Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Cihadin Temel Amacı Nedir

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Şehadet tek başına amaç değildir. Bilakis asıl maksat, Allah'ın dininin ortaya çıkarılmasıdır. Cihad'ın temel amacı şehadet değil, dini yüceltmektir. Allah'u Teala şöyle buyurur:

'Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.' (Enfal/39)

O halde amaç; Dinin yeryüzünde hakim olması için çalışılmasıdır. Ancak Dinin yücelmesi için, şehitlik arzusunun zafere ulaşmadaki rolü de unutulmamalıdır.

Şehitlik arzusu ve bunun için gayret etmek, savaşta müminin sebatını artıran en büyük sebeplerdendir. Bu nedenle şehitlik dünyada zaferin sembolü ve ahrette de cennete girmenin belgesidir. Allah'u Teala şöyle buyurur:

'Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.' (Tevbe/ 111)

Şehitlik arzusu, genelde müminlerde bulunan sayı ve maddi hazırlık eksiğini telafi eder. Aynı şekilde, düşmanın bu ayrıcalığa sahip olmadığı bilindiği zaman onları da ürkütür. Çünkü kafir, Allah'u Teala'nın belirttiği gibi ne pahasına olursa olsun yaşamak için can atar:

قُلْ إِن كَانَتْ لَكُمُ الدَّارُ الآَخِرَةُ عِندَ اللّهِ خَالِصَةً مِّن دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُاْ الْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ.. وَلَن يَتَمَنَّوْهُ أَبَداً بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمينَ.. وَلَتَجِدَنَّهُمْ أَحْرَصَ النَّاسِ عَلَى حَيَاةٍ وَمِنَ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ يَوَدُّ أَحَدُهُمْ لَوْ يُعَمَّرُ أَلْفَ سَنَةٍ وَمَا هُوَ بِمُزَحْزِحِهِ مِنَ الْعَذَابِ أَن يُعَمَّرَ وَاللّهُ بَصِيرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ

'(Ey Muhammed, onlara Şayet (iddia ettiğiniz gibi) ahiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de yalnızca size aitse ve bu iddianızda doğru iseniz haydi ölümü temenni edin (bakalım), de.'

'Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiç bir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.'

'Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en düşkünü olarak bulursun. Putperestlerden her biri de arzular ki, bin sene yaşasın. Oysa yaşatılması hiç kimseyi azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür.' (Bakara/94-96)

'Onu asla dilemezler' ve 'onların hayata diğer insanlardan ve hatta eş koşanlardan da daha düşkün olduklarını görürsün' ifadeleri üzerinde düşünmek ve bunları, Resulullah sav'in Enes r.a rivayet ettiği şu hadis ile karşılaştırmak lazım:

'Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehit böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp onlarca defa şehit olmayı temenni eder.' (Muttefekun Aleyh)

Müminin ölümü ve şehadeti sevdiği ve onları arzuladığı kadar, kafir de ölümden korkar ve yaşamaya can atar.

Bu nedenle Müslümanların zihnine ve ruhuna şehitlik kavramını ve üstünlüğünü yerleştirmek gerekir. Şehadeti arzulamanın, Müslümanlarda Cihad prensiplerinin en önemlilerinden olan korku salma siyasetinin de bir parçası olduğunu belirtmek gerekir. Resulullah sav 'Bir aylık mesafeden korku salmak ile yardım olundum' (Buhari) buyurmaktadır. Korku salmanın iki yönü vardır.

1- Nicelik (Maddi Güç) Boyutu: Bunu şu ayet-i kerime belirtmektedir:

وَأَعِدُّواْ لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدْوَّ اللّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لاَ تَعْلَمُونَهُمُ اللّهُ يَعْلَمُهُمْ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لاَ تُظْلَمُونَ

'Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.' (Enfal/60)

Ayette 'korkutursunuz' ibaresi bu ürkütme ve korku salmayı ifade etmektedir. Bu ise kuvvetle olur. Bu kuvvetin elemanları mal, fert ve silahtır.

2- Nitelik (Keyfiyet) Boyutu: Bunun da iki şıkkı vardır. Bunlardan birincisi, maddi

yön, Müslüman ferdin savaş yeteneklerini yükseltmek için yapılan hazırlıktır. Resulullah sav şöyle buyurur:

'Kuvvetli mümin, zayıf müminden hayırlı ve Allah'a daha sevimlidir.' (Müslim)

İkincisi ise, manevi yöndür. Manevi yön ise, Müslümanların gönlüne şehadet arzusunun ve sabrın yerleştirilmesidir. Allah'u Teala şöyle buyurur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

'Ey iman edenler! Sabredin, (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişesiniz' (Ali-imran/200)

وَلاَ تَهِنُواْ فِي ابْتِغَاء الْقَوْمِ إِن تَكُونُواْ تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللّهِ مَا لاَ يَرْجُونَ وَكَانَ اللّهُ عَلِيماً حَكِيماً

'O (düşman) topluluğu takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız onlar da, sizin çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah'tan, onların ümit etmedikleri şeyleri umuyorsunuz. Allah ilim ve hikmet sahibidir.' (Nisa/104)

Resulullah sav şöyle buyurur: 'Bil ki, zafer sabır iledir.'

İtaat olan amelleri işlemek ve haramlardan sakınmak suretiyle Allah'u Teala'dan korkmanın, savaş alanında çok büyük etkisi ve rolü vardır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةً فَاثْبُتُواْ وَاذْكُرُواْ اللّهَ كَثِيراً لَّعَلَّكُمْ تُفْلَحُونَ

'Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.' (Enfal/45)

Bu nedenle takva ve Salih amel, düşmana korku salma ve meydan okuma siyasetinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış ümmetin ilk nesillerin zihinlerinde açık ve yerleşikti.

İranlılarla savaşa giden Saad b. Ebi Vakkas'a Ömer İbnul Hatab'ın radiyallahu anhum yazdığı mektubunu örnek olarak gösterebiliriz.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt