ÇIPLAK BANYO
Bilip uygulamamız gereken amellerden biri de banyo hallerimizdir.
Ebu Said-el Hudri (r.anh) "Ben, Rasulullah'ın, "buluğa ermiş herkes için Cumua günü yıkanmak gerekir" dediğine şehadet ederim" demektedir.
(Buhâri, Cuma, 3; 1/212, Tecridler, 2/940, H. 475).
Ebu Hurayra (r.anh) rivayet ediyor: "Rasulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdu:
"Her müslümanın yedi günde bir kere başını ve bütün bedenini yıkaması gerekir."
(Buhâri, Cuma, 12; 1/216)
Zaruri durumlar söz konusu olmadığı müddetçe özellikle kalabalık evlerde dikkatle sakınılması gereken hal, banyo-duş esnasında aniden birinin gelmesi, girmesi, görmemesi ve yahut herhangibir rahatsızlanma ihtimali üzerine en azından kilotlu (peştemalli) bulunmanın gerekliliğidir.
"Ben kapıyı kitliyorum, kimse gelmez vs" .. gibi mazeretler haklılık payı olduğu gibi görünse de hayatta hiç umulmadık bir anda karşı karşıya kalınabilme ihtimali bulunabilmektedir.
(Hatırlayanlarınız vardır , bundan on seneyi aşkın süre önceleri Aczmendi şeyhi Muslum Günduz'e, Bugün Ergenekoncuların piyonu olduğu aşikare ortaya çıkan Fadime Şahin'den dolayı polisler ve Tv kamaraları eşliğinde ani baskın yapılmış ve kapısı kırılarak banyodan çıkarılmıştı. Yakalandığında üzerinde peştemale benzer bir şeyle görüntülenmişti.)
Ebu Hurayra (r.anh) şöyle demiştir: Ebu Bekr şu -ma’lum olan – Hacc’da nahr gününde birçok munadilerle birlikte Mina’da “ Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hacc, hiçbir çıplak Beyt’i tavaf etmesin” diye ilana beni de gönderdi.
Ravi Humeyd ibnu Abdurrahman dedi ki : sonra Rasulullah (s.a.v.) Ebu Bekr’in ardından Ali’yi gönderip: Berae –yani Tevbe – suresini ilan etmesini emretti .
Ebu Hurayra dedi ki: Ali’de bizimle beraber nahr gününde Mina’daki halk arasında : “ Bu yıldan sonra hiçbir muşrik hacc etmesin, hiçbir çıplakta beyti tavaf etmesin “ diye ilan etti.
(Buhari ; C. 1, Sf: 464)
Harameyn muşriklere haram kılınana kadar hacc edip çıplak tavaf edebiliyor ve şöyle diyorlardı: "Bizler kendileriyle Allah'a isyan ettiğimiz elbiselerle Kabe'yi tavaf etmeyiz."
Yanında parası olan muşrikler mutaassıb Kurayşlilerden elbise kiralıyor ve kiraladığı bu elbise ile tavafını tamamladıktan sonra onu geri iade ediyordu. Kurayş'lilerden elbise kiralayacak kadar parası olmayanlar ise Kâbe'yi çıplak olarak (gece) tavaf ediyorlardı.
Kurayş'li muşrikler dinlerini tahrif etmişler fakat haya duyguları var olduğundan para bulamayıp elbise alamayanlar çaresizlikten gece karanlıkta tavafa çıkarlardı.
Çaresi olan müslüman kardeşlerime duyurulur.
Ayrıca kişinin cinlerin çokça bulunabileceği yerlerden olan banyo, tuvalete girerken nasıl girip çıkılacağını Rasulullahın tavsiyeleri üzerine uygulaması gerekir.
Efendimiz'in tuvalete girerken okuduğu duâ şöyledir:
اَللّهُمَّ اِنّى اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُبْثِ وَالْخَبَائِثِ
"Bismillâh. Allahumme innî eûzu bike mine'l-hubsi ve'l-habâis." Allahın adıyla. Allah'ım, hususi ve umumi bütün kötülükleri bünyesinde toplayan habislerden sana sığınırım."
Çıkarken şu duâyı okuyarak çıkardı:
اَلْحَمْدُ للّهِ الَّذى اَذْهَبَ عَنّى اْلاَذى وَعَافَانى
"Elhamdulillâhillezî ezhebe anni'l-ezâ ve âfânî..." "Bana rahatsızlık veren şeyleri giderip, sıhhat ve afiyet hibe eden Allah'a hamd olsun." (Buhari)
Başkalarının görebileceği yerde çırıl-çıplak soyunup yıkanmak haramdır.
