Âleykum selam we rahmetullah ;Es selamu aleykum,
Cuma namazın 2 rekatlık farz namazdan önce 4 rekatlık bir sünnet namazı var mı? Bu konuda hadisin uydurma olduğunu biliyorum. Ayrıca 2 rekat tehiyyetul mescid kılıp oturuyorum, onlar cumanın ilk sünnetini kılarlarken ben oturuyorum, bidat işlerken yanlarında oturmam doğru olur mu?
Nâfi'den rivayet edildiğine göre:
Abdullah İbn Ömer (r.anhuma) Cumua günü (namazdan sonra, Cumuayı kıldığı) yerinde iki rekat namaz kılan bir adam görüp ona mani oldu ve: Cumuayı dört rekât mı kılıyorsun? dedi. (Nâfi şöyle der):
Abdullah (b. Ömer) Cumua günü evinde iki rekat namaz kılar ve "Rasûlullah (s.a.v.) böyle yaptı" derdi.
(Ebu Davud, Salat, Bab 236 - 238, Hadis no: 1127)
Nâfi'den; demiştir ki:
Abdullah İbn Ömer (r.anhumâ) Cumua'dan önce namazı uzatır, Cumua'dan sonra ise, evinde iki rekat kılar ve Rasûlullah (s.a.v.)'in de böyle yaptığını söylerdi.
(Ebu Davud, Salat, Bab 236 - 238, Hadis no: 1128; Muslim, cumua 71, 72; Nesâî, imame, 64, cuma 43, 44; Tirmizi, cumua 24, ibn Mâce, ikâme 95; Dârimî, salât 144, 146, 207; Ahmed b. Hanbel, II, II, 35, 75, 77)
Îbn Ömer'den Nâfi vasıtasıyla nakledilmiştir. Muellif; Musedded, İsmail, Eyyûb ve Nâfi senediyle intikal etmiştir.
İbn Ömer'in Cumuadan evvel uzunca namaz kıldığı bildirilmiş ve Peygamber'in âdetinin de bu olduğu vurgulanmıştır. İbnu'l-Munzir, İbn Ömer'in Cumuadan evvel on iki rekat namaz kıldığını rivayet etmiştir. Bu sahabeyi celîlin cumadan evvel namaz kılması, cumanın farzından önce sünnetinin de olduğunu söyleyenlerin delilleri arasında sayılmaktadır.
Ebu Davud’un hadis rivayetinde ilgili yerde, Elbani’nin bu rivayetin merfu kısmı için yani, İbn Ömer’in cuma namazından önce uzun uzadıya namaz kıldığına dair" hariç “sahih” dediği notu düşülmüştür.
Anladığımıza göre; İbn Ömer’in oradaki “Allah rasulu da böyle yapardı” demesi, sadece “Cumua namazından sonra iki rekat namaz”la ilgilidir. Yoksa, İbn Ömer’in “uzun uzadıya namaz kılması” hükmüne bakmaz. Aşağıdaki hadis rivayeti bunu desteklemektedir.
Bir rivayete göre, Abdullah b. Ömer, adamın birini cuma namazı kıldığı aynı yerde iki rekat namaz kıldığını görünce, “Sen cumua namazını dört rekat olarak mı (iki farz, iki sünneti) kılıyorsun?” diyerek onu azarladı.
Hadiste şu ilaveler vardır:
İbn Ömer cumua günü (namazdan sonra) yalnız iki rekat evinde kılıyordu. Ve “Rasulullah’ın böyle yaptığını” söylüyordu.
(Ebu Davud, Salat, 244)
İslâm âlimleri, Cumua namazından önce sünnet olup olmadığı konusunda ihtilâf etmişlerdir.
Bazı âlimler Cumuanın farzından önce cumaya ait bir sünnetin olmadığını söylemişler.
İbnu'l-Kayyım'ın bildirdiğine göre, meşhur görüşünde Ahmed b. Hanbel ve bazı Şâfii'lerin mezhebi bu yöndedir.
