Çözüldü Çok Evlilikte İlk Eşin İzin Şartının Olduğu İddiasına Ne Dersiniz?

Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Rasûlullah ın sallAllahu aleyhi vesellem ve sahabelerin (radıyAllahu anhum), ikinci eş almak istedikleri zaman ilk eşlerinden izin aldıklarını görmüyoruz ve çok fazla eşleri vardı. Ancak modernizm birçok konuda olduğu gibi bu konuda da insanların tepkisinden çekinip mevcut bilgiler üzerinde oynamalar (sonradan çıkarttığı yorumlar) yaptı. Bu oynamaların hepsi asılsız ve uydurmadır. Ancak burada gördüğüm bir şeyi sormak istiyorum.

Aşağıdaki rivayetin geçtiği olayların erkeğin ikinci eş almak için birinci eşinden izin alması hususunda delil getirilmesine ne cevap verirsiniz?

Bu rivayetleri uzun uzadıya okudum ama bence buna dair bir delil yok bu hadisede bambaşka bir olay yaşanıyor. Lakin olay uzun ben sadece içinden o hadisleri yazayım siz rivayetin geçtiği olayı biliyorsunuzdur.

...
"Amma ba'du (Sözün bundan sonrasına gelince): Şubhesiz ben (kızım Zeyneb'i) Ebu'l-Âs ibn Rabî'a nikâh ettim. O bana söz verdi ve bana karşı verdiği sözde doğru hareket etti. Şubhesiz Fâtıma bendendir parçadır. Muhakkak ki, ben ona fenalık yapılmasını çirkin görürüm. Vallahi Allah Rasûlu'nun kızı, Allah düşmanının kızı ile bir erkeğin yanında bir araya gelmez".
...

(Rasul-u Ekram) Abduşşems oğullarından bir damadından bahsederek onun damatlığını övdü ve çok güzel sena edib;
"Benimle konuştu, bana doğruyu söyledi, bana va'd ettiği sözünü yerine getirdi. Ben ne helâli haram kılarım, ne de haramı helâl. Fakat Allah'a yemin olsun ki Rasulullah (s.a.v.)'in kızıyla Allah'ın düşmanının kızı ebediyyen bir yerde bir araya gelemez."
...

Bu olayda Hazreti Alinin radıyAllahu anh ikinci eş olarak, Ebu Cehlin kızıyla evlenmesine mani oluyor Peygamberimiz sallAllahu aleyhi vesellem

...

Modernizm günümüzde ilk eşten izin alınması gerektiğini iddia ediyor ve bu rivayet delil getirilebiliyor, bu hususta ne dersiniz

Ben rivayetleri konuyla alakasız buldum ve hatta "Ben ne helali haram kılarım ne de haramı helal" hadis-i şerifinin ikinci eş alınmasına normal şartlar altında mani olunamayacağına bunun helal olduğuna ve haram kılınamayacağına (Tahrîm/1 Ayetinde olduğu gibi) delil olduğunu düşünüyorum.

Nitekim başta da dediğim gibi biz İslâmın ilk dönemleri, selef zamanları ve sonraki dönemlerde de böyle bir izin alma uygulaması hiç görmüyoruz ve İslâm tarihine tamamen yabancı bir iddia. Ama bunu yine de sormak istedim. Sizin yorumunuzu merak ettim ve konuyu daha iyi anlamak istiyorum
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
حدثنا قتيبة: حدثنا الليث، عن ابن أبي مليكة، عن المسور بن مخرمة قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول وهو على المنبر: ( أن بني هشام بن المغيرة استأذنوا في أن ينكحوا ابنتهم علي بن أبي طالب، فلا آذن، ثم لا آذن، ثم لا آذن، إلا أن يريد ابن أبي طالب أن يطلق ابنتي وينكح ابنتهم، فأنما هي بضعة مني، يريبني ما أرابها، ويؤذيني ما أذاها ). هكذا قال
Misver İbn Mêhrame (r.anh)'den, dedi ki: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i minber üzerinde iken şöyle buyururken dinlemişimdir:
"Şubhesiz Hişam İbn Muğire oğulları, kızlarını Ali İbn Ebi Talib ile nikahlamak üzere benden izin istediler. Hayır, Ben izin vermiyorum, tekrar söylüyorum, izin vermiyorum, yine tekrar ediyorum, izin vermiyorum. Ancak Ebu Talib'in oğlunun, Kızımı boşayıp Onların kızlarını nikahlamak istemesi mustesnadır. Çünkü O (Fatıma) Benden bir parçadır. Onu şubheye düşüren bir şey, Beni de şubhelendirir, Onu rahatsız eden bir şey, Bana da eziyet verir."
(Buhari, Kitab'un Nikah, Bab 109, Hadis no: 5228)

