Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bosna Hersek'te Islamın Geçmişi...

N Çevrimdışı

nur_yuce

Üye
İslam-TR Üyesi
Bosna-Hersek'te İslam'ın Geçmişi

Halkının tamamına yakını Slav kökenli olan Bosna-Hersek'in İslam'la tanışması Osmanlıların bu toprakları fethetmesi ile gerçekleşti. Bugün nüfusunun yarısından fazlası Müslüman olan Bosna-Hersek, Osmanlıların bu beldeyi fethetmelerinden önce bir hıristiyan yurduydu.

Bosna - Hersek'te İslam'ın yayılması Sultan I. Murad zamanında başladı. Sultan I. Murad ile Bosna kralı arasında bir anlaşma gerçekleştirilmişti ve bu anlaşma gereğince Bosna kralı Osmanlılara haraç ödüyordu. Fatih Sultan Mehmed'in Osmanlı yönetimini ele almasından sonra Bosna kralı daha önce vermekte olduğu haracı kesti. Bunun üzerine Fatih Bosna kralına karşı savaş açtı. Bu savaşta Bosna kralı yakalanarak öldürüldü. Sonra da 1463 yılında bütün Bosna Osmanlı topraklarına katıldı. Bosna'da İslami bir etnik oluşumun ortaya çıkması da bu olay ile başladı. Bu olayın ardından 1483 yılında Hersek dükalığının da Osmanlılara katılması ile bu bölgede İslamiyet daha da güçlendi ve Müslümanların sayısı artmaya başladı.

Osmanlıların bu bölgeyi idare ettikleri dönemde halkın üzerinde en ufak bir baskı ve zorlama olmadığı halde İslamiyet bölgede hızlı bir şekilde yayıldı. Bosna-Hersek'te, Osmanlıların yönetimi altındaki Avrupa topraklarının hiç bir yerinde görülmemiş şekilde toplu ihtidalar oldu; yani halk kalabalık kitleler halinde İslamiyet'e girdi. Özellikle de halkın seçkin tabakası, "aristokrasi" diye nitelendirilen sınıf İslam'ı seçti. Avrupalı tarihçiler bu insanların herhangi bir baskı ile karşılaşmadan toplu halde Müslüman olmalarını izah edebilmek için, "Ortaçağ Bosna-Hersek'inde aristokrasi sınıfından olanlar ekonomik ve siyasal üstünlüklerini yeni rejimde de sürdürebilmek için dönüş yaptılar" demektedirler. Ancak Müslüman toplumda Ortaçağ Avrupa'sındaki gibi bir aristokrasi sınıfı veya bir üst tabaka bulunmadığından dolayı bu izah pek tutmamaktadır. Avrupa'nın bazı tarihçileri de Bosna-Hersek'teki toplu ihtida hareketlerinde Osmanlıların Müslümanlara sağlamış oldukları geniş imkanların rol oynadığını ileri sürmektedirler. Osmanlıların fethetmiş oldukları diğer Avrupa topraklarında da Müslümanlara aynı imkanları sağladıklarını düşünürsek Bosna-Hersek halkının İslam'ı bu derece hızlı kabul etmesine, İslam'ın onların gönüllerini fethetmesi dışında bir izah bulamayız.


Bosna-Hersek topraklarını 400 yıl kadar yönetimlerinde tutan Osmanlılar bu bölgeye büyük hizmetler götürmüşlerdir. Bölgede büyük camiler, medreseler, ilim merkezleri vs. inşa etmişlerdir. Bosna-Hersek'in bugünkü başkenti Saraybosna (Sarajevo) Osmanlı döneminde Avrupa'nın en önemli ilim merkezlerindendi. Bu şehir bugün hala Osmanlı döneminden kalma cami ve medreselerle doludur. Ancak Saraybosna Osmanlılardan sonra bir ilim merkezinden bir turizm merkezine dönüştürülmüştür.