İbnu'l-Kayyım Zadu'l-Meâd'de şöyle der:
"Bilal ezanı bitirince, Peygamber derhal hutbeye başlardı. Hiç kimse kesinlikle iki rekat namaz kılmazdı. Ezan da tekti. Bu gösteriyor ki, Cumua da bayram gibidir. Onun sünneti yoktur. Ulemânın esah olan görüşü budur. Sünnet de buna delildir.
Çünkü Efendimiz evinden çıkar çıkmaz doğru minbere gider, oraya çıkınca da Bilâl ezana başlardı. Ezam bitirince Rasulullah hiç ara vermeden hutbeye başlardı. Gözün gördüğü bu.
Peki ashab sünneti ne zaman kılıyorlardı?
Cumuadan önce sünnet olmadığına dair söylediğimiz, aynı zamanda Mâlik'in, meşhur rivayette Ahmed b. Hanbel'in ve Şafiîlerin bir kısmının görüşüdür.”
Şevkânî ise, İbn Ömer hadisinin Cumua namazından evvel namaz kılmanın meşru olduğuna delil olduğunu söylemiş, namazı meşru saymamak için bir nehyin bulunması gerektiğini, zeval vakti ile ilgili nehyin dışında da bir nehyin vârid olmadığını hatırlatmıştır.
Netice olarak, Cumuadan önce namaz kılmanın rağbet edilecek bir davranış olacağına dikkati çekmiştir.
Nevevî'nin ustadı Ebû Şâme de "el-Bâis alâ inkâri'l-bid'a ve'l-havâdis" adındaki kitabında Cumua günü iki ezan arasında iki veya dört rekat namaz kılmanın caiz, mubah olduğunu, namaz olması yönünden kınanamayacağını ama bunu sünnet telakki etmenin ayıplanacağını söyleyerek "Cumua mustakil bir namazdır, ondan evvel sünnet yoktur" demiştir.
Bu görüşte olanlar, İbn Ömer'den gelen rivayet için "O camiye erken gelir, içeride boş oturmamak için nafile namaz kılarak vaktini değerlendirirdi" derler. Cumuadan evvel sünnet bulunduğuna daha açık ifâdelerle işaret eden hadisleri ise, değişik yönlerden tenkide tabi tutarlar.
Hanefî ve Şâfii'lere göre, Cumuadan evvel dört rekat sünnet kılınır.
Bunlar, üzerinde durduğumuz İbn Ömer hadisine ilâveten şu aşağıdaki rivayetleri de kendilerine delil alırlar:
Abdullah b. Muğaffel'den merfu olarak rivayet edilmiştir:
"Her iki ezan arasında namaz vardır"
(Buhârî, ezan 14, 16; Muslim, musafirin, 304)
İbn Abbâs (r.anhumâ) haber verdi ki: "Rasûlullah (s.a.v.), Cumuadan önce dört rekat namaz kılar, onların arasını bir şeyle (selâmla) ayırmazdı"
(İbn Mâce, ikâme 94.
Bu hadis oldukça zayıftır. Senedi zayıflarla doludur. Meselâ Atiyye'nın zayıf olduğunda ittifak vardır. Haccâc Mudellistir ve Mubeşşir b. Ubeyd, kezzab - yalancıdır, Bakiyye (İbnu'l-Velid)'de mudellistir. Bu hadis için Hulâsa'da Nevevî de "Bâtıldır. Onda şu dört zayıf râvî bir araya gelmiştir" der.)
"Abdullah b. Mes'ud, Cumuadan evvel dört, sonra da dört rekat namaz kılardı" (Tirmizi, Cumua, Bab 24, Hadis no: 523 içeriğinde)
Ubeyde'den rivayet edildi:
"Rasûlullah (s.a.v.) Cumuadan önce dört ve Cumuadan sonra yine dört rekat namaz kılardı" (Taberânî, el Evsat, Hadis no: 3959).
Taberâni, “bu hadisi, Husyf’den sadece Attab b. Beşir rivayet etmiştir” ifadesiyle bunun zayıf olduğuna işaret etmiştir.
Nasbu’r-Râye’de aynı (bu) rivayetin senedi 'vahi' (çok değersiz) olduğuna vurgu yapılmıştır. (Zeylaî, Nasbu’r-Râye, II, 206, Mecmau’z-Zevaid, hadis no: 3190)
Bu görüş sahibleri, Cumuayı öğle namazına kıyas ederek cumadan önce dört rekat sünnet olacağını isbat cihetine giderler.
İmam Buhari, Cumua namazından sonra kılman namazları topladığı başlığa “Cumuadan önce ve sonra kılınan namaz" adını vermiştir. Sarih Aynî, hadisler içerisinde Cumuadan önceki namaza delâlet eden hiç bir hadis olmadığı halde Buhârî'nin bu şekilde başlık atmasının sebebini özet olarak şu şekilde izah eder:
1. Sanki Buhârî bu isimle hadisin Ebu Dâvûd ve İbn Hibbân'daki farklı rivayetlerine işaret etmek istemiştir. (Bu rivayet, üzerinde durduğumuz hadistir).
2. Muellif bununla öğle ile Cumua arasındaki eşitliğe işaret etmek istemiş olabilir.
3. Cumuadan sonra kılınan namaz hakkında vârid olan haberler açıktır. Bu başlıkta önceki kılınan namaza dikkat çekmek istemiştir.
Cumuanın farzından sonra kılınacak namazın rek'at adedi bakımından birbirinden farklı rivayetler vârid olmuştur. Bu rivayetleri farklılığı aynı zamanda değişik görüşlerin çıkmasına sebeb olmuştur.
Aynî bu ihtilâfları şöyle özetler:
Üzerinde durduğumuz İbn Ömer hadisi, Buhârî'nin Mâlik ve Nâfi kanalıyla İbn Ömer'den yaptığı nakil, Ebû Dâvûd ve Muslim'in aynı babta yine İbn Ömer'den yaptıkları rivayetler, Cumua namazından sonra kılınan namazın iki rekat olduğunu bildirmektedir. Bu iki rekatın camide değil de evde kılınması gerekir. Ömer, İmrân b. Husayn, Nehaî ve Mâlik'in görüşleri bu merkezdedir.
Ali, İbn Ömer (îbn Ömer'den iki türlü rivayet "gelmiştir. Bunlardan birine göre iki rekat diğerine göre altı rekattır) , Ebû Mûsâ, Atâ, Sevrî ve Ebû Yûsuf'a göre Cumuadan sonra altı rekat sünnet kılınır. Ancak bu zevattan Ebû Yûsuf bu altı rekatin önce dört, sonra iki sırasıyle kılınacağı görüşündedir. Ömer (r.anh)'den rivayet edilen "Bir namazdan sonra aynısı yoktur" tarzındaki habere dayanır. Diğerlerine göre ise, önce iki, sonra dört rekat kılınarak altıya tamamlanır. Bunların delili Ebû İshâk'ın Atâ'dan rivayet ettiği şu haberdir:
"îbn Ömer'le birlikte Cumua namazı kıldım, selâmı verince kalkıb iki rekat nafile kıldı. Sonra kalkıb dört rekat daha kıldı ve ayrıldı."
İmam Şafiî "Cumuadan sonra ne kadar çok nafile kılınırsa bence o kadar iyidir” demiştir. Fakat Şafiî mezhebinde Cumuanın son sünneti dört rekattır.
İbn Mes'ud, Alkame, Nehaî, İshâk ve Ebû Hanife'ye göre de Cumuanın son sünneti dört rekattir. Bunların delili Ebû Hurayra'den rivayet edilen şu hadis olmuştur:
"Cumuadan sonra namaz kılan dört rekat kılsın.” (Ebu Davud, Salat, Bab 136 - 138, Hadis no: 1131)
Görüldüğü gibi bütün haberler Cumuadan sonra namaz kılmanın meşru ve mesnûn oluşunda muttefiktir. Ancak kılınacak namazın rekat âdedinde ihtilâf edilmiştir. Bu ihtilâflar, iki, dört ve altı olmak üzere üç rakam ve görüş etrafında toplanmaktadır.