Nitekim Peygamber Efendimiz bir defasında açıkta yıkanan bir adam gördü. Hemen ashabını Mescid-i Nebevî’de toplayarak, Allah Teâlâ’nın son derece hayalı olduğunu, hayalı ve örtülü olanları sevdiğini söyledi ve onlara yıkanırken başkalarının göreceği şekilde açılmamalarını tavsiye etti.
(Ebu Dâvud, Hammâm 1; Nesâî, Gusul 7)
"Çıplak durmaktan sakının! Hep sizinle beraber bulunan ve yalnız cimada ve helada ayrılan hafaza meleklerinden utanın ve onlara saygılı olun." (Tirmizi)
Allahu teâlâ, hayâyı ve örtünmeyi sever. Öyle ise yıkanırken avrat yerinizi örtün. (Ebu Davud)
Allahu teâlâdan utanmak, insanlardan utanmaktan daha lüzumludur. (Tirmizi, Nesai)
Yıkanırken örtünün! Allahu teâlâ, hayâ sahibidir. Utanıp örtüneni sever. (Nesai)
Anlaşılacağı üzere başkalarının görebileceği yerde yıkanırken örtünmek şarttır.
Başkalarının görmeyeceği yerde çıplak yıkanmak câiz olmakla beraber, büsbütün açılıp saçılmak uygun değildir.
وقال بهز، عن أبيه، عن جده، عن النبي صلى الله عليه وسلم: الله أحق أن يستحيا منه من الناس
Kim örtünürse, bilsin ki, örtünme daha iyidir. Behz, babası ve dedesinden yaptığı nakille Peygamber'in Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder." buyurduğunu nakletmîştir.(Buhari, Kitabu'l Gusul, Bab 20, Hadis no: 196)
4012... Yâlâ'dan rivayet olunduğuna göre;
Rasulullah (s.a.v) kırda peştemalsiz olarak yıkanan bir adam görmüş ve minbere çıkıp Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra:
"Muhakkak ki Aziz ve Celîl olan Allah utangaçtır, (ayıplara) kapalıdır, utanmayı ve örtünmeyi sever, Binaenaleyh biriniz yıkandığı zaman örtünsün" buyurmuştur.
(Ebû Davud, vitr 23; Nesâi, gusl 7; Ahmed b. Hanbel IV 224)
Metinde geçen "örtünsün" kelimesi vucub ifade eden ve hükmü bütün fertlere şamil olan bir kelimedir. Bu bakımdan mezheb imalarına göre, insanların bulunduğu yerlerde yıkanmak isteyen kimselerin yıkanırken insanlardan gizlenmesi farzdır. Tenha yerlerde avret mahalli açık yıkanması caiz olmakla birlikte avret mahalini kapatarak yıkanması mustehabtır. Nitekim Cumhur-u ulema Musa ve Eyyub (a.s)'ın da tenhada çıplak olarak (Sahih-i Buhari; Kitabul Gusul, 30) yıkanmalarını ifade eden Buharı hadisine bakarak bir kimsenin tenhada çıplak olarak yıkanmasının câiz olduğunu söylemişlerdir. (Sahih-i Buhari; Kitabul Gusul, 30)
وعن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (بينا أيوب يغتسل عريانا، فخر عليه جراد من ذهب، فجعل أيوب يحتثي في ثوبه، فناداه ربه: يا أيوب، ألم أكن أغنيتك عما ترى؟ قال: بلى وعزتك، ولكن لا غنى بي عن بركتك).
ورواه إبراهيم، عن موسى بن عقبة، عن صفوان، عن عطاء بن يسار، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (بينا أيوب يغتسل عريانا)
İbrahim, Musa ibn Ukbe'den; o da Safvân'dan; o da Ata ibn Yesâr'dan; o da Ebu Hurayra'den rivayet etti.ورواه إبراهيم، عن موسى بن عقبة، عن صفوان، عن عطاء بن يسار، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (بينا أيوب يغتسل عريانا)
Rasuullah (s.a.v.) Eyyub (a.s.)'a bahşedilen nimetlerle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
"Eyyub peygamber bir gün çıplak olarak yıkanırken, üzerine altın çekirgeler düşmeye başladı. Eyyub, onları toplayıp elbisesinin içine doldurmaya başlayınca,
Allah c.c. , 'Ya Eyyub! Ben seni bu gördüklerine dönüp bakmayacak kadar zengin kılmadım mı?' diye seslendi.
Eyyub ise, 'Evet, izzetine yemin ederim ki, beni çok zengin kıldın; fakat ben senin lutfettiğin bereketten mustağni olamam.' dedi.!
(Sahih-i Buhari; Kitabul Gusul, Bab 30, Hadis no: 197, 279)
Eyyub (a.s.) çıplak olarak yıkanmış fakat bundan dolayı değil de Allah'ın kendisini zengin kılmasına rağmen Altın çekirgeleri toplamaya koyulmasından dolayı ikaz edilmiştir.
