Es selamu aleykum,
Son zamanlarda "takva" kelimesini duydukça aklıma gelenleri genel bir nasihat olarak yazmak istiyorum; aslında benim için yeni bir görüş değildir, sadece son zamanlarda fazla sayıda gündem olduğu için.
Diyeceğim o ki:
Söz konusu takva olduğunda vasatlık çizgisini de beraberinde korumayı ihmal etmeyin inşaAllah. Niceleri takva adına çok korktukları ve çekindikleri konulara o denli kilitleniyorlar ki, hesap edemedikleri başka açılardan zarara girebiliyorlar.
Çeşitli uç noktalardaki İslami görüşleri zıtlarıyla birlikte düşünün, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Mesela:
Uydurma hadisleri bile "bir hadisi reddetme korkusundan ötürü" kabul edenlerle, sahih hadisleri bile "uydurma bir söze hadis demekten ötürü" korkarak reddenlerin ortak duygusu takvadır. Bu ikisinin ortası, vasat ve hak olan: uydurma olduğu bilinen bir söze hadis dememek, sahih olan bir hadisi reddetmemektir.
Mürcielerin şirk işleyen kişilere "kendilerini müslüman olarak adlandırmaları devam ettiği sürece" müşrik diyememesi ile, haricilerin ikrah ve tevil dahil hiçbir mazereti kabul etmeksizin şirk işleyen herkesi tekfir etmelerindeki ortak duygu da takvadır. Birisi bir müslümana kâfir demekten, öteki ise bir kâfire müslüman demekten korkmaktadır. Bu ikisinin ortası; vasat ve hak olan: Öncelikle tekfir haktır, bunu bilmek gerek. Bununla birlikte tekfire engel durumlar da vardır. Tekfiri "sadece tüm şartlar oluştuğunda" yapan kişi orta/vasat yoldadır ve her iki aşırılık yolundan da güvendedir.
Bunlar gibi örnekler çoğaltılabilir ve kısaca: aşırı giden ziyandadır. Çok farklı konularda uzun yıllar boyu "vasatlığın korunmadığı her tür konudaki" takva duygusunun insanları değişik uçlara yönelttiğine bizzat şahidim ve bunun sonucu da: dinlerini parça parça edenlerin durumuna düşmek. Ardınca da birlik namına hiçbir şey kalmıyor; şeytan da bizleri bu şekilde önce küçük lokmalara, sonra daha küçük lokmalara ayırıyor ve ardınca hepimizi yenmesi onun için çok kolay oluyor. Böl, parçala, yönet, yok et.
Bu yüzden şeytanın sağdan yaklaşmasına karşı hep uyanık olun derim. Aşırılıktan sakının; takva, vasatlık ile birleştiğinde sonuçlar her zaman herkes için güzel olur inşaAllah.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir.
En’âm Suresi 159. Ayet
İlgili başka ayet ve hadisler de eklenebilir, ben şimdilik bununla yetiniyorum. Kısaca: Takva çok değerlidir; ve ancak insanları gruplara ayıracak kadar olduğunda değil. Birliği bozacak kadar olduğunda değil. Buna çok dikkat edilmeli.
Son zamanlarda "takva" kelimesini duydukça aklıma gelenleri genel bir nasihat olarak yazmak istiyorum; aslında benim için yeni bir görüş değildir, sadece son zamanlarda fazla sayıda gündem olduğu için.
Diyeceğim o ki:
Söz konusu takva olduğunda vasatlık çizgisini de beraberinde korumayı ihmal etmeyin inşaAllah. Niceleri takva adına çok korktukları ve çekindikleri konulara o denli kilitleniyorlar ki, hesap edemedikleri başka açılardan zarara girebiliyorlar.
Çeşitli uç noktalardaki İslami görüşleri zıtlarıyla birlikte düşünün, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Mesela:
Uydurma hadisleri bile "bir hadisi reddetme korkusundan ötürü" kabul edenlerle, sahih hadisleri bile "uydurma bir söze hadis demekten ötürü" korkarak reddenlerin ortak duygusu takvadır. Bu ikisinin ortası, vasat ve hak olan: uydurma olduğu bilinen bir söze hadis dememek, sahih olan bir hadisi reddetmemektir.
Mürcielerin şirk işleyen kişilere "kendilerini müslüman olarak adlandırmaları devam ettiği sürece" müşrik diyememesi ile, haricilerin ikrah ve tevil dahil hiçbir mazereti kabul etmeksizin şirk işleyen herkesi tekfir etmelerindeki ortak duygu da takvadır. Birisi bir müslümana kâfir demekten, öteki ise bir kâfire müslüman demekten korkmaktadır. Bu ikisinin ortası; vasat ve hak olan: Öncelikle tekfir haktır, bunu bilmek gerek. Bununla birlikte tekfire engel durumlar da vardır. Tekfiri "sadece tüm şartlar oluştuğunda" yapan kişi orta/vasat yoldadır ve her iki aşırılık yolundan da güvendedir.
Bunlar gibi örnekler çoğaltılabilir ve kısaca: aşırı giden ziyandadır. Çok farklı konularda uzun yıllar boyu "vasatlığın korunmadığı her tür konudaki" takva duygusunun insanları değişik uçlara yönelttiğine bizzat şahidim ve bunun sonucu da: dinlerini parça parça edenlerin durumuna düşmek. Ardınca da birlik namına hiçbir şey kalmıyor; şeytan da bizleri bu şekilde önce küçük lokmalara, sonra daha küçük lokmalara ayırıyor ve ardınca hepimizi yenmesi onun için çok kolay oluyor. Böl, parçala, yönet, yok et.
Bu yüzden şeytanın sağdan yaklaşmasına karşı hep uyanık olun derim. Aşırılıktan sakının; takva, vasatlık ile birleştiğinde sonuçlar her zaman herkes için güzel olur inşaAllah.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir.
En’âm Suresi 159. Ayet
İlgili başka ayet ve hadisler de eklenebilir, ben şimdilik bununla yetiniyorum. Kısaca: Takva çok değerlidir; ve ancak insanları gruplara ayıracak kadar olduğunda değil. Birliği bozacak kadar olduğunda değil. Buna çok dikkat edilmeli.