Bab savaşı küresel güçlerin ve yerel aktörlerin hesaplaşma savaşı olmaya gidiyor. Şehrin kuzeyinden TSK ve ÖSO, güneyinden Esed, batısından ve doğusundan ise YPG şehre doğru ilerliyor. Bab şehri öyle önemli bir noktada ki, üç taraf da Bab’ı almak zorunda olduğunu biliyor.
YPG Bab’ı almak zorunda değil. Kuzeyinden de geçse olur, çünkü ana derdi Afrin’e ulaşmak. Fakat Bab’ın kuzey tarafı artık TSK’nın elinde olduğundan bu mümkün değil. Bu nedenle Bab’a doğru ilerlemek zorunda. Yani Bab savaşı YPG için kırmızıçizgi. Çünkü Suriye “Rojava”sı içinde gösterdiği Bab şehrini alamazsa Afrin kantonu kuşatma altında kalıyor ve tehlikeye giriyor.
Türkiye Bab’ı en başta kendisine hedef seçmişti. Bab, Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunuyor. Bab ve Menbic kuzey Halep’teki iki önemli şehir. Menbic’i YPG’nin almasına engel olamayan Türkiye, Bab’ı alamazsa Fırat Kalkanı operasyonu başarısız olmuş demektir. Çünkü esas amaç Afrin ile Kobane kantonlarını engellemek, yani Suriye’nin kuzeyinde YPG/PKK koridorunun oluşmasına set olmak. Bu nedenle Bab’ı almak zorunda Türkiye.
Esed için Bab çok mu önemli? Zaten birçok şehri YPG, IŞİD ve Muhaliflere kaptırmış durumda diyebilirsiniz. Fakat Bab şehri önemli çünkü Lazkiye’den Irak’a kadar uzanan M4 otobanının üzerinde duruyor. (M4 karayolunu bugün TSK-ÖSO kesti). Esed genel olarak tüm Suriye’nin kendisine ait olduğunu iddia ettiğinden Bab’ı almak istiyor, zaten Türkiye’ye “Bab’ı ben alacağım geri çekil” diyerek defalarca açıklamada bulundu. Türkiye’nin daha fazla ilerlemesine artık göz yummayacağı manasına geliyor.
(Bab savaşına doğru Kuzey Halep. Yeşil: TSK-ÖSO, Sarı: YPG: Siyah: IŞİD, Kırmızı: Esed rejimi)
Son olaya gelince,
Bab yakınlarındaki TSK’nın vurulduğu saldırı 03.15 yerel saatle gerçekleşti. Saldıran uçak Halep’teki Esed’e ait hava üssü olan Kuvayris’ten havalandı ve geri oraya indi. Zaten Rusya da daha sonra bunu onayladı.
Türk askerinin vurulduğu gün 24 Kasım yani Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin yıldönümü. Esed’in TSK’yı uçakla vurması Rusya’nın bilgisinde bir olaydı. Çünkü Rusya geçen yıl uçağının düşürülmesine binaen Suriye’ye hava savunma sistemi, S400 füzeleri ve radar sistemi kurdu. Esed’in Rusya’ya muhalefet ederek böyle bir riske girmesi olamaz.
Esed’in TSK’yı vurmasının iki seçeneği olabilir:
1-Esed Türkiye’ye gözdağı vermiştir, Bab’a ilerleme demek istemiştir ve olay bir seferliktir. Fakat bu seçeneği zayıf görüyorum, Esed zaten ikinci kez hava saldırısında bulundu. Devamı gelirse aşağıdaki seçenek geçerli olur.
2-Esed TSK’yı vurmaya devam eder, Türkiye’yle savaşın çıkmasını isteyebilir:
TSK’nın Bab kuzeyinde hedef alınması, Bab’ı isteyen Esed’in aslında nota vermesidir. Esed artık “TSK’ya ya git ya savaşa hazır ol” diyor. Esed ile TSK askerleri savaşa başlarsa Esed dünyaya “Türkiye Suriye’yi işgal etti bana saldırıyor, çıksın” diye kamuoyu oluşturacak. Bu durumda zaten küresel güç tarafından desteklenmeyen Türkiye için zor bir süreç başlar. Zaten ABD geçen hafta Bab’ın TSK-ÖSO tarafından alınmasına karşı olduklarını açıklamıştı. Rusya da ikili hatta üçlü oynadığı ortada.
