Cehennem Senede İki Kez Nefes Alır
ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tahdîs etti ki, kendisi Ebu Hurayra (r.ânh)'dan, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Cehennem ateşi, Rabbine şikayet arzetti: -Ya Rabbi, bir kısmım bir kısmımı yiyor (yani ben, kendimi yiyorum, izin ver), dedi.
Allah da, onun iki defa nefes almasına izin verdi.
Nefesin biri kışın, diğeri yazın.
En şiddetli hissettiğiniz sıcak ile sizi en çok üşüten zemherir (işte budur).
(Sahih-i Buhârî, Kitabu Bed'i'1-Halk, B.10, Hds.69, Kitabu Mevakiti's-Salat, B.9, Hds.14; Sahih-i Muslim, Kitabul-Mesadd, B:32, Hds.185-187; Sunen-i Tirmizî, Kitabu Sıfatu'l-Cehennem, B.8, Hds. 2719; Sunen-i İbn Mace, Kitebu'z-Zuhd, B.38, Hds. 17, 4319; Sunen-i Dârimî, Kitabu'r-Rikak, B.119, Hds.2848)
Ebû Hurayra (r.anh)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Cehennem 'bir kısım bir kısmımı yiyip bitiriyor' diye Allah’a şikayette bulundu. Allah’ta ona iki sefer nefes almasını takdir etti. Kışın bir nefes, yazın bir nefes; kışın aldığı nefesten dolayı soğuklar ve zemheri meydana geldi. Yazın aldığı nefesten dolayı baskın sıcaklar ve sâm yeli ortaya çıktı.”
(Muslim, Mesacid: Bab 27, 32, Hadis no. 185- 186 (617); İbn Mâce: Zuhd: 17, Tirmizi, Cennet, bab 9, Hadis no : 2592)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Ebû Hurayra’dan değişik şekilde de rivâyet edilmiştir. Mufaddal b. Salih hadisçilere göre hafız değildir.
(...) Bana Harmeletu'bnu Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti . (Dedi ki) : Bize Hay ve haber verdi. Dedi ki: Bana Yezîd b. Abdillâh b. Usâmete'bni Had, Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hurayra'dan, o da Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)''den naklen rivayet etti ki şöyle buyurmuşlar :
«Cehennem, dedi ki: Yâ Rab! Kendi kendimi yedim. Bana izin ver de bir nefes bari alayım!
Bunun üzerine Allah ona iki nefes için izin verdi. Bir nefes kışın, bir nefes de yazın (alır.) İşte mâruz kaldığınız soğuk, yâhud zemherir cehennemin nefesîndendir. Mâruz kaldığınız sıcak yahut harûr da cehennemin nefesîndendir.»
(Muslim, Mesâcid, bab 32, hadis no : 187)
Bu hadîsi Buhari, «Mevâkitu's - Salât» bahsinde; Nesâî «Kitâbu's - Salât» da tahrîc etmişlerdir.
Cehnnemin, Rabbine şikâyeti, biri hakikat, diğeri mecaz olmak üzere iki vecîhle tasavvur edilebilir.
Kaadî İyâd hakikat olduğuna kaaildir.
Kurtubî dahî: «Bu sözü hakîkata hamletmek imkânsız değildir. Çünkü muhbir-i sâdık olan Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haddi zâtında caiz bir şeyi haber vermesi têvîle muhtaç değildir. Binaenaleyh bu sözü hakîkata hamletmek evlâdır.» demişdir.
Nevevî de buna benzer sözler söyledikten sonra: «Doğru olan hareket bu sözü hakîkata hamletmektir.» diyor.
Bu husûsta Aynî de şunları söylemiştir: «Allah'ın kudreti büyükdür. Zîrâ Suleyman (Aleyhisselâm)'in, Hudhud'une ilim ve idrâk halk eden Allah,, cehenneme de konuşma âleti halk edebilir. Nitekim hudhud'a ilim halk ettiğini kitâb-ı kerîminde haber vermiş. Cehennemin de «Daha var mı?» diyeceğini hikâye etmişdir.»
Dâvûdî: «Bu hadîs cehennemin düşünüp, anladığına delildir. Filhakika cennetle cehennemden daha çok işiten hiç bir şey olmadığına dâir hadîs vârid olduğu gibi, cehennemin Peygamberimiz Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile konuşacağına keza mûminle de konuşarak «Geç ey mûmin! Gerçekten nurun alevimi söndürdü.» diyeceği rivayet olunmuşdur. Bu bâbda daha başka sözler de söylenmişdir.
İkinci veçhe göre cehennemin şikâyeti lisân-ı hâl iledir. Kaadî Beyzâvî bu şikâyeti mecaza hamletmiş: «Cehennemin şekvası, galeyanından mecaz olduğu gibi kendi kendini yemesi de cuz'lerinin sıkışıp birbiri üzerine yığılmasından; nefes alması dahî görünen kısmın dışarı çıkmasından mecâzdır demişdir.