Yine aynı babta şu hadis zikredilir :
حدثنا إسحق بن نصر قال: حدثنا عبد الرزاق، عن معمر، عن همام بن منبه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (كانت بنو إسرائيل يغتسلون عراة، ينظر بعضهم إلى بعض، وكان موسى يغتسل وحده، فقالوا: والله ما يمنع موسى أن يغتسل معنا إلا أنه آدر، فذهب مرة يغتسل، فوضع ثوبه على حجر، ففر الحجر بثوبه، فخرج موسى في إثره، يقول: ثوبي يا حجر، حتى نظرت بنو إسرائيل إلى موسى، فقالوا: والله ما بموسى من بأس، وأخذ ثوبه، فطفق بالحجر ضربا). فقال أبو هريرة: والله إنه لندب بالحجر، ستة أو سبعة، ضربا بالحجر
Bize Abdurrazzâk, Mâmer'den; o da Hemmâm ibn Munebbih'ten; o da Ebu Hurayra'den tahdîs etti. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İsrail oğulları çıplak olarak, birbirlerine baka baka yıkanırlardı. Musa ise yalnızca yıkanırdı.
İsrail oğulları: "Allah'a yemin olsun, Musa'yı bizimle birlikte yıkanmaktan men' eden, ancak O'nun kasığının çıkık olmasıdır" derlerdi.
Musa bir defa yıkanmağa gitti, elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Akabinde taş elbisesini alıp kaçtı.
Musa: "Ey taş elbisemi, ey taş elbisemi! diyerek taşın arkasından koştu. Nihayet İsrail oğulları onu (çırılçıplak) gördüler de: VAllahi Musa'da hiçbir kusur yokmuş, dediler. Ve Musa elbisesini aldı da taşı dövmeğe başladı."
Ebu Hurayra (r.anh): VAllahi o taşta muhakkak altı yahud yedi dövme izi kalmıştır, dedi.
(Sahih-i Buhari; Kitabul Gusul, 30; İbn Mâce, kitabu'l Gusl, Bab 20, Hadis no: 278 - 196)
Tirmizi bu hadisin hasen, Hâkim ise sahih olduğunu belirtmiştir.
Tenhâda açılıp saçılmanın ne sakıncası olduğunu soran birine;
Rasulullah Efendimiz: “Utanıp sakınılmaya Allah Teâlâ’nın daha lâyık olduğunu” söylemiştir.
(Buhârî, Gusul 20; Tirmizî, Edeb 22, 39)
İbn Ebi Şeybe ise şöyle demiştir: "Bize Yezid b. Harun nakletti. Ona da, Behz İbn Hakîm babası ve dedesinden rivayetle şöyle nakletmiştir: Rasulullah'a "Ey Allah'ın peygamberi! Avret yerlerimizi nerde açıp nerde kapatalım?" diye sordum.
Şöyle cevab verdi: "Avret yerlerini eşin ve cariyen hariç diğer insanların yanında ört!"
Ben, "ey Allah'ın elçisi insan tek başına kalınca da mı?" diye sordum.
Bu defa cevaben şöyle buyurdu: "Allah, insanlardan daha fazla utanılmayı hak eder."
Behz'den nakledilen hadisin zahiri, kişinin yalnız başınayken hiçbir şekilde çıplak bulunmasının caiz olmadığını gösterir. Ancak, İmam Buhârî, Musa ve Eyyub (a.s.) Peygamber'in kıssalarını, gusül abdesti alırken çıplak bulunulabileceğine delil getirmiştir. İbn Battâl'ın da ifade ettiği gibi söz konusu delil getirme şu şekilde gerçekleşmiştir: Bu iki peygamber, Allah Teâlâ'nın bize uymamızı emrettiği peygamberler zumresindendir. Onların bu tür uygulamalarına tabi olmak, ancak "bizden öncekilerin şeriatı, bizim için de şeriattır" diyenlerin görüşüne göre mümkün olur. Anlaşıldığına göre Peygamber bu kıssaları anlatmış ve herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Bu durum, söz konusu uygulamaların bizim şeriatımıza da uygun olduğunu gösterir. Eğer bu kıssalarda bizim şeriatımıza uygun olmayan bir şey olsaydı, mutlaka Peygamber belirtirdi.İlmi Konu - Erkekte Avretin Zaruri Miktarı (Soruya Cevab)
ERKEKTE AVRETİN ZARURİ MİKTARI (Soruya Cevab) Esselamun Aleykum Abdulhakem kardeşim, sana bir sorum olacaktı? Dizaltı şort namaz esnasında diz seviyesine gelebiliyor yani tam diz kapağını örtmüyor bu durum caiz midir? Namana mani midir? Medreseye giden bir arkadaşımın söylediğine...