Eğer Esed ile Türkiye savaşmaya başlarsa Esed’in çok işine gelecektir. Çünkü şu anki savaş, zalim bir diktatöre karşı halkın isyan etmesi durumu olarak dünyada (en azından Batı’da) görülüyor. Fakat Türkiye ile Esed savaşa başlarsa, Esed, Muhalifleri zaten başından bu yana Türkiye’nin kışkırttığını, şimdi de Türkiye’nin Suriye’yi işgale kalktığını, bunun iki ülkenin savaşı olduğunu söylemeye başlayacaktır. Bu savaş ya kısmen kalacak ve iki tarafın karşılıklı kayıpları sonrası ABD-Rusya’nın araya girmesiyle duracaktır. Fakat sonrasında Türkiye’ye “çık” baskısı yapılır ve TSK’nın çıkması takdirde Fırat Kalkanında alınan yerleri ÖSO birer birer kaybeder, çünkü TSK olmadan YPG ya da Esed’e karşı orada tutunacak gücü yok. Halep saldırısını yapacak bazı Muhalif grupların Halep’i bırakıp buraya geldiği doğrudur, ama gene de YPG hatta IŞİD’e karşı tutunamazlar. Türkiye “çıkmıyorum” derse savaş genişler ve İran-Irak Şii ordularına karşı da Türkiye savaşmak zorunda kalır. Böyle bir savaşta PKK’nın Türkiye’de iç savaş başlatma projesi de devreye girecek, Rusya’nın da tavrının karşı taraftan olacağını görmek gerekir.
Türkiye böyle bir savaşı göze alır mı? Son çare olarak görürse göze alır fakat şu anki demeçlerine bakılırsa istemediği seçenek budur. TSK’nın vurulması sonrası Esed rejimine ağır söylemler ve tehditler içine girilmemesi, TSK’nın Esed bölgelerini bombalamaması buna örnek verilebilir.
Bugünlük bu çatışma ertelenebilir, Türkiye sineye çekebilir fakat Bab sonrası bunu engelleyemez. Bab’ı iki taraftan kim alırsa alsın, TSK – ÖSO ile Esed ordusu karşı karşıya gelecek. Bu durumda iki taraftan da birbirlerine saldırı beklenebilir. Bu durum TSK’nın savaşın içinde olduğunu daha açık bir şekilde ortaya koyacaktır.
Türkiye artık yol ayrımında. Ya sonuna kadar savaşı göze alacak Esed ve İran’la topyekûn savaşacak, ya da geri çekilip rezil olacak. Türkiye Esed’in saldırısına karşılık vermezse de rezil olacak, düşmanları Türkiye’nin cesaretini ve ne kadar ileri gidebileceğini ölçüyor. Esed’in bir diğer amacı da Türkiye kamuoyunun “Suriye’de ne işimiz var” demeye başlamasıydı. TSK-ÖSO ile Esed karşı karşıya gelir çatışma büyürse TSK’nın kayıplarını artar ve Türkiye’deki Esed yanlısı medya ile CHP bas bas bağırır: “Suriye bataklığında ne işimiz var” diye. Rusya, İran ve ABD’nin ne işi var diye sormaya cesaret edemeseler de Türkiye’de bu koro giderek artar, PKK’ya verilen ihaleler ile de ülkedeki huzursuzluğu daha da büyütürler. Bu durumun engellenmesi için bir tutuklama furyası da Esed’çi medyaya yapılsa o zaman ciddi bir kamuoyu oluşturamazlar. (İlginçtir, her gün Nusra adı altında Suriye’deki Muhaliflere destek verenler Türkiye’de tutuklanıyorken, Esed’e destek verenler hatta saflarında savaşanlar savaşın başından bu yana tutuklanmadı.)