«Cehennemde sıcakla, soğuğ'un bir arada bulunması imkânsızdır. Çünkü soğukla sıcak biribirine zıddır; denilemez. Çünkü bâzı hadîslerde vârid olduğuna göre cehennemin bâzı taraflarında ateş, bâzı taraflarında da zemherîr vardır. Zemherîr, şiddetli soğuk demekdir. Sıcakla soğuğun bir yerde bulunması imkânsız değildir, zîrâ Teâlâ Hazretleri iki zıddı bir araya getirmeye muktedirdir. Bir de cehennem, âhiret umûrundandır. Âhiret umurunu, dünyâdakilere kıyâs etmek doğru değildir. Mamafih Arabistan'ın sıcağı; kutupların soğuğu düşünülürse soğukla sıcağın dünyada da bir yerde bulunduğu anlaşılır.
Harûr: Gece ve gündüz devam eden şiddetli sıcakdır. Yalnız gündüz devam edip geceleyin kesilen sıcağa semûm derler. «Harr» sâdece sıcak demekdir. Hadîs-i şerif de: «Mârûz kaldığınız harr yahud harûr da cehennemin nefesindendir» denilmişdir. Burada yâ Râvi şekk etmiştir. Yahud Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu şekilde söylemiştir. Bu takdirde «Ev» kelimesi şekk değil, taksim ifâde etmiş olur.
Sahîh haberlerden anlaşıldığına göre, dünyâ ateşi de cehennem ateşinden yaratılmıştır. Yalnız İbni Abbâs (Radiyallahû anhuma)'ın beyânına göre üzerine yetmiş defa su serpilmiştir. Zîrâ böyle yapılmasa mahlûkâtın ondan istifâde etmesine imkân kalmazdı. Teâlâ Hazretlerinin ateşi yaratması dünyâ umuru onunla tamam olduğu içindir. Ateş, bize âhireti de hatırlatır. Bizi Allah'ın azabından korkutur.
Bu Hadisden Çıkarılan Hükümler:
1- Yazın sıcaklar şiddetlenince öğle namazım hava biraz serinleyinceye kadar geciktirmek mustehakdır.
2- Cehennem hâlen yaratılmıştır. Bu hadîs «Cehennem kıyamet gününde halk edilecekdir.» diyen Mûtezile taifesi aleyhine delildir.
3- Şikâyet hayvanlarla, cansız şeylerden de tesavvur olunabilir. Nitekim Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mûcizelerinden olmak üzere hurma kütüğünün ve devenin şikâyetde bulundukları rivayet olunmuşdur.
4- Hadîsde serinliğe têhîr edilmesi emir buyrulan namaz; öğle namazıdır.
ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tahdîs etti ki, kendisi Ebu Hurayra (r.ânh)'dan, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Cehennem ateşi, Rabbine şikayet arzetti: -Ya Rabbi, bir kısmım bir kısmımı yiyor (yani ben, kendimi yiyorum, izin ver), dedi.
Allah da, onun iki defa nefes almasına izin verdi.
Nefesin biri kışın, diğeri yazın.
En şiddetli hissettiğiniz sıcak ile sizi en çok üşüten zemherir (işte budur).
(Sahih-i Buhârî, Kitabu Bed'i'1-Halk, B.10, Hds.69, Kitabu Mevakiti's-Salat, B.9, Hds.14; Sahih-i Muslim, Kitabul-Mesadd, B:32, Hds.185-187; Sunen-i Tirmizî, Kitabu Sıfatu'l-Cehennem, B.8, Hds. 2719; Sunen-i İbn Mace, Kitebu'z-Zuhd, B.38, Hds. 17, 4319; Sunen-i Dârimî, Kitabu'r-Rikak, B.119, Hds.2848)
Ebû Hurayra (r.anh)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Cehennem 'bir kısım bir kısmımı yiyip bitiriyor' diye Allah’a şikayette bulundu. Allah’ta ona iki sefer nefes almasını takdir etti. Kışın bir nefes, yazın bir nefes; kışın aldığı nefesten dolayı soğuklar ve zemheri meydana geldi. Yazın aldığı nefesten dolayı baskın sıcaklar ve sâm yeli ortaya çıktı.”
(Muslim, Mesacid: Bab 27, 32, Hadis no. 185- 186 (617); İbn Mâce: Zuhd: 17, Tirmizi, Cennet, bab 9, Hadis no : 2592)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Ebû Hurayra’dan değişik şekilde de rivâyet edilmiştir. Mufaddal b. Salih hadisçilere göre hafız değildir.
(...) Bana Harmeletu'bnu Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti . (Dedi ki) : Bize Hay ve haber verdi. Dedi ki: Bana Yezîd b. Abdillâh b. Usâmete'bni Had, Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hurayra'dan, o da Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)''den naklen rivayet etti ki şöyle buyurmuşlar :
«Cehennem, dedi ki: Yâ Rab! Kendi kendimi yedim. Bana izin ver de bir nefes bari alayım!
Bunun üzerine Allah ona iki nefes için izin verdi. Bir nefes kışın, bir nefes de yazın (alır.) İşte mâruz kaldığınız soğuk, yâhud zemherir cehennemin nefesîndendir. Mâruz kaldığınız sıcak yahut harûr da cehennemin nefesîndendir.»