Ali (r.anh)'ın, Fatıma (r.anh)'ın üzerine 2. eş olarak Ebu Cehil'in kızını nikahlamak için Rasulullah (s.a.v.)'e haber verip izin istemesi, edebendir. Ayrıca bu durum Ummetimin Firavun'u dediği Ebu Cehil gibi tağuta, ve Rasulullah (s.a.v.)'e has bir durumdur. Birbirine düşman hatta müslümanların en büyük düşmanı olan ebu Cehil'le dünür, akraba olma izzetini lekelememesi içindir. Yoksa Bu hadiseden başka hiç bir sahabe ilk eşinden sonra başka eş alırken Rasulullah'ın izin vermesini şart görmemiştir. Ayrıca ikinci eşinden (Fatıma r.anha) izin alma gibi bir durum yoktur. İzin vermeyen Rasulullah'(s.a.v.)'tır.


Rivâyette Rasulullah (s.a.v.), burada bir şer’î hüküm koymamıştır, yani çok eşliliğin ancak ilk eşin rıdasıyla olabileceği şeklinde bir hüküm getirmemiştir. Sebeb, özel bir durumdur: Fatıma (r.anha), Rasulullah’ın (s.a.v.) kızı olduğu için onun üzüntüsü farklı bir anlam taşımaktadır. Bu, özel bir durumdur, buradan genel bir kural / hüküm çıkarılamaz! Rasulullah (s.a.v.), kızı Fatıma’nın, İslam’ın düşmanı olan bir kâfir adamın kızıyla aynı evde bulunmasını uygun görmemiştir. Burada konu nikâhın câiz olup olmaması değil, aile içindeki manevi ve edebi hassasiyetlerdir. Bu hadis, ikinci evliliğin mutlaka ilk eşin iznine bağlı olması gerektiğini göstermez. Çünkü İslam hukukunda (fıkıhta) böyle bir şart yoktur. Ayrıca çok eşlilik için önceki eşin izni gerekir diye bir şart yoktur.
Allah-u Teala şöyle buyrulmuştur.
"Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, o hâlde Size helal olan kadınlardan iki, üç ve dörde kadar nikâhlayın. Eğer (aralarında) adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane ile yetinin veya sahib olduğunuz (câriye) ile (iktifa edin). Bu, zulum etmemeniz için en uygun olanıdır." (Nisâ, 3)
Ayette de gördüğümüz gibi "ilk eşin rıdası" gibi bir şart yoktur. Asıl şart adaletli olmak ve eşler arasında ayrım yapmamaktır.


İbn Abbas (r.anhuma), bu ayeti açıklarken birinci eşin rıdasının şart olmadığını belirtmiştir. Yine İmam Şafiî, İmam Malik, İmam Ahmed ve İmam Ebu Hanife (rahimehumullah) de çok eşliliğin câiz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir ve hiçbirisi "ilk eşin rıdası şarttır" dememiştir. İkinci eş için böyle bir şartın İslam dininde delili yoktur. Aksine monogami anlayışını İslam’ı uydurma çabasıyla ikinci eş alabilmenin şartı olarak görmek Batı'lıların ve Onların beyinsiz yerli uşakları olan modernist, feminist sapkınların nefsani hezeyanlarına dayanır.

Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?


 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
2. eş olayı helal olabilir ama teşvik ediliyor gibi bu camiianın (selefilerin) ağzından eksik olmuyor ! Ne çok seviyorsunuz zulmetmeyi.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
2. eş olayı helal olabilir ama teşvik ediliyor gibi bu camiianın (selefilerin) ağzından eksik olmuyor ! Ne çok seviyorsunuz zulmetmeyi.

