Çevrimdışı
İnsan ve iblis gibi bir birine düşman iki ayrı varlığın olduğu gibi birbirlerine düşman olan kavramlar da vardır... Birbirlerinden oldukça rahatsız olurlar. Biri varken diğeri ağzını bile açmadan ses çıkartmadan bölgeyi terk eder...
İnsanın dünya ve ahiretini aydınlatan ilim ve dünya ve ahireti karanlıklara boğan şirk gibi kavramlar örneklerden sadece biriydi...
Evet...
İlim ve şirk...
İlmi tebliğ eden ve savunan binlerce peygamberler ve milyonlarca davetçiler bir cephede, şirk mikrobunu yaymaya çalışan şeytan diğer cephede amansız düşmanlığın savaşını vermekteler...
Şirk mikrobu tövbe ilacıyla tanışmazsa koca bir ömürde biriktirdiğin bütün salih amellerin çöpe atılacağı gibi başına da dert açmış olacak...
Şirk mikrobu tanınmalı ve yanımıza dahi yaklaştırılmamalı. Şirk mikrobunun affedilmez bir suç olduğunu anlatan hadislerden birine bakalım şimdi;
"Cebrâil bana gelerek şöyle dedi: Ümmetinden, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenin cennete gire-ceğini müjdele! Bunun üzerine ben: Ey Cebrâil! Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O: Evet, dedi.
Ben yine: Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O da: Evet, dedi.
Ben yine: Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O: Evet, hatta şarap içse bile, dedi." [1]
***
İnsanlar ilim fenerini kullanmadıkları için karşılarına çıkan şirki göremediler... Ve saygıyla karşıladılar... İlimsiz yola çıkmak gece el feneri kullanmamak gibi birşeydir oysaki... Ama malesef insanlar ilmin önemini de kavrayamadılar. Zanları ve atalarından öğrendikleri delilsiz bilgilerle günü kurtarmaya çalıştılar.
Oysaki ilimsiz ne salih amellere ulaşılır ne de cennetin kapısı açılır... İlmin önemi için alimlerimiz şunları söylerler;
“Hiç şüphesiz insanın herhangi bir ameli yerine getirmeden önce, o ameli doğru bir şekilde yerine getirmenin yolunu öğrenmesi gerekir. Böylece bu ameli geçerli olsun ve onun eda edilmesinden umulan hedef ve gaye gerçekleşsin.
Herhangi bir mesleği öğrenmek için yıllarını veren insan nasıl olur da -cehennem ateşinden kurtulması ve cennete girmesi ona bağlı olan bir ibadete- ilimsiz olarak ve öğrenmeden Rabbine ibadet etmeye girişir?! Ayrıcainsanlar, ilim ve amel konusunda üç gruba ayrılmışlardır:
Birincisi:Faydalı ilim ile salih ameli birlikte elde eden kimselerdir. Allah Teala onları, kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerin yoluna iletmiştir. Onlar ne güzel arkadaştırlar!
İkincisi:Faydalı ilmi öğrendiği halde bu ilme göre hareket etmeyen kimselerdir. Bu kimseler, Allah Teâlâ’nın kendilerine gazap ettiği yahudiler ve onların yolundan gidenlerdir.
Üçüncüsü:İlimsiz olarak (bilgisizce) amel edenlerdir. Bu kimseler de, dalalet ehli olan hıristiyanlar ve onların yolundan gidenlerdir. Rabim bizleri birinci guruptan eylesin.
[1]Buhârî; "Kıyâmet günü malı çok olanlar, sevâbı az olanlardır bâbı", hadis no: 6443. Müslim; "Sadakaya teşvik bâbı", hadis no: 94
Feyzullah BİRIŞIK
İnsanın dünya ve ahiretini aydınlatan ilim ve dünya ve ahireti karanlıklara boğan şirk gibi kavramlar örneklerden sadece biriydi...
Evet...
İlim ve şirk...
İlmi tebliğ eden ve savunan binlerce peygamberler ve milyonlarca davetçiler bir cephede, şirk mikrobunu yaymaya çalışan şeytan diğer cephede amansız düşmanlığın savaşını vermekteler...
Şirk mikrobu tövbe ilacıyla tanışmazsa koca bir ömürde biriktirdiğin bütün salih amellerin çöpe atılacağı gibi başına da dert açmış olacak...
Şirk mikrobu tanınmalı ve yanımıza dahi yaklaştırılmamalı. Şirk mikrobunun affedilmez bir suç olduğunu anlatan hadislerden birine bakalım şimdi;
"Cebrâil bana gelerek şöyle dedi: Ümmetinden, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenin cennete gire-ceğini müjdele! Bunun üzerine ben: Ey Cebrâil! Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O: Evet, dedi.
Ben yine: Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O da: Evet, dedi.
Ben yine: Hırsızlık yapsa ve zinâ etse bile mi? diye sordum.
O: Evet, hatta şarap içse bile, dedi." [1]
***
İnsanlar ilim fenerini kullanmadıkları için karşılarına çıkan şirki göremediler... Ve saygıyla karşıladılar... İlimsiz yola çıkmak gece el feneri kullanmamak gibi birşeydir oysaki... Ama malesef insanlar ilmin önemini de kavrayamadılar. Zanları ve atalarından öğrendikleri delilsiz bilgilerle günü kurtarmaya çalıştılar.
Oysaki ilimsiz ne salih amellere ulaşılır ne de cennetin kapısı açılır... İlmin önemi için alimlerimiz şunları söylerler;
“Hiç şüphesiz insanın herhangi bir ameli yerine getirmeden önce, o ameli doğru bir şekilde yerine getirmenin yolunu öğrenmesi gerekir. Böylece bu ameli geçerli olsun ve onun eda edilmesinden umulan hedef ve gaye gerçekleşsin.
Herhangi bir mesleği öğrenmek için yıllarını veren insan nasıl olur da -cehennem ateşinden kurtulması ve cennete girmesi ona bağlı olan bir ibadete- ilimsiz olarak ve öğrenmeden Rabbine ibadet etmeye girişir?! Ayrıcainsanlar, ilim ve amel konusunda üç gruba ayrılmışlardır:
Birincisi:Faydalı ilim ile salih ameli birlikte elde eden kimselerdir. Allah Teala onları, kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerin yoluna iletmiştir. Onlar ne güzel arkadaştırlar!
İkincisi:Faydalı ilmi öğrendiği halde bu ilme göre hareket etmeyen kimselerdir. Bu kimseler, Allah Teâlâ’nın kendilerine gazap ettiği yahudiler ve onların yolundan gidenlerdir.
Üçüncüsü:İlimsiz olarak (bilgisizce) amel edenlerdir. Bu kimseler de, dalalet ehli olan hıristiyanlar ve onların yolundan gidenlerdir. Rabim bizleri birinci guruptan eylesin.
[1]Buhârî; "Kıyâmet günü malı çok olanlar, sevâbı az olanlardır bâbı", hadis no: 6443. Müslim; "Sadakaya teşvik bâbı", hadis no: 94
Feyzullah BİRIŞIK
