[size=16pt]Buyurun birlikte düşünelim!..
Tefekkür bir konuyu en ince ayrıntısına kadar düşünüp, başı-sonu-ortası ve neticeleriyle birlikte ele almaktır. Bu yüzden “Bir saatlik imani tefekkür bir yıllık nafile ibadetten hayırlıdır” denmiştir. Peki böyle bir tefekkürü nasıl yapabiliriz?
Önce Efendimiz (sas) Hazretleri’nin bir hadisini okuyalım, sonra konuları birlikte düşünmeye başlayalım. Hadis-i şerif bize şöyle bir hatırlatmada bulunmaktadır:
- Kısa bir müddet düşünmek, uzun bir müddet nafile namaz kılmaktan hayırlıdır.
Öyle ise gelin sizinle kısa bir müddet düşünelim. Yani uzunca bir müddet nafile namaz kılmış gibi olalım. Ama bunu nasıl yapalım? Kitaplık çapta kısa sözleri okuyarak...
Çünkü her söz bir kitap kadar mana yüklüdür. Bunu ise düşünerek okursak anlarız. Gönülden tasdik ederek incelersek fark ederiz. Buyurun, kitaplık çapta sözleri düşünerek okumaya, gönülden tasdik ederek incelemeye... Yani nafile namazdan da üstün bir iş yapmaya.
1- Bir kimse kendini çok akıllı bilir de, kimse ile istişare etmezse, en akılsızların yapmayacağını yapar da mahcup olmaktan kurtulamaz.
2- Bir kimse kendini çok akıllı bilmez de çevresiyle istişareye ihtiyaç duyarsa, ALLAH ona akıllıların dahi düşünemeyeceği iyilikleri ilham eder, en doğru kararı aldırır.
3- Bir kimse başkasının perdesini açar da ayıbını ilan ederse, bir gün kendisinin de perdesi açılır, ayıpları ilan edilir.
4- Bir kimse kendi ayıbını görmeye başlarsa, başkasının ayıbıyla meşgul olmaktan utanır, onu diline dolamaktan vazgeçer...
5- Bir kimse ALLAH’ın kendisine ihsan ettiği nimetleri düşünürse, başkalarına ihsan ettiği nimetlere haset etmez. Şayet kendisine ihsan ettiği nimeti düşünmezse, başkasına ihsan ettiği nimetlere haset etmekten kendini alamaz. O nimetlere asıl kendisinin layık olduğu vehminden kurtulmaz...
6- Bir kimse kendi yanlışlarını hatırında tutarsa, başkasının yanlışlarını büyük görmez. Kendi yanlışlarını unutursa başkasının yanlışlarını büyüterek anlatmaktan zevk alır, kendine pay çıkarır.
7- Bir kimse başkası için bir kuyu kazarsa, eninde sonunda kendisi de kazdığı kuyuya düşer.
9- Bir kimse başkasını ayıplarsa, kendisi de aynı şeyle bir gün ayıplanır!..
1O- Bir kimse kendi haya (utanma) perdesini yırtarsa artık onu hiçbir perde gizleyemez.
11- Bir kimse ahlaken düşüklerle arkadaşlık ederse, kendisi de ahlaken düşüklerden sayılır.
12- Bir kimse alimlerle, salihlerle oturursa, kendisi de alim, salih gibi ilgi görür.
13- Bir kimse geçmişini düşünürse sabırlı olur, geleceğini düşünürse tedbirli davranır...
14- Bir kimse büyüklük taslarsa ALLAH onu küçültür, küçük görünürse ALLAH onu büyütür.
15- Bir kimse dini hafife alırsa kendisi de hafife alınır. Dine hürmet gösterirse kendisine de hürmet gösterilir.
16- Bir kimse başkasının malını kendisi için mubah görürse, bir gün birileri çıkar onun malını kendisi için mubah görür...
17- Bir kimse dinde aşırılaşırsa, bir gün kendisi de çıkardığı aşırılığa dayanamaz, aşağılara düşer...
18- İfrat ile tefrit iki uçtur. Uçlarda yer almak, merkezden uzak kalmak demektir. En doğrusu, ortada olmak, gövdeyi temsil etmektir.
19- İbadet ve iyilikleri çok yapıp kısa zaman sonra bırakmaktansa, az yapıp ömür boyu devam ettirmek daha hayırlıdır...
2O- Adalet ile zulüm karşılıklı iki yol gibidirler. Birine yönünü dönen ötekine arkasını çevirmiş olur. Siz adalet yoluna yönelin ki, zulüm arkanızda kalıp sizden uzaklaşsın...