"Şubhesiz ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez..." (Nisâ 40)

حدثنا عبيدالله بن عبدالرحمن بن بهرام الدارمي. حدثنا مروان (يعني ابن محمد الدمشقي). حدثنا سعيد بن عبدالعزيز عن ربيعة بن يزيد، عن أبي إدريس الخولاني، عن أبي ذر، عن النبي صلى الله عليه وسلم، فيما روى عن الله تبارك وتعالى أنه قال "يا عبادي! إني حرمت الظلم على نفسي وجعلته بينكم محرما. فلا تظالموا. يا عبادي! كلكم ضال إلا من هديته. فاستهدوني أهدكم. يا عبادي! كلكم جائع إلا من أطعمته. فاستطعموني أطعمكم. يا عبادي! كلكم عار إلا من كسوته. فاستكسوني أكسكم. يا عبادي! إنكم تخطئون بالليل والنهار، وأنا أغفر الذنوب جميعا. فاستغفروني أغفر لكم. يا عبادي! إنكم لن تبلغوا ضري فتضروني. ولن تبلغوا نفعي فتنفعوني. يا عبادي! لو أن أولكم وآخركم وإنسكم وجنكم. كانوا على أتقى قلب رجل واحد منكم. ما زاد ذلك في ملكي شيئا. يا عبادي! لو أن أولكم وآخركم. وإنسكم وجنكم. كانوا على أفجر قلب رجل واحد. ما نقص ذلك من ملكي شيئا. يا عبادي! لو أن أولكم وآخركم. وإنسكم وجنكم. قاموا في صعيد واحد فسألوني. فأعطيت كل إنسان مسألته. ما نقص ذلك مما عندي إلا كما ينقص المخيط إذا أدخل البحر. يا عبادي! إنما هي أعمالكم أحصيها لكم. ثم أوفيكم إياها. فمن وجد خيرا فليحمد الله. ومن وجد غير ذلك فلا يلومن إلا نفسه".
Bize Abdullah b. Abdirrahman b. Behrâm Ed-Dârimî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Mervân (yâni İbni Muhammed Ed-Dımeşkî) rivayet etti. (Dedi ki): Bize Saîd b. AbdilAziz, Rabîa b. Yezid'den, O da Ebu İdris EI-Havlânî'den, O da Ebû Zer'den,
O da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Allah Tebâreke ve Teâlâ'dan rivayet ettikleri meyânında şunu rivayet etti:
«(Allah) Buyurdu ki: "
Ben zulmu Kendime haram kılmışımdır. Onu Sizin aranızda da haram kıldım. Binâenaleyh birbirinize zulmetmeyin!
Ey kullarım! Hepiniz dalâlettesiniz, yalnız Benim hidâyete erdirdiğim mustesna! İmdi benden hidâyet dileyin ki, Sizi hidâyete erdireyim.
Ey kullarım! Hepiniz açsınız! Yalnız Benim doyurduğum mustesna. İmdi benden yiyecek isteyin ki, Sizi doyurayım.
Ey kullarım! Hepiniz çıplaksınız, yalnız Benim giydirdiğim mustesna! Şu halde Benden giyecek isteyin ki, Sizi giydireyim.
Ey kullarım! Siz gece-gündüz günah işliyorsunuz. Bütün günahları afveden de benim. Şu halde Benden afv dileyin ki, Sizi afvedeyim!
Ey kullarım! Sizin Bana zarar vermeye elbet gücünüz yetmez ki, zarar veresiniz. —
Bana fayda vermeye de gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.
Ey kullarım! Sizin evveliniz âhiriniz, insiniz cinnîniz Sizden en takva sahibi bir adamın kalbi üzere olsalar, bu Benim mülküme bir şey ziyâde etmez.
Ey kullarım! Sizin evveliniz âhiriniz ve insiniz cinnîniz en sapık bir adamın kalbi üzere olsalar, bu Benim mülkümden bir şey eksiltmez.
Ey kullarım! Sizin evveliniz âhiriniz ve insanınız cinnîniz bir toprağın üzerinde ayağa kalkarak Benden isteseler, Ben de her İnsana dilediğini versem; bu bende olandan ancak iğnenin denize batırıldığı vakit azalttığı kadar azaltır.

Ey kullarım! Bunlar ancak Sizin amellerinizdir. Onları Size sayıyorum. Sonra Onların karşılığını Size tastamam veriyorum. İmdi (verileni) kim hayır bulursa Allah'a hamdetsîn! Hayırdan başka bulan ancak kendini muaheze etsin!»
(Sahih-i Muslim, Kitab'ul Birr, Bab 55, Hadis no: 2577)

Edebsizlik yapma, ne Rasulullah, ne ashab, ne Tabiîn ne hiç bir musluman, Allahın mubah kıldığını yaptı diye zulmetmedi! Allah zulme izin vermedi!

Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?


2. Eşe Alışamamış Toplumda, 4 Eş (kadın) Ruhsatı ve Türkiye Kocaları


 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH Teala zulmetmiyor. Kullar zulmediyor. Eşinin rızası yok, baştan sözleşmiş. Diğer konularınızı da okudum. Ona da kefaret falan gibi şeyler demişsiniz. Siz bir kadını 2. bir erkekle düşündüğünüzde ne hissediyorsanız kadınlar da bunu hissediyor. Kendisi rıza gösteriyorsa ya da adam baştan söylemiş kadın bir şey dememişse başka !
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
ALLAH Teala zulmetmiyor. Kullar zulmediyor. Eşinin rızası yok, baştan sözleşmiş. Diğer konularınızı da okudum. Ona da kefaret falan gibi şeyler demişsiniz. Siz bir kadını 2. bir erkekle düşündüğünüzde ne hissediyorsanız kadınlar da bunu hissediyor. Kendisi rıza gösteriyorsa ya da adam baştan söylemiş kadın bir şey dememişse başka !
Allah'ın meşru kıldığı bir ameli nefsaniyetinle zırvalayarak hakaret edemezsin. Zulum tek eşlilikte de olabilir, Eşler birbirine yanlış yapıyor diye bu zulumdur, zulumde "aslen haramdır" ama kerhen Allah izin vermiş gibi feministvâri saçmalayamazsın! Kendince helal olan bir nikahı haram olan bir kadına 2 erkek nikahıyla kıyaslaman ise cahilliğin foseptiğinde debelendiğini göstermektedir. Sus ki bâri Ramadan günü ibadetleri heba etme
 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Asla. Niyet okuma yapmayın ! ALLAH Teala şeriatı düzgün şekilde uygulamayacak olanlara fırsat vermesin ki insanlar bunu ALLAH Tealadan bilip İslamın rahmetinden uzaklaşmasın. Örnek verdiğim durum helal haram ile olan durum değil, kalbin yanması ve acıması durumudur.

İkinci eş meselesinde, bazı ruhsatlar sebebiyle ilk eş için de RAHMETTİR. Onu boşayıp kadının diğer sebeplerden dolayı mağdur olmasından daha hayırlı olabilir. Yalnız, ALLAH TEALA bir kulunu diğerine yine de muhtaç etmez.

"Eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir (diğerine muhtaç olmaktan kurtarır); Allah'ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür." (Nisa:130)

ALLAH'ın rahmetini bizlere anlatmaya kalkmayın. Bırakın Kur'an anlatsın. Çünkü sizler anlattığınızda nefsiniz, katı kalp VE KÖTÜ ÜSLUPTAN başka çok az şey görmek mümkün.

Bazılarına kalsa kadın istemediği ikinci eş ile aynı evde farklı odalarda da kalabilir. Oysa birinin diğerini görmek istememesinde bir araya getirmek caiz değil diye fetvalar var. Sürekli erkeklere haklarını anlatırken cümle aralarında kadınlara ait ALLAH'IN RAHMETİ KISMINDAN DA BAHSETSENİZ KEŞKE. "Kadın baştan sözleşme olarak ikinci eş gelirse boşanmak istiyorum şartı ile boşanma hakkı elde eder" gibi...


Bu konuşmalardan sonra diğerlerine yapıldığı gibi banlayanacak mıyım bakalım. ALLAH Teala katı kalplerden ve kötü üslup ile hükmedilmekten muhafaza etsin bizleri. Velev ki sözleri doğru olsa bile...
 
Son düzenleme:
Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Asla. Niyet okuma yapmayın ! ALLAH Teala şeriatı düzgün şekilde uygulamayacak olanlara fırsat vermesin ki insanlar bunu ALLAH Tealadan bilip İslamın rahmetinden uzaklaşmasın. Örnek verdiğim durum helal haram ile olan durum değil, kalbin yanması ve acıması durumudur.

