ALLAH RIZASI İÇİN ;
LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUNUZ...
TAASSUPCULUK
İslam toplumundaki gruplaşma görüntüsünden çok ve tehlikeli afetler doğar. Bunlardan en barizi ya bir partiye, ya bir cemaate, ya bir harekete ya da bir disipline karşı taassup gösterilmesidir.
Bu afet büyüyüp kangrenleştikçe insanı kör ve sağır eder. (Hiç bir hakikati görmez ve duymaz) Esas olan taassubun hak için İslamın hükmüne boyun eğmek için olmasıdır. Fakat bunun yerine bir disiplin ve o disiplinin şahısları ve siyaseti için taassupçuluk geçer. O zaman davet İslam için olması gerekirken, o disiplin için olur.
Şu veya bu toplum için taassubun ortaya çıkması düşünce ve tasavvurda, terbiye ve eğitimde tehlikeli bir bidat ve şiddetli bir çözülmedir.
Bununla hareket ve disiplinlere bağlı olmanın ortadan kaldırılması kastedilmez. Ama arzu edilen disiplinlerden önce İslama mensup olması, şahıslardan önce ALLAH''a dost olması, disiplin ve idari konulardan çok ALLAH ''ın hükümlerinin gerekliliğinin olmasıdır.
İslam için çalışanların görevi evvela Müslüman olmalarıdır. Gerçekten önce Müslüman olurlarsa kardeş olurlar ve İslami çalışmalardaki düşünce ve metot farklılıklarında hoşgörülü olurlar. Ama önce duygular (Taassupçuluk) bu düşünceye galip gelir ve toplumsal hisler İslami hisler üzerinde tahakküm kurarsa, o zaman hizipçilik şuuru kuv vetlenir, iman şuuru azalır, fitne ortamı oluşur. Müslümanların ilişkileri bozulur ve ALLAH''''ın şu sözü gerçekleşir; "ALLAH''a yönelerek O''na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka, fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız." (Rum–32)
Grup taassupçuluğu İslam ve imanla çelişir. Müslüman esasta İslam ümmetine mensuptur. "Doğrusu tevhid dini olan Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben Rabbinizim, artık bana kulluk edin."(Enbiya–92)
İslam kardeşliği tüm Müslümanları birbirine bağlayan bir bağdır. "Mü''minler birbirinin kardeşidir."(Hucurat–12) İslam Müslümanları tüm insanlarla hayır, iyilik ve takvada yarışmaya, rekabet ortamında birbirleriyle tanışıp ünsiyet etmeye teşvik eder: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler halinde yarattık ki birbirinizi kolayca tanıyasınız, şüphesiz, ALLAH katında en değerliniz, O''na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.Allah bilendir, haberdardır." (Hucurat–13)
Irkçılık ve taassupçuluk, İslamın buğz ettiği ve Rasulullah''ın lanetlediği bir haslettir. Kur''an; kabile, aşiret, soy ve toplum taassupçuluk ve ırkçılığına esaretinden azad olmaya ve soyutlanmaya çağırır:
"Ey inananlar, babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olur. De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler size ALLAH''tan, Peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah''ın buyruğu gelene kadar bekleyin. ALLAH fasık kimseleri doğru yola eriştirmez." (Tevbe/23–24)
Rasulullah da şu sözleriyle, taassupçuluk ve ırkçılıktan sakındırır. "Irkçılık için savaşan bizden değildir. Irkçılık üzere ölen bizden değildir. Irkçılık için savaşanı terk ediniz." (Sünen-i Ebu Davud 753)
Irkçılık vahdetle çelişir, çünkü ırkçılık İslami olanı parçalar, Müslümanlar arasına duvarlar örer. Irkçılık ALLAH''ın şu sözüyle uyum sağlayabilir mi?
"Toptan ALLAH ın ipine sarılın, ayrılmayın. ALLAH''ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da O''''nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. ALLAH doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar."(Al-i İmran–103)
Rasulullah''ın şu sözleriyle uyum sağlayabilir mi?
Mü''minler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede bir ceset gibidirler. Vücudun organlarından biri şikâyet ettiği vakit diğer organlar da uykusuzluk çeker. (Sahih-i Buharı VII 365)
"Mü''minler bir binanın tuğlaları gibidirler." "Birbirinizle ilişkinizi kesmeyiniz, birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinizi kıskanmayınız. Ey ALLAH''ın kulları kardeş olunuz."
Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH''a yemin ederim ki, kendi nefsi için istediğini kardeşi içinde sevip istemedikçe Mü''min olmaz." (Buhari)
SABIRLA OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM...
LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUNUZ...
TAASSUPCULUK
İslam toplumundaki gruplaşma görüntüsünden çok ve tehlikeli afetler doğar. Bunlardan en barizi ya bir partiye, ya bir cemaate, ya bir harekete ya da bir disipline karşı taassup gösterilmesidir.
Bu afet büyüyüp kangrenleştikçe insanı kör ve sağır eder. (Hiç bir hakikati görmez ve duymaz) Esas olan taassubun hak için İslamın hükmüne boyun eğmek için olmasıdır. Fakat bunun yerine bir disiplin ve o disiplinin şahısları ve siyaseti için taassupçuluk geçer. O zaman davet İslam için olması gerekirken, o disiplin için olur.
Şu veya bu toplum için taassubun ortaya çıkması düşünce ve tasavvurda, terbiye ve eğitimde tehlikeli bir bidat ve şiddetli bir çözülmedir.
Bununla hareket ve disiplinlere bağlı olmanın ortadan kaldırılması kastedilmez. Ama arzu edilen disiplinlerden önce İslama mensup olması, şahıslardan önce ALLAH''a dost olması, disiplin ve idari konulardan çok ALLAH ''ın hükümlerinin gerekliliğinin olmasıdır.
İslam için çalışanların görevi evvela Müslüman olmalarıdır. Gerçekten önce Müslüman olurlarsa kardeş olurlar ve İslami çalışmalardaki düşünce ve metot farklılıklarında hoşgörülü olurlar. Ama önce duygular (Taassupçuluk) bu düşünceye galip gelir ve toplumsal hisler İslami hisler üzerinde tahakküm kurarsa, o zaman hizipçilik şuuru kuv vetlenir, iman şuuru azalır, fitne ortamı oluşur. Müslümanların ilişkileri bozulur ve ALLAH''''ın şu sözü gerçekleşir; "ALLAH''a yönelerek O''na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka, fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız." (Rum–32)
Grup taassupçuluğu İslam ve imanla çelişir. Müslüman esasta İslam ümmetine mensuptur. "Doğrusu tevhid dini olan Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben Rabbinizim, artık bana kulluk edin."(Enbiya–92)
İslam kardeşliği tüm Müslümanları birbirine bağlayan bir bağdır. "Mü''minler birbirinin kardeşidir."(Hucurat–12) İslam Müslümanları tüm insanlarla hayır, iyilik ve takvada yarışmaya, rekabet ortamında birbirleriyle tanışıp ünsiyet etmeye teşvik eder: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler halinde yarattık ki birbirinizi kolayca tanıyasınız, şüphesiz, ALLAH katında en değerliniz, O''na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.Allah bilendir, haberdardır." (Hucurat–13)
Irkçılık ve taassupçuluk, İslamın buğz ettiği ve Rasulullah''ın lanetlediği bir haslettir. Kur''an; kabile, aşiret, soy ve toplum taassupçuluk ve ırkçılığına esaretinden azad olmaya ve soyutlanmaya çağırır:
"Ey inananlar, babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olur. De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler size ALLAH''tan, Peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah''ın buyruğu gelene kadar bekleyin. ALLAH fasık kimseleri doğru yola eriştirmez." (Tevbe/23–24)
Rasulullah da şu sözleriyle, taassupçuluk ve ırkçılıktan sakındırır. "Irkçılık için savaşan bizden değildir. Irkçılık üzere ölen bizden değildir. Irkçılık için savaşanı terk ediniz." (Sünen-i Ebu Davud 753)
Irkçılık vahdetle çelişir, çünkü ırkçılık İslami olanı parçalar, Müslümanlar arasına duvarlar örer. Irkçılık ALLAH''ın şu sözüyle uyum sağlayabilir mi?
"Toptan ALLAH ın ipine sarılın, ayrılmayın. ALLAH''ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da O''''nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. ALLAH doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar."(Al-i İmran–103)
Rasulullah''ın şu sözleriyle uyum sağlayabilir mi?
Mü''minler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede bir ceset gibidirler. Vücudun organlarından biri şikâyet ettiği vakit diğer organlar da uykusuzluk çeker. (Sahih-i Buharı VII 365)
"Mü''minler bir binanın tuğlaları gibidirler." "Birbirinizle ilişkinizi kesmeyiniz, birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinizi kıskanmayınız. Ey ALLAH''ın kulları kardeş olunuz."
Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH''a yemin ederim ki, kendi nefsi için istediğini kardeşi içinde sevip istemedikçe Mü''min olmaz." (Buhari)
SABIRLA OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM...
