Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Cumartesi Günleri Oruç Tutmak

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Cumartesi Günleri Oruç Tutmak


Bu konuda ilk önce Cumartesi günü oruç tutma meselesin i ele alalım.

Dört büyük hadis kaynağının (Buhari, Müslim, Tirmizî ve Nesaî'nin) sahabiler den Hz. Sema'ya (Allah ondan razı osun) dayanarak bildirdik lerine göre bu konuda Peygamber Efendimiz (salât ve selâm üzerine olsun) bu konuda şöyle buyuruyor:

“Cumartesi günü, farz olanı dışında, oruç tutmayınız. İçinizden biri o gün sadece üzüm kütüğü kabuğu veya ağaç dalı bulsa bunları çiğnesin”

(Sünen El-Tirmizi, c. 3, a. 120, H. No: 744, K. Oruç; Sünen, Ebî Davud, c. 2, s. 805, H. 2421, K. Oruç, Bab: Yalnız Cumartesi Gününü Oruca Ayırma; İbn Huzeyme, Sahih, c. 3, s. 317 H. 2164; İbn Mace, c 1, s. 550, H. 2726, Kitap: Oruç, Bab: Cumartesi orucuyla ilgili hadisler; Ahmed, El-Müsned, c. 2, s. 739, H. No: 9818; Süyutî hadisi sahih olarak tanımlıyor; Hakim, El-Müstedrek, c. 1, s. 435. Hakim şöyle diyor: Hadisi tahriç etmemesin e rağmen hadis Buhari'nin rivayet şartlarına göre sahihtir. Ancak mezkur hadisi Nesâî'nin basılı Sünen El-Suğra'sında bulamadım. Belki Sünen El-Kübra'sında olabilir.)

(Hz. Sema; Busr El-Maziniye'nin kızı olan bu nakilci hanımın hem kendisi hem de anne-babası sahabidir . Adının Behiye veya Nehime olduğu da söylenmektedir. Bkz. El-İsâbe, c. 4, s. 351, 666; El-İstîab (EI-İsabe'nin açıklamasıyla), c. 4, s. 352; Tehzib El-Tehzib, c. 12, s. 431, 432, biy. No: 2825.)

Kaynaklar dan Tirmizî bu hadisi “Hasen” diye nitelerke n Nesaî, bunu bir de Abdullah b. Buser'e(43) dayanan başka bir kanaldan da nakletmek tedir.

(Abdullah b. Buser b. Ebi Buser El-Mazinî, El-Sülemi, adındaki bu ravinin kendisi de babası da sahabidir . Hicrî, 88 yılında Şam'da 93 (100'de denilmekt edir) yaşında iken öldü. Şam'da Ölen en son sahabi olduğu söylenen bu kişiye Rasüiüllah (selam O'na) şöyle demiş: Bu çocuk bir yüzyıl yaşıyacak, bkz. El-İsâbe, c. 2, s. 218, 282, biy. No: 4564; Tehzib El-Tehzib, c. 5, s. 158, 159; biy. No: 271.)

Gerek dostlarımızın ve gerekse diğer alimlerin bu mesele hakkındaki görüşleri farklıdır. Meselâ Ebu Bekir Esrem şöyle diyor:

“Bir defasında Hanbelî'ye, tek başına Cumartesi günü oruç tutmak hakkındaki görüşünün sorulduğunu işittim. Hanbelî bu soruya şöyle cevap verdi:

“Tek başına Cumartesi gününde oruç tutma meselesin e gelince bu konuda Hz. Semaya dayandırılan bir hadis vardır.” (El-Muğnî, El-Şerh El-Kebir, c. 3, s. 98, 99.)

Peygamber imiz bu hadiste:

“Cumartesi günü, farz olanı dışında, oruç tutmayınız” buyuruyor .

Yahya b. Said, bu hadisi doğru kabul etmemiş ve onu bana nakletmek ten kaçınmıştır. Kendisi onu Sevr'den işitmişti. Ben ise bu hadisi Ebu Asım'dan işittim.”

Cumartesi günü oruç tutmanın sakıncasız olduğu görüşünü benimseye n Hanbelî'nin dayandığı delil bu konudaki diğer hadisleri n söz konusu hadise ters oluşudur.