İkinci eş meselesinde, bazı ruhsatlar sebebiyle ilk eş için de RAHMETTİR. Onu boşayıp kadının diğer sebeplerden dolayı mağdur olmasından daha hayırlı olabilir. Yalnız, ALLAH TEALA bir kulunu diğerine yine de muhtaç etmez.

"Eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir (diğerine muhtaç olmaktan kurtarır); Allah'ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür." (Nisa:130)

ALLAH'ın rahmetini bizlere anlatmaya kalkmayın. Bırakın Kur'an anlatsın. Çünkü sizler anlattığınızda nefsiniz, katı kalp VE KÖTÜ ÜSLUPTAN başka çok az şey görmek mümkün.

Bazılarına kalsa kadın istemediği ikinci eş ile aynı evde farklı odalarda da kalabilir. Oysa birinin diğerini görmek istememesinde bir araya getirmek caiz değil diye fetvalar var. Sürekli erkeklere haklarını anlatırken cümle aralarında kadınlara ait ALLAH'IN RAHMETİ KISMINDAN DA BAHSETSENİZ KEŞKE. "Kadın baştan sözleşme olarak ikinci eş gelirse boşanmak istiyorum şartı ile boşanma hakkı elde eder" gibi...


Bu konuşmalardan sonra diğerlerine yapıldığı gibi banlayanacak mıyım bakalım. ALLAH Teala katı kalplerden ve kötü üslup ile hükmedilmekten muhafaza etsin bizleri. Velev ki sözleri doğru olsa bile...

Niyet okuma yapmayın deyip bizim niyetimizi anlatmaya çalışmışsınız kendinizce. Soruyu sorarken kafama takılan fıkhi bir meseleyi açtım, nefsine göre yaşamak isteyen adam iki eş alıp ömür boyu onlara bakmak dertleri ile ilgilenmek yerine istediği kızlarla zina eder onlarla da ilgilenmez, flört usulünce istediği kıza yürür kullanıp kullanıp kenara atar.

Hind inanışlarından, hıristiyanlıktan etkilenmiş olan tasavvufta kadınlara dokunmamak zahidlik olarak anlatılıyor olabilir. Lakin biz ne Rasûlullahın sallAllahu aleyhi vesellem ne de sahabelerin çok eşlilikten kaçtığını görmüyoruz. Allah Rasûlünün 12 eşi vardı. Cariye de alıyordu. Hz. Ali radıyAllahu anh dört eşi vardı 17 cariyesi vardı. Zahidlik kadınlardan uzak durmak olsa Onlar uzak dururdu. Bunlara izin vermeyi kötü idare olarak lanse ederek bizi değil daha fazlasını hedef aldığınızın farkında değilsiniz.

Çok eşlilik velev ki yapmasın, savaşlarda belli sınır tayin edilmemiş cariye alma iznini nereye koyacaksınız? Erkeğe öbür dünyada iki huri verilmesini nereye koyacaksınız, şehitlere 72 huri verileceğine dair sahih hadisi nereye koyacaksınız?

Bütün bu bilgiler verilirken kadına verilen kıskançlık fıtratı bilinmiyor muydu, biliniyordu. Kadının cihadı kıskançlığa sabretmektir. Ancak sizin yaptığınız kadınlara takdir edilen cihaddan kaçmaktır.

Ben hiçbir dönemde ilk eşten izin almanın zorunluluk addedildiğini görmüyorum. Cariye alınması için de eş izninin şart koşulduğunu görmüyorum, huri alınması için de. Bunlar erkeğe verilen haklardır.

"Ey Nebi! Eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek Allah’ın sana helal kıldığını niçin kendine haram kılıyorsun? Allah Ğafûr, Rahîm’dir." (66/Tahrîm, 1 meali)

Bu Ayette de ortaya konan kaide açıktır. Şimdi bir kadın olarak size takdir edilen cihaddan kaçınıyorsanız en azından bu düşüncelerinizi ahkama sokmaya çalışmayın çünkü Mumin erkeğin dünyada yahut ahirette nerede olursa olsun, birden fazla kadını oluyor.

Kadının günümüzde oyuncağa çevrildiği, kendisinden murad edilen alınınca arkasından kenara atıldığı ve yalnız bırakıldığı, gençken kendisine gaz verilip yaşlanınca umursanmadığı flört esaslı modern düzen ile kıyaslarsak, evet gayet Rahmani bir düzendir. Erkeği aile reisi olmaya kadınlarına bakıp korumaya hepsinin haklarını gözetmeye, onları ömür boyu geçindirmeye dertleriyle ilgilenmeye onlar için çabalamaya ve lider olmaya sevk ediyor.
 