(Muslim, Mesâcid, bab 32, hadis no : 187)
Bu hadîsi Buhari, «Mevâkitu's - Salât» bahsinde; Nesâî «Kitâbu's - Salât» da tahrîc etmişlerdir.
Cehnnemin, Rabbine şikâyeti, biri hakikat, diğeri mecaz olmak üzere iki vecîhle tasavvur edilebilir.
Kaadî İyâd hakikat olduğuna kaaildir.
Kurtubî dahî: «Bu sözü hakîkata hamletmek imkânsız değildir. Çünkü muhbir-i sâdık olan Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haddi zâtında caiz bir şeyi haber vermesi têvîle muhtaç değildir. Binaenaleyh bu sözü hakîkata hamletmek evlâdır.» demişdir.
Nevevî de buna benzer sözler söyledikten sonra: «Doğru olan hareket bu sözü hakîkata hamletmektir.» diyor.
Bu husûsta Aynî de şunları söylemiştir: «Allah'ın kudreti büyükdür. Zîrâ Suleyman (Aleyhisselâm)'in, Hudhud'une ilim ve idrâk halk eden Allah,, cehenneme de konuşma âleti halk edebilir. Nitekim hudhud'a ilim halk ettiğini kitâb-ı kerîminde haber vermiş. Cehennemin de «Daha var mı?» diyeceğini hikâye etmişdir.»
Dâvûdî: «Bu hadîs cehennemin düşünüp, anladığına delildir. Filhakika cennetle cehennemden daha çok işiten hiç bir şey olmadığına dâir hadîs vârid olduğu gibi, cehennemin Peygamberimiz Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile konuşacağına keza mûminle de konuşarak «Geç ey mûmin! Gerçekten nurun alevimi söndürdü.» diyeceği rivayet olunmuşdur. Bu bâbda daha başka sözler de söylenmişdir.
İkinci veçhe göre cehennemin şikâyeti lisân-ı hâl iledir. Kaadî Beyzâvî bu şikâyeti mecaza hamletmiş: «Cehennemin şekvası, galeyanından mecaz olduğu gibi kendi kendini yemesi de cuz'lerinin sıkışıp birbiri üzerine yığılmasından; nefes alması dahî görünen kısmın dışarı çıkmasından mecâzdır demişdir.
«Cehennemde sıcakla, soğuğ'un bir arada bulunması imkânsızdır. Çünkü soğukla sıcak biribirine zıddır; denilemez. Çünkü bâzı hadîslerde vârid olduğuna göre cehennemin bâzı taraflarında ateş, bâzı taraflarında da zemherîr vardır. Zemherîr, şiddetli soğuk demekdir. Sıcakla soğuğun bir yerde bulunması imkânsız değildir, zîrâ Teâlâ Hazretleri iki zıddı bir araya getirmeye muktedirdir. Bir de cehennem, âhiret umûrundandır. Âhiret umurunu, dünyâdakilere kıyâs etmek doğru değildir. Mamafih Arabistan'ın sıcağı; kutupların soğuğu düşünülürse soğukla sıcağın dünyada da bir yerde bulunduğu anlaşılır.
Harûr: Gece ve gündüz devam eden şiddetli sıcakdır. Yalnız gündüz devam edip geceleyin kesilen sıcağa semûm derler. «Harr» sâdece sıcak demekdir. Hadîs-i şerif de: «Mârûz kaldığınız harr yahud harûr da cehennemin nefesindendir» denilmişdir. Burada yâ Râvi şekk etmiştir. Yahud Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu şekilde söylemiştir. Bu takdirde «Ev» kelimesi şekk değil, taksim ifâde etmiş olur.
Sahîh haberlerden anlaşıldığına göre, dünyâ ateşi de cehennem ateşinden yaratılmıştır. Yalnız İbni Abbâs (Radiyallahû anhuma)'ın beyânına göre üzerine yetmiş defa su serpilmiştir. Zîrâ böyle yapılmasa mahlûkâtın ondan istifâde etmesine imkân kalmazdı. Teâlâ Hazretlerinin ateşi yaratması dünyâ umuru onunla tamam olduğu içindir. Ateş, bize âhireti de hatırlatır. Bizi Allah'ın azabından korkutur.
Bu Hadisden Çıkarılan Hükümler:
1- Yazın sıcaklar şiddetlenince öğle namazım hava biraz serinleyinceye kadar geciktirmek mustehakdır.
2- Cehennem hâlen yaratılmıştır. Bu hadîs «Cehennem kıyamet gününde halk edilecekdir.» diyen Mûtezile taifesi aleyhine delildir.
3- Şikâyet hayvanlarla, cansız şeylerden de tesavvur olunabilir. Nitekim Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mûcizelerinden olmak üzere hurma kütüğünün ve devenin şikâyetde bulundukları rivayet olunmuşdur.
4- Hadîsde serinliğe têhîr edilmesi emir buyrulan namaz; öğle namazıdır.