlerle ilgili her türlü durumdan uzak tutulmaya çalışıyor. Çünkü böyle yapmazlarsa Müslüman Türk halkının gerçekleri görerek işgalcilere kesin ve kararlı tavır almasından emperyalistler çok çekiniyor. Bizim halkımız çok fedakardır, nerde zora düşmüş varsa yardım etmek ister, derdine ilaç olmak ister. Bunu engellemeye çalışıyorlar çünkü aksi durumda hedeflerine ulaşamayacaklarının farkındalar. Medya burada emperyalistler için biçilmiş kaftan gibi. Halkı oyalayıcı magazinsel olaylar, pembe diziler, yarışma programları, sabah pragramları televizyonlarda boy gösteriyor. Irak'tan, Çeçenistan'dan, Afganistan'dan son durum ara sıra haber bültenlerinde gösterildiğinde ise işgalci ağzıyla, işbirlikçi ağzıyla durumun Abd, İsrail, Rusya lehinde olduğu dağlarda birkaç yüz "teröristin" kaldığı, onlarında yakında imha edileceği yönünde malumat verilerek Türk Milleti'nin mücahidler için olan zafer umudu ve yardımı kırılmaya çalışılıyor sözümona.
Kuzey abi, anladığım kadarıyla mücahidler biz ve çocuklarımız ve onların çocukları zalimin elinde köle olarak yaşamayalım diye Allah yolunda Cihad'talar. Onlar için ne yapabiliriz?
Kardeşim, bizim müslümanlardan beklentimiz maddi yardımdan çok manevi yardımdır. Bizler elhamdilillah cihad askeri olarak dağlarda, şehirlerde Allah düşmanlarıyla cihad etmeye devam edeceğiz. Bu yolda şehid olursak, bu bizim kendi adımıza en büyük zaferimizdir. Lakin İslam ülkelerin kafir esaretinden kurtarılması da cümle müslüm için İslam adına en büyük zafer olacaktır inşaallah... Onun için zafere giden bu yolda bizi dualarınızda hatırlayınız...Allah için yalvarınız, ellerinizi semaya içtenlikle kaldırdığınızda elbette duası edilecek kişi vardır ve sizzler "Ellerimizi semaya kaldırdığımda duası kabul edecek kişi ben olayaım inşaallah" dediğinizde ve cümle müslüman bu umutla ellerini açtığında elbette cümlemizin duası kabul olunur inşaallah... Sizlerde dua askeri olarak cihad'ta Allah için saf tutanlardan olunuz.
Delikanlı Kuzey'e içtenlikle sarılıp yanından gözyaşları içinde ayrılırken,artık eski kişiliğinden, fikirlerinden sıyrıldığını samimi olarak görüyor ve bu köklü değişimine vesile olana Allah'tan rahmet, bereket ve şehadet diliyordu.