Son düzenleme:
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
(Hocam, tutamadığım için yazıyorum. İster yayınlar ister yayınlamazsınız.)

Çok evlilik İslam ile gelmiş bir şey değildir. Yine cariye, köle gibi sistemler de İslam ile gelen bir şey değildir. İslam cariye, köle gibi sistemleri bitirmek için gelmiş ve bunu zaman içinde bitirmiştir. Çok evlilik durumu da böyledir. İslam öncesi evlilik adabına bakarsanız 4'ü bırakın 10-20 kadın ile evlenilirdi. Bu hal üzere olan sahabeler dahi bulunmakta (sonradan bırakma ile beraber). İslam öncesi dönemde kadının söz hakkı bile yoktu. Çok eşlilikte kadınlara adaletli davranma yoktu.

İslam cariye, köle sisteminde olduğu gibi çok evlilik konusunda da kısıtlama getirmiş, zaman içinde neredeyse bunu bitirmiştir. Aynı zamanda bazı şartlar da koyulmuştur (adaletli olmak gibi). İslam da 2. evliliği yaparken kimseden izin alma şartı yoktur. Bu deliller ile sabittir. Eğer karşıt deliliniz varsa buyrun getirin. Yukarıda geçen Ali (r.a.)'ın evliliği konusu Abdulmuiiz hocam tarafından gayet güzel açıklanmış. Keza başka kaynaklara da bakarak bu hadisin 2. evlilikte izin almaya delil olacağını iddia edemezsiniz.

Kadınların kıskanma duyguları fıtratendir. Bu öyle bir kıskanma seviyesidir ki Aişe annemiz ile Allah Rasulü arasında geçen hadisler var (peygamberin bir gün baki mezarlığına gitmesi ve Aişe annemizin takip etmesi hadisinden bahsediyorum). Bu hadiste Aişe annemiz gibi bir kadın bile Allah'ın Rasulü'nü kıskanıyor ki Peygamber ona ''Ben zülmedermiyim'' diyor. Çevremiz veya ilk eş 2. evliliğe hoş gözle bakmaması dinen veya ahlaken değildir. Tamamen nefsi kıskançlıktan dolayıdır. Aksini iddia ederseniz buyrun delilinizi getirin.

Şimdi gelelim adaletli olmaya. Bizler bir peygamber veya Sahabe değiliz. Aciz insanların ki Allah bunu bize bildiriyor:
“Ey kocalar! bütün benliğinizle isteseniz dahi eşleriniz arasında (yapacağınız sevgi dağıtımında) tam adaleti sağlayamazsınız. Öyleyse bir tarafa büsbütün gönlünüzü kaptırıp da öbürünü kocasızmış gibi bir vaziyette bırakmayın.” (Nisa, 4/129).

Her ne kadar adaletli olmaya çalışırsak çalışalım eşlerden biri diğerine göre daha çok sevilebilir. İşte Allah yukardaki ayette bunu ''Öyleyse bir tarafa büsbütün gönlünüzü kaptırıp da öbürünü kocasızmış gibi bir vaziyette bırakmayın.” diyerek açıklıyor.

Velhasıl kelam; 2.evlilikte izin alma şarttır diye bir şey yok. Bunun aksini iddia eden Kur'an ve Sünnete muhalefet etmiştir. İsteyen istediği gibi kınayabilir fark etmez, isterse tüm dünya kınasın fark etmez.. İslam'ın ahkamı budur.

Ancak Aişe annemiz bile Peygameri kıskanmış ise bir kadın eşini hayli hayli kıskanır, onun zülm ettiğini düşünür. İşte bu hatadır. Eşiniz size adaletli olmak konusunda adil değilse zulm etmiş olur, 2.eşi aldığı için değil.

Erkeğin bu zamanda adaletli olmayacağı, olamayacağı bilinen bir gerçek.(İstisnalar olmakla beraber) Bu yüzden yukarda da belirttiğim gibi İslam çok evliliği cahiliyye devrine göre en az seviyeye indirmiş ve kadına haklar tanımıştır. Kadına değer vermiştir. Bunun için Allaha hamd etmeniz gerekiyor. Erkeğin de eşinin hakkını gözetmesi GEREKİYOR. Çok evlilik farz değil, sünnet. Eşinize evlilik öncesi bunu söyleyebilirsiniz. Ancak yinede kesinkes erkeğe 2. eşi yasaklayamazsınız. Sadece rica edebilirsiniz.