Bu farklı hadislerd en biri Umm-u Seleme'den gelen hadistir. Kendisine:

“Rasûlüllah'ın en çok hangi günlerde oruç tuttuğu sorulunca”

Peygamber imiz eşlerinden biri olan Umm-u Seleme (Allah ondan razı olsun) bu soruya:

“Cumartesi ve Pazar günü” diye cevap vermiştir. (Beyhaki, Sünen El-Kübra, c. 4, s. 303; İbn Huzeyme, Sahih, c. 3, s. 318, H. No: 2167. El-EI-Bânî bu eserin açıklamasında hadisle ilgili şu bilgiyi vermekted ir: “isnadı hasen olmasına rağmen Ibn Hibban bu hadisin sahihliğini onaylıyor.; Ahmed, El-Müsned, c. 6, s. 324; Hakim, El-Müstedrek, c. 1, s. 436; Hafız İbn Hacer, Feth El-Bârî, c. 4, s. 235.)

Ayni nitelikte ki bir başka hadis de yine Peygamber imizin (salât ve selâm üzerine olsun) eşlerinden Cüveyriye'ye(46) dayanıyor. Hz. Cüveyriye, Peygamber imizin bir cuma günü kendisine:

“Dün oruç tuttun mu?” diye sorduğunu ve kendisind en “Hayır” cevabını alınca:

“Peki, yarın oruç tutmak istiyor musun?” diye sorduğunu belirtiyo r. Söylemeye lüzum yok ki ertesi günü Cumartesi günü idi.

( Buhari, H. No: 1986, K. Oruç, bab: Cuma günü orucu; Feth El-Bâri, c. 4, s. 232, İbn Huzeyme, Sahih, c. 3, s. 316, H. No: 2164. Albânî hadisle ilgili der ki, Hadisin isnadı sağlamdır. Ne var, Hafız İbn Hacer bu nitelemey e karşı çıkarak onu illetli sayar.)

(Cüveyriye; El-Haris kızı Cüveyriye b. Ebi Dırar b. Habib El-Huzâî'ye adındaki bu hanım Mü'minlerin analarındandır. Asıl adı Berre idi. Cenab-ı Peygamber le evlenince adını Cüveyriye olarak değiştirdi. Beni El-Mustalik savaşı günü savaş esirleri pay edilirken bu hanım Sait b. Kays'ın payına düştü. Bu zat onunla kitabet anlaşması yaptı. Belirli bir ücret karşılığı özgürlüğe kavuştu. Rasulüllah akdedilen anlaşmadaki meblağı -değeri- ödeyip onu kendine aldı. Ardından onunla evlendi. Rasûlüllah'ın onunla bu evliliğinden doğan hısımlık nedeniyle sahabe, Cüveyriye'nin kavminden paylarına düşen esirleri de azad ettiler. Annemiz, edep ve güzel konuşma -fesahat-bakımından faziletli kadınlardandır. Hicr. 56 yılında 65 yaşında iken Medine'de öldü (Allah ondan razı olsun). Bkz. Esed, El-Gabe, c. 5, s. 419, 421; Zerkelî, El-Âlem, c. 2, s. 148.)

Bu nitelikte ki bir başka hadis de Ebu Hureyre'den (Allah ondan razı olsun) geliyor. Ebu Hureyre bu hadiste:

“Peygamber imiz sırf Cuma günü oruç tutmayı yasaklamış, bu günün ya bir gün öncesi ile veya bir gün sonrası ile birlikte tutulmasını buyurmuştur.” diyor.

(Buhari, H. No: 1985, K. Oruç, Bab: Cuma Günü Orucu; Feth El-Bâri, c. 4, s. 232. Burada hadis şu sözlerle kaydedilm iş: “Sizden birisi Cuma günü oruç tutmasın. Ancak ya bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutsun; Müslim, H. No: 1144, K. Oruç, Bab: Cuma Gününü Bir Başına Oruç Tutmanın Mekruhluğu. Müslim'in kaydettiği hadisin sözleri şöyle: “Biriniz Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün öncesini veya bir gün sonrasını tutmak kaydıyla, tutsun.” c. 2, s. 801.)

Yine belirtmek gereksizd ir ki, bu “bir gün sonrası” Cumartesi günü olur. Bu farklı hadisleri n bir diğeri:

“Peygamber imizin Şaban ayını, tümü ile, oruç tutarak geçirdiğini,” bildiren hadistir. (Bkz. Feth El-Bâri, c. 4, s. 213, 214. Şaban ayı orucuyla ilgili gelen bu hadis Buharî'de bulunmakl a birlikte adı geçen eserde İbn Hacer ondan etraflıca söz ediyor.)

Ayın tümünün kapsamına cumartesi günleri de girer. Yine Peygamber imizin, Muharrem ayını oruçla geçirmeyi öğütlediğini de biliyoruz . (Müslim'in kaydettiği bu hadise başka kaynaklar da yer veriyor; bkz. Müslim, c. 2, s. 821, H. 1163, K. Oruç, Bab: Muharrem orucunun fazileti.)

Bu tavsiye de bir kaç Cumartesi gününü içerir. Öte yandan yine Peygamber imiz:

“Kim Ramazan ayı orucunu tamamladıktan sonra buna Şevval ayından altı gün eklerse yılın tümünü oruçlu geçirmiş gibi olur.” buyurmuştur. (A.g.e., c. 2, s. 822, H. 1164.)

Şevval ayından eklenecek bu altı gün içinde Cumartesi de bulunabil ir.

Ayrıca O'nun her ayın “ak günlerinde” (on ikinci, on üçüncü ve on dördüncü günlerinde) oruç tutmayı da öğütlediğini biliyoruz ki bu günlerden bazılarının da Cumartesi ye rastlayab ileceği açıktır. Bu tip hadisler çoktur.” (Buharî'de kaydedile n bu hadis hakkında daha geniş bilgi için bkz. Feth El-Bâri, c. 3, s. 266, H. No: 1981; Müslim, c. 2, s. 818.)

Görüldüğü gibi, Ebu Bekir Esrem, Hanbelî'nin az önceki sözlerini, onun söz konusu Cumartesi orucunu yasaklayıcı hadisi delil olarak kabul etmeyerek cumartesi günü oruç tutulabil eceği görüşünü benimsediği şeklinde anlıyor. Çünkü Hanbelî'nin cumartesi orucunun mekruh olduğuna delil gösterilen hadisi hatırlattıktan sonra, hadis dalındaki hocasının bu hadisi şüphe ile karşılayarak kendisine nakletmek ten kaçındığım belirtiyo r ki, bu da onun bu hadisi zayıf saydığını gösterir.

Bu anlayışın sonucu olarak Ebu Bekir Esrem'in Peygamber imizden gelen ve Cumartesi günü oruç tutulabil eceğini gösteren çok sayıda delili sıraladığını görüyoruz.

Bu hadiste yasaklana n şeyin tek başına cumartesi günü oruç tutmak olduğu ileri sürülemez. Çünkü bilindiği gibi hadisin sözleri:

“Cumartesi günü, farz olanı dışında, oruç tutmayınız” şeklindedir. Burada “istisna” var ve istisna, aslında geniş kapsamlılığın delilidir . Bu ifade Özelliği, hadisin her türlü cumartesi orucunu içermesini gerektiri r. Yoksa eğer sadece tek başına tutulması kasdedilm iş olsaydı, bunun kapsamına farz oruç girmezdi ki, istisna edilmesi gereksin. Çünkü farz oruç sırasında cumartesi gününü tek başına tutmak söz konusu değildir. Demek ki, farz orucun istisna edilmesi diğer oruçların kapsam içinde düşünüldüğünü gösterir. Oysa cuma günü orucu böyle değildir. Çünkü o günle ilgili yasağın sadece tek başına cuma günü oruç tutmakla sınırlı olduğu bellidir.

Buna göre bu hadis ya doğruluğu şüpheli (şaz) veya hükmü yürürlükten kaldırılmış bir hadistir. Bu söylediğimiz, Esrem ve Ebu Davud gibi Hanbelî'nin yakın arkadaşlarının görüşüdür. Ebu Davud, bu hadisin hükmünün yürürürlükten kaldırılmış (mensuh) olduğu kanısındadır.

Bildirdiğine göre, bir defasında İbn-i Şihab'a cumartesi günü oruç tutmanın hadisle yasaklandığını hatırlatınca İbn-i Şihab'dan “O hadis asılsızdır” cevabını almıştır. (Hakim, El-Müstedrek, c. 1, s. 432; Ebu Davud, c. 2, s. 806. Avn El-Ma'bud adlı eserde bu hadis hakkında şu açıklamaya yer verilmiş: Bu hadis humusî'dir demekle zayıf olduğu anlatılmak istenmiştir. Çünkü hadisi aktaranla rın ikisi de zayıftır. Geniş bilgi için bkz. Avn El-Ma'bud ve Şerh Sünen Ebî Davud, c. 7, s. 74.)

Evzai'de bu hadis hakkında:

“Ben ondan hiç söz etmemeyi tercih etmiştim. Fakat daha sonra yayıldığını gördüm” demiştir. (Bkz. Sünen Ebî Davud, c. 2, s. 807.)

Ebu Davud'a göre de İmam-ı Malik, bu hadisi asılsız sayıyor. Sonuç olarak, ilim adamlarının çoğunluğu cumartesi günü oruç tutmayı mekruh kabul etmiyorla r.

Bizim arkadaşlarımızın çoğunluğuna gelince; onlar Hanbelî'nin yukarıdaki sözlerini, -bu hadisi geçerli delil olarak kabul edip - sadece cumartesi günü oruç tutmakla ilgili olarak yorumluyo rlar. Çünkü onlara göre, Hanbelî'nin bu konudaki görüşünün ne olduğunu soranlara söz konusu hadisi hatırlatarak cevap vermiş olması onun bu hadisi doğru kabul ettiğini gösterir. Bu arada Hanbelî'nin Yahya'dan bu hadis ile ilgili işittiklerini hatırlatması, hadis konusunda şüphe içinde olduğunu ortaya koyar. Bu durumda sözü edilen arkadaşlarımız rivayet kanalının güvenilirliğine dayanarak bu hadisi dayanak olarak kabul etmekte ve bunun sonucu olarak tek başına cumartesi günü nafile oruç tutmayı mekruh saymaktadırlar. Tıpkı cuma günü ve Recep ayında oruç tutmanın durumu gibi.

Bu arada Hanbelî'nin, “Müsned” adlı hadis derlemesi nde belirttiğine göre, yukarıdaki hadisi rivayet eden Sema (Allah ondan razı olsun) bir cumartesi günü Peygamber imizin (salât ve selâm üzerine olsun) yanına girmiş ve kendisini yemek yerken bulmuş. Peygamber imiz kendisine:

“Gel, yemek ye” diye teklif edince de Sema:

“Ben oruçluyum” karşılığını vermiş. Bunun üzerine Peygamber imiz kendisine:

“Dün de oruçlu mu idin?” diye sormuş. Sema'dan:

“hayır” cevabını alınca:

“O halde gel ye (orucunu boz). Çünkü sırf cumartesi günü oruç tutmanın sana ne yararı ve nede zararı vardır.” buyurmuştur. (Ahmed, Müsned, c. 6, s. 368; Şam'a binti Büser'den Müellifinde dediği gibi hadis zayıftır.)

Gerçi bu hadisin rivayet zinciri zayıftır, ama anlamı diğer bazı hadisler tarafından desteklen mektedir. Buna göre Peygamber imizin söz konusu hadisteki “Cumartesi günü oruç tutmayınız” sözü “farz oruçlar dışında sırf o gün oruç tutmaya niyetlenm eyiniz” anlamındadır.

Başka bir deyimle; cumartesi farz oruç tutmaya niyetlenm ek mekruh değildir. Fakat sırf o günde nafile oruç tutmaya niyetlenm ek mekruhtur . Bu mekruhluğu ortadan kaldırmak için cumartesi günü ile birlikte, ya bir önceki veya ertesi günü de oruçlu geçirmek gerekir.

Demek ki; cumartesi günü tutulacak olan farz oruçla ilgili söz konusu olabilece k olan mekruhluğu orucun farz oluşu tek başına gidermekt e bunun için ayrıca başka bir günün orucunu bu güne eklemek gerekmeme ktedir. Fakat, tutulacak orucun nafile olması halinde doğacak olan mekruhluk niteliğini giderebil mek için, bu güne ya bir Önceki veya bir sonraki günün orucunu eklemek gerekir.

Bu arada, Cumartesi günü oruç tutmanın niçin mekruh olduğu meselesi de alimler tarafından- farklı biçimlerde açıklanmıştır. Meselâ İbn-i Ukayl'e göre cumartesi günü yahudiler in hafta tatili ve özel “iş bırakma” günüdür. Oruçlu olmak, tatil yapmaya elverişli bir durum olduğu için cumartesi günü nafile oruç tutmak yahudiler e özenmeye, onları taklit etmeye yol açar ona göre pazar günü orucunda böyle bir sakınca söz konusu değildir.

Bizim bazı arkadaşlarımızın görüşüne göre de cumartesi günü ehl-i Kitap tarafından saygı ile kutlanan haftalık bir bayram günüdür. Bu yüzden sırf o gün nafile oruç tutmak, o güne farklı bir saygı göstermek demektir. Bu yüzden o gün oruç tutmak mekruh sayılmıştır. Tıpkı ehl-i Kitab tarafından saygı ile kutlanan Aşure (Muharrem ayının onuncu) günü ile müşriklerce kutlu bilinen Recep ayında oruç tutmak gibi.

Bize göre bu gerekçe Pazar günü oruç tutmayı mekruh saymamakl a çelişiktir. Çünkü o gün de hristiyan ların haftalık bayramıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (salât ve selâm üzerine olsun) cuma günü için:

“Bu gün bizim, yarın yahudiler in ve yarının erteside hristiyan larındır.” buyurmuştur. (Ahmed, El-Müsned'inde Ebu Hureyre'den aldığı bu hadisin sözleri şöyle: “Bu gün (cuma) bizim, yarın yahudiler in, yarının ertesi hristiyan larındır. c. 2, s. 503, 509, 512, Ahmed, aynı hadisi bir başka konuda şu sözlerle nakletmiş: “Kuşkusuz yüce Allah Cuma'yı bizden öncekilere de yazdı -farz kıldı.- Ancak onda tartışmaya düştüler. Allah da bizi ona iletti. Bu konuda insanlar bize uyar. Yarın yahudiler in (cumartesi) yarının ertesi (pazar günü) de hristiyan larındır. El-Müsned, c. 2, s. 491; Müslim, c. 2, s. 585, 586, H. 855, (20) Kitap: Cuma, Bab: Bu ümmetin Cuma'ya hidayeti Buharî, H. No: 876, Feth El-Bârî, c. 2, s. 354.)

Ayrıca denebilir ki;

“Madem ki, bu gün onların haftalık bayramıdır, bu günü oruçlu geçirmek, oruçsuz geçirmekten daha anlamlı bir muhalefet (karşı çıkma) biçimidir.”

Nitekim Hanbelî'nin “Müsned”inde ve Nesaî'de yer aldığına göre İbn-i Abbas'ın azadlığı Küreyb'in (Allah her ikisinden de razı olsun) anlattığı şu olay da bu görüşü destekler nitelikte dir. Küreyb diyor ki:

“Bir defasında İbn-i Abbas ve daha birkaç sahabi beni Peygamber imizin (salât ve selâm üzerine olsun) eşlerinden Ümm-ü Seleme'ye gönderdiler. İstedikleri şey, Peygamber imizin, en çok hangi günlerde oruç tuttuğunu ondan sorup öğrenmemdi. Ümm-ü Seleme bana Peygamber imizin, cumartesi ve pazar günlerini diğer günlerden daha çok oruçlu geçerdiğini ve bunun sebebini açıklamak için de:

“Bu iki gün müşriklerin haftalık bayram günleridir. Böyle yapıp onlara muhalefet etmek istiyorum” diye buyurduğunu söylemiştir.” (Ahmed, Müsned, c. 6, s. 324.)

Bu olay, müşriklere karşı olduğumuzu (muhafefet imizi) göstermek için onların haftalık bayram günlerinde oruç tutmanın teşvik edilen (mustahab) bir davranış olduğunu belgeleme ktedir. Bu arada Tirmizî tarafından nakledile n Hz. Ayşe'nin (Allah ondan razı olsun) şu sözleri de bu görüşün doğruluk oranını arttırmaktadır.

Hz. Ayşe diyor ki:

“Peygamber imiz bir ay cumartesi, pazar ve pazartesi, ertesi ayda salı, çarşamba ve perşembe günleri oruç tutardı.” (Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 121,122, H. No: 746, K. Oruç, Bab: Pazartesi ve Perşembe Günleri Orucuyla İlgili Hadisler.)

Gerçi bu iki hadis, tek başına cumartesi günü oruç tutmayı mekruh sayanların ve gerekçe olarak da müşriklerin o gün tatil yaptıklarını ve oruç tutmanın da tatil yapmaya elverişli bir davranış olma tehlikesi ni taşıyacağını söyleyenlerin görüşleri ile çelişmez.

Çünkü böyle düşünenlere göre eğer Cumartesi günü ile birlikte pazar günü de oruç tutulacak olursa, hem cumartesi gününü tek başına bırakmanın doğuracağı mekruhluk ortadan kalkar ve hem de müşriklerin haftalık bayram gününü oruçla geçirerek onlara muhalefet etme amacı gerçekleşmiş olur.

 
Üst Ana Sayfa Alt