Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Biz Bu Sonbahar Buluşacaktık...

G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
"Biz bu sonbaharda buluşacaktık...."

Geleceğin yollara umudumu yerleştirdim. Dikenlerin üzerine sevdamı gergef
yaptım ki, hepsi güle dönsün. Bahar gelecekti, Sen de gelecektin baharla. O
zaman visaline açacaktı bütün çiçekler ve visal kokacaktı herbiri. Rüzgar
vuslat Türküleriyle esecek, yapraklar Sana doğru kımıldanacak, semalar
gelişine ağlayacaktı sevinçten. Sen gelecektin bulutlar siyah örtüsünü
çıkaracaktı. Yıldızlar sönecek, aydınlığında parlamaya devam edeceklerdi.
Sen gelecektin; Ay kararmışlığını Seninle giderecek, güller gibi kokmanın ne
demek olduğunu Senden öğrenecekti. Sen gelecektin; Güneş yeniden tebessüm
edecekti. Sen gülecektin zerreler ihtizaza gelecekti. Sen gülecektin binbir
Ebu Zerr bakışlı hasbi yüreğimin çöllerinden geçip Bedr'e fethe gidecekti.
Sen gülecektin, kainat gülecekti Seninle......


Bahar geldi geçti Sen gelmez oldun..."


Geleceğin yollarda, ümidim taşların gözyaşlarını barındırdı. Dikenler
parçaladı sevdamın gergefini. Bahar geldi, çiçekler hasretine açtı. Gökyüzü,
Nuh Tufanı'na taş çıkardı. Ağaçlar hasretinle sararıp solarken, bulutlar yas
ilan etti. Sen gelmedin, Ay kararmışlığıyla dağıttı yakamozları. Gönlümün
gülleri Nemrut'a har, baharın gülleri İbrahim'in( a.s.) ateşine yar oldu.
Yıldızlar daha önce baktığın izlere gözyaşlarını akıttı. Ve gelmeyişinin
hüznü parladı gönlümüzdeki okyanuslarda.....


"Taşlara döndü kalbimiz gelmedin..."


Bilirim bizim yüreğimizdir taşlara dönen, bizim kalblerimizdir. Bir türlü
Sana dönemeyişimizin, gözlerindeki yaşları dindiremeyişimizin, yüreğindeki
hüznü gideremeyişimizin taşlaşmışlığıdır Sen'i bizden uzak tutan. Ne Sen'in
nede Sen'den sonrakilerin ayak izlerini takip ettik. Hep Sen'den gayrısına
kaydı bakışlarımız. Adımlarına, yoluna, Sana yar olamadık. Sen Firdevs'i
bırakıp bize döndün, biz dünyayı bırakıp Sana dönemedik. Sen arşların
arşında büyüklerin en büyüğüyle muhatapken bizi sayıkladın, biz küçüklerin
en küçüğüne tenezzül ederken, Sen'i unuttuk. Bizim yüreğimiz, bizim
kalbimiz, bizim halimizdir taşlara dönen. Sen'i birtürlü hakkıyla
sevemeyişimizin taşlaşmışlığıdır gelmeyişinizin sebebi...


Ey her saniye yağıp da farkına varamadığımız rahmet deryasının kaynağı!
Ey Güneşe Güneşliği, güllere güllüğü, bize de insanlığı öğreten!
Ey ümitlerimizin Efendisi! "Miraç'tan iner gibi, Hac'dan döner gibi"
beklediğimiz!
Ey varlığında güzel bir düş, sıcacık bir gülüş ve Cennette geçirilen bir an,
yokluğunda ise hazan olduğumuz... Ağlatmışlığın burukluğu, kirenmişliğin
utancı, küçüğe tenezzül etmenin küçüklüğü ve günahların ezikliği ile
bekliyoruz Sen'i. Gözlerimizle değil Sana aç gönüllerimizle bekliyoruz.
Mekke'den Medine'ye hicret eder gibi dön. Belki oradakiler gibi hasbi
değiliz; ama Sen'i görmeden inanan, gecelerde Sen'i arayan, seccadelerinde
okyanuslar barındıran hasbiler aşkına, Sen'i alemlere rahmet olarak gönderen
ve isyanlarımıza rağmen bizi helak etmeyen Yaradan aşkına dön...


Gözlerimizde semaların gözyaşları, yüreğimizde ademvari pişmanlıklar...
Cennet'ten kovulmuş gibi bir hal içindeyiz. Ve biz ellerimizde geleceğine
dair küçücük bir umut taşıyoruz. Arşların arşına, Sen'i bize gönderen Rabb-i
Rahim'e dönüp diyoruz ki:


Ey ALLAH(cc)'ım bizi 'Gül'süz bırakma...
 
Üst Ana Sayfa Alt