Allah karşınıza hayırlı bir eş çıkarsın. Size sadık olan, sizin sadık olduğunuz, birbirinizi sevdiğiniz bir evlik nasip etsin. İslam'ın kesin hüküm indirdiği bir konuda İslam'a muhalefet etmeyin. Allaha emanet olun.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Niyet okuma yapmayın !
Kardeşim, kendiniz söz nereye gider düşünmeden söz söylerken, "nasıl anlaşılırım acaba?" diye düşünmeden konuşurken de, Rabbimizin şu ayeti ile sorumlu olduğunuzu bilmez misiniz?

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır."

İsrâ Suresi 53. Ayet

Dinin emirlerini küçümsercesine kurduğunuz hakaretvari cümlelerinizi görmez, size verilen tepkiyi mi görürsünüz sadece?

Kastınız "söyledikleriniz" olmasa bile, yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek şekilde konuşmak öncelikli kendi sorumluluğunuzdur (ki bu da ayetteki "güzel söz" emrine dahildir). Ki ilk mesajınızda selefileri ünlem işareti eşliğinde zulümle suçlarken, devamında iki eşli bir adamla iki eşli bir kadını birbirine benzeterek kıyasın da en berbat örneklerinden birini yapmışsınız. Sözlere, anlamlara dikkatiniz sıfır!

Not: Konuşurken ünlem kullanmayı, "ses yükseltmek olarak" kullanılmasına binaen saygısızlık sayarım, özellikle büyüklere karşı. Ve normalde ben değil büyüklere, kendimden küçüklere bile kullanmaktan kaçınsam da, buradaki tutumunuza binaen size misilleme yapasım geldi. Nitekim daha önce de yanlış zamanda yanlış şeyler konuşup, ardınca da "öyle demek istemedim" deyip, bir de aldığınız tepkiye karşılık alınganlığa bürünmüştünüz.

Özetle kardeşim: önce siz nasıl konuştuğunuza, ağzınızdan ne çıktığına bakın; sonra size verilen tepkilere karşı şikayette bulunabilirsiniz. Yerinde duran taşa taş atarsanız illâ ki ses çıkar, ancak siz hem taş atıp hem de ses çıkmamasını istiyorsunuz. Akıl kârı değil bu yaptığınız.

Ek Not: Abdulmuizz abi ve devamında kardeşler durumu ilmi açıdan gayet güzel açıklamışlar, o konuda ek bir şey söylemeye gerek duymuyorum. Bununla birlikte kendi görüşünüz her ne ise karşı argümanınızı getirecekseniz usulünce getirmekte elbette özgürsünüz; ancak altını çize çize: usulünce, edebince... Saygısızlık yapmaya koyulup da saygı beklemek hayali eşliğinde değil.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Eşinin rızası yok, baştan sözleşmiş.

"Kadın baştan sözleşme olarak ikinci eş gelirse boşanmak istiyorum şartı ile boşanma hakkı elde eder" gibi...

Ek olarak, bu satırlarda yazdıklarınızın da soruyu soran kardeşin yazdığı ile ilgisi yok. Soruda "izin almaktan" bahsediliyor, "nikah kıyılırken şart koşmaktan" değil.

Ancak araya öyle bir giriyorsunuz ki, konuyla ilgili olan fikirleriniz, olmayan fikirleriniz her şey karmakarışık ve üslup da böyle olunca ortaya böyle sahneler çıkıyor.



Bu satırlardaki sorunuzun cevabı bu. Ve görüldüğü üzere sadece selefiler değil, sizin bildiğiniz mezhep alimleri de bu konuda farklı farklı görüşlerdeler. Siz size uyanı alır, uymayanı da saygıyla uygun görene teslim edersiniz. Alimlere duyulan saygının eseridir bu ve ehl-i sünnet dairesi içinde olan her tür fıkhi anlaşmazlıklarda usül budur. Anlaşılması duası ile...
 

Benzer konular

Geri
Üst Ana Sayfa Alt