Âleykum selam we rahmetullah ;
Kendisinde hem erkeklik hem de kadınlık aleti bulunan veya her ikisi de bulunmayan kişi Hunsa'dır.
Böyle birisi eğer idrarını erkeklik organından yaparsa erkek, kadınlık aletinden yaparsa kadın sayılır. Şayet her ikisinden de idrar yaparsa, daha önce işemeye başladığı organa göre hüküm verilir. Ama önce işeme bakımından aralarında fark yoksa o zaman bu hunsâyı muşkildir. Ebu Hanife'ye göre bu böyledir. (El-Kâfî - El-Mervezî)
Bir taraftan çıkan idrarın öbüründen çıkandan fazla olmasına itibar edilmez. Sahibeyn ise, idrarın fazlalığına itibar edileceğini söyler. Bu hükümler, buluğdan önce söz konusudur. Ama buluğa erer de kendisinden sakal çıkarsa veya kadınlarla birleşebilirse, yada erkeklerin ihtilam olduğu gibi ihtilâm olursa erkek hükmündedir. Ama göğsü büyürse veya kendisinden süt gelirse yahut hayız olursa yada hamile kalırsa veyahutta kendisine cinsi temas mümkün olursa kadın sayılır.
Hunsâ, durumu açığa çıkmadan ölürse yıkanmaz, yıkamak mümkün olmadığı için teyemmum ettirilir. Murahık ise, ister erkek olsun ister kadın bir cenazenin yanında bulunamaz. (Kendisi öldüğünde defnedilirken) kabirinin üzerinin örtülmesi mendubdur. Erkek, kadın ve hunsânın birlikte bulunduğu cenazelerin namazı kılınacağında imamın yanına erkek, ondan sonra hunsâ daha sonra da kadın durdurulur. Bu, tertibin hakkına riâyet içindir.
Eğer teyemmum ettiren yabancı ise bir bezle (eline bez sararak) teyemmüm ettiririr, mahremi olan birisi ise beze lüzum yoktur. Hunsânın kadın olması muhtemel olduğu için teyemmüm ettirirken yabancı olan yüzünü kollarından çevirir. Sünnet etme de olduğu gibi, cenazesini yıkaması için cariye satın alınmaz. Çünkü o öldükten sonra mala malik olamaz. Dolayısıyle onun adına bir şey satın almak faydasızdır. (İnâye)
Hunsânın önceden sahib olduğu cariyesi de onu yıkayamaz. Çünkü cariye ölen efendisini yıkayamaz. Hanımı ise yıkayabilir. Bu izah ile, İbn-i Kemâl'in : Hunsânın mulkunun bâki olduğu tarzında ileri sürdüğü itirazda cevablanmış olur. Nitekim bunu Durru'l-Multekâ da beyan etmiştir.
«Bir cenazenin yanında bulunamaz.» Yâni erkeği de kadını da yıkayamaz. (Nihaye ve Mirac) Bu hükmün «murahık» ile kayıtlanması, buluğdan sonra genelde muşkulluğun kalmamasıdır.
Hunsâ-i muşkil öldüğünde kim yıkar?
Bu da üzerinde önemle durulan meselelerden biridir. Fukahanın çoğuna göre, ne kadın, ne de erkek onu yıkayabilir. Sadece birisi eline bir bez parçası sarıp ona teyemmüm verir ve böylece yıkanmış kabul edilir. Eğer yıkayan onun çok yakını ise, eline bez parçası sarmasına gerek yoktur, o vaziyette teyemmüm verir.
Hunsâ-i muşkil, henüz ergen olmadan ölürse, onu kadın da, erkek de yıkayabilir, bunda bir sakınca görülmemiştir. (El-Cevheretu'n-Neyyire)
Doğuştan çift cinsiyetli olmayıb da, sonradan cinsiyet değiştiren dönmelerin (Travesti, transeksüel vb.) işledikleri Allahın fıtratını değiştirmekle büyük günahkarlardan olmakla beraber, hayatta iken hangi cinse yatkın ve tanınıyorsa, o şekilde cenaze işlemi görülebilir.