Biz Yirmisinde Birer Yusuf’tuk

Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Nicedir sana bir dua
Ve bir tesbih taşırım avucumda
İbrahim gibi
Toplayıp içli bütün duygularımı
Nezredilmiş bir adak gibi
Kurban ettim dostluğuna
O zaman
Ve
Seni temin ederim ki
Nedamet duymadım bundan

Zaman dediğim,
Tapınak tapınak yıldızların
Ve göz satın alan şeylerin evlerimize girdiği
Ve etten insanların taştan insanlara
İbadet ettikleri bir zamandı, o zaman…

Bir ben böyle yapmadım
Bir de yan komşumuz yaşlı dayının oğlu
Bir de
Birkaç delikanlıdan daha bahsettiler
Sayıları az; bir elin parmakları kadar
Ya var ya yok
İşte biz bunlar tapmadık
İnsanların taptığı gibi taştan insanlara…
Ve zaten kavganın başladığı yer de burasıydı

Derken insanlar
Taştan tanrılarıyla baş başa kaldılar
Uzun uzun tartıştılar
Ve sonunda bu işe son vermek için bir mahkeme kurdular
Çok geçmedi toplantılarından çıktılar
Başı büyük göbeği sarkık adamlar öne atılıp
“İlahlarımıza saygılı olun!” dediler önce

“Asla!” dedik “Asla, ölümüne asla!”

Sonra bize
Okkalı bir kararla üç hüküm arz ettiler:
Birincisi; kendirden mamul kalın bir ip
İkincisi;ucu görünmez upuzun bir yol
Ve üçüncüsü ise güneşin görmeyeceği bir mahzendi
Bunları sıraladılar

Onlar kalem kırdıkları zaman
Biz yirmisinde birer Yusuf’tuk
İşte hikâyenin özü bu…

Ama dur! Biz durmadık, boyun eğmedik çünkü
Hükümlerini yok farz edip kıyama devam dedik
Yusuflar ekin diye hüdhüdler uçurduk çünkü
Zemzemle sulanacak Hüseynler
Kur’anla boy verecek Edipler ekin


Ekin dedik akrabalarımıza
Ekin dedik dostlarımıza
Ekin, Yusuflar ekin dedik…

M.Said Karacadağ
 
Geri
Üst Ana Sayfa Alt