Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Corona, Veba Gibi Salgın Zamanlarında Cuma Namazının Hükmü Nedir?

Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SElamın ALeykum ve rahmetullah.

Gunumuzde bir salgın mevcut, Bu vb. durumlarda cuma günü müslüman bir kişi veya kişilerin ne yapması gerekmektedir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh;
Salgın hastalık gibi umûmu ilgilendiren meselelerde, cemaatle (umûmen) kılınması gereken namazların tedbir açısından Cumua farziyetinin (hapishane, doğal afet veya çeşitli hastalık dönemlerindeki gibi kişiden) düşmesi câizdir. Kişi böyle durumlarda cemaatle (ev halkı gibi hastalık olmadığını bildiği veya inandığı) veya cemaatsiz öğle namazı kılar. Hastalığın kalkması ile Cumua namazı kılınabilir.

Şerîd ailesinden Amr denilen bir adamın babası (Şerîd bin Suveyd es-Sakafî) (Radıyallâhu anhumâ)'dan; Şöyle demiştir :
Sakif (kabilesini temsilen Medine-i Munevvere'ye gelen) hey'et içinde cuzzamlı bir adam (Muaykib bin Ebî Fâtıma ed Devsî) vardı. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o adama şöyle haber gönderdi: (Memleketine) dön. Biz senin bey'atini kabul ettik."
(Muslim, Selâm, Bab 36, Hadis no: 126 -2231; İbn Mâce, Tıb, Bab 44, Hadis no: 3544)

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Mâlik'e Muhammed b. Munkedir ile Ömer b. Ubeydillah'ın azadlısı Ebu'n-Nadr'dan dinlediğim, onların da Âmir b. Sâd b. Ebî Vakkâs'dan, onun da babasından naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum. Âmir, babasını Usâme b. Zeyd'e : Sen, Rasûlullah (s.a.v.)'den taun hakkında ne işittin? diye sorarken dinlemiş.
Usâme şunu söylemiş: Rasûlullah (s.a.v.): «Taun bir ricz yahud bir azabdır. Benî İsrail'e yahud sizden öncekilere gönderilmiştir. Bir yerde onun zuhur ettiğini işittiniz mi oraya gitmeyin! Bir yerde zuhur ederse siz de orada bulunursanız, ondan kaçmak için oradan çıkmayın!» buyurdular.
(Muslim, Selâm, Bab 32, Hadis no: 92 - 2218)
Ebu'n-Nadr: «Sizi ancak ondan kaçmak çıkarır.» demiştir.


Veba : Bâzılarına göre taundur. Muhakkak ulemâya göre ise yeryüzünün bir tarafında mûtadın hilâfına zuhur eden pek çok insanların yakalandığı bir hastalıktır. Başka zamanlarda hastalıklar muhtelif olduğu halde vebada yalnız bir nevi olur. Bu zevata göre taunla veba arasında umum ve husus mutlak vardır. Her taun vebadır. Fakat her veba taun değildir. Bu hadîslerde taunun Benî İsrail 'e azâb olarak gönderildiği bildirilmektedir. Müslümanlar için ise rahmetdir.
Nevevî : Tâun bu ummet için bir rahmet ve şehâdettir. Buharı ile Müslim 'in rivayet ettikleri bir hadîs de :

«Taundan ölen şehiddir...» denildiği gibi, başka bir hadîste de :

«Taun bir azâb idi. Allah onu dilediğinin üzerine gönderirdi. Nihayet onu mûminlere rahmet yaptı. Eğer bir kul tauna tutulur da bulunduğu yerde sabrederek bekler, Allah'ın takdirinden başka kendisine bir şey isabet etmeyeceğini bilirse, o kimseye şehîd ecri kadar sevab verilir.» buyurulmuştur...» diyor.

Hadîs-i şerifteki riczden murad da azabdır. Râvi ricz mi, yoksa azab mı denildiğinde ve keza Benî İsrail 'e mi, yoksa sizden öncekilere mi buyurulduğunda şekketmiştir.

Bu rivayetlerde taun hastalığı zuhur eden yere girmek ve taundan kaçmak için o yerden çıkmak yasak edilmektedir. Kaçmak için değil de arızî bir sebeble o yerden çıkmakta beis yoktur. Cumhur ulemânın kavli budur.

**

Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivayet etti. (Dedi ki) : Mâlik'e, İhni Şihâb'da dinlediğim, onun da Abdu'l-Hamîd b. Abdirrahman b. Zeyd b. Hattab'dan, onun da Abdullah b. Abdillah b. Haris b. Nevfel'den, onun da Abdullah b. Abbas'dan naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum.
Ömer b. Hattâb Şam'a gitmek üzere yola çıkmış. Serğ denilen yere vardığında onu ecnadiılar (yâni) Ebû Ubeyde b. Cerrah ve arkadaşları karşılayarak Şam'da veba zuhur ettiğini kendisine haber vermişler.

İbnu Abbas demiş ki: Bunun üzerine Ömer : Bana iîk muhacirleri çağır! dedi. Ben de oniarı çağırdım, kendileriyle istişarede bulundu. Ve Şam'da veba zuhur ettiğini onlara haber verdi. Derken ihtilâfa düştüler.
Bâzıları: Sen bir iş için yola çıktın, biz ondan dönmeni munâsib görmüyoruz, dediler.
Bâzıları da : Senin beraberinde olanlar insanların bakıyyesi ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seilem)'in ashabıdır. Onları bu vebanın üzerine götürmeni mınasib görmüyoruz, dediler.
Ömer (onlara) : Yanımdan kalkın! dedi.
Bana ensârı çağır! dedi.
Onları da çağırdım ve kendileriyle istişare etti. Fakat onlar da muhacirlerin yolunu tuttular ve onlar gibi ihtilâf ettiler.
Ömer (onlara da) : Yanımdan kalkın! dedi.
Sonra : — Bana Fetih muhacirlerinden burada bulunan Kurayş ihtiyarlarını çağır! dedi.
Onları da çağırdım. Ama onun yanında iki kişi bile ihtilafa düşmedi.
Ve : — Biz insanları geri döndürmeni, onları bu vebanın üzerine götürmemeni munasib görüyoruz, dediler.
Bunun üzerine Ömer cemaata seslendi : — Ben sabahleyin hayvanın sırtındaydım. Siz de binin!
Ebû Ubeyde b. Cerrah : — Allah'ın kaderinden kaçmak için mi? dedi.
Ömer : — Bunu senden başkası söylemeliydi yâ Ebâ Ubeyde! dedi. (Ömer ona karşı gelmekten çekinirdi.) Evet, Allah'ın kaderinden, Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Ne buyurursun. Senin develerin olsa da iki taraflı bir vadiye inseler, tarafların biri verimli, diğeri çorak olsa. verimli yerde otlatsan Allah'ın kaderiyle otlatmış, çorak yerde otlatsan da Allah'ın kaderiyse otlatmış olmaz miydin? dedi.
Az sonra Abdurrahman b. Avf geldi. Bir hacetine gitmişti.
Ve: — Bu hususta bende bilgi var. Ben Rasûlullah (s.a.v.)'i: «Bir yerde taun olduğunu işitirseniz, o yere gitmeyin! Bir yerde zuhur eder, sîz de orada bulunursanız, ondan kaçmak için o yerden çıkmayınız!» buyururken işittim, dedi.
İbni Abbâs : «Bunun üzerine Ömer b. Hattâb Allah'a hamd etti. Sonra oradan gitti.» demiş.
(Muslim, Selâm, Bab 32, Hadis no: 93 - 2219)
 
Üst Ana Sayfa Alt