Çözüldü Bir Şey Yapılacağı Zaman İçe Doğan Kötü His Sebebiyle Vazgeçilebilir mi?

Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Bu caiz olur mu, içime kötü bir his doğdu deyip bunu yapmanın yanlış olacağını düşünmek.

Bir rivayet okumuştum Uhud savaşından önce Peygamberimizin içine kötü bir his doğmuş bundan ötürü savaşı Medine'de savunma savaşı olarak yapmak istemiş ama Sahabelerin isteği sonucu bundan vazgeçmiş.

Bir de, bu hisse göre bu doğru veya yanlıştır demenin hükmü nedir
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir işi yaparken içten gelen olumsuz bir his, düşünce (içime kötü bir şey doğdu) tek başına hükmü belirlemez. İyi niyetli bir kişi, yaptığı işin şer‘î ölçülere uygun olup olmadığını araştırmalıdır. Sadece hisse dayanarak bir işi bırakmak câizdir, ama bu his mutlak bir ilahi işaret veya fetva değildir. Yani kişi, içindeki rahatsızlığı bir uyarı veya ihtiyat işareti olarak görebilir, fakat kararın doğruluğu şer‘î kaynaklara ve akla göre değerlendirilir.
Uhud savaşından önce düşmanı nerede karşılama konusunda içine kötü his doğması salt bir his değildi, bunun sebebi gördüğü bir rûyaya dayanmakta idi ve peygamberlerin gördüğü rûya sâdıktır. buna rağmen peygamber ashabıyla istişare etti. İstişarede çoğunluk Medine dışında karşılama düşüncesinde olduğu için İstişâre sonucuna bağlı kaldı.

"Rasûlullah düşmana nasıl karşılık verileceği hususunda sahâbîlerle istişare etti. Kendisi gördüğü bir rûya üzerine Medine’de kalınmasını, kadınların ve çocukların kalelere yerleştirilerek savunma savaşı yapılmasını tercih ettiğini belirtti. Özellikle Bedir Gazvesi’ne katılamayan gençler ve Hamza, Sâd b. Ubâde, Nûmân b. Mâlik düşmanla şehir dışında savaşılmasında ısrar ettiler. Rasûl-u Ekram yenilgiye uğramalarından endişe duyduğunu bildirmesine rağmen çoğunluğun görüşüne uyularak karar verildi. Peygamber Cumua namazının ardından bir konuşma yaparak sabırlı oldukları takdirde zafer elde edeceklerini ifade etti. İkindi namazından sonra hazırlıklarını tamamlayan müslümanlar Mescid-i Nebevî’de toplanmaya başladılar. Daha önce meydan savaşı için ısrar edenler evinden dışarı çıkan Rasûlullah’a tutumlarından dolayı pişmanlıklarını belirttiler ve savaşın nerede yapılacağı konusunda kendisinin karar vermesini istediler. Rasûl-i Ekram, Onlara şöyle dedi: “Bir peygamber zırhını giydikten sonra Allah Onunla düşmanları arasında hüküm verinceye kadar çıkarmaz. Eğer sabreder ve görevinizi yaparsanız Allah zaferi size ihsan edecektir (Vâkıdî - Muhammed b. Ömer el-Vâkıdî el-Hemdânî, Kitâbu’l-Meghâzî, C. I, Sf: 214)

İçsel hisler, tek başına karar vermek için yeterli değildir; istişare, akıl ve şer‘î ölçüler de göz önünde bulundurulur. Bir kişi sadece “içime kötü bir his doğdu” diye bir işin yanlış olduğunu kesin söyleyemez. Çünkü hisler subjektif, bazen şeytanî vesvese, korku veya aşırı tedbirden kaynaklanabilir. Doğru olan tutum; hissi bir uyarı olarak alıp, şer‘î ve akli ölçülerle değerlendirme yapmaktır. Önemli işlerde istişare ve araştırma yapmak uygun olandır.

Kalbe Gelen Vesveseler İmanın Zayıflığından mıdır?

Akıldan Geçirildiği Halde Yapılmayan Kötü İşlerden Dolayı Sorumluluk Var mıdır?

 
Üst