Eski zamanlarda bir zat, seyahati sırasında çok ilginç bir olaya şahid olur..
Çölde, eşkiyaların bir kervana saldırdıklarını, ne var ne yoksa zorbaca gasbettiklerini korkuyla seyreder uzaktan..
Biraz sonra bakar ki, soygun yapan eşkiyaların reisi bir kenarda abdest alıp, namaza duruyor..
Adam hayretlerdedir..Dayanamaz, namazdan sonra yanına varır ve sorar ona;
“Merak ve hayretler içindeyim” der..
“Yaptığın iş zalimce ve haram..Günahlar içindesin..Sonra da kalkıp, o yaptıklarını men’edenin huzuruna varıyorsun! Bu nasıl iştir?”
Yani bu ne perhiz bu ne lahana turşusu hesabı
Eşkiyaların reisi olabildiğince hüzünlü, şu ilginç ve ibretli cevabı verir;
“ Ey yolcu! Ben yıllardır şeytana ve ayartıcı benliğime uyarak, Rabbimle aramda faraza 100 kapı varsa, 99 unu kapattım İstiyorum ki hiç değilse BİR KAPI AÇIK KALSIN!”
Aradan zaman geçer, o zatın yolu, nasibolur Kabe’ye düşer..Tavaf esnasında bir de bakar ki, yıllardır hiç unutamadığı o eşkiya reisi de orada!.. Kabe’ye sarılmış, huşu ile dua etmekte, hıçkırıklarla ağlamaktadır..
Yine hayretlerdedir o zat..
Yanına varır selamlar onu, kendini tanıtır ve sorar;
“Oradan buraya...Nasıl oldu bu iş? Nedir bunun hikmeti?”
Tebessüm eder tövbekar adam ve ışıl ışıl gözleri, boynu bükük der ki;
“Sana demiştim ya hani; Hiç değilse BİR KAPI AÇIK KALSIN O’nunla aramda..İşte ben, tüm acizliğim ve samimiyetimle o kapıyı hep açık tuttum..Rabbim de rahmetiyle, muhabbetiyle lutfetti tüm kapıları açıverdi, O’nun affında hudud mu var?”
Evet efendim bu kadardır ol hikaye..
Unutmamali ki insan, içinde fücurun da potansiyelini barındırır, takvanın da...Kötülüğün de, Allah'a yakınlığın vereceği erdemlerin de..
Çağımız cazibedar fitne asrı..
Nefis ve şeytan daim günahlara sevketmede insanı..
Ve insan çok zayıf, çok aciz..
Hata edebilir, günah işleyebilir..
Her ne durumda ve konumda olursa olsun insan, hiç değilse bir kapıyı, namaz kapısını daim açık bırakmalı..
“Ben günahlar içindeyim, o huzura nasıl varırım” dememeli asla..
Samimi olsun yeter ki, bir süre sonra kıldığı namaz, onu kötülüklerden alıkoyacaktır..
Sakın deme;
“Ben çok günahkarım, kıldığım namaz olmaz!” İnatla devam et..
Bırak hep açık kalsın o kapı..
Sonra O, işini bilir..
Çölde, eşkiyaların bir kervana saldırdıklarını, ne var ne yoksa zorbaca gasbettiklerini korkuyla seyreder uzaktan..
Biraz sonra bakar ki, soygun yapan eşkiyaların reisi bir kenarda abdest alıp, namaza duruyor..
Adam hayretlerdedir..Dayanamaz, namazdan sonra yanına varır ve sorar ona;
“Merak ve hayretler içindeyim” der..
“Yaptığın iş zalimce ve haram..Günahlar içindesin..Sonra da kalkıp, o yaptıklarını men’edenin huzuruna varıyorsun! Bu nasıl iştir?”
Yani bu ne perhiz bu ne lahana turşusu hesabı
Eşkiyaların reisi olabildiğince hüzünlü, şu ilginç ve ibretli cevabı verir;
“ Ey yolcu! Ben yıllardır şeytana ve ayartıcı benliğime uyarak, Rabbimle aramda faraza 100 kapı varsa, 99 unu kapattım İstiyorum ki hiç değilse BİR KAPI AÇIK KALSIN!”
Aradan zaman geçer, o zatın yolu, nasibolur Kabe’ye düşer..Tavaf esnasında bir de bakar ki, yıllardır hiç unutamadığı o eşkiya reisi de orada!.. Kabe’ye sarılmış, huşu ile dua etmekte, hıçkırıklarla ağlamaktadır..
Yine hayretlerdedir o zat..
Yanına varır selamlar onu, kendini tanıtır ve sorar;
“Oradan buraya...Nasıl oldu bu iş? Nedir bunun hikmeti?”
Tebessüm eder tövbekar adam ve ışıl ışıl gözleri, boynu bükük der ki;
“Sana demiştim ya hani; Hiç değilse BİR KAPI AÇIK KALSIN O’nunla aramda..İşte ben, tüm acizliğim ve samimiyetimle o kapıyı hep açık tuttum..Rabbim de rahmetiyle, muhabbetiyle lutfetti tüm kapıları açıverdi, O’nun affında hudud mu var?”
Evet efendim bu kadardır ol hikaye..
Unutmamali ki insan, içinde fücurun da potansiyelini barındırır, takvanın da...Kötülüğün de, Allah'a yakınlığın vereceği erdemlerin de..
Çağımız cazibedar fitne asrı..
Nefis ve şeytan daim günahlara sevketmede insanı..
Ve insan çok zayıf, çok aciz..
Hata edebilir, günah işleyebilir..
Her ne durumda ve konumda olursa olsun insan, hiç değilse bir kapıyı, namaz kapısını daim açık bırakmalı..
“Ben günahlar içindeyim, o huzura nasıl varırım” dememeli asla..
Samimi olsun yeter ki, bir süre sonra kıldığı namaz, onu kötülüklerden alıkoyacaktır..
Sakın deme;
“Ben çok günahkarım, kıldığım namaz olmaz!” İnatla devam et..
Bırak hep açık kalsın o kapı..
Sonra O, işini bilir..