PKK’ya verilen ihaleye gelince; PKK iki gün önce gazetesinde duyurduğu gibi Türkiye’de seferberlik ilan etti ve “bu devletle yaşanmaz” başlığı da attı. Savaşın bir kolu da burada olur. Türkiye YPG’ye Suriye’de savaş ilan etmezse zaten kendi ülkesinde savaşmak zorunda bu kış kalacak. Bab’dan sonra TSK’nın IŞİD meselesi bitiyor, YPG ile savaşı başlıyor. Menbic için 1000 militanını kaybeden YPG asla savaşmadan bir köyünü bile bırakmaz. Bu da savaşı Türkiye’ye de taşımalarını getiriyor. Zaten bu topyekûn savaş yaklaştığından HDP milletvekillerine kadar kim var kim yok tutuklanmaya başlandı. Çünkü siyasi süreci zaten askıya alacak YPG/PKK ile topyekûn savaş Bab sonrasını bekliyor.
Esed rejimi Halep Şeyh Maksud ve Afrin’de TSK-ÖSO’ya karşı, Haseke’de de IŞİD’e karşı YPG ile ittifak içinde. Bu Bab’da da gerçekleşmeye başladı. Batıdan Esed ve YPG beraber IŞİD’in köylerini alarak Bab’a doğru ilerliyor. Türkiye Bab’ı ele geçirse de geçiremese de Esed ve YPG’nin yakında ortak saldırısına uğrayacak. Arkalarında ise ABD ve Rusya olacak. Dediğim gibi savaş savaştır. Türkiye ya savaşa girdiğini kabul edip tüm gücüyle girecek, ya da tüm kazanımlarından vazgeçip sınıra çekilecek.
Bab’da Esed ile Türkiye’nin savaşa girmesi bir kıvılcıma bakar, 1. Dünya Savaşı’na da 2 gemi (Goeben ve Breslau – Yavuz ve Midilli) Odesa ve Sivastopol’u bombaladı diye girmiştik. 1. Dünya Savaşına girilmesi Osmanlı’nın çöküşü idi, bu nedenle karşı çıkanlar haklıydı, imparatorluk dağıldı gitti Anadolu’ya kadar çekildik.
Bab’da ise Türkiye ile Esed’in karşı karşıya gelip savaş çıkması uzun vadede faydalı bir sürece dönüşebilir. Türkiye savaşa girerse Şii ordularına büyük darbe olur. Türkiye ile Esed savaşa girerse küçük çatışmaları araya büyük devletler girip kapatmak isteyebilirler. Bu da ikinci senaryo tabi.
Olası bir büyük savaşta Türkiye’nin bir tane müttefiki (Suriye’deki bazı Muhalif gruplar dışında) olmazken, Esed-Irak-İran-YPG beraber savaşır, daha eklenen de olur. Şii ordularına karşı böyle uzun soluklu bir savaş Türkiye halkını İslami çizgiye kaydırabilir, Suriye halkının nasıl dönüştüğünü düşünün. Suriye-Irak-İran orduları kâğıttan kaplandır. Muhalifler ve IŞİD “sıfırdan” savaşı bu noktaya getirmişlerse, tam teçhizatlı bir ordu bunları dağıtır. Fakat dediğim gibi Rusya ve ABD bu topraklarda Türkiye’nin ilerlemesine göz yummaz.
Türkiye halkına Diriliş Ertuğrul dizisi psikolojik olarak dayatılmaktadır. Emin olun bunun başlıca sebebi büyük savaşa halkı hazırlamak için. Türkiye Esed ve YPG ile Suriye’de savaşmaktan kaçarsa Güneydoğu’da savaşmak zorunda kalacak. Bu nedenle kaçışı sadece günü kurtarmak olur. Bu savaş er ya da geç Suudi Arabistan ve Türkiye’yi de içine katacak. Avusturya’nın Türkiye’ye silah ambargosuna başlaması da bunun ayak sesidir, devamı gelecektir.
Türkiye bu savaşa isteyerek ya da istemeyerek sürüklenirken, Türkiye’deki cemaatlerin durumu ne halde? Onu da başka bir yazımızda konuşacağız.
Selahaddin Dağıstan
twitter: @SelahaddinDag1
Ümmet-i İslam