Tefekkür bir konuyu en ince ayrıntısına kadar düşünüp, başı-sonu-ortası ve neticeleriyle birlikte ele almaktır. Bu yüzden “Bir saatlik imani tefekkür bir yıllık nafile ibadetten hayırlıdır” denmiştir. Peki böyle bir tefekkürü nasıl yapabiliriz?
Önce Efendimiz (sas) Hazretleri’nin bir hadisini okuyalım, sonra konuları birlikte düşünmeye başlayalım. Hadis-i şerif bize şöyle bir hatırlatmada bulunmaktadır:
- Kısa bir müddet düşünmek, uzun bir müddet nafile namaz kılmaktan hayırlıdır.
Öyle ise gelin sizinle kısa bir müddet düşünelim. Yani uzunca bir müddet nafile namaz kılmış gibi olalım. Ama bunu nasıl yapalım? Kitaplık çapta kısa sözleri okuyarak...
Çünkü her söz bir kitap kadar mana yüklüdür. Bunu ise düşünerek okursak anlarız. Gönülden tasdik ederek incelersek fark ederiz. Buyurun, kitaplık çapta sözleri düşünerek okumaya, gönülden tasdik ederek incelemeye... Yani nafile namazdan da üstün bir iş yapmaya.
1- Bir kimse kendini çok akıllı bilir de, kimse ile istişare etmezse, en akılsızların yapmayacağını yapar da mahcup olmaktan kurtulamaz.
2- Bir kimse kendini çok akıllı bilmez de çevresiyle istişareye ihtiyaç duyarsa, ALLAH ona akıllıların dahi düşünemeyeceği iyilikleri ilham eder, en doğru kararı aldırır.
3- Bir kimse başkasının perdesini açar da ayıbını ilan ederse, bir gün kendisinin de perdesi açılır, ayıpları ilan edilir.
4- Bir kimse kendi ayıbını görmeye başlarsa, başkasının ayıbıyla meşgul olmaktan utanır, onu diline dolamaktan vazgeçer...
5- Bir kimse ALLAH’ın kendisine ihsan ettiği nimetleri düşünürse, başkalarına ihsan ettiği nimetlere haset etmez. Şayet kendisine ihsan ettiği nimeti düşünmezse, başkasına ihsan ettiği nimetlere haset etmekten kendini alamaz. O nimetlere asıl kendisinin layık olduğu vehminden kurtulmaz...
6- Bir kimse kendi yanlışlarını hatırında tutarsa, başkasının yanlışlarını büyük görmez. Kendi yanlışlarını unutursa başkasının yanlışlarını büyüterek anlatmaktan zevk alır, kendine pay çıkarır.
7- Bir kimse başkası için bir kuyu kazarsa, eninde sonunda kendisi de kazdığı kuyuya düşer.
9- Bir kimse başkasını ayıplarsa, kendisi de aynı şeyle bir gün ayıplanır!..
1O- Bir kimse kendi haya (utanma) perdesini yırtarsa artık onu hiçbir perde gizleyemez.
11- Bir kimse ahlaken düşüklerle arkadaşlık ederse, kendisi de ahlaken düşüklerden sayılır.
12- Bir kimse alimlerle, salihlerle oturursa, kendisi de alim, salih gibi ilgi görür.
13- Bir kimse geçmişini düşünürse sabırlı olur, geleceğini düşünürse tedbirli davranır...
14- Bir kimse büyüklük taslarsa ALLAH onu küçültür, küçük görünürse ALLAH onu büyütür.
15- Bir kimse dini hafife alırsa kendisi de hafife alınır. Dine hürmet gösterirse kendisine de hürmet gösterilir.
16- Bir kimse başkasının malını kendisi için mubah görürse, bir gün birileri çıkar onun malını kendisi için mubah görür...
17- Bir kimse dinde aşırılaşırsa, bir gün kendisi de çıkardığı aşırılığa dayanamaz, aşağılara düşer...
18- İfrat ile tefrit iki uçtur. Uçlarda yer almak, merkezden uzak kalmak demektir. En doğrusu, ortada olmak, gövdeyi temsil etmektir.
19- İbadet ve iyilikleri çok yapıp kısa zaman sonra bırakmaktansa, az yapıp ömür boyu devam ettirmek daha hayırlıdır...
2O- Adalet ile zulüm karşılıklı iki yol gibidirler. Birine yönünü dönen ötekine arkasını çevirmiş olur. Siz adalet yoluna yönelin ki, zulüm arkanızda kalıp sizden uzaklaşsın...