Osmanlılar taşradaki küçük şehir ve kasabalara da önemli hizmetler götürdüler. Bu dönemde şehir ve kasaba halkının büyük çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyordu. Köyler ise bölge bölge ayrılıyordu. Bazı bölgelerin tüm köylerinin ahalileri Müslümanlardan oluşurken, diğer bazı bölgelerdeki köylerin ahalileri hıristiyan Hırvatlardan ve Sırplardan oluşuyordu. Bu etnik yapı Osmanlılardan sonra kısmen değişti. Özellikle şehir ve kasabalara hıristiyan Hırvatlarla Sırpların yerleştirilmeleriyle Müslümanların buralardaki oranları kısmen azaldı.

İslam'a giren Bosna-Herseklilerin Osmanlılar döneminde yürütülen ilmi ve kültürel çalışmalara gösterdikleri büyük ilgi dolayısıyla İslam kültürü bu bölgede hızlı bir şekilde yayıldı. Bunun yanı sıra Bosna-Hersek halkı Türk geleneklerine de yakın ilgi göstererek bu geleneklerin önemli bir kısmını aldılar. Dolayısıyla Bosna-Herseklilerin yaşayış tarzları Türklerinkine çok yakındır.

Osmanlı devletinin zayıflaması üzerine 1878 yılında Bosna-Hersek toprakları Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edildi. Daha sonra Berlin Anlaşması gereğince bu topraklar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na verildi. Bu işgalden sonra çok sayıda Bosna-Hersekli Müslüman Anadolu'ya veya henüz Osmanlı İmparatorluğu'nun elinde olan Avrupa topraklarına göç etti. Yurtlarını terk etmeyen Bosna-Hersekli Müslümanlar ise kendi aralarında birlik oluşturarak 1900 yılında Ali Fehmi Cayiç'in liderliğinde işgal yönetimine karşı bir mücadele başlattılar. Bu mücadele sonunda Bosna-Hersek Müslümanları özerk bir yönetime kavuştular. Ancak 1912 yılında Osmanlıların Balkanlardan tamamen çekilmek zorunda kalması ve bunun ardından I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine Balkanlarda bir idari boşluk ortaya çıktı. Bunun sonucunda da bölgede çok sayıda küçük devletçik kuruldu. I. Dünya Savaşı'nın ardından 1918 yılında Sırbistan ve Karadağ ile yıkılan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Slav kökenli bölgelerinin birleşmesi sonucu bölgedeki Slav kökenli toplumları bir araya getiren bir devlet kuruldu. Bosna-Hersek toprakları da bu devletin sınırları içine girdi. Sırbistan kralı kurulan bu yeni devletin krallığına getirildi. Bu devletin adı 1929 yılında Yugoslavya krallığı oldu.

1918'de kurulan Slav devletinin ve Yugoslavya krallığının yönetimini ele geçiren ortodoks Sırplar Bosna-Hersekli Müslümanlara çok ağır bir şekilde zulmettiler. Müslümanların ellerindeki toprakları zorla gasp ederek hıristiyan Sırpların mülkiyetine geçirdiler. Bu uygulama yüzünden Müslümanlar fakirleştiler. Ayrıca çok sayıda Müslüman göçe zorlandığından dolayı bölgedeki Müslüman nüfusun oranında azalma oldu. Mesela Müslümanlarda nüfus artış oranı diğer toplumlardakinden daha yüksek olduğu halde 50 yıllık bir süre içinde Müslüman nüfus % 60 oranında artarken, hıristiyan nüfus % 123 oranında artış gösterdi.

II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya Almanlar tarafından işgal edildi. II: Dünya Savaşı'nın devam ettiği yıllarda ve Alman işgali altında Sırp çetnikleri Müslümanlara karşı bir soykırımı uygulayarak 100 bin kadar Müslümanı katlettiler. Savaş sonrasında 13 Ocak 1946 tarihinde ülke yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden dolayı bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler. Ülkenin resmi statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler. Buna göre Yugoslavya altı cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, bu cumhuriyetlerden birisi de Bosna-Hersek cumhuriyeti olacaktı. Komünistlerin yönetimi ele geçirmeleri ile birlikte Müslümanlar üzerindeki baskı uygulamaları da şiddet kazandı. İslami vakıfların bütün mallarına el konuldu. Camiler, medreseler ve tekkeler kapatıldı. Yıkılan ve tahrip olan camilerin tamir edilmesine fırsat verilmedi. İslami günlerde ve bayramlarda tatil yapılması yasaklandı. Bunun yanı sıra Müslümanların üzerinde yoğun bir dinsizlik ve Slavcılık propagandası başlatıldı. Çeşitli vesilelerle çok sayıda Müslüman hapse atıldı. Bunların birçoğu ağır işkencelere tabi tutuldu. Komünist rejimin bu baskı uygulamaları da çok sayıda Bosna-Hersek'li Müslümanı, yurdunu terk ederek Türkiye'ye veya çeşitli Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda bırakmıştır. Vatanlarını terk etmeyen Müslümanlar ise İslami kimliklerini koruyabilmek için gizli faaliyetler yürütmek zorunda kaldılar. Ancak komünist rejim çok sinsi bir haber alma teşkilatı kurmuş olduğundan dolayı Müslümanların bu gizli faaliyetlerinin bazılarını ortaya çıkardı. bu tür gizli faaliyetlerle itham edilenlerin çoğu idam edildiler. Ancak 1975'ten sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslami kurumların yeniden işlev kazanmasına imkan sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Küçük çapta da olsa bir yumuşama ile bazı dini kurumların yeniden hayata geçirilmesi özellikle Bosna-Hersek Müslümanları arasında hızlı bir İslami uyanışa zemin hazırladı. Sonraki yıllarda Doğu bloğu ülkelerinde ortaya çıkan gelişmeler Yugoslavya yönetimini de çok partili demokratik sisteme geçmeye zorladı. Bu fırsattan yararlanan Müslümanlar, daha önce İslami inanç ve düşüncesinden dolayı yıllarca hapiste kalmış olan Aliya İzzet Begoviç'in liderliğinde Demokratik Aksiyon Partisi'ni (SDA) kurdular. Bu parti Bosna-Hersek'te 1990 yılında gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak partinin lideri Aliya İzzet Begoviç Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığına getirildi.

Yugoslavya'da demokratikleşme hareketinin başlaması ile birlikte bağımsızlık hareketleri de gün yüzüne çıktı. Yugoslavya birliğini oluşturan cumhuriyetlerin halkları bağımsızlıklarına kavuşabilmek için mücadeleler başlattılar. İlk olarak Slovenya ve Hırvatistan bağımsızlığını ilan etti. Bu bağımsızlık ilanı Sırplarla söz konusu iki cumhuriyetin halkları arasında şiddetli çarpışmalara yol açtı. Ancak özellikle katolik Avrupa ülkelerinin kendileri gibi katolik olan Hırvatlarla Slovenlere destek vermeleri onların bağımsızlıklarını resmen tanımaları dolayısıyla Sırplar belli bir süre sonra geri çekilmek zorunda kaldılar.

Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç çok büyük askeri güce ve imkana sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkandan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için temkinli bir politika izledi. Ancak Slovenya ve Hırvatistan' dan geri çekilen Sırplar 1 Mart 1992 tarihinde gerçekleştirilen referandum sonrasında bağımsızlığını resmen ilan eden Bosna-Hersek Cumhuriyeti'ne karşı savaş açarak bu cumhuriyette yaşayan Müslüman halka karşı yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine her türlü desteği sağlayan Avrupa ülkeleri ile çıkarlarının tehlikeye girdiği yerde bütün dünyayı ayağa kaldıran ABD başta olmak üzere dünya ülkeleri ise Bosna-Hersek'i Sırp vahşeti karşısında yalnız bıraktı. :agliyorum :agliyorum :agliyorum
 
N Çevrimdışı

nur_yuce

Üye
İslam-TR Üyesi
ecmain olsun kadeşim tespitlerine aynan katılıyorum.... islamiyet sevgi dinidir... :öptüm